yazdıklarınızda kesinlikle hata yok müsaadenizle birkaç cümlede ben yazayım.
insan bedeni gerçekten inanılmaz düzende çalışan koca bir makina aslında. son yıllarda teknolojininde gelişmesiyle içinde barındırdığı sırlar yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor. bir doku yada organı oluşturacak farklılaşmış hücreler nasıl oluyor da kendilerine benzemeyen başka hücre gruplarıyla haberleşerek bir ahenk içinde çalışıyor. üzerinde en çok kafa yorulan sorulardan bir tanesidir.
hormon kelimesi yunancadan harekete geçiren ve uyaran kelimelerinden türemiştir.aynı sinir sistemimizdeki elektriksel iletilerde olduğu gibi hormonlar vücudun bir yerinde üretilen ve başka bir yerinde faaliyet gösterecek organa haber taşıyan kimyasal iletilerdir. hormonları görevleri bakımından 3 başlıkta toplayabiliriz üreme için olanlar, büyüme ve gelişme için olanlar , insan bedeninin normal faaliyetini sürdürmek için olanlar. endokrin sistemde hormonların yapılması ve salınması kontrol sisteminin en üst basamağında beyin tabanında bulunan hipotalamus yer alır. buraya etki eden herhangi bir uyarım burayı işleten ve kontrolü sağlayan releasing factor denilen az miktardaki hormonların salınımına yol açar.salınan bu hormonlar beynin orta noktasında bulunan hipofiz bezine ulaşır ( spirutualizm de bulunan 3. göz olduğu söylenir) buradanda hedef organ veya dokulara etki edecek hormonlar salınır.
GH: büyüme hormonu
TSH: tiroid bezini uyaran hormon
FSH: folikül uyaran hormon
LH:luteinizan hormon
ACTH adenokortikotrop hormon
PRL: prolaktin
hormonları endokrin sistemin içinde oldukça aktif rol alıp yaşantımızı düzenleyen hormonların başında gelirler.
bu çok geniş bir konu ve yazdıkça tıp dersine dönüşecek o yüzden merak ettiklerinizi sorarsanız elimden geldiğince cevaplamaya çalışırım.
endokrin sistem bezleri
testosteron erkekte, östrojen ise kadınlarda yoğun salgılanıyor, aklıma gelen ise hipofiz her sabah insanı yeni güne hormonlarla hazırlarken, erkek ya da kadına göre cinsiyet hormonlarının farkı nasıl olabiliyor? Genetik kodlarımız sanırım, kimyasal formülün üretiminde bir zincirde biraz değişim ve farklı bir hormon ortaya çıkıyor olabilir. Cevabı çok basit de olabilir ama endokrin sistem her zaman ilgimi çekmiştir. Örneğin, ilginç gelen başka bir nokta daha, beyin tam bir termostat gibi çalışır, mesela, kanda pankreastan salgılanan insülin fazla ise antagonist yani ters yönde çalışan hormon olan glukagon'ı kana salgılatır ama bu da yetmezse insülin'in bağlanacağı reseptörleri sinir ağından kapatır/mış ki kan şekeri aşırı düşmesin. peki, bu kadar iniş çıkışta vücudumuzda gün içinde neler yapılıyor? Tümünün birbirinin içine geçmiş bir sistem olduğu belirtiliyor ve orkestra şefi de denilen hipofiz bezinin küçüklüğü ise 'bezlerin efendisi' tanımına pek uymasa da yaratılışımızdaki bu muazzam akışı halen çözememekteyiz. Bir de yine uzman bir arkadaşımdan duyduğum aks terimi bulunuyor, aks kırılır ya da beyine geri yanıt verilemez ise hormonlar tekrarlı emirlerle daha çok salgılanır, reseptörleri sentetik ya da mimik hormonlarla kandırmak olarak da açıklanıyordu. Tüm okuduklarımdan aslında birçok detayın da daha keşfedilemediği açıktır ama T3, T4, adrenalin derken hormonlarımız hayatımızı yönetiyor görünüyor. Yaş arttığında beynin bezlerden yanıt alamadıkça, hipofizin dönüş alamadıklarına tekrar hormonu salgılatma emri göndermesi de ayrıca 'ilginç' bir durumdur, sistemdir. Tek eksik ise bezlerin yedeğinin şimdilik vücutlarımızda oluşturulamamasıdır ki bez faaliyet dışı kalırsa tek çare ise, hormon replasmanı ya da dışarıdan yerine koyma kalıyor. Yemek yedikten ya da koştuktan sonra kendinizi bir dinleyin, acaba neler neler oluyor? Hiç merak ettiniz mi? Aslında bu düzen eksiksiz iken değil, eksikler ortaya çıktıkça sorgulanıyor. Belki 2000 yıllarının sonunda bu satırlar okunduğunda hormonal bezler de çoktan üretilmiş olacaktır.
(yazar: @blue raven) uzmanlık alanınız hakkında belirtilenlere karşı hatalar bulunur ise düzeltmenizi ve eklemenizi merakla beklerim.
(yazar: @blue raven) uzmanlık alanınız hakkında belirtilenlere karşı hatalar bulunur ise düzeltmenizi ve eklemenizi merakla beklerim.
hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.
eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238