insan bilmediklerini ayağının altına alacak olsa başı yıldızlara değerdi diye boşuna dememişlerdir. daha kendi vücudunun nasıl çalıştığından, hatta onu bırakın; böbreğinin, dalağının, pankreasının nerede olduğundan haberi olmayan insanların her şeyi bildiğini iddia etmesi ne kadar gülünçtür. her şeyi biliyorum iddiasında bulunanlar aslında 'her şeyin câhiliyim' mesajı vermektedirler. işte başlıkta anlatılan insanların temel özelliklerinden bazıları şunlardır: kibirli davranırlar, kimseye danışıp fikrini almazlar, soru sormazlar, kim ne derse genelde tersini yaparlar, yanlışlarında ısrarcıdırlar, düşünmez ve sorgulamazlar. Öğrenmeye, değişime açık değildirler. bağnazdırlar ve sabit fikirlidirler. onları bildiklerinin yanlış olduğuna ikna etmek, deveye hendek atlatmaktan zordur.
her şeyi bildiğini sanan insan
kendilerine laf anlatması mümkün olmayan ve ömür törpüsü kategorisine giren şahıslardır. onlar yeri gelir hoca olurlar, allâme-i cihan kesilip fetvâ verirler. yeri gelir tıp alanındaki engin bilgilerini konuşturarak birinin yüzüne bakmak suretiyle hastalık teşhisi koyarlar. spordan ekonomiye, teknolojiden magazine her konuda söyleyecek bir şeyleri vardır. onlardan iyi mi bileceksiniz canım, onlar konuşuyorsa boş konuşmazlar. her şeyi bildiğini zanneden insan aynı zamanda bildiklerinin doğruluğuna da kendini inandırmıştır. o yüzden araştırmayı aklına getirmez ve hep o yanlışlarla yaşar durur. oysa gerçeğe yalan diye iftira atmak, yalana gerçek diye sarılmak bir insanın başına gelebilecek en büyük bedbahtlıklardan biridir. onlardan bazıları doğru bildiğinin yanlış olduğunu öğrenince 'ne yapıyormuşum ben ya?' falan der, zor da olsa kabullenerek kendini kurtarır. ama çoğu muannid insanlardır. körü körüne bağlandıkları şeyden öyle kolay vazgeçmezler, taassup sahibidirler. biri onlara 'şu işin doğrusu budur' diyecek olsa hemen karşı atağa geçerler, 'bir sen mi biliyorsun, doğrucu davut musun sen' (!) derler. kendini hoca diye tanıtan bir şarlatandan akıl, mantık ve din dışı bir sözüm ona fetvâ duymuşlardır mesela; 'su içmek orucu bozmaz' demiştir diyelim ki o kişi. bunlar da işine geldiği için hemen kabul etmişlerdir ve doğrusunu söyleyene cevapları şu olur: 'sen hocadan daha mı iyi bileceksin, o bunun okulunu okumuş'. onlar her konuda böyledir. her şeyi bildiğini sanan insan aslında hiçbir şey bilmiyordur. onu da öğreneyim, şu dalda uzman olayım ama öteki alanda da profesörlük yapayım (!) diye her tarafa koşturmaya çalışan insanlar hiçbir işte tam başarı elde edemezler. yani her şeyi bildiğini sanmak kadar her şeyi bilmeye çalışmak da boş iştir.
hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.
eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238