eski defterler duy sesimi

eski defterler
Merhaba, birazdan yazacaklarıma siz bile çok zor inanacaksınız Eski Defterler okuyucuları. Ben de hayatımda ne bu kadar şaşırdım ne de bu kadar üzüldüm.

Bu zamana kadar dinlediğiniz bütün aldatma hikayelerini unutun. Çünkü bence en profesyoneli bu. Merak etmeyin aldatılan ben değilim. Ben sadece bir aldatma hikayesine şahitlik ettim diyebilirim. Üstelik hiç tanımadığım birinin aldatma hikayesi. Sizce hiç tanımadığım birinin aldatma hikayesi beni nasıl bu kadar üzebilir? Garip evet, ama ne yazık ki olayın tesirinde kaldığım için son derece üzüldüm. Neyse konumuza dönüyorum.

Bodrum'da çalıştığım senelerinden birinde otelde çok sayıda kişi ile tanışma imkanı buluyordum. Çok lüks bir otelde çalıştığım için genel anlamda gelenler hep çok zengin, büyük marka ya da fabrikaların sahipleri oluyordu. Aslında bu gibi insanların aldatma hikayelerine şaşırmam. Ancak beni şaşırtan bahsedeceğim kişinin tavırlarıydı. Kendisi beni tanımamasına rağmen ve benim de erkek arkadaşım olmasına rağmen eşi ile yaşadığı aşkı bana öyle güzel anlatmıştı ki büyülenmiştim. Hatta ara sıra içimden Allah'ım böyle sözlük gibi platformlardan okuduğum aşklar da varmış, bana da nasip et diyordum.

Tanıştığım kişi Ankara'da bir inşaat şirketinin sahibi. Çok büyük bir şirket değil; ancak adamın da hali vakti yerinde. Birkaç gün otelde kaldı. Konuşma fırsatımız oldu ve çalışma amacı ile geldiğini söyledi.
Konuşmalarımız sadece ben ona içecek servis ettiğimde falan oluyordu. O yüzden aslında hakkında çok fikir sahibi olmadım. Sadece evli olduğunu, inşaat şirketi olduğunu biliyordum. Ben otelde bir tartışma yaşadım ve bir süre kafa dinlemek için arkadaşlarımın yanına Ankara'ya dönmeye karar verdim. Tanıştığım kişi de işinin bittiğini ve Ankara'ya döneceğini söyleyince tamam dedik birlikte gidelim. İşte konuyu yazar olarak anlatmam bu teklifi kabul etmem ile başladı.

İlk etapta bunun çok iyi bir fikir olduğunu düşündüm. Erkek arkadaşım da bizimle gelecekti. O yüzden bir sakınca görmedim. Sabahın erken saatlerinde yola çıktı. Erkek arkadaşım, ben ve tanıştığımız ve ismini vermek istemediğim adam (?!) arabaya bindik ve yolculuğumuz başladı.

Yol boyunca adamın eşi arayıp nerde olduğunu soruyor, çocuğu ile konuşuyor. Adam eşine güzel sözler söylüyor. Sürekli olarak iletişim halindeler ve hep çok güzel sohbetler geçiyor. Elbette adam da ara sıra bize eşinden bahsediyor. Hatta konu ara sıra işlere gelince, sanki adam konuyu değiştiriyor ve sürekli eşinden bahsetmek istiyor. Ben de diyorum ki insan özlediğini diline dolarmış. Çok sevdiğini falan düşünüyorum. Ama tabii ki öyle olmuyor.

Güzin abla gibi adamı dinlemeye devam ediyoruz. Bize anlattığı bir sorun yok ama hep o konuşuyor. Epey yol gittikten sonra yemek yemek istiyoruz. Hep birlikte bir restorana oturuyoruz. Herke sen yiyeceğini söylüyor. Yemekler geliyor ve yiyoruz. Sonra çay içelim diyor adam. Başlıyoruz sohbete. Telefonu çıkarıp bize eşini gösteriyor. Düğün fotoğrafları. Ardından çocuğu, çocuğunun videoları – fotoğrafları derken biz epey aile hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Aslında aile hakkında bilgi sahibi olduğumuzu sanıyoruz. Çok güzel anlatıyor adam ve biz de böylesi bir aşkı dinlemekten keyif alıyoruz. Sorular da soruyorum. Eşiniz ne iş yapıyor, kaç yıldır evlisiniz falan. Ben evliliğe biraz uzak biriyim. Adam bana başlıyor evliliğin güzel yanlarını anlatmaya. En son şunu diyor; bir daha dünyaya gelsem yine eşimle evlenirim!

