neden

blue raven
neden, bay anderson neden?
neden, neden bunu yapıyorsun? neden ayağa kalkıyorsun? neden dövüşmeye devam ediyorsun?

varlığını devam ettirmekten öte başka bir şey için mi savaştığına inanıyorsun? bana bunun ne olduğunu söyleyebilir misin? bu özgürlük mü, yoksa doğruluk mu, belki de barıştır ha, sevgi olabilir mi?

illüzyonlar bay anderson, algımızın yanılgıları. insan zekasının, anlamsız ve amaçsız varoluşunu meşrulaştırmak için denediği geçici idealler. ve bunların hepsi en az matrix kadar yapay. zaten sevgi gibi zavalli bir kavrami insan zekasi icad edebilirdi. bunu gorebilirsin, bu durumu kabullenmelisin bay anderson, bunu şimdi bilmelisin. kazanamasın, amaçsızca dövüşmeye devam etmenin hiçbir anlamı yok!

neden, bay anderson, neden, neden direniyorsun?

biraz şiir

turkolog
Yalnızlık
Yalnızlığımla baş başayım,
Yanımda soğuk kahvem.
Gitmeden önce yaptığın.

Yalnızlığımla baş başayım,
Darma dağınık evim.
Bıraktığın gibiyim.

Mutluluğumla baş başayım,
Alıştım yokluğuna.
Artık mutluyum

18.02.2020
Ck.

z kuşağı

farmasiyen
1995'den sonra doğan çılgın (!) nesil. çoğu tiktok'ta toplanmıştır. kendilerine youtuber'ları ve tiktok'çuları örnek alırlar. ekseriyeti dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanır. 2000'li yıllarda doğmuş olmasına rağmen yaşından büyük işler yapan, gayet olgun insanlar da yok değildir. fakat Z kuşağı tanımlamasıyla ifade edilen grup bunun tam tersidir. kendileri teknoloji çağında doğduğu için çocukluklarını telefon-TV-PC üçlüsü arasında mekik dokuyarak geçirmişlerdir. tabii ergenlikte de bu rutinlerine devam etmeyi sürdürürler. facebook ve instagram'da paylaştıkları cancanlı sözler ise yürek burkan türdendir. (!) onlar için teknoloji bir tutku veya lüks değil, bilakis doğal yaşamın bir parçasıdır, zaten olması gereken yaşamsal bir ihtiyaçtır. kendilerinin ebeveynleri ile seviyeli bir iletişimi vardır, evlerini bir aile ortamından çok otel gibi kullanmayı tercih ederler. çünkü teknoloji ve kendi gibi arkadaşları onları aileleriyle samimi ilişki kurmaktan alıkoyar. birçoğu modaya ayak uydurmak, popüler
olmak, sevdiği kişinin gözüne girmek gibi maksatlarla akıl almaz şeyler yapar fakat bundan hiç gocunmaz.
yaşıtlarının yaptıklarını yapmayan gençler ise genellikle 'içi geçmiş, inek, enayi' gibi sıfatlarla nitelendirilir.
tabii ki z kuşağının tüm fertleri aynı karakteristik özellikleri taşımaz. içlerinde büyük hedefleri olan ve bu hedefleri için ciddiyetle çalışan insanlar mevcut olup işte 'gençler yarınlarımızın teminatıdır' sözü onlar için geçerlidir.

istanbul'un kurtuluşu

blockman
Bize düşman lazım aslında. Karşımızda bir düşman olmayınca birbirimize düşüyoruz rahat batıyor. Fetö gibi bir düşman çıktı mı bu halk sokaklara dökülmeye hazır daha önce yaşandı tecrübe edildi. Ama düşman olmayınca karşıda ne hikmetse herkes birbirine sallayıp duruyor.

masterchef

okyanus
ev hanımlarının her gün izlemeyi bir ritüel hâline getirdiği, bununla birlikte erkeklerin de oldukça rağbet gösterdiği bir yarışma programı. rekabetin gastronomi ile buluştuğu bu yarışma ekran başındakilerin içinde yatan aşçıyı gün yüzüne çıkarmakta, onların içindeki uyuyan gurmeyi uyandırmaktadır. diyet yapanların izlememesi gereken, aksi takdirde o diyeti bozdurma ihtimali bulunduran bu program yeme dürtülerini harekete geçirir. reklam girince kendinizi bir an mutfakta tıka basa yerken bulmanız muhtemeldir. öyle ya; biri yer biri bakar... sözün devamı herkesin mâlumudur. siz kim ne yemek yapıyor diye izlerken, reklam arasında ağzınızın boş durması pek mümkün olmayacaktır. bu yazılanların bilimsel geçerliliği olmayıp, belki sizin için tam tersi söz konusudur. fakat izleyici kitlesinin büyük bir kısmında böyle yan etkiye sebep olduğunu söylemek muhtemelen yanlış olmayacaktır. mutfak konusundaki engin bilginizi geliştirmek, enteresan tatlılar, ilginç yemekler görmek, yeni tatlardan haberdar olmak ve gaza gelmek istiyorsanız söz konusu programı izlemeniz şiddetle önerilir.
her gün o günün menüsünü sabırsızlıkla bekleyen sıkı masterchef takipçilerinin çoğu bence masterchef defteri tutuyordur. (canım günümüzde defter mi kaldı, 'gugıl' (!) denen bir şey var diyenler de haklıdır.)
kıyasıya bir yarışın seyircileri heyecana ve karşı konulamaz bir yemek yeme isteğine sürüklediği bu programda herkese verilen malzemeler ve süre eşit olsa da yapılanlar birbirinden farklı olur. kimileri jürinin beğenisini kazanamaz, kimileri sonraki level'a atlama imkânı kazanır.
önceki haftalardan beri elenen yarışmacılar bir bir ifşâ olmakta ve bu ispiyoncu bir türlü bulunamamaktadır. son olarak da uğur, attığı tweetler nedeniyle yarışmadan yolcu edilmiştir. tabii ki bu davranışa tepkiler gecikmemiştir. insanların sosyal medyada yazdıkları, hele ki yıllar önce yazdıkları kimi ne ilgilendirmektedir? onları böyle rencide etmek doğru mudur? yarışmaya alırken, yarıştırırken değil de şimdi mi akıllarına gelmiştir? bu soru listesi uzayıp gitmektedir. halbuki çoğu kişiye göre olayı böyle dramatize etmeye gerek yoktur. bir insan kürtlere, kapalı kızlara vs. ağza alınmayacak küfürler ediyorsa ve bu sonradan ortaya çıkıyorsa o yarışmacının yarışmadan diskalifiye edilmesi yadırganmamalıdır. birçok izleyici bu kararın yerinde olduğunu düşünmektedir ve onlara göre acun çok haklıdır. 'onun görevi milletin sosyal medya hesaplarını araştırmak değil, fakat bunlar madem böyle ifşâ oldu, acun'un bu şekilde davranması da gayet yerindedir' diye düşünen bu grup, mastercheff yaptıysa bir bildiği vardır demektedir.
tartışmanın, kaosun eksik olmadığı bu program yemekli bir açık oturum gibidir.

hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.


eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238

hemen yazar olun