cemdem

KIRMIZI PAZARTESİ

Tek golle kaçan şampiyonluk, Başkanlık seçimi, Fatih Terim'in gidişi gelişi, transfer pazarı derken ligler bu sefer az da olsa seyircili olarak başladı.

Tüm rakiplerin kazandığı haftada Galatasaray'ın rakibi ligin yeni takımı Giresunspor. Bir çoğumuz için kapalı kutu bir takım ama dişli bir rakip olacağı da kesindi. Maçın başlamasıyla öyle de oldu. İlk yirmi dakika Galatasaray rakip kaleye gidemedi. Ne kadar transfer yaparsan yap, takımın kırılganlığı geçmiyor. Baskıyı görünce çıkamıyor, pas yapamıyor, haliyle de pozisyona giremiyorsun. Buna acil çözüm lazım. Umarım yeni Viking Victor buna bir nebze çare olur. İlk yarı kaleye ilk şut Feghouli'nin uzaktan vuruşu ile geldi. Diagne takipçiliğini göstererek 30.dakikada skoru 1-0 yaptı. İngiltere yaramış. Sahada ne yapacağını, nerede duracağını geliştirmiş. Muhammed'in işi zor bu yıl. Tam bunları düşünürken, Sacha'nın düşürülmesiyle kazanılan penaltıyı Diagne kaçırdı. Birine iyi demeyeceksin. Penaltıyı kaçırınca demoralize olmadı, iyi bir pozisyonda kaleciyle karşı karşıya düşürülünce hem penaltı kazanıp hem de rakip 10 kişi kalınca, devre arasına 2-0 skorla rahat girildi. Cicaldau'nun siftah yapması da kendisine bir güven getirecektir.

İkinci yarı çok rahat başladı. Rakip 10 kişi, skor 2-0 olunca oyunun gidişatı belliydi. Ama öyle değil, illa bir zora sokacaksın, rahatlık yok. Marcao denen psikopat Kerem gibi adama yumruk atınca kırmızı kartla oyundan atıldı. Kendi kendine kart görebilen yetenekte bir takım. Marcao derhal kadro dışı kalıp, satış listesine konmalı. Böyle bir davranış kabul edilemez. Zaten oyunu da oyun değil bu sene. Belli ki başka sorunları var. Bu andan itibaren maçın zevki filan kalmadı. Biraz dikkatli olsalar belki fark daha da artardı ama skordan çok Marcao'nun terbiyesizliği maça damga vurdu.

İlk maç ve zor deplasmanda alınan 3 puan önemli ama sadece bu kadar.