vazgeçmek

palindrom
dünyanın en zor ama en rahatlatıcı eylemi..kimi zaman da eylemsizliği hatta. günler, geceler boyunca düşündüğümüz; bazen uğruna ömrümüzün büyük kısmını verdiğimiz takıntılar silsilesi. düzgün olsun diye uğraştıklarımız. olsun diye ter döktüklerimiz. olmasın diye çabaladıklarımız. belki hepsinden büyüğü, başarılı olma arzumuz. hepsi zihnimizdeki öğretilmiş resimler aslında. yaşam döngümüzde o resimlere uymayan her şeyle birlikte büyüyen mutsuzluğumuz ve tatminsizliğimizin yarattığı düş kırıklıklarıyla yol alıyoruz. vazgeçmeyi, "olmuyor" demeyi başarısızlıkla eşleştiren o tuhaf, kocaman, insanı bir türlü rahat bırakmayan dürtüyle harcıyoruz elimizdeki zamanı. aslında insan dönüp baktığında mutsuzluğu getiren şey neredeyse her zaman olayın kendisinden çok olaya bakış açımız. bu işi yapamıyorsun. peki. vazgeç... bir başka iş belki seni mutlu kılacak olan. üstelik daha faydalı olacaksın ve senin yerine o çırpındığın işi dolduran kişiye de sana geldiği gibi ağır gelmeyecek, çünkü bu tam onun istediği iş. bu ilişki ne yaparsan yap yürümüyor. sürekli bir şeyler oluyor, tartışıyorsun, kırgınsın, gün içinde zihnin hep onunla meşgul. içinde bitmek bilmeyen cümleler, karşılıklı konuşmalar, aynada sana bakan donuk gözlerin. vazgeç... elindeki kısıtlı ayları ya da yılları neden heba ediyorsun? neden belki de çok mutlu olacağın birisi bir yerlerdeyken veya kimbilir, yaşamına kimseyi almamak seni kendine getirip soluk aldıracakken ısrarla buna devam ediyorsun? bu evi, bu arabayı sürekli düzgün tutmaya çalışıyorsun. vazgeç... belki bu ev ya da araba aslında senin değil. seninle olmamalı. başka bir evde, başka bir arabayla daha huzurlu olacaksın belki, neden buna harcıyorsun ki tüm enerjini? çevrendeki arkadaşlar, arkadaş görünenler. zor zamanında yanında olacaklar mı bilmediğin insan toplulukları. içinden geldiği haliyle bir şeyleri anlatamadığın; yargılayıcı bakışlarından çekindiğin, senin iyi olmanı istese de asla kendisinden daha iyi olmanı istemeyecek kişilikler. vazgeç. onunla o kahveyi içmesen de olur. beraber kahkaha atabileceğin bir sürü yeni arkadaş edinebilirsin. bir şeyden vazgeçmek senin kim olduğunu değiştirmez. değer yargılarını, ahlakını, bakış açını, zekanı, kabiliyetlerini senden almaz. sana başını çevirip başka bir noktaya bakma özgürlüğünü verir...ve sen bu yeni halinle her şeyi değiştirebilirsin. bazen bir günde, bazen bir yılda ama senin için doğru olan neyse ona ulaşma şansını verirsin kendine. her güne "nasıl olacak/nasıl yapacağım/şunu yapsam olur mu/şunu söylesem ne der/şunu derse ne cevap veririm" diye başlamadığın "sen"i bir hayal etsene...

sözlüklerden sözlük eski defterler

eski defterler
Sözlüklerden Sözlük Beğenin ve kendinizi özgürce ifade edebileceğiniz yeni sözlük Eski Defterler 'de hemen yerinizi alın. Gündemi takip etmekle birlikte, sıkılmadan vakit geçirebileceğiniz ve düşüncelerinizi anlatabileceğiniz yeni nesil sözlükte buluşabilirsiniz.

