çok para kazanmanın çok mutlu etmediği şeklindeki realitenin somut ispatı. en son dinlediğim konuşmasında 'duygularım yok oldu' dediğini duyarak kendisi adına 'vay be, sen de bu hallere düştüysen...' dediğim serdar ortaç; hastalıklarıyla, ayrılıklarıyla, kumarda kaybettiği paralarla resmen acıların çocuğudur. karabiberim derken şimdi karalar bağlamış; 'mikrop' derken şimdi vücudunu mikroplar sarmıştır. (!) şarkılarının her biri 'dolar kaç tl? corona aşısı bulundu! enflasyon düşecek! ne vaad ettiysek yerine getireceğiz' ve benzeri sözler kadar çok söylenen, şarkıları herkesin diline pirsing olmuş (!) serdar ortaç; şimdi 'varsın param olmasın ama böyle de olmayayım' dedirtecek bir haldedir... tamam; bunlar biraz abartı gelebilir. sonuçta adam kanser değildir, gözü görüyor, eli ayağı tutuyor, kulağı duyuyor ve ağzı konuşuyordur. ama göörünen o ki; bu uzuvlarının işlevlerini yerine getirebilmesi (!) serdar ortaç'ı yeterince mutlu etmeye kâfi gelmemektedir. suratına bakınca anlaşılmaktadır ki serdar ortaç; sanki teve2 ekranlarında aşk-ı memnu izleyen seyirciler gibi bezmiştir artık hayattan... Dünyanın albümünü çıkarmış; tonla ödül almış, konser vermiş, şarkı yazıp bestelemiştir fakat gelin görün ki her şey bir noktadan sonra boştur. geçetiğimiz günlerde İbo Show adlı programa konuk olan şarkıcı; aslında çok da yaşlı sayılmayıp 1970 doğumludur. ms hastasıdır ve yaşadıkları onu hayli yıpratmıştır. ölünce tüm varlığını hizmetçilerine bırakacağını ifade eden serdar ortaç, birkaç ay önce rastladığım bir programda 'yumurta kırmayı bile beceremiyorum' itirafıyla çok şeffaf bir duruş sergilemiştir. gerçi serdar ortaçla ilgili epey acıtasyon yaptık fakat; aslında o kadar içler acısı bir durumu da yok gibidir. kendisi şu an seçil gür adlı bir şahıs (!) ile birliktedir ve Chloe Loughnan onun için çoktan tarih olmuştur. 'tadım tuzum yok, yürüyüş ve bisiklet turu yapıyorum' diyen serdar ortaç; 'bakın ne olursa olsun egzersizden vazgeçmeyin' mesajı vermektedir. yılbaşında konser vermeyi düşünmediğine ilişkin açıklama yapan serdar ortaç'ın gerekçesi de takipçilerinden böyle bir talep gelmemesidir. anlaşılan o ki serdar ortaç; 'konser! konser!' diye tutturmayan takipçilerine biraz kırgındır.
bu arada seçil gür tarafından serdar ortaç'a yöneltilen 'beni ne kadar seviyorsun?' sorusuna serdar'ın verdiği yanıt da günlerdir sürekli gündemdedir. 'antilop yerine antrikot' diyen serdar ortaç'ın bu antiromantist tavrını bir kenara bırakırsak; ortaç'ın rezil olduğu da meydandadır. 'beni ne kadar seviyorsun' diyen sevgilisine; 'aç bir aslanın ormanda bir antrikot yavrusu görüp kıyamayıp yememesi kadar' şeklinde abes bir cevap veren serdar ortaç; 'antilop' ile 'antrikot' kelimelerin karıştırarak 2020 yılının son gaflarından birine imza atmıştır. şimdi antilop mu antrikot mu sorusu serdar ortaç'ın şarkısıyla uyuşmaktadır: kafamda deli sorular...
hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.
eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238