Elbette ben de büyüleniyorum. Ne mutlu diyorum. Sevgilimle birlikte biz de çok mutlu bir şekilde kalkıyoruz. Bakıyoruz hesap ödenmiş. Aynı zamanda çok cömert biride. Neyse yola koyuluyoruz. Ve olan oluyor. Yani size sözlük hikayesi olarak anlatabileceğim bir olay yaşıyorum. Sevgilim önde oturuyor ben arkada. Sürekli sohbet muhabbet derken bir şey dikkatimi çekiyor. Sanki bu adam telefonda bir şeyler yazarken hep telefonu sevgilimden gizliyor. Bir yandan araba kullanıyor ama bir yandan da o telefonu eline alınca hafif telefonu sola doğru çekiyor ve sevgilimin ekranı görmesini engelliyor. Hal böyle olunca durum benim ilgimi çekiyor. Haliyle ben adamın telefona kitleniyorum. Bir de ne göreyim. Adam önce eşine mesaj atıyor. Karıcım diye kaydetmiş. Sonra başka birine mesaj atıyor. Başta kime mesaj attığını göremiyorum. Ama sonra mesaj attığı diğer kişiden bir fotoğraf geliyor ekrana. Ekrana gelen fotoğraf kadının epey müstehcen olduğu bir fotoğraf. O an şok oluyorum! Adam bir yandan eline öpücük emojisi gönderirken, bir yandan da başka kadınlara neler neler yazıyor. Beni hayretlere düşüren ise bir yandan da eşinden aşığım seviyorum diye bahsetmesi. Epey sinir oluyorum adama. Ve maalesef yol boyunca da telefonuna bakmaktan kendimi alıkoyamıyorum.

Hikaye burada bitmiyor Eski Defterler okuyucuları. Elbette ben adamın eşini aldattığını görüyorum ancak olay burada bitmiyor. Bu sırada adamın telefonu çalıyor eşi arıyor. Eşine diyor ki hazırlan şu kadar yolumuz kaldı. Geldiğim gibi aşağı in yemeği dışarda yiyelim, yemek yapmaya uğraşma. Eşi tamam diyor. Sonra diyor ki seni çok özledim. Çocuğumuzu da çok özledim. Falan filan bir sürü şey anlayacağınız. Yolumuza devam ediyoruz.

Yol kenarında otostop çeken bir gezgin görüyoruz. O da Muğla'dan yola çıkmış ve aracına bindiği kişi farklı bir yere döndüğünden sapakta inmiş. Tabii ben bunları bildiğime göre ne mi oldu? Elbette durduk ve onu da aracımıza aldık. Aslında olayın bir diğer kısmı da burada başlıyor. Gezgin kadın arkaya benim yanıma oturuyor. Ardından sohbet muhabbet başlıyor. Adam evli olduğu muhabbetlerine bir anda ara veriyor! Asla konuşmuyor eşinden, çocuğundan. Gözler bir anda gezgin kadına yöneliyor. Arabada biz olduğumuz için kadın rahatsız değil. Sorduğu her soruya da yanıt veriyor. En son konu çok çirkin bir yere geliyor. Adam kadına hafta sonu boş olup olmadığını soruyor ve kanım çekiliyor. Bir yandan eşini yemeğe çıkarma planları yaparken, bir yandan da o kadınlar hafta sonu planları yapıyor.

Adamın evli olduğundan bir haber olan kadın kabul ediyor. Herhalde adam ondan hoşlandı zannediyor. Daha fazla susmayıp araya girip, abi senin çocuğun da gelecek mi akşam sizinle yemeğe diyorum. Hiç ses çıkmıyor. Sevgilim de bana gülerek, eşi çocuğu nereye bırakacak, tabi çocuk onlarla olacak seninki de soru diyor. O anda da bir sessizlik oluyor. Sonra ortam bir süre böyle devam ediyor. Gezgin kadın bu durumdan rahatsız olmuş olacak ki araçtan inmek istiyor.

Araçtan inmek istediği söylediği gibi adam beni yanlış anladın diye araya giriyor. Orada bir şok daha yaşıyorum!. Kadın diyor ki neyini yanlış anladım, benzinlikte o zaman beni neden öptün diyor! Adamın şizofren olduğunu düşünüyorum. Bu muhabbetin ardından biz de arabadan inmek istiyoruz. Gezgin kadınla birlikte iniyoruz ve hayatımda hiç otostop çekmeyen ben Ankara'ya kadar otostopla devam ediyoruz. İlk otostop yolculuğum harika geçiyor. İlk elimizi kaldırdığımızda araç duruyor ve şansa Ankara gidiyor.

Mesela yani...


Peki, sizin anlattığınızda heyecanla okuyacağımız böyle hikayeleriniz var mı? Siz de eski defterleri kapatmak yerine açın, eskidefterler.com adeta bir Müge Anlı edasıyla gerçek paylaşımlarınızı heyecanla beklemektedir.





bu başlıktaki tüm girileri gör

hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.


eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238

hemen yazar olun