Online sözlük platformu olmasının yanı sıra, aklınıza gelen her konu ile ilgili paylaşımlarda bulunmak ise, en önemli ayrıcalıklarından birisi. Kaliteli paylaşımları takip edebilir, sohbetlere ve yazarların diğer paylaşımlarına dâhil olabilirsiniz.

Diğer sözlük platformlarından farklı olarak, sadece popüler olan gündemdeki konular ile ilgili değil, sizi yansıtan dilediğiniz konularda da bilgilerinizi paylaşabilirsiniz.

Eski Defterler Sözlüğünde Yazar Olun

Eski Defterler sözlüğünde yazar olun ve en doğru bilgileri paylaşın, diğer yazarlardan öğrenin. Eski Defterler sadece yorum yapabileceğiniz bir platform değildir. Aksine yazar olarak yer alarak, anlatmak istediklerinizi rahatlıkla paylaşabileceğiniz en kaliteli sözlüklerden biridir.
Günümüzde dijital bilgi aktarımının daha da arttığını söylemek mümkündür. Bir yazar olmak, duygu ve düşüncelerinizi paylaşmak için kaliteli yazarlar ile aynı ortamda yer almak istiyorsanız Eski Defterler ideal bir seçim olacaktır.

Her bir cümlenizin ve söylenecek sözlerinizin kıymetli olduğunun farkında olan yazar ekibimize her gün bir yenisi ekleniyor. Kendinizi geliştirmek, ilerlemek, merak ettiğiniz konular ile ilgili diğer yazarların fikirlerini öğrenmek için dilediğiniz zaman Eski Defterler' i ziyaret edebilirsiniz.

Deneyimlerinizi Paylaşın

Deneyimlerinizi paylaşın ve kendinizi özgün cümleleriniz ile tanıtın. Tarih, edebiyat, siyaset, sanat veya aklınıza gelebilecek herhangi bir konu ile ilgili düşüncelerinizi Eski Defterler sözlükte rahatça paylaşabilirsiniz.

Geleceğe iz bırakmak için kuracağınız tek bir cümle bile yeterli olacaktır. Sürekli olarak gündemi takip ediyor ancak gündem hakkında söyleyeceklerinizi dile getirebileceğiniz özgür bir sözlük bulamıyorsanız, Eski Defterler ailemize katılabilirsiniz.

Gündemdeki konular veya haberler ile ilgili düşüncelerinizi belirtmek ve yorumlarınızı paylaşmak, diğer yazarlarımızın da yararlanacağı geniş bir bilgi sahası oluşturmaktadır.

Eski Defterler Sözlük Nedir?

Eski Defterler sözlük nedir ve neler yapabileceğiniz ile ilgili tüm detayları sizlerle paylaşmak isteriz. Herhangi bir sosyal platformda bilgilerinizi, yazılarınızı, duygu ve düşüncelerinizi dile getirmeniz çok zor olabilir. Ancak daha özgürce hareket edebileceğiniz, düşüncelerinizi dilediğiniz gibi etik kurallar çerçevesinde cümlelere dökebileceğiniz bir yer arıyor olabilirsiniz.
Yazar olmak pek çok kişinin hayalidir. Eski Defterler ise, tam da bu noktada geliştirilmiş ve sizi ilerletecek bir sözlük platformudur. Eski Defterler 'de sadece herhangi bir konu ile ilgili paylaşımlarda bulunmanız gerekmez.

Diğer yazarların yaptıkları paylaşımlara yorum yaparak, düzeyli bir tartışma alanında yer alabilirsiniz. Yanlış olduğunu düşündüğünüz doğruları özgürce paylaşabilir ya da kendi deneyimlerinizi diğer insanlara aktarabilirsiniz.

Paylaşımlarınızın ve yorumların herkese açık olması ise, sizi yazar olarak pek çok kişiye tanıtacak en önemli ayrıcalıklardan biridir. Pek çok sayıda sözlük yazarı ile anında iletişim halinde olabilir ve diyalog da kurabilirsiniz. Sadece ülkemizin gündemini değil, dünyayı ilgilendiren konuları da tartışabilir, düşüncelerinizi dile getirebilirsiniz.

