kantinde/büfede vs. adını ilk defa duyduğunuz zaman afallamanıza, âdeta kendinizi sorgulamanıza, yaşamınızı gözden geçirmenize (!) yol açan tost türü. 'tost var mı?' diye sorduğunuz zaman 'yengen var' cevabını almak sizin için hiç kolay olmaz. hayatınız gözlerinizin önünden film şeridi gibi geçer. (!) adama dalsanız mı, yoksa usulca oradan uzaklaşsanız mı karar veremezsiniz. fakat onun tostumsu bir şey, -hatta bir şey değil- direkt tost olduğunu anlamanız uzun sürmez. kendisine 'kumru' diyenler de vardır. genç kız rüyası, sandal sefası, babagannuş gibi ilginç yemekler çoktur ve yengen de onların arasındadır. ama bunu da farklı bir noktaya çekecek olursak 'yengen' kelimesinin bilimsel tanımını şöyle yapabiliriz:
- yengen nedir?
- dayınıza veya amcanıza onun eşini göstererek, 'dayı/amca bu kim?' dediğinizde alacağınız cevaptır.
-reis/ağır abi takılan, arkadaş grubunuzda lider olan birini sevgilisiyle beraber gördüğünüzde 'abi bu kim?' diye sorduğunuzda alacağınız cevaptır.
(nedense çoğu kişi bir kızla çıkmaya (!) başladığı zaman önce arkadaşlarına onu yengeleri olarak tanıtır. önce herkese şöyle der: 'bak bu yengen, saygı göster yengene'
işler sarpa sarınca da o sözü: 'defol git çingene' olarak değiştirir.)
Böyle bir şey olduğunu ilk kez duydum. Tüylerim diken diken oldu şuan. Dünyanın kötü olduğunu biliyordum ama bu kadarını tahmin edemezdim doğrusu. Kızılderili muhabbeti deseniz zaten hiç bitmedi. Bakış açısı hiç değişmedi. Çok acı çok.
Marmara bölgesinde etkili olan kar yağışı Kocaelide kendini iyice hissettirdi. Malesef bir çok ağaç ağırlığa dayanamadı. Otobüs gidiş gelişleri aksadı. Kar kalınlığı 30 santimi buldu. Karın keyfini tabiki çocuklar çıkardi. Ama umarım kazasız belasız kalkar kar.
".. kısacık yoğun bir akşam
herkesin yüzünün bir anıya karıştığı
yoğun bir akşam
bana bir memur gibi davrandılar hastanelerde
ve bir intihar üstüne söylenti
bütün kıyıları dolaştı durdu
kısacık bir akşam.."
~T. U.~
herkesin yüzünün bir anıya karıştığı
yoğun bir akşam
bana bir memur gibi davrandılar hastanelerde
ve bir intihar üstüne söylenti
bütün kıyıları dolaştı durdu
kısacık bir akşam.."
~T. U.~
bir çınar daha ayrıldı aramızdan. herkesin kulağında mutlaka bir tınısı, dinledikçe gözünün önünde mutlaka bir anısı vardır. kendi sesinden kendi serüveninin başlangıcı.
Çok güzel bence bizim antalyada yapan çok yapmak için gelenler çok sadece kamp için bile nerden gelenler var insanlar için çok heyecan verici ve mutluluk verici geliyor sanırım benim içinde öyle zaten antalya ve kamp çok mükemmel ikili
Mesut Özil Almanya'dan özel bir uçakla dün gece 01.30 sularında İstanbul'a geldi. Almanya'da yaşayan mesut Özil eşi Amine Gülşe ve minik kızları ile İstanbul'da bir karantina sürecine girdi. Almanya'da Fenerbahçe hayranlığı devam ederken Fenerbahçe ile 3 buçuk yıllık sözleşme imzalayan Özil yeni başarılara imza atmak için gün sayıyor.
Yani deterjanı anlarım meyve sebzeyide anlarım da yumurtaya zammın sırası mı be kardeşim. Sırf bir kalıp keke 4 yumurta gidiyor. Yazık degilmi bu millete. Yumurta kırıp yemek bile zengin işi oldu artık. Artık biraz insaflı olsanız iyi olur.
