aşılar işe yarıyor ancak insanlar aşı olduk bana bir şey olmaz dedikleri için tedbirli davranmıyorlar. bunun sonucunda virüsle karşılaşıp hastalığı hafif atlatıyor hatta hasta bile olduğunun farkına varmıyor ancak etrafındakilere yaymaya devam ediyorlar. birde virüsün çeşitlenmesine, varyantlarının ortaya çıkmasına katkıda bulunuyorlar.
Açıklanan verilere göre tüketicilerin en çok sorun yaşadığı ürün grubu sıvıyağ olmuş. Nasıl sorun yaşanmasın 5 lt sıvı yağ 96 TL. Yazık günah vallahi. Hadi alma nasıl yapcan yemeği. Mümkün değil. Bır patatesten bir soğandan bir yağdan vuruyorlar. Elimiz mahkum alcaz ya biliyorlar tabi.
Kusursuz insan yoktur. Kusursuzluk kavramı tehlikeli ve yıkıcı bir hayaldir, öz Saygı geliştirmek, kusurlarınızı görmek ve kabullenmektir. Kendinizle barışık olun ve yapabileceğinizin en iyisini yapmaya çabalayın, ama hedefiniz asla kusursuzluk olmasın.
Kendinizi sevince kendinize karşı daha anlayışlı olursunuz. Hata yapınca, kendinize karşı müşfik olmayı öğrenirsiniz. İnsan olduğunuz için hata yapacağınızı kabul eder ve hata yaptığınız zaman kendinize sevgiyle davranırsınız. Bu, başarısızlık veya yanlış davranma durumunda kendinizi cezalandırmayı bırakıp, kendinizi affetmeniz ve bir daha ki sefere başka bir yöntem denemeniz anlamına gelir. Yanlışları, bir Öğretmenin not vermesi gibi değerlendirmeyi öğrenmeniz gerekir, çünkü onlardan ders çıkaracağınız çok şey var. Eğer kusursuz olsaydınız, yeni bir şeyler öğrenmenize gerek kalmazdı ve acaba o zaman hayat ilginç olur muydu? Öz Saygı sevgiyle kusurlarınıza gülmektir. Ayrıca sonuç ne olursa olsun, davranışlarınızın ve seçimlerinizin tüm sorumluluğunu üstlenmektir. Çoğumuz yaptıklarımızı bir nedenle yaparız. Öz Saygı nedenlerimizin bazen hatalı olduğunu kabul etmektir.
Öz Saygıyı öğrendiğiniz zaman, hata yapınca, ki yapacaksınız, kendinize ve diğerlerine çektirdiğiniz acı yüzünden üzüleceksiniz. Yaşayıp da, acı vermemek imkansız. Ölmek ve acı vermemek mümkün değil. Olma Modeli acının varlığını ve yaşamın bir parçası olduğunu kabul eder. Öz Saygı, acı yüzünden suçlamayı, kusursuz olma çabalarını bırakmanız, kusur ve hatalarınızı kabul etmeniz ve gerçekçi beklentiler edinmeniz anlamına gelir.
Ayrıca kim kusursuz olmak ister ki? Bunun ne anlama geldiğini düşünün. O zaman, başkalarıyla nasıl ilişki kurabilirdiniz? Anlayış ve paylaşmayı nereden bilebilirdiniz? Nasıl yargıdan uzak kalabilirdiniz? Kusursuzluğun ne büyük bir yalnızlık getireceğini ve ne kadar gerçek dışı olabileceğini hayal edin. Kusursuz olabilseydiniz bile, olmak ister miydiniz?
Kendinizi sevince kendinize karşı daha anlayışlı olursunuz. Hata yapınca, kendinize karşı müşfik olmayı öğrenirsiniz. İnsan olduğunuz için hata yapacağınızı kabul eder ve hata yaptığınız zaman kendinize sevgiyle davranırsınız. Bu, başarısızlık veya yanlış davranma durumunda kendinizi cezalandırmayı bırakıp, kendinizi affetmeniz ve bir daha ki sefere başka bir yöntem denemeniz anlamına gelir. Yanlışları, bir Öğretmenin not vermesi gibi değerlendirmeyi öğrenmeniz gerekir, çünkü onlardan ders çıkaracağınız çok şey var. Eğer kusursuz olsaydınız, yeni bir şeyler öğrenmenize gerek kalmazdı ve acaba o zaman hayat ilginç olur muydu? Öz Saygı sevgiyle kusurlarınıza gülmektir. Ayrıca sonuç ne olursa olsun, davranışlarınızın ve seçimlerinizin tüm sorumluluğunu üstlenmektir. Çoğumuz yaptıklarımızı bir nedenle yaparız. Öz Saygı nedenlerimizin bazen hatalı olduğunu kabul etmektir.
