kaynana

damatların da gelinlerin de korkulu rüyası olan, genelde hiçbir şeyi kolay kolay beğenmeyen, sivri dilli ve huysuz akraba çeşidi. (!) Kaynanalar da kendi arasında farklı sınıflara ayrılır. (!) En tehlikeli türleri kızını veya oğlunu eşine karşı kışkırtarak aralarını bozmaya çalışanlardır. Çoğu gelinlerinin ev temizliğine, yaptığı yemeklere vb. kusur bulma alışkanlığını benimsemiştir. Damatlara kök söktüren kaynanalar da tam bir baş belâsı niteliğindedir. Çocuğunun eşiyle gayet iyi anlaşan kayınvalideler yok değildir fakat bunların görülme olasılığı her 100 kaynanada 1'dir. (!) Takribi istatistiksel veriler doğruyu yansıtmayabilir. :) Hele kaynana sizin evde kalıyorsa yandınız demektir.
Gelme buraya kaynana, olmayalım yanyana diyesiniz gelir ama eşinizin hatrına susarsınız. 'Evet anneciğim, tamam anneciğim, buyur anneciğim' diyerek geçiştirirsiniz. Oysa arkadaşlarınızla bir araya gelince arkasından demediğinizi bırakmazsınız, çünkü artık iyice dolmuşsunuzdur.
En kötüsü de kaynananın sizinle beraber tatile gelmesidir!
Son olarak kötü bir espri: Kaynananın elinden kaygana yiyebilirsiniz ama dilinden fırça yememelisiniz. :) :)

Ben kaynanamın aslında annem olduğunu çocuğum doğunca anladım. Ne annelik yaptı be, Allah razı olsun. Ufacık bebişle yalnız kalmadık benim annem gelemedi dedem hastaydı. Kaynanam sağolsun çekti çevirdi ayakta tuttu bizi.

Yani sen iyi birisin saygılısın demek ki kayınvalidende senin yanında olmuş. Her zaman insanın kendi annesi tam olarak anne diye bir şey yok anneni görmek başka bir kişide de olabilir. Annelik zaten doğurmak değildir sahip çıkmaktır korumak avlamaktır sevmektir merhametli olmaktır. Annelik duygusu sadece insana mahsus değildir. Yani kişinin kayınvalidesi kayınvalidelik yaparsa daha doğrusu abiyane tabirle kaynanalık yaparsa oda ona göre mualeme görür. Çok net.

benim kaynanam çok seviyor, hala, öyle ki boşandım ve hala beni anıyor. ciddiyim, kayıtlarla sabittir. (bkz: kaynanalar)