Gaziantep'te iki çocuk bisiklet ile çarpışıyor. Sonrasında çocuklardan biri ailesine şikayet ediyor. Çocuğun şikayet ettiği aile de 11 yaşındaki çocuğu göğüs kafesi , sırtı ve kafasında ağır hasar bırakacak şekilde dövüyor.
bir dönem gözleri gözlerinin içine bakarken, artık herkes gibisindir.
lütfen bu çığlığa kulak verin....
Almanya yaşayan bir gurbetçi olan Mesut Özil bence çok karakterli bir insan. Özel hayatı ile çok gündeme gelmeyen Mesut Özil genelde insanı ve yardımsever yönleri ile tanınıyor. Almanya'da doğup büyümüş olan Özil düğününde dahi şatafatlı bir gösteri yapmak yerine yardımlar yaparak dua almayı tercih etmiştir. Helal olsun diyorum başka bişey diyemiyorum.
Dün 6 ayın ardından ilk kez 38 bin dolar seviyesine kadar gerileyen Bitcoin'de düşüş devam ediyor. Bitcoin fiyatı yüzde 10'dan fazla düşererek 35 bin dolar seviyesinin de altını gördü. Oldum olası kaynağı belli olmayan bir paranın kimseye fayda sağlamayacağının görüşündeyim. Kim bilir bu düşüşle kaç insan yine buhranlarda... Geçmiş olsun.
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan kendisine 'Şahsınıza geri zekalı demek isterdim ama zeka yoksunusunuz' diyen AK Parti Grup Başkanvekili Uğur Akbay'ı, zabıtaları çağırarak toplantı salonundan çıkarttırdı. Gülüp geçmek istiyorum sadece. Millet birbirlerinin ayarlarıyla oynamayı çok seviyor ya, büyük küçük demeden herkeste iletişimsizlik ve psikososyafiziksel ve ekonomik şiddet hat safhada maalesef. Allah ıslah etsin herkesi.
Genelde çok hayran hayran baktığımız nesneler, kişiler ya da karşı karşıya kaldığımız güzel durumlar karşısında yaşadığımız duyguları ifade etmek için kullandigimiz bir tabirdir.
Trendyol cüzdan olayı baya keyifli. Sanki bedavadan gibi geliyor☺️ Alışverişlerinizden kazanç elde ediyorsunuz ve bu hesabınızda birikiyor. Sonra Trendyol paranız alışverişinizi geçiyorsa bu kupon gibi indirim sağlıyor.
Temmuz'da 'koronavirüse veda' partisi yapılan Çekya'da, vaka artışları sonrası yeniden karantina ilan edildi.
Cyberpunk gibi bir oyunun bu puanlarda olması bekleniyordu zaten. Efsanevi bir oyun.
gerçekten bu hikayeyi duyunca tüylerim diken diken oluyor harika bir olay
Neye yaradığını anlayamadığımız ve sadece gruba birilerinin girip çıkmasına yarayan kanaldır.
Hayır, nedir yani?
Hayır, nedir yani?
Bence sokağa çıkma yasağı gelecek. Şöyle bir serbest bıraktılar milletin gözü daha da korktu. Karar pazartesi açıklanacak ki millet kendini şartlasın haftasonuna. Bu cumartesi yine iğne atsan yere düşmez ve pazartesi haberi gelir sonraki hafta yasak var diye. Benim beklentim bu yönde pazartesi açıklaması için. Keza büyük şehirlerde vaka sayılarında büyük artış olduğu söyleniyor yetkililer tarafından.
İkinci büyük ham petrol ihracatçısı durumunda olan Rusya, Ukrayna ile kriz yaşamasının ardından tedarik zincirlerini etkileyeceği düşüncesiyle petrol fiyatlarında artış yaşanıyor. Geçen hafta 94 dolar sınırına kadar yükselen brent petrol 98 dolara ulaştı. Bu artış Türkiye'de pompaya zam olarak yansıyacak. Bu durum fırsatçılar için de bahane olmuş oldu. Zaten fahiş fiyatlarla satışlar yapılıyordu, üstüne Rusya-Ukrayna Savaş krizi de eklenince bu da işin tadı tuzu oldu.