Öz Saygıyı öğrendiğiniz zaman, hata yapınca, ki yapacaksınız, kendinize ve diğerlerine çektirdiğiniz acı yüzünden üzüleceksiniz. Yaşayıp da, acı vermemek imkansız. Ölmek ve acı vermemek mümkün değil. Olma Modeli acının varlığını ve yaşamın bir parçası olduğunu kabul eder. Öz Saygı, acı yüzünden suçlamayı, kusursuz olma çabalarını bırakmanız, kusur ve hatalarınızı kabul etmeniz ve gerçekçi beklentiler edinmeniz anlamına gelir.
Ayrıca kim kusursuz olmak ister ki? Bunun ne anlama geldiğini düşünün. O zaman, başkalarıyla nasıl ilişki kurabilirdiniz? Anlayış ve paylaşmayı nereden bilebilirdiniz? Nasıl yargıdan uzak kalabilirdiniz? Kusursuzluğun ne büyük bir yalnızlık getireceğini ve ne kadar gerçek dışı olabileceğini hayal edin. Kusursuz olabilseydiniz bile, olmak ister miydiniz?
İnsallah bir gun hayaldi gercek oldu diyebilcegimiz günler de gelir ...
sağlık bakanı (bkz: Dr. Fahrettin Koca)'nın bugüne kadar ki tüm vakaları açıklayacağını beyan etti.
Asemptomatik vakaların açıklanmamasından dolayı avrupa ülkeleri ve dsö'dan büyük uyarı gelmişti.
Hatta Almanya Türkiye'yi çift vize zorunluluğuna alıyorken gelen hamle.
Bakalım gerçek vaka sayıları ne çıkacak?
Asemptomatik vakaların açıklanmamasından dolayı avrupa ülkeleri ve dsö'dan büyük uyarı gelmişti.
Hatta Almanya Türkiye'yi çift vize zorunluluğuna alıyorken gelen hamle.
Bakalım gerçek vaka sayıları ne çıkacak?
İlginç bir hal olmaya başladı. UEFA ve Avrupanın büyük kulüpleri arasındaki durum. Zamanla daha da rekabet edecekler gibi. Dünya küreselleştikçe futbolda ayrışmaya başladı. Dünyadaki bölünme futbolda yansıyor gibi. Artık gün geçtikçe futbolunda sporunda çivisi çıktı. Her şey menfaat ve paraya dönüşmeye devam ediyor. Büyük futbol kulüpleride küçük futbol kulüplerine toplanan parayı yedirmemek için bu yola düşmüş olabilir.
Küresel futbol dönemi başladı.
Küresel futbol dönemi başladı.
bütün yeryüzüne bir ibrettir korona. ne kadar güçlü devletlerin, bürokratların, kralların, başkanların bile âciz olduğunun kanıtıdır. kendisinin seçilmiş kul olduğuna inanan ve 'bana bir şey olmaz' şeklindeki iddiasıyla kendini avutan zavallı insanlara göre ise korona bir hayalden, bir senaryodan ibarettir. daha en az 1-1,5 yıl etkisini devam ettireceği düşünülen koronaya karşı her an teyakkuzda olmak gerekir. insan kendisi evden çıkmasa bile; aile bireylerinin çıkmasına engel olamadığı için korona bulaşma tehlikesinden kurtulmuş değildir. 'öyle ya da böyle hepimize bulaşacak, herkes bağışıklık kazanacak' deyip kendini salanlar neyin kafasını yaşıyor anlamak zordur. sürekli birileri korona aşısı bulmaktadır (!) ama nedense gelen giden yoktur. gerçi aşısı bulunsa bile; vurdumduymazlık, bilinçsizlik had safhada olduğu sürece koronadan tamamen kurtulmak mümkün olmayacaktır. bir de 'acaba koronayı ayakta geçirdim de haberim mi yok?' sorunsalı vardır. bu illetin nasıl ve neden bazı insanlarda belirti vermediği üzerinde düşünülmeye değer bir konudur. bebekler bile koronaya yakalanırken yaşını başını almış insanların neyine güvendiğini sorsanız mantıklı bir cevap alamayacaksınızdır. bu arada korona ile ilgili istatistiksel verilerin tam olarak gerçeği yansıtmadığı, hep bir şeylerin gizlendiği de inkâr edilemeyecek bir hakikattir.
