virüs tehdidine rağmen insanlar okulların açılmasını istiyor. o yüzden bence kapanma konuşmaları sadece dedikodu olarak kalacak...
Abi ozan kabak çok iyi şuan alışma döneminde uyum sorunu var oda oynaya oynaya oynaya gidicek inşallah başaralı olur
''Kim bu cennet vatanı uğruna olmaz ki feda,
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan şuheda,
Can-ı canan-ı alsın da Hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.'' Sözleriyle başlamak istedim.
Dünyayı, biz bir bahçe olarak düşünürsek, Ülkem de benim için bu bahçenin gül bahçesidir. Yüzyıllardır farklı medeniyetlere beşiklik etmiş ve farklı kültürlere gebe olan bu bahçe, bizim ciğerlerimizdir, nefesimizdir, dahası bizi biz yapan değerlerimizdir. Bu koca bahçeye bakarken, bahçeyi bahçe yapan tek türdür deyip, tek tür mantığıyla yaklaşmamak gerekir. Unutmayalım ki rengarenk çiçek ve diğer bitki türleri ve canlı türleriyle bir bütündür bu bahçe, renk, tür vb. farkı gözetmeksizin.
Bu yüzden, varlıkta da yoklukta da kenetlenmek ve bu değerlerimize hep beraber sahip çıkmamız gerekir.
Dünyanın genel durumuna baktığımda ise, gittikçe yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Dünyanın yok olması demek bizim yok olmamız demektir düşüncesiyle hareket etmemiz gerekir. Çünkü dünyamız ve kainattaki bütün düzen, insanoğlunun yararı içindir. İnsanoğlu o kadar kutsal ve kıymetli bir varlık ki, düşüşnsenize aklımıza gelen, ''İNSANLAR'' hariç. Bütün canlı ve cansız varlıklar, bize hizmet ederken doğrudan ve dolaylı olarak; yıkıcılık faaliyetleri sürdüren, herkesi ve herşeyi tar u mar eden yine insanoğlu ve türevleridir ne yazık ki... O yüzden, '' Dünya Sefalet Endeksi'' değerleri çok da şaşırtmıyor. Ne yapıyorsak kendimize yapıyoruz. Ne zaman ki bizler, Sömürmek, çalmak ve istismar etmek anlamındaki SAHİP OLMA mantığından vazgeçip, saf olan durumumuza yani özümüze geri dönüş anlamındaki OLMAK mantığına büründüğümüzde işte o zaman hayat yaşanılır hale gelir. İnsanlar ve ülkeler arasındaki usulsüz uçurumlar işte o zaman kapanır ve SEFALET İNDEKSİ diye bir şey kalmaz ortalıkta.
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan şuheda,
Can-ı canan-ı alsın da Hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.'' Sözleriyle başlamak istedim.
Dünyayı, biz bir bahçe olarak düşünürsek, Ülkem de benim için bu bahçenin gül bahçesidir. Yüzyıllardır farklı medeniyetlere beşiklik etmiş ve farklı kültürlere gebe olan bu bahçe, bizim ciğerlerimizdir, nefesimizdir, dahası bizi biz yapan değerlerimizdir. Bu koca bahçeye bakarken, bahçeyi bahçe yapan tek türdür deyip, tek tür mantığıyla yaklaşmamak gerekir. Unutmayalım ki rengarenk çiçek ve diğer bitki türleri ve canlı türleriyle bir bütündür bu bahçe, renk, tür vb. farkı gözetmeksizin.
Bu yüzden, varlıkta da yoklukta da kenetlenmek ve bu değerlerimize hep beraber sahip çıkmamız gerekir.