Hastası tarafından bıçaklanıp görevinden istifa eden Dr. Ertan İskender: "Meslek aşkı bir yere kadar, benim sağlığım da önemli. Kaos içindeki Irak'ta bile doktorlar bizden daha mutlu ve saygın.” diyerek duygularını belirtti. Adam haklı, şiddetin olduğu bir ortamda hangi meslek camiasından olursa olsun söz konusu insan canıysa eğer ve bu canı koruyacak caydırıcı cezalar yoksa yaşanılan yerlerde, istifa etmek en doğru karar. Çok zor bir durum ama hiçbir şey canımızdan önemli olmamalı.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, ülkeden kaçanlar dahil tüm asker kaçakları için tam genel af ilan etti. Allah aşkına Beşar Esad'a hala Suriye devlet başkanı diyenler var. Bir devlete başkan olabilmek için, bir devlete ve bir başkana ihtiyaç vardır. Hani nerde Suriye, nerde Beşar Esad? Bir devlete başkan olabilmek ve bu makamı hakketmek için iyi günde, kötü günde milletinin yanında olmak ve gerektiğinde fedakarlık yapmak gerekir. Başkan olmak sorumluluk ister. Milletinin ve devletinin akıbetini katillerin eline bırakan bir mahluku değil başkan, bir insan olarak bile düşünmem. Bu kadar kolay olmamalı. Suriye'de katliam yapanlar kadar Esad da onun yandaşları da katildir. Onca mazlumun, fakirin, çocuğun ve daha bilmediğimiz bir sürü masumun hakkını kim verecek, nerde milyonluk eski Suriye nüfusu acaba? Dönüp bakabiliyorlar mi ya da baktıkları halde görebiliyorlar mı acaba? Sorarım herkese...
16/09/2002/ Ülkemizdeki petrol transferi atılımlarının en büyük adımlarından birisi olan Bakü Ceyhan petrol boru hattının temeli 2002 yılında bugün atılmış arkadaşlar. Temel atma törenine dönemin Cumhurbaşkanı Sezer, kardeş ülke azerbaycan cumhurbaşkanı aliyev ve gürcistan devlet başkanı olan şevardnadze katılmıştı. 1768 KM uzunluğuna sahip olan hat 2005 yılında tamamlanarak faaliyete geçti.
Yoganın tarihine baktığımızda en az insanlık tarihi kadar eski diyebiliriz. Kimimiz zihnimizi canlı tutmak, üzerimizdeki negatif enerjilerden kurtulmak için, kimimiz düzgün bir postura sahip olmak için, kimimiz de daha dinç görünmek için yoga yaparız. Yoganın insan üzerinde birçok yararlı etkileri var. Ben size birkaç tanesinden bahsetmek istiyorum kısa kısa. Mesela, yoganın anksiyete ve depresyona iyi geldiğini biliyor muydunuz? Bazen bizden, bazen de çevremizden kaynaklanan o kadar çok can sıkıcı olaylarla karşılaşıyoruz ki günlük hayatımızda, ister istemez duygusal ve ruhsal anlamda olumsuz bir şekilde etkilenebiliyoruz. Oysa yaşadığımız bu mutsuzluk durumu gibi mutlu olmak da bizim hakkımızdır. İşte yoga da bunun için muazzam bir spordur. Yoga sayesinde üzerimizdeki negatif enerjilerden kurtulup, zihnimizi rahatlatabiliyoruz. Öte yandan, Kahkaha Yogası diye bir şey var. Burada insanlar genelde depresyonda oldukları için, zihinleri hep olumsuz şeylerle meşgul ve her şeyi felaketleştirirler. Böle olunca da bunlar toplumdan daha çok soyutlanır, intihara kadar bile gidebilir sonuç. Bu yüzden bu negatif ve bir o kadar da tehlikeli durumdan kurtulması için insan, değişik yöntemlere baş vurma gereği duyar. Bunlardan bir tanesi de Kahkaha Yogası dediğimiz yoga türüdür. Bu meditasyonla insanlar, önce sahte gülüşler yapar, gittikçe samimi bir gülüşe dönüşür gülüşleri, böylece zihinlerindeki negatif enerjiden bir nebze de olsa kişi kurtulmuş oluyor. Yoga, kalp rahatsızlıklarına da iyi geliyor. Yapılan araştırmalara göre, yoga yapan insanlarda kalp, şeker ve tansiyon gibi rahatsızlıklara iyi geldiği kanıtlanmıştır. Ayrıca, daha farklı birçok alanda da yapılan yogalarda, gayet faydalı sonuçlar elde edilmiştir. Konuyla ilgili detaylı başka bilgileri de inşaAllah siz değerli dostlarımla paylaşmaya devam edeceğim. Sağlıcakla...
