kadına yönelik ve ev içi şiddetin önlenmesini amaçlayan sözleşme. fakat her konuda olduğu gibi bu konuda da ülke geneli ve hükümetin bakış açısı inanılmaz saçma. geçtiğimiz günlerde cumhurbaşkanı kararıyla türkiye sözleşmeden ayrıldı fakat sözleşme kuralı olarak kararın avrupa konseyi'ne ulaşması üç ayı bulacağı için resmî olarak 1 temmuz 2021'de sözleşmeden ayrılmış olacağız, yani sözleşme şimdilik halen yürürlükte.
doğru bilinen birkaç yanlışı da aşağıya bırakmak istiyorum. (kaynak: teyit.org)
• “istanbul sözleşmesi aile yapısını bozuyor”
sözleşmede aile adına bir tanım yok. kadına yönelik şiddeti ve ev içi şiddeti önlemek adına evli olsun ya da olmasın her kadını koruma mekanizmasına dahil ediyor ve fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal şiddetin her türlüsünü kapsıyor.
• “sözleşme eşcinselliğe özendiriyor”
bu iddia sözleşmenin dördüncü maddesindeki cinsel yönelim ifadesinden kaynaklı. bu maddenin asıl amacı ise cinsel yönelim ayırt etmeden şiddete uğrayan her bireye eşitlik ilkeleri göz önünde bulundurularak sözleşme hükümlerinin uygulanmasını sağlamak.
• “sözleşme imzalandığından beri evlilikler azaldı, boşanmalar arttı”
evlilik yaşının ilerlemesi, aile başına çocuk sayısının düşmesi, boşanmaların artması gibi değişikliklere istanbul sözleşmesi değil, ülkenin sosyal, ekonomik ve toplumsal değişimi neden olmakta.
• “sözleşme kadınları korumakta yetersiz çünkü imzalandığı günden beri kadın cinayetleri artıyor”
2011'den bu yana olan verilere yanlı bir şekilde bakılmamalı. sözleşmenin koruması amaçlanan değerlerin içselleştirilmemesi, öngörülen mekanizmaların uygulanmaması, taraf devletlerin yükümlülüklerini yerine getirmemesi gibi bir durumun içerisindeyken, sözleşmeyi kadına yönelik şiddetin ana sebebi olarak göstermek doğru bir yaklaşım değil.
• “sözleşme dış güçler tarafından hazırlandı”
sözleşmeyi imzalayan ve onaylayan ilk ülke olan türkiye, sözleşmenin hazırlanmasında da büyük bir rol oynadı. sözleşme 24 kasım 2011'de mecliste oybirliğiyle kabul edildi ve türkiye sözleşmeyi onaylayan ilk ülke oldu.
• “sözleşme kadının beyanını esas alarak erkeği mağdur ediyor”
kadının beyanı esastır demek, şiddet tehdidi altında olduğunu beyan eden kadının, ilave delil aranmadan koruma mekanizmasına dahil edilmesi anlamına geliyor. yani kadının beyanı hüküm verilmesi için değil, sadece soruşturmanın başlatılması için esas.
• “toplumun büyük çoğunluğu türkiye'nin sözleşmeden çıkmasını istiyor”
konda'nın ağustos 2020'de hazırladığı toplumun istanbul sözleşmesi'ne bakışı raporuna göre sözleşmeden çıkılması gerektiğini düşünenlerin sayısı yüzde 7 iken, yüzde 36'lık bir çoğunluk ise sözleşmede kalınmasından yana. yüzde 58 ise konu hakkında bir fikri olmadığını belirtmiş.
• “sözleşme, erkekleri evden uzaklaştırarak ailelerin dağılmasına neden oluyor”
sözleşme erkekleri değil, şiddet uygulayan erkekleri ev içindeki diğer bireylerin güvenliğini tehdit ettikleri için evden uzaklaştırılıyor.
#i̇stanbul sözleşmesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul sözleşmesinin ülkemizde kadın haklarına saygıyı getirmedigini belirtti. Eğer boyle bir sözleşme gerekliyse zaten biz Ankara sözleşmesi adıyla sözleşme hazırlarız ifadesini kullandı. Siz ne düşünüyorsunuz böyle birşey gerekirmi acaba?
6284, aile koruma kanunu.
AK Parti'nin bir önceki Kadın Kolları Başkanı Lütfiye Selva Çam'dan İstanbul Sözleşmesi yorumu: "Cumhurbaşkanımız son noktayı koydu, tüm oyunları bozdu."
AK Parti'nin bir önceki Kadın Kolları Başkanı Lütfiye Selva Çam'dan İstanbul Sözleşmesi yorumu: "Cumhurbaşkanımız son noktayı koydu, tüm oyunları bozdu."
hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.
eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238