Dünyanın genel durumuna baktığımda ise, gittikçe yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Dünyanın yok olması demek bizim yok olmamız demektir düşüncesiyle hareket etmemiz gerekir. Çünkü dünyamız ve kainattaki bütün düzen, insanoğlunun yararı içindir. İnsanoğlu o kadar kutsal ve kıymetli bir varlık ki, düşüşnsenize aklımıza gelen, ''İNSANLAR'' hariç. Bütün canlı ve cansız varlıklar, bize hizmet ederken doğrudan ve dolaylı olarak; yıkıcılık faaliyetleri sürdüren, herkesi ve herşeyi tar u mar eden yine insanoğlu ve türevleridir ne yazık ki... O yüzden, '' Dünya Sefalet Endeksi'' değerleri çok da şaşırtmıyor. Ne yapıyorsak kendimize yapıyoruz. Ne zaman ki bizler, Sömürmek, çalmak ve istismar etmek anlamındaki SAHİP OLMA mantığından vazgeçip, saf olan durumumuza yani özümüze geri dönüş anlamındaki OLMAK mantığına büründüğümüzde işte o zaman hayat yaşanılır hale gelir. İnsanlar ve ülkeler arasındaki usulsüz uçurumlar işte o zaman kapanır ve SEFALET İNDEKSİ diye bir şey kalmaz ortalıkta.

Narlı ve Vezir isimli 2 farklı tip milli kenevir üretilmiş. Üretici 19 mayıs üniversitesi. Üretim amacı tabiki saralım içelim değil tıbbi amaçla kullanılacak. Ama gel gelelim aklıma şu pardon filmindeki sahne geldi Ferhan Şansoy'un. Hani ustası binip bir tur atmıştır bence diyorlardı ya. Bunda da bence ustası bir sarımlık tadına bakmış olabilir yani tarlada çalışırken. Şaka bir yana destekliyoruz tabi tıpta utanma olmaz iyi yapmışar efenim.
Bülent Arınç kınamasıdır.
Bülent Arınç: "Devletin hakimine silah doğrultmuş ve öldürmüş olan katil Yılmaz Güney'in, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 'saygıyla anılmasını' kınıyorum." dedi.
Bülent Arınç: "Devletin hakimine silah doğrultmuş ve öldürmüş olan katil Yılmaz Güney'in, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 'saygıyla anılmasını' kınıyorum." dedi.
gördüğüm her çocuk bu şarkıyı dinliyor
Obezite, vücut kitle indeksinin sonucuna göre hesaplanan, bir ortalamadir. Yani kisinin kilosunun, ağırlığının, boyunun uzunluğunun karesine oranıdır. Bu oranın üstünde olanlar sınırda ya da obez olarak değerlendirilir. Obez olan bir insan, hem fiziyolojik hem psikolojik hem de görüntü olarak rahatsızlık hisseder. Hatta kilolarını kontorl altına alamayan kişilerin, tansiyon, şeker ve kalp dar gibi ciddi kronik rahatsızlıkların da temelini atmış oluyor. Bu oldukça tehlikeli bir durumdur. Obezite, bir beslenme bozukluğudur. Tüm rahatsızlıkların önüne geçmek için önce zihnimizi, sonra da kötü beslenme alışkanlıklarımızı olumluya çevirmemiz lazım. Sağlıcakla...
Küçükken demir eksikliği olan çocuklar toprak yer diye denk gelmişizdir. Aydaki toprakta da bol miktarda demir varmış. Ama tabi oksijen olmadığından yaşanabilir bir toprak değildir diye düşünüyorum verim açısından. Oraya kadar gitmişken kesin bir tohum ekmeye çalışmışlardır. En azından marslı filmindeki gibi patates deneyi yapmışlardır diye düşünüyorum.
formula 1 pilotu Romain Grosjean, Bahreyn'deki geçirdiği korkutucu kazadan sonra mucizevi kurtuluşu dünya gündeminde çok konuşuldu. 221 km hız ile bariyerlere çarpan, aracı ikiye bölünen ve ateş topunun içinde 27 sn kalan sporcunun sadece ellerinde oluşan küçük yanıklar ile kurtulmasının ardında aslında çok büyük bir teknoloji yatmakta. çeşitli denemeler sonucunda geliştirilen ve araçlarda zorunlu olarak kullanılan şeyler sürücülerin hayata tutunmalarını sağlamaktadırlar.
Formula 1'de hayat kurtaran mucizevi sistemler
Formula 1'de hayat kurtaran mucizevi sistemler
hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.
eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238