tek bir video ile 140 milyon izlenmenin vergisi, Biden'la arttı mı?
Siz dışarda yemek yiyebilirsiniz ama ben yiyemem mesela dışarıda yaprak sarma yediğinizi düşünün ama bide evde yediğinizi düşünün bence ev yemekleri kesinlikle daha iyidir
Mutluluk nedir? Mutluluk şükretmek ve anın kıymetini bilmektir diye düşünüyorum. Bu iki meziyet sizde varsa her halükarda mutlu olursunuz. Aksi taktirde anı yaşamaz fazlasını isterseniz biraz zor memnun kalmak ve sevinip mutlu olmak.
cin çıkarma adı altında cinayete kurban giden bir insan
Malatya ilimizde 4.9 büyüklüğünde ölçülen deprem meydana geldi. Umarım can ve mal kaybı yoktur. Malatya'da yaşayan ve yakın illerde depremi hisseden vatandaşlarımıza büyük geçmiş olsun. Deprem ülkemizin bir gerçeği maalesef.
ABD'li The Gateway Vakfı'na bağlı Orbital Assembly Corporation (OAC) tarafından geliştirilen Voyager İstasyonu dünyanın ilk uzaydaki oteline ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Dünya'nın alçak yörüngesinde yer alacak otelin inşasına 2025 yılında başlanması ve 2027 yılında faaliyete geçmesi hedefleniyor.
haberin devamı
haberin devamı
başkalarının söylediğini tekrar etmek eğitim, sorgulamak ise beyin gerektirir.
ne yediğimizi bilmek hakkımız olmalı. sırf para kazanmak için içeriği değiştirilmiş gıdalar hakkında yayınlara halkı endişeye sevketmek nedeniyle para cezası öngörülüyor. bundan sonra kimse haber yapmaz bizlerde artık pancar küspesi mi yeriz, çin tuzu mu yalarız, deve sidiği mi içeriz allah bilir...
Gıda haberleri sansürlenecek
Gıda haberleri sansürlenecek
Allah rahmet eylesin. Gora filmini hatırlıyorum da lise zamanlarındı arkadaşlar ile kavacık'ta bir sinemada izlemiştik. Bu tarz komedi filmleri de kalabalıkta daha zevkli oluyor zaten. O yıllarda Türk filmi uzay mekiği, uzayda geçmesi hikayenin farklı gezegenler çok efsane olaylardı. Ey gidi günler gerçekten kült bir filmdi. Muhittin Korkmaz'da filmin başından sonuna hep aynı replik ile akıllara kazınmıştı.
eski defterler'in yeni ve onu en iyi özetleyen sloganlardan biri. bence de eski defterler bir hayat gazetesi. ama burada her haber manşetten giriyor. bu gazete günlük değil anlık olarak yayınlanıyor. ücretli abonelik yok, hayattan haberdar olmak isteyen herkes için ücretsiz. bir de bu gazetede herkes kolayca editör, köşe yazarı, haberci olabiliyor. çünkü eski defterler hem herkese açık, hem her düşünceye. insanları şucu-bucu diye ötekeleştirmiyor ve her fikre, dünya görüşüne, ideolojiye saygı duymayı, dinlemeyi biliyor. kendinden olmayanı dışlamıyor, her düşüncenin istifâde edilecek bir yanı olduğuna inanıyor.
türkiye'de, daha doğrusu dünyada böyle bir gazete var mı? ya da olabilir mi? hayır. o yüzden eski defterler'in müdâvimi olmaya devam...
türkiye'de, daha doğrusu dünyada böyle bir gazete var mı? ya da olabilir mi? hayır. o yüzden eski defterler'in müdâvimi olmaya devam...
temmuz çoktan bitti.
ağustos da bitecek..
eylülde ellerin üşüyecek,
ısınmak için geleceksin.
biliyorum...
