Kar, tüm canlılar ve doğa için çok faydalı bir yağış biçimidir. Kar suyu, topraktaki potasyum, kalsiyum, demir gibi mineralleri çözerek bitkilerin beslenmesini sağlar. Kar, yeryüzü ve yeraltı su rezervlerinin en önemli kaynağıdır. Kar sayesinde barajlar dolar ve enerji olarak
Bugün markete çıktık ama aslında yalan da söylemeyeyim hava güzel günlerdir eşimle çocukta çıkmıyordu hep beraber yürüyüşte oldu biraz. Hava güzel olunca herkes bizim gibi düşünmüş sanırım sokaklar ve marketler nasıl kalabalıktı öyle. Sanırım yasak kalksa mangal yerlerine akın edecek millet.
Maltepe'de 11 Eylül 2021 tarihinde yapılacak olan büyük buluşma, insanın vücut dokunulmazlığına, elde etmiş olduğu kazanımlara, temel hak ve özgürlüğüne karşı insanların hiçbir ayrım gözetmeksizin bir olduğu mitingdir.
Aşı karşıtlarının mitingi için büyük muamma
Aşı karşıtlarının mitingi için büyük muamma
üniversiteler artık şehirlere ekonomik katkı sağlayabilmek için açılıyor. üniversite mezunu işsiz sayısının araştırmalarda toplam nüfusa oranla yüzde 40'ları bulması sürpriz değil. lise öğretmenlerinden dahi daha az yeterlilikte kişiler nepotizm, torpil gibi sebeplerle akademisyen olabiliyor. üniversiteler bilim yuvası olmaktan çıkalı bir 10 sene oluyor ne yazık ki.
her şehre, ücra kasabalara bile 2 yıllık yüksekokullar açılıyor günümüzde ve barajı geçen her bir genç üniversiteli ünvanına erişebiliyor. bu sebeple de fiyat itibariyle uygun olan kyk yurtları full çekip 5000 yedek sayılarına ulaşabiliyor. ortada kalan öğrenci de fahiş fiyatlarla apart ya da özel yurtları tercih ediyor. aile desteği iyi durumda olan gençler de şehrin fırsatçı, işgüzar ev sahibinin eline düşüyor. bugün İstanbul'da düzgün bir evde oturmanın kirası 2500-3000 liralardan başlıyor. diğer şehirlerde de durum çok farklı değil. bunca hayat pahalılığı bir kenara, üniversitelerde nitelikli bir eğitim verilmiyor yani verilen onca emek, çekilen onca külfet hiçbir derde derman olmuyor. teknik lise mezunlarının istihdam oranları bile üniversite mezunlarını geçti günümüzde. yurt sorunu ise bunca çileyi içeren bir yolun ilk duvar taşı. ekonomik olarak iyi durumda olmayanlar için ilk güçlü barikat. umarım bu engeli herkes aşabilir.
her şehre, ücra kasabalara bile 2 yıllık yüksekokullar açılıyor günümüzde ve barajı geçen her bir genç üniversiteli ünvanına erişebiliyor. bu sebeple de fiyat itibariyle uygun olan kyk yurtları full çekip 5000 yedek sayılarına ulaşabiliyor. ortada kalan öğrenci de fahiş fiyatlarla apart ya da özel yurtları tercih ediyor. aile desteği iyi durumda olan gençler de şehrin fırsatçı, işgüzar ev sahibinin eline düşüyor. bugün İstanbul'da düzgün bir evde oturmanın kirası 2500-3000 liralardan başlıyor. diğer şehirlerde de durum çok farklı değil. bunca hayat pahalılığı bir kenara, üniversitelerde nitelikli bir eğitim verilmiyor yani verilen onca emek, çekilen onca külfet hiçbir derde derman olmuyor. teknik lise mezunlarının istihdam oranları bile üniversite mezunlarını geçti günümüzde. yurt sorunu ise bunca çileyi içeren bir yolun ilk duvar taşı. ekonomik olarak iyi durumda olmayanlar için ilk güçlü barikat. umarım bu engeli herkes aşabilir.
eğer psikolojik problemler yaşayan, takıntılı ve anksiyetesi olan biriyseniz (benim gibi), bu korku size hayatı zehir eder. etrafınızdaki her olaya, her kişiye, hatta her nesneye karşı “ya bundan bir şey olur da ölürsem?” psikolojisiyle yaklaşmaya başlarsınız istemsizce. hele bir de hayatta hayalini kurduğunuz, istediğiniz hiçbir şeyi başaramadıysanız bu korku karabasan gibi çöker üzerinize. üstüne üstlük düşüncesiz insanların “ölümden korkulur mu?” tepkilerine maruz kalırsanız vay halinize. yaşamayan bilmez bu korkuyu ve yarattığı psikolojiyi.
bence ölüm korkusundan ziyade insanın içinde ölümsüz olma arzusu vardır. öldükten sonra gideceği yer - veya gidilecek bir yer- hakkında bilgisi olmadığından, yaşamını sürdüğü yerden ayrılmama isteği ağır basar. hatta öleceğini bildiği için hep bu dünyada hatırlanmak ve küçükte olsa bir iz bırakmak ister. bu nedenledir ki eline ne zaman sivri bir alet geçirse hemen adını bir yerlere kazır.
Hepimizin üzülerek izlediği minik Saliha. Nar yedikten sonra vefat eden minik kızın adli tıp raporu can yaktı. Kesin ölümü 2 yıl sonra netleşti ve narlar içinde bulunan tarım ilacının haşere ilacı olduğu ortaya çıktı.Tarim ilaçlarında ki bu risk hepimizin evinde aslında.
İnsanların çoğunluğunun teknoloji bağımlısı olduğu 21 yüzyılda bu bağımlılık insanı hem fiziksel hem de psikolojik yönden olumsuz etkiler eğer kişi yüksek derecede bağımlı ve asosyal ise bağımlı kullanıcıdır burada artık bir sebep olması gerekmez. kişi boş kaldığı her anda, sinirlendiğinde, üzüldüğünde, mutlu olduğunda, herhangi bir zaman, herhangi bir duyguda, hep buraya yönelir teknoloji hayatımızı kolaylaştırıyor ama bunun gereksiz ve fazla kullanılması da zararlı o yüzden bilinçli bir kullanıcı olma yolunda yürümeliyiz
Gülseren Buğdaycıoğlunun eserinden uyarlanan kırmızı oda dizisinde Erkan Petekkaya delikanlı sadi karakterine can veriyor ki izlettiriyorda kendini herzamanki gibi. Karakterin maço tavırları yanında masum halleri ve komik hareketleri de dikkat çekiyor. Sadi aslında her sert karakterin ruhunda bir çocukluk bazende hüzün olduğunu bize gösteriyor.
1800'lerin sonu ve 1900'lerin ortalarına kadar avrupa'da ve amerika'da dünyanın dört bir yanından getirilen yerliler "insanat bahçesi" adı verilen yerlerde kafeslere konulup "hayvan" gibi sergileniyordu.
afrikalılar, kızılderililer, aborjinler gibi topluluklardan tutsak edilen insanlar sanki birer hayvanmışçasına avrupalılar tarafından hapsedilerek seyrediliyordu.
insandan başka tehlikeli ve yıkıcı bir varlık yoktur diye düşünüyorum.
afrikalılar, kızılderililer, aborjinler gibi topluluklardan tutsak edilen insanlar sanki birer hayvanmışçasına avrupalılar tarafından hapsedilerek seyrediliyordu.
insandan başka tehlikeli ve yıkıcı bir varlık yoktur diye düşünüyorum.
hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.
eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238