confessions

altay

1. nesil eli kalem tutan - müddet-i tahsiliye - eli kalem tutan -

  1. toplam entry 24
  2. takipçi 3
  3. puan 2254

biraz şiir

altay
leş kokan pencereden
bu sisli gecelerden
anlamsız cümlelerden
bıktım usandım artık

arsızlar geçti seri
gelen gidiyor geri
doğduğum günden beri
bıktım usandım artık

gerçekten arkadaş sandım
güzel bir düşe daldım
şimdi arada kaldım
bıktım usandım artık

Biçti umudu rüzgâr
Ne Yaz kaldı ne Bahar
Saklar canı ince zar
Bıktım usandım artık

Biçti umudu rüzgâr
Ne Yaz kaldı ne Bahar
Saklar canı ince zar
Bıktım usandım artık

eski defterler saklı kalsın

altay
eski defterler bence saklı, kimsenin bilmediği bir uygulama olarak kalmalı. Bu saklılık ne kadar fazla olursa, insanlar bu siteyi ne kadar az bilirse, eski defterlerde düşünce özgürlüğü okadar çok olur. Elbette eski defterlerin büyümesini ebnde çok isterim gerçekten çok güzel bir site, fakat düşüncelerimi rahatça demesek de bir nebze sıkıntısız şekilde ifade edebildiğim tek site diyebilirim
burdan yapımcılara teşşekür ederim umarım emeklerinin karşılığını bulurlar.
#eskidefterler

biraz şiir...

altay
yorgun bir şiir semada süzülüyo,r
şairin elleri soğuktan büzüşüyor.
yorgunluk bedeni, yavaştan ele geçiriyor,
bu şair ölmüş mü sayılıyor.

bir deli hasreti, elinde kalem şiir yazıyor,
hasreti içini yakarken elleri ısınsın bekliyor.
bir ümit ile birazcık huzur istiyor,
bu satırlarla hayata veda mı ediyor.

yorgunluk geldi başa, buralardan göçmek gerek,
şair kalemi bıraktı, yolculuk başladı demek.
şiirler süzülürken mutluluk ile sema da,
şair neden otursun, kıytırık bir sehpada.

/ALTAY

biraz şiir...

altay
gitti gelmez bahar yeli;
şarkılar yarıda kaldı.
bütün bahçeler kilitli,
anahtar tanrıda kaldı.

geldi çattı, en son ölmek,
ne bir yemiş, ne bir çiçek;
yanıyor güneşte petek;
bütün bal arıda kaldı...

/Cahit Sıtkı

Cahit Sıtkı son zamanlarda parmaklarını bile kıpırdatamayacak kadar felçliyken
Peyami Safa şöyle söyler; ''Cahit'in şiiri kendi kehaneti gibidir.''

uzaktan egitim

altay
açık bir şekilde söylemek gerekirse uzaktan eğitim hiç bir işe yaramıyor. Evet şu an da elimizde başka alternatif yok bunun bilincindeyim fakat bulunmalı, başka bir alternatif bulunmalı. 1.5 milyon öğrenci bilgisayarı olmadığı için veyatta akıllı bir telefon almaya ailesinin maddi gücü olmadığı için eğitim alamıyor. Eğitim ve öğretim her çocuğun en doğal hakkıdır ve bu hakkı korumak için, bu hakka sahip olmak için zengin olması veyatta belirli düzeyde durumunun olması şart değil. Eğitim her çocucuğun en doğal hakkıdır ve bundan her çocuk yararlanmalıdır.
bir sürü yol yapıyoruz ve yaptığımız yollardan para kazanıyoruz, bir sürü vergi veriyoruz ve bu vergilerin hiç değil birazının okul, yani yeni okullar yapılması için kullanılması mantıklı olabilir. günümüz Türkiyesinde okullardaki sınıf mevcutları 35-40 civarı ve böyle bir sınıf ortamında hem ders dinlemek, hemde böyle bir ortamda Korona virüsünden korunmak imkansız. Daha fazla okul yapılırsa sınıf mevcutları azalıcaktır böylelikle hem Korana virüse karşı eğitim daha güveli hale gelecektir hemde dersler daha verimli olacaktır.
bu sadece aklıma gelen bir çözüm yolu daha iyi çözümler elbette olabilir, düşüncemde ve çözüm yolumda elbette hatalar, yanlışlıklar olabilir. ama bir an önce bir çözüm bulunmalı, çünkü eğitim bir ülkedeki en önemli değerdir.

eba çöktü

altay
kimse kusura bakmasın ama;
Diyanete gösterilen özenin ve ona yapılan harcamanın, gereksiz parklar ve yollar yapmak için gösterilen özenin, harcanan paranın yarısı eğitime harcansa, Türkiye şimdi eğitim de çok daha ilerde olabilirdi.
Bir ülkede eğitim, özgürlük, adalet ve eşitlik o ülkenin gelişmişliğini gösterir. Eğitimin hali apaçık ortada.
Özgürlük desen, şu eleştiri yazısını yazarken bile içimde bir korku oluyor. Eleştiri yaparken korkucak kadar özgürlüğüm kısıtlanmış.
Adalet desen, kendine tecavüz eden adamı öldüren kadın 10 yıl hapis cezası alıyor.
Ve eşitlikten bahsedersek, mahkemelerde zengin haklı, fakir haksız sayılıyor.
Ülkemi çok seviyorum, ama insanlarından nefret ediyorum.

sınav sistemi

altay
Hayatımızdaki sınav sisteminin en büyük işlevi "elemek". Maalesef ki sınavların liyakati tespit ve teslim etmek değil. Zaten öyle olsaydı elemek için sınava sokmak yerine, herkese yetecek kadar okul yapılırdı.
Yine de devletimi seviyorum...

hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.


eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238

hemen yazar olun