candan82

ilk okuduğumda 'adanavirüs' olarak algıladığım; 'birileri adanalılarla dalga geçmek için böyle bir kavram mı uydurdu?' diye kafamda deli sorular dönmesine yol açan kelime. oysa bu yeni salgını ifade etmektedir. belirtileri gözlerde ortaya çıkan ve coronavirüs gibi hızla bulaşan bu hastalık gündeme hızlı bir giriş yapmış, corona ile 7 kuşak öteden akraba olduğuna inanılan virüs herkesin diline düşmüştür. hâliyle panik uyandıran bu virüs hakkında araştırma yapanlar çok olmaktadır. (merak etmeyin, bu, haber sitelerine gönderme yapmak için yazılmıştır ve cümlelerim böyle devam etmeyecektir.) her neyse; ADENOVİRÜS denilen virüs; baş ağrısı, burun akıntısı, öksürük ve ateş gibi belirtilerle 'ben burdayım' demektedir. sebebiyet verdiği semptomlar coronavirüsünkilere benzediği için acaba ADENOVİRÜS coronavirüs'ü mü taklit ediyor, ona mı özeniyor ya hayırdır? sorularının yöneltilmesi muhtemeldir. (!) gıdalarla, solunum vasıtasıyla ve ellerin önce dış ortama sonra vücuda temas etmesiyle bulaşan bu virüs uzun süre canlılığını devam ettirebilmektedir. elle temas ettikten sonra elin ağza, gözlere, buruna dokundurulmasıyla geçmektedir. boğaz ağrısı ve burun akıntısı da virüsün belirtileri arasındadır. orta kulak enfeksiyonu, bronşiolit ve Konjonktivit de ortaya çıkabilir. gözlerin içinde kanlanmalar olması muhtemeldir. bazı türleriyse bağırsakları etkileyerek kramp tarzı karın ağrılarına ve ishale yol açar. tedavide antibiyotik hiç işe yaramamaktadır.

Artık günümüzden geçmişi aydınlatmak, geleceğe ışık olmak dijital sözlük ile oluyor. Eski Defterler kaliteli bir dijital sözlüktür.
Kronolojik ansiklopedinin en kolay kullanımı olarak dijital sözlük gösterilir. Sebebi ise geçmişe geleceğe dair bilgilerin, paylaşımların sıralamaya göre oluşturulması. Arama motoru olması sayesinde, en kolay ve hızlı şekilde paylaşımlara erişim de sağlanır. Ayrıca gündemin konusuna göre, tarihine göre o gün yapılan paylaşımları bulmak da kolaydır. Böyle olunca elbette kronolojiye dair dijitalleşme başladı. Eski Defterler bu değişime ayak uydurmuş online sözlüktür. Yüksek kalitede ve her meslekten yazarı ile konu başlıklarına yorumlar yapılır.
Eski Defterler ile siz de geçmişe ve günümüze dair bilgi alabilirsiniz…
Eski Defterler Güncel Konularda Yorumlarınızı Bekliyor
Güncel konularda yorumlarınızı yapmaktan çekinmeyin. Sizin de gelecekten, geçmişe bakıldığında bir iziniz olsun. Peki, nasıl olacak? Elbette güncel konularda yapılan paylaşımlar, sizin farklı bakış açıları ile konuları kavramanızı sağlayacaktır. Yorum yapabilir, farklı başlıklarda dilediğiniz gibi kendinizi ifade etme imkanı bulabilirsiniz. Yorumlarınızı dilediğiniz gibi yapma konusunda online sözlük kuralları özgürlüğünüzü kısıtlamayacak şekilde oluşturulmuştur. Siz de giriş yaptığınızda, farklı yorumlar okuma şansı elde edeceksiniz. Kendinizi geliştirme, farklı bakış açılarını görme olarak da avantaj sağlayacaksınız.
Hemen siz de Eski Defterler ile doğruları öğrenin.
Her konuya açıklık getirme konusunda objektif bir alan olan sözlükler, kalitesi ile ön plana çıkıyor. Eski Defterler kalitesini kısa süre içinde kanıtlamış bir sözlük olduğundan, yazarların paylaşımları dikkat çekiyor. Ön plana çıkan paylaşımlarda olaylara farklı bir bakış açısı ile en doğru şekilde yorumlar geliyor. Siz de yorum yapabilir, merak ettiğiniz konularda bilgi alabilirsiniz. Sözlük yorumlarını inceleyerek, dilediğiniz gibi paylaşımlarınızı yapma hakkı tanınıyor. Online olarak siteye giriş yaparak hemen paylaşımlarınızı yapabilirsiniz.
Eski Defterler Tarihe Not Düşüyor!
Yazarlar güncel konularda da paylaşımlar yapıyor. Sözlük yazarı olmak aynı zamanda tarihe not düşmektir. Çünkü pek çok konuda yorum yapma imkanı tanınıyor olduğundan, bunları göz önünde bulundurup gelecekte geçmişe dair okuyucular tarafından yazdıklarının okunacağını bilerek paylaşım yaparlar. Kısaca bugünden geleceğe bir not düşmüş olurlar. Farklı konuları yorumlayarak gerçekleri ortaya çıkarma konusunda başarılı olan yazarlar, dilediği gibi paylaşımlarını yapabilir. Özgür bir platformda, siz de istediğiniz konu başlığı ile kendinizi ifade etme şansı bulacaksınız. Kendinizi ifade ederek, aynı zamanda farklı yorumları da alacak olduğunuzdan bakış açınızı geliştirme şansınız olacak.
Sözlük yazarları başlık açarak istediği konuda yazabilir.
Yazarlar, başlık açabilir. Yorum yapabilir. Tüm bunların Eski Defterler sözlük kurallar kapsamında olması önemlidir. Sebebi ise okuyucuların özgürlüklerinin kısıtlanmamasıdır. Argo ya da küfürlü paylaşımlar olmadan, hemen siz de kendinizi ifade edebilirsiniz.
Eski Defterler Görseller ile Paylaşım
Yapılan paylaşımların en önemli tarafı ise geniş bir yelpazede hareket edilebiliyor olması. Sadece yazarak değil, görseller ile de paylaşımların yapılıyor olması büyük bir fırsat. Kendinizi daha rahat ifade etmeniz için iyi bir seçenek. Bunu dilediğiniz zaman kullanma hakkınız var. Açılan başlıklara hem yorum olarak hem de başlıklar için direkt olarak görsel ekleme hakkınız olacak. Bunu değerlendirin ve siz de kendinizi en iyi şekilde ifade edin. Memnun kalacağınız, farklı yorumlar da okuyacağınız kaliteli bir platform ile dilediğiniz gibi paylaşım yapabilirsiniz.
Görsel eklemek;
Yazarlar, görsel ekleme özelliğini kullanabilir. Sözlüklerde yer alan bu özellik, her konuda daha rahat paylaşım yapmak demektir. Sözlük yazarları yaptığı paylaşımlara görsel de ekleyerek, kendinizi daha iyi ifade edebilir.

bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye düşünmeme yol açan başlıktır. b*tlesene'nin bir şey ettiği kesindir ama bence bu, hiç de öyle anlatıldığı gibi iyi bir şey değildir. nedense 'b*etlesene b*etlesene, bize hesabı kitlesene' diye bir şey aklıma gelmiştir. çünkü bana göre bu tür siteler bir tane veriyorsa, bin tane alıyordur, şimdi olmasa bile alacaktır. almasa bile başınızın onlar yüzünden her an belâya girme ihtimali vardır. -birkaç yıl sonra bile olsa- çünkü bahis siteleriyle ilişiği olan kimse bundan hayır görmemiştir. nitekim hayırsız bir şeyden hayır beklemek beyhûdedir.

oyunculuk tarihine adını büyük harflerle yazdırmış olan, fakat coronavirüs testinin pozitif çıkmasıyla hayranlarını üzen ünlü oyuncu. gerçi 92 yaşında olan ve artık -kimin ne kadar yaşayacağını biz bilemeyiz ama- muhtemelen ömrünün son birkaç senesini geçiren haldun dormen için 'bir 92 yıl daha mı yaşayacak sanki? virüs mirüs çok kasmasın' diyenler de vardır. (!) 5 nisan 1928'den beri dünya üzerinde ikâmet eden ve o tarihten bu yana ağız-burun, boğaz ve ciğer gibi organları vasıtasıyla oksijen-karbondioksit alışverişini gerçekleştirmeye devam eden haldun dormen = tiyatrodur. (tabii ki böyle bir oyuncunun tanımı böylesine afilli olmalıdır gâyesiyle yazılmış bir cümledir. benim bunu yaparken ne kadar başarılı olduğum tartışmalıdır fakat haldun dormen'in başarıları almış başını yürümüştür.) 1940 yılından itibaren yönetmenlik ve tiyatro oyunculuğu alanında faaliyet gösteren dormen; aynı zamanda eğitmen, çevirmen ve yazardır. vodvil ile Bulvar komedisi türünde uzmanlaşan haldun dormen'i kültür bakanlığı 1998 yılında devlet sanatçısı ünvanına lâyık görmüştür. yönettiği Lüküs Hayat isimli tiyatro oyunu meşhur olup daha onlarca tiyatro oyunun yönetmenliğinde o rol almıştır. tiyatro kariyerine amerika'da başlayan oyuncunun türk seyirci karşısına çıkması 'cinayet var' adlı tiyatro oyunuyla olmuştur. yaygara 70, Erol Günaydın, Şahane Züğürtler, Bit Yeniği gibi çeşit çeşit tiyatro oyununda rol alan haldun dormen 'Güzel Bir Gün İçin' ve 'bozuk düzen' filmlerinin yönetmen koltuğuna da oturmuştur. birkaç kez tiyatro kurup kapatan oyuncunun bu macerası tüm aksiliklere rağmen hiç bitmemiştir. Afife ödüllerini başlatan ve hayatı boyunca yaklaşık 300 ödül kazanan da kendisidir.
velhâsılı şu an durumunun gayet iyi olduğunu bildiren oyuncu için endişelenecek bir şey yoktur.