Bu karakterin İbrahim Çelikkol olacağı söyleniyor. Bence olmasın ya bir ara görmeyelim Mehdiyi. Yani göz eskiyor bence. En az onun kadar başarılı oyuncular var yani. Bakalım bende baya baya merakla bekliyorum.
kuzey güney'in simay'ı, medcezir'in eylül'ü, alev alev'in çiçek'i. bu aralar onur ünlü ile verdiği aşk pozları onu gündem konusu hâline getirmiştir. yönetmen onur ile oyuncu hazar'ın pozu beğeni yağmuruna tutulurken -dost acı söyler- içimden bir ses; 'hıııh, çekilin çekilin; nasıl olsa birkaç gün sonra sıkılıp oyundan çekileceksiniz.' demektedir. çünkü ayrılmak -istisnâlar hariç- tüm ünlü çiftlerin aşklarında kaçınılmaz sondur. fakat birlikte olsalar da, kanlı-bıçaklı olsalar da kazançlı çıkan hep magazin programcıları olmaktadır. zira onlar, bırakın ilişkileri; ünlüleden birinin ayakkabı bağı kopsa bunu bile çok önemli bir olaymış gibi lanse etmeyi başararak gündem oluşturabilmektedir. her neyse, hazar ergüçlü ile manitasının (!) beraber yer aldıkları o fotoğraf karesi acaba neden, nasıl bir anda popüler oldu bilinmez fakat madem söz sözü açmaktadır; öyleyse hazar ergüçlü ile ilgili biraz bilgi vermek îcâp etmiştir. kendisi profesyonel oyunculuğa Gölgeler ve Suretler isimli filmle giriş yapmıştır. takvimler 2011 yılının 7 eylül'ünü gösterdiğinde kuzey güney dizisinde seyirci karşısına çıkmaya başlamış; önce kuzey'i hamileyim diye kandırmış, sonra ferhat bunun başına belâ olmuş, neler neler etmiştir. medcezir'de ise zengin ve saf çocuk mert'in tek aşkı olan sosyete güzeli eylül karakteriyle özellikle ergen kesimin gönlüne taht kurmuş, mira'nın en iyi arkadaşı unvanıyla can ciğer kuzu sarma sahneler çekmişlerdir. bir ara atv'de analar ve anneler dizisiyle ekranlara gelerek 'kader' isimli bir karakteri canlandırsa da hazin son o dizinin de başına gelmiş, kısa sürede final yapınca bizim hazar, o rolüne vedâ etmek zorunda kalmıştır.
ama hayır, durmak yok demiş; 2016 yılında star tv'deki yüksek sosyete dizisiyle kaldığı yerden devam etmiş, evlerimize 'cansu' olarak konuk olmuştur. sonra hayat sırları dizisinde seher kuzgun'u oynamış, en kötü netflix yapımları arasında başı çeken Hakan: Muhafız'da ise 4 sezon boyunca 'zeynep' karakteriyle bize hitap etmiştir. blu tv'deki Dudullu Postası'nda melis karakteriyle başrolde yer almış, şimdi ise alev alev dizisinde 'çiçek' karakteriyle boy göstermektedir.
ama hayır, durmak yok demiş; 2016 yılında star tv'deki yüksek sosyete dizisiyle kaldığı yerden devam etmiş, evlerimize 'cansu' olarak konuk olmuştur. sonra hayat sırları dizisinde seher kuzgun'u oynamış, en kötü netflix yapımları arasında başı çeken Hakan: Muhafız'da ise 4 sezon boyunca 'zeynep' karakteriyle bize hitap etmiştir. blu tv'deki Dudullu Postası'nda melis karakteriyle başrolde yer almış, şimdi ise alev alev dizisinde 'çiçek' karakteriyle boy göstermektedir.

Chp genel merkezi binasının üzerine dev bir filistin bayrağı asılmış. Teknik olarak benim bildiğim bu bayrak osmanlı karşıtı arap devriminin bayrağı ama bilemedim çok doğru mu bu bayrağı asmak yada yürüyüşlerde dalgalandırmak. Benim gözümde hükmü olmayan bayraktır. Orada zulüm gören din kardeşlerimize üzülüyorum ama bayraklarının benim için hiçbir duygusallığı yok...
hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.
eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238