#cehalet

cehaletin özgüven bulduğu zamanlar

tatlimandalina
Trafikte her zaman dikkatli olmak lazım heleki şu salgın hastalık dönemlerinde. İnsanlar zaten sinir krizi içerisinde bir de trafikte birbirimize girip ortalığı karıştırmanın alemi yok. Hele bir de İstanbul gibi trafiğin bol olduğu bir metropolde bunu yaparsanız muhtemelen arkanızda kuyruk olan yüzlerce arabadaki insanın ahını da almış olursunuz. O yüzden akıllı olun sayın şoförler, ah almayın.

cehalet

farmasiyen
dünyadaki en tehlikeli hastalıklardan biri. tedavi edilmemesi durumunda ilerleyerek beynin kangren (!) olmasına yol açar. cehalet hastalığının semptomları ise şöyle sıralanabilir:
- her şeyi bildiğini zannetmek
- din, bilim, sanat, tıp, teknoloji, siyaset ve ekonomi başta olmak üzere her konuda uzmanlaşmış olmak (!)
- kendisini ilgilendirmeyen şeylere burnunu sokmak
- bir konuda fikri sorulmadığı halde hemen atlayıp engin tavsiyelerini paylaşmak (!)
- az dinlemek fakat buna mukabil çok konuşmak
- 'öyle diyorlar', 'şöyleymiş, böyleymiş', 'bence', 'diye düşünüyorum', 'benim görüşüme göre' gibi sözleri ağzından düşürmemek
cehaleti okuma-yazma bilmemek diye tanımlayanlar hata etmektedir. köyde doğup büyüdüğü ve -deyim yerindeyse- mektep-medrese görmediği halde kendini yetiştirebilmiş insanlar çoktur. diğer taraftan birkaç üniversite bitiren, akademisyen ünvanıyla başkalarına eğitim veren, yurt dışına çıkmış, dil okulunda okumuş, master yapmış, yüksek bir makama gelmiş vb. pek çok insan -bu nitelikler çoğaltılabilir- cehaletten kurtulmayı başaramamıştır. kendilerini münevver, kültürlü, aydın insanlar olarak görseler de pot kırmaları, lüzumsuz konuşmaları ve menfaatlerine uymayan bir durum karşısında sergiledikleri taşkınca hareketler ile, aslında ilim, irfan ve görgü gibi mefhumlardan ne kadar uzakta olduklarını göstermektedirler.
cehaletin ilacı okumaktır ama her bulduğunu okumak insanın hafızasını bilgi çöplüğüne çevirmekten başka bir işe yaramaz.
kişinin hiçbir şey bilmiyorsa bile önce haddini bilmesi gerekir. çünkü çocukta yoksa terbiye, kimse ona mürebbiye olmak istemez.

hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.


eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238

hemen yazar olun