/Turgut Uyar
ağustos da bitecek..
eylülde ellerin üşüyecek,
ısınmak için geleceksin.
biliyorum...
/Turgut Uyar
Suudi Arabistan bu yıl hac ibadeti için 60.000 kontenjan ayırmış. Koronavirüsün sanırım nadir iyi yanlarından birisi olsa gerek artık hac ibadeti sırasında ezilerek ölenlerin haberlerini duymayız diye ümit ediyorum. Yıllardır bir çare bulamadılar izdiham oluyor ve hacılar haç ibadeti yaparken ölüyorlar kalabalıktan.
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: “Omicron varyantı şu anda bütün tüm dünyada hızla yayılıyor. Her ülke elinden geldiğince önlemler almaya çalışıyor. Türkiye hiçbir şey yapmadı ve bunun sonucunda da çok hızlı bir yayılım olduğu kesin. Rakamlar açıklanmıyor diye konuştu. Kim doğru konuşuyor, kim gerçekleri saklıyor bilmiyorum ama bildiğim tek şey, insanlığın tehditidir bu son don yayılan virüsler. Bir umut deyip kendi kendimizi kamufle edelim birbirimizden ve dolayısıyla virüslerden.
Günümüz insanı sürekli birilerine özenip de marka takılmayı takıntı hale getirmeye başladı. Böylece kendisini başkalarına kanıtlamış gibi hissediyor. Oysa ki dış görüntümüz bizim sadece taktigimiz maskelerimizdir. Bence bir insanın markasını belirleyen, taktığı ya da kullandığı markalar değildir. Kendi öz markası yani kisiligidir.
Söz konusu insansa ve madem ki her şey insanoğlunun yararına ve ona hizmet için vardır. O zaman göçmen sorunu dendiği zaman insanlık sorunu olarak tanımlarım. Yüce Allahın bizlere vermiş olduğu bu kadar yetki ve donatım ve güzelliği, bizler yine de(?) kim oluyoruz ki bu kadar zulmü yine, kendi türevlerimize bizler yapıyoruz. Biz hangi ara bu kadar düştük? Hangi ara bu hale geldik? Bu kadar canavarlaştık... Unutmayalım ki mal da can da Allahındır. Ve yine dönüşler O'nadır. O zaman bu kadar ''sahip olma'' mantığında olup, sürekli neden birilerini nasıl soyup soğana çevirebilirim, nasıl sömürürüm ya da nasıl duygusal, cinsel, fiziksel ve ekonomik anlamda istismar edebilirim mantığında olur birçoğumuz? Oysa ki biz dünyaya geldiğimizde çırılçıplaktık ve tertemizdik. Tamamen ''olmak'' mantığı olan, öze dönüş, saflık, sevgi, paylaşımda bulunmak ve herkesi insan olduğu için sevmek ve ona değer vermek mantığında olmamız gerekmez miydi? Arkadaşlarım başımıza ne geliyorsa, bizler getiriyoruz ne yazık ki, BAKTIĞIMIZ halde GÖREMİYORUZ ne yazık ki... Boşuna dememişler, Bakan körler diye...
