Yalnızlığı oldum olası sevdim. kitaplarımı, kahvemi, çayımı, hayatımda o anda varolan hayvan ve bitkilerin birbiriyle uyumunu... camların dışında hava kararırken kimi zaman sessizlik içinde, kimi zaman güzel bir müziğin veya filmin eşliğinde geçirilen saatleri. Böyle anlarda ruhum dinginleşir, zihnim berraklaşır benim. adeta zaman geçmiyormuş ve dışarıda bir dünya yokmuş gibi yalnızca kendi keyifli anlarıma odaklanırım. dışarıda da, içeride de olsa tüm günlük telaşelerden uzak geçirilen dakikalar benim için nimettir. onun için olacak; böyle zamanlarda ne sürekli sosyal medyada vakit geçirir, ne telefon ve mesajlara boğarım kendimi. tatilim, alışverişim, eğlencem, doktor randevum, yürüyüşüm için sohbetinden keyif aldığım bir arkadaşa hiç hayır demesem de bunların tamamını ve daha fazlasını yalnız başıma da yapmaktan inanılmaz keyif alırım.
Aslında belki de bir insanın en büyük lüksüdür yaşamındaki dakikalarda yalnız başına olmaktan da keyif almak. böyle anlarda her şeye daha dikkatli bakar, içinizi şöyle bir kurcalama imkanı bulur, tabiri caizse tüm karmaşadan iki adım geriye çekilerek uzaktan seyredersiniz.
o yüzden kendinizi bir tartın derim.. eğer yalnız kalamayanlardansanız kendinize bir fırsat verin. ilk başlarda belki ne yapacağınızı pek bilemeseniz de sonra kendi kendinizin en iyi arkadaşı olabileceğinizi farkedeceksiniz söz veriyorum. alışveriş? diye soranlara.. yanınızdaki arkadaşınız hangi rengi seçerse seçsin siz yine de kendi sevdiğiniz; size daha çok yakıştığını düşündüğünüz rengi tercih etmeyecek misiniz? :)
hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.
eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238