kadınlık ve annelik

farmasiyen
çoğu insan tarafından birbiriyle özdeşleştirilen iki kavram. kadınlık olmadan annelik olmayacağı doğrudur fakat her kadının da anne olma zorunluluğu yoktur. oysa toplum genelde 30'unu geçtiği halde evlenememiş kişileri evde kalmış olarak nitelendirir ve bu kişilerin yakınları onların adına üzülür. (!) evli olduğu halde çocuk sahibi olmayan veya olamayan kişiler de tamamlanamamış sayılır. (!) genel yargıya göre evlenen herkesin çocuk sahibi olması gerekir. oysa unutulan bir şey vardır: aşk tatlısı meyvesiz de yenir.
kadınlığı ve anneliği de bir arada yürütebilmek meziyettir. yani anneliğini bahane edip kişisel bakımından ödün vermemek, aynı zamanda bir kadın olduğunu unutmamak, kendine zaman ayırabilmek; yahut kadınlığını öne sürerek anneliğini ihmal etmemek, estetik kaygılar yüzünden çocuğunu emzirmekten vazgeçmemek, hamilelikte ve emzirme döneminde çocuğunu düşünerek hareket etmek, yeyip içtiklerine bile bu doğrultuda özen göstermek gibi örnekler buraya uymaktadır.
öte yandan 'istediğimle beraber olurum ama çocuk doğurmama özgürlüğümü de kullanırım' diyerek keyfekeder kürtaj yaptırmamak da buna dahildir.
sonuç olarak kadın, anne olmadan da kadındır. onun anne olmaması kadınlığına, insanlığına halel getirmez. çocuk doğurmadığı veya kız çocuk doğurduğu için kadını aşağılayanlar cehaletin merkezindedir.
bu başlıktaki tüm girileri gör

hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.


eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238

hemen yazar olun