Kadın frengi hastası, 8 çocuğu var. Bu çocukların üçü sağır, ikisi kör, birisi de zeka engelli. Kadın hamile ve doğan çocuk BEETHOVEN
Sarhoş baba, hasta anne, yatılı okullarda geçen yalnız bir çocukluk, bitmeyen depresyon ve sara hastalığıyla mücadele eden dahi: DOSTOYEVSKI
6 çocuktan ilki o, iki erkek kardeşi bebekken ölüyor, üç kız kardeşi nazi zulmünde ölüyor. Babası baskıcı, geçimsiz. O ise hep yalnız. Onun adı KAFKA
11 yaşında babasını kaybediyor, dedesi sert kişilik. Onu evden gönderiyor. Yoksul aile, 11 yaşında tersanelerde çıraklığa başlıyor: GORKI
Babasından sürekli kemerle dayak yiyen bir çocuk.. Çoğu geceler sokakta yatıyor. Cildi hasta, karaciğerinden muzdarip: BUKOWSKI
13 yaşında annesi ölüyor, okula gidemiyor, hayatı boyunca ruhsal hastalığının tekrarlayan ataklarından muzdarip. Bir kitap kurdu: VIRGINIA WOOLF
Babası borçları yüzünden hapishaneye düşünce çalışarak borçları ödemek, ailesine bakmak zorunda kalan, okula gidemeyen küçük bir çocuk kendini yetiştiriyor: CHARLES DICKENS
Sarhoş baba, hasta anne, yatılı okullarda geçen yalnız bir çocukluk, bitmeyen depresyon ve sara hastalığıyla mücadele eden dahi: DOSTOYEVSKI
6 çocuktan ilki o, iki erkek kardeşi bebekken ölüyor, üç kız kardeşi nazi zulmünde ölüyor. Babası baskıcı, geçimsiz. O ise hep yalnız. Onun adı KAFKA
11 yaşında babasını kaybediyor, dedesi sert kişilik. Onu evden gönderiyor. Yoksul aile, 11 yaşında tersanelerde çıraklığa başlıyor: GORKI
Babasından sürekli kemerle dayak yiyen bir çocuk.. Çoğu geceler sokakta yatıyor. Cildi hasta, karaciğerinden muzdarip: BUKOWSKI
13 yaşında annesi ölüyor, okula gidemiyor, hayatı boyunca ruhsal hastalığının tekrarlayan ataklarından muzdarip. Bir kitap kurdu: VIRGINIA WOOLF
Babası borçları yüzünden hapishaneye düşünce çalışarak borçları ödemek, ailesine bakmak zorunda kalan, okula gidemeyen küçük bir çocuk kendini yetiştiriyor: CHARLES DICKENS
Fas'ta yaşayan Berberiler, Amazig takvimine göre 2972 yılını geleneksel kıyafetleri ve özel yemekleriyle kutladı. Yeryüzü; renkli yüzü gibi, renga renk insanları da barındırır. Her bir insan, bir dünya demek. Renga renk çiçekler demek. Renkleri, dokusu ve kokusuyla... Aynı zamanda dilleri, dinleri, renkleriyle ve kültürleriyle... Birlik, beraberlik ve güzellik dolu nice yıllar dileklerimle.
Bence bu marketlere kesilen para cezaları çok az. Daha fazla kesmeleri lazımdı. Hatta sadece onlara değil, bu zihniyette ticaret yapanların hepsine Osmanli Devletindeki gibi, bir Lonca Teskati uygulamasına benzer bir uygulamayla yaptırımların olması gerekiyordu ki, hem esnaf hem de tüketicinin hakları korunabilsin. Uymayan olsaydı da yine bu teşkilatta olduğu gibi bir daha tuccarlik yapma imkanı olmayacak bir yaptırımın olması gerekiyordu. Ancak bu şekilde düzen otururdu. Pahalılık da çok etkilediği gibi, aynı zamanda bu zincirarketlerin çoğu insan sağlığıyla da oynuyor. Özellikle migros ve A101 e bence kimse gidip alış veriş yapmamalı, ürünleri insan sağlığını tehdit edebilecek noktada. Çünkü kalitesiz ve bozuk mallar...
Uydu fotoğrafından da büyüklüğü anlaşılıyor ama istanbul gibi koca bir ilin bir buçuk katı metrekareden bahsediliyor. Çok muazzam bir afet yaşanıyor orada. Hala söndürememişlerde yangını.
her şeyden biraz kalır.
kavanozda biraz kahve,
kutuda biraz ekmek,
insanda biraz acı...
/Turgut Uyar
kavanozda biraz kahve,
kutuda biraz ekmek,
insanda biraz acı...
/Turgut Uyar
Milli yüzücü Sümeyye Boyacı Barbie nin rol modeli oldu.Engeli hiç engel olmadan başarıdan başarıya koşan Sümeyye ülkemiz için gurur olmaya devam ediyor. Milli yüzücü 'kollarım yok ama kimsenin görmediği kanatlarım var'diyerek aslında hepimize örnek oluyor.
hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.
eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238