Çok maliyetli. İpler aldı başını gidiyor. Malzemelere rağbet olunca fiyatlar uçtu. Mesela ip gecirme aparatı var incecik tel genelde 2 tane oluyor bir sette 30 TL el insaf diyoruz yani. İğneler 130 140 eğer iyi birşey alacaksan. Kumaşlar desen metre hesabı haliyle 30 40 TL ne olcak bilmiyorum böyle.

Bu zamanda tabikide #ekonomik kriz fazla olucak çünkü verilen maasda az insanlar bu durumla çok zor başa çıkıyorlar bu durumun düzelmesi lazım bence

luviler anadolu topraklarında dillerini ilk defa yazıya geçirmiş bir topluluk. hiyeroglifi andıran bir yazı çeşidi olduğu söylenir. bu sayede bilimde çok ileri gitmişler.

Son 4 gündür acayip bir baş dönmesi Yaşıyorum. Dün kulak burun boğaza gittim birkaç kişi vertigo olabilir diyince. Yani zamanında alkol kullandın, Amsterdam'a gittim coffe shopta bulundum ama böyle kafa yaşamadım. 4 gündür geçmeyen baş ağrısı mı olur yahu. Dün akşam ilaca başladım 12 saatte bir içiliyor bakalım iyi gelir umarım. Özellikle ani ayağa kalkma, eğilme vb durumlarda acayip dönüyor insan. Göz kararması yok doktora göre göz kararması ile olsa tansiyon olma ihtimali daha yüksekmiş.

Mecbur açacaklar diye düşünmeye başladım. Çocukların geçen sene yarım yılları gitti zaten. Bu senede çoğu çocuğun psikolojisi bozuk. Arkadaşlarından uzaklar düzenleri bozuldu bu şekilde okulların kapalı kalması daha büyük zararlar doğurabilir.

Alternatif tıp uygulamalarında sıkça doğal tedavi yöntemleriyle iyileştirici faaliyetler yapılır. Modern tıpta da cerrahi müdahaleler dışındaki diğer müdahalede oranla daha çok tercih ederim şahsen. Eğer gerçekten hangi bitki ya da yağın hangi rahatsızlığa iyi geldiğini biliyorsanız, dozunda kullanıldığı sürece faydasını görürsünüz. Nesil ki kararında kullanıldığında bir şey faydalı oluyorsa, azı ya da çoğu kullanıldığında da zararlı ve zehir olabiliyor. Sağlıcakla...

Tam bir karmaşa. Kilometresi ayrı dert değişen parçası ayrı boyası ayrı. Selde kaldımı boyası bozuldumu tepesine dolu düştü mü ? Hepsini düşünmek lazım tartmak lazım. Sonuçta büyük meblağ veriliyor kolay değil. Zaten Türkiye şartlarında sokakta araba olması da ayrı bir endişe.

Evde can sıkıntısı bizi çok zorluyor.disari çıksak yasak var.evde kalsak duvarlar üzerimize geliyor.yapacak herhangi bir aktivite de yok ne yapacağımızı şaşırdık bu can sıkıntısı hiç çekilmiyor.

Geçen yıldan beri evde tıkılı kaldık. Gözümüz havada artık ya. Güneş gözüksün belki en azından yürüyüş yaparız diye bekler olduk. Bunlardan keyif almaya başladık. Baya zordayız artık.

Son zamanlarda depremler, farkedildiyse eğer hayatımızda daha çok yer edinmeye başladı. Sürekli sağdan soldan gelen deprem duyumlariyla hepimiz panikleriz ama sadece o an. Unutmayalım ki depremler sadece deprem olarak gelmez dikkatinizi çekerim. Depremler, dolaylı olarak diğer başka doğal afetlere de sebep olabiliyor. Tsunami, seller, fırtınalar ve heyelan gibi daha bircok felaket sayabiliriz. Dolayısıyla sel ve heyelan riskinin fazla olduğu alanlarda can ve mal kayiplarini önlemek için buralar yerleşim yeri yapılmamalı. Geçenlerde yaşanan sel felaketlerini ve heyelan sonucu oluşan toprak kaymalarini ve bu uğurda yaşanan kayiplari unutmayalım. Genç olusumlu bir cografyada yaşadığımız için, evet belki tsunami yasamayacagiz ama hayatımızdan depremler de seller de fırtınalar da eksik olmayacak. Bu yüzden yaşanacak olan kayıpları en aza indirmek ya da hiç yaşanmasina olanak vermemek için üzerimize düşen görevi layıkıyla yerine getirmemiz gerekir.