çoğu erkek için kalbine giden asfaltı 'her türlü yiyecek' oluşturur. erkeklerin kalbine ulaşım sağlamak için mutfak yolunda birkaç tur atmak gereklidir. bazılarına göre kuru fasulye ile pilav kalp ile wireless bağlantısı kurmanızı sağlarken bazıları mantılardan, sarmalardan ve baklavalardan başkasıyla tatmin olmaz.
ama erkeğin kalbine giden yol bununla sınırlı değildir. onlar da kadınlar gibi iltifattan hoşlanır. ne kadar yakışıklı, cesur veya güçlü olduğunu vurgulayan bir iltifat onu etkilemenizi sağlayabilir.
tabii ki bunları yazarken amacımız eskidefterler'in güzin ablası olmak değildir. ama tabii bazı bazı erkeklerde kalp bile yoktur. aslında o kan pompalamakla görevli, hani saat gibi atan bir organ vardır ama içi boştur.
bazı erkeklerin kalbine giden yol hep çakıl taşlarıyla, dikenlerle doludur. orada yürümek sizi epey zorlayacaktır. iyisi mi ayakkabınızın topuğu kırılmadan bu yoldan geri dönmenizdir. çünkü onlardan size fayda yoktur.
erkeğin kalbine giden yolun hep mideden geçtiği söylense de çoğu kişi bunun başka bir yerden geçtiğini düşünür. onlara göre nevresim takımı yemek masasının örtüsünden daha değerlidir. (!)
aslında insanlar birbirlerinin kalbine ulaşmak için toplu taşımaya binmek durumundadır. (!) bu toplu taşıma ise gerçek sevgidir. tabii o toplu taşımada şoförün yanında sizin oturmanız gerekir. eğer şoför sizi 'bekleme yapma, bekleme yapma!, ilerleyelim' diye en arkaya atıp kimi bulduysa otobüse dolduruyorsa en müsaitinden bir yerde inmeniz gerekir. çünkü bu yolun sonu selâmet değildir.
siz onun hayatında ikinci plandaysanız, hep sizden daha önemli işleri varsa, siz yalnızca boş vakitlerini değerlendireceği bir araçsanız ve sizin için bir şeylerden vazgeçemiyorsa siz o otobüste; akbili bitmiş, bozuk parası da olmayan, kimseciklerin de yardım etmediği 'abi nolur bu seferlik idare et' diyen öğrenci gibi 'boynu bükük bir garibim yüzüm gülmüyor!' moduna girmişsiniz demektir.
Ne maçtı ya önce Uefa kupasında Arsenal'i penaltılarla yenmek peşine süper kupada Real Madrid'i yenmek. İnşallah daha iyi başarılar gelir ülkemizin kulüpler bazındaki en iyi başarısı 2000'li yıllarla sınırlı kalmaz.
Flashback kelimesini dejavu gibi bir anlamı var sanıyordum ama anladığım kadarı ile daha çok geçmişi gözünün önüne getirme yada geçmiş anıları gözünde canlandırma gibi bir anlamı var sanırım. Geçmişte yaşadığın bir anıyı tekrar yaşamışlık hissi olan dejavudan ziyade.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'den Ermenistan yönetimine net uyarı: "Bakın, Fuzuli'ye çirkin bir isim verdiler. Bu isim artık mevcut değil. Madagiz adı yok. Sukavuşan var. Diğer tarihi isimlerimizi geri getireceğiz. Topraklarımızı geri alacağız, herkes bunu bilsin” 🇦🇿🇹🇷
Samsun ilimizde varandaşlardan gelen ihbar üzerine bir göl içerisinde silah olduğu görülmesi üzerine polis ekipleri olay yerinde inceleme başlattı. Dalgıçlar tarafından yapılan Çalışmalar sonucu gölden çıkarılan silahın oyuncak olduğu anlaşıldı. Ne hallere düştük yahu gölde silah arıyoruz ama neyseki oyuncak çıkmış da rahatladık.
Mutlu olmak istiyorsan nefes alışına bak alıyorsan mutluluğun tamamını elde etmişsin zaten
Hiç hakkıyla hak ettiği zamanda alan görmedim. Firmaların illaki bır pislik çıkardığı konudur. işçi hak etmiştir ama işveren nedense sadaka verir gibi verir. Vermezse de güzel kılıflar uydurur bulur bir yolunu yani.
Aynen öyle hep Rıza baba Mesut'a atar yapıp ekipten atıyor. Mesuta bu yapılır mı adam tek başına bir ordu.
hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.
eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238