etti edecek diye beklediğiniz teklifin yakında geleceğine işaret eden belirtilerdir. örneğin size hayatınızdaki en özel kadın olduğunuzu söylemesi bunlardandır. sizi ailesiyle tanıştırdıysa şimdiden gelinlik modellerine bakmaya başlamanız faydalı olacaktır. zira bu, işin ciddiye bindiğini belli eden mühim bir göstergedir. size işi hakkındaki önemli detayları söylüyor, işle ilgili sorunlardan bahsediyorsa, yani sizi bunlara ortak ediyorsa bilin ki hayatına da ortak etmek istiyordur. evlenmeyi düşünen erkek yoğun romantizm sergiler, sıcak davranır, bunu hâl ve hareketleriyle hissettirir. sizi evet diyeceğiniz güne hazırlar. -gerçi evet diyeceğinizden çok emindir ama neyse- birlikte yaşamayı istemek de evlilik öncesi sıklıkla gerçekleşen bir durumdur. oysa evlilikten önce birlikte yaşamak, her gün birbirini görmek, evlilik öncesi birlikte olmak bütün büyüyü bozar, aşkı bayağılaştırır/sıradanlaştırır. evlenmeyi düşünen erkek niyetinin ciddi olduğunu açığa vurmaktan çekinmez. aynı zaamanda biraz utangaç olur. kibar tavırlar sergiler. aslında hepsi bir yana; onun sizinle aile olmak istediğinin en büyük kanıtı baba olmaktan konuşması, çocuklara ne isim vereceğinizden bahsetmesidir. bunu da söylüyorsa evlilik teklifinin gelmeme ihtimali yok denecek kadar azdır.

eskişehir'de Emrah Tekin isimli birinin 32 yaşındaki ablası Hasret Yüksekkavas'ı defalarca bıçaklaması ve sonra kendi bacağını kesmeye çalışması. benzerlerini sıkça duyduğumuz ve artık -deyim yerindeyse- toplum olarak bağışıklık kazandığımız bu kan donduran haberlerin ardı arkası kesilmemektedir. nedense çoğunda hep suçlunun psikolojik sorunları olduğu veya madde kullandığı iddia edilmektedir. insanlar 'dünya nereye gidiyor? bize ne oldu? insanlık nasıl öldü?' gibi sorular sormakta haklı değil midir?

atalarımız tarafından, yenilmemesi gerektiği belirtilen yemektir. (!) şimdi burada 'ya etin kilosu olmuş bilmem kaç lira, bir et döner 10 TL'yse o işin içinde kesin bir iş vardır, at eti falan kullanılmış olabilir' tarzında söylemlere girmeden -belki de girmiş oldum ama- konuya farklı bir perspektiften bakarak sizinle yine paylaşımda bulunmam gerekmektedir. (!) ucuz ürünlere karşı önyargılı olmak bence yanlıştır. aksine, fiyatı tuzlu; kendisi yavan birçok ürün vardır! ünlü markaların lüks ürünlerine onca para bayıp mağdur olan çoktur. halbuki mesela ben; A101'den 20 liraya aldığım kulaklığı yıllardan beri kullanmaktayımdır. (!) yine ben, her şeye mümkün olan en az parayı harcama taraftarıyımdır. aslında yiyecek konusunda paraya acımamak gerekir. tabii ki bu canımız ne istiyorsa yiyelim, yemeksepeti'nden bol bol puan kazanalım demek değildir. (gönül ister ki öyle olsun fakat maddi durumlar buna müsade etmemektedir.) kastettiğim şey merdiven altı ürünlerden uzak durmak; bilindik markaların ürünlerini -biraz pahalı olsa da- almaktır. çünkü sağlık ihmale gelmemektedir ve parayı yerine koymak mümkün olsa da sağlık için aynı şey geçerli değildir. ama ihtiyacımız olmayan, sırf zevk, gösteriş, 'hazırda bulunsun' vb. gibi amaçlarla aldığımız ürünlere de tomarla para sarfetmek mânâsızdır. örneğin bir çantaya 4999 TL vermek nedir? (tabi pahalı ürünlerin fiyatları neden hep 99,9 ile biter, bu ayrı bir soru işaretidir.) bu durum aklıma şu fıkrayı getirmiştir:
Adamın biri fırına gidip 299 tane ekmek ister.
Fırıncı da kendisine; '300 olmaz mı abi?' der.
Adamın cevabı müthiştir: 'Yok abi, o kadar ekmeği kim yiyecek!'