Diğer yazarların deneyimlerini ve tecrübelerini okuyabilir, onları takip edebilir ve kendinizi geliştirebilirsiniz. Tamamen siz yazarların daha rahat hareket edebilmesi ve bilgiye daha hızlı ulaşabilmesi için kronolojik bir sıralama ile geliştirilmiştir.

Yazı yazmak için herhangi bir konuya bağlı kalmanıza gerek kalmadığı gibi, ilham alacağınız pek çok sayıdaki yazarımızın paylaşımlarına da göz gezdirebilirsiniz. Objektif bir bakış açısı kazanabileceğiniz, sıradan bir konu hakkında bile insanların neler düşündüğünü yakından takip edebileceğiniz Eski Defterler platformunda sizler de yazar olabilirsiniz. Bilginin peşinden giden, özgür, gündemi takip eden ve kendinizden bir parça bularak kendinizi yansıtabileceğiniz Eski Defterler 'de siz de yer alabilirsiniz.

eski defterler olarak biz

eski defterler
Eski Defterler Olarak Biz Sence Kimiz ve hakkımızda merak ettiğiniz tüm detayları sizler için derledik. Eski defterler ailesi olarak kendimizi, çok rahat hissedebileceğiniz yeni nesil bir sözlük platformu olarak tanıtabiliriz.

Yeni bir oluşum olarak karşınıza çıkıyor olsak da bir sözlükte ne arıyorsanız her şeyi sizler için düzenlediğimizden emin olabilirsiniz. Gerek teknik detayları ve alt yapısı, gerekse donanımı ve kolay kullanılabilir ara yüzü ile en seçkin kullanıcılarımızla yola devam etmekteyiz.

Hem sosyalleşmek, hem de bilgilerinizi güncelleyebileceğiniz ve gündemden haberdar olabileceğiniz kaliteli bir sözlük arayışı içinde iseniz doğru yerdesiniz.

Eski Defterler İle Doğru ve Güncel Bilgiler

Eski defterler ile doğru ve güncel bilgiler sizleri bekliyor. Sadece gündem ile ilgili değil, geçmiş ve geleceği ilgilendiren tüm konularda özgün bir yazar olmak şaşına sahip olabilirsiniz. Eski Defterler sözlük yazarları arasında yerinizi alabilir ve bilgi paylaşımlarında bulunabilirsiniz.
Eski Defterler düzenli bir bilgi aktarımı ve tartışma alanı oluşturmak için, uzun yıllar süren bir alt yapı araştırması sonucu geliştirildi. Dijital dünya içerisinde duygu ve düşüncelerinizi sansürsüz bir şekilde, kaliteli bir ortamda dilediğiniz gibi paylaşmak ve sesinizi duyurmak için Eski Defterler ideal bir seçim olacaktır.

Sesinizi Duyurun!

Sesinizi duyurun ve gündem hakkında söyleyecek sözlerinizi herkesle paylaşın. Eski Defterler ailesi olarak hedeflemiş olduğumuz tek şey, özgür bir bilgi aktarımı ve düşüncelerin paylaşılacağı bir alan oluşturmaktır. Bu platformun hazırlanmasında siz yazarlarımızın paylaşımları da en büyük desteklerden biridir. Birlikte büyüyeceğimizi bilmenizde yarar olacak.
Çünkü her bir yazarımız ve paylaştıkları sayesinde Eski Defterler platformu da giderek yükselecek. Sadece ülkemizin gündemi, geçmişi, en çok merak edilen konular hakkında değil, dünyayı ilgilendiren tüm konular ile ilgili mutlaka söyleyecek bir sözünüz vardır.

Düzeyli ve kaliteli bir bilgi, duygu ve düşünce aktarımı yapmak için, kendi yazılarınızı dilediğiniz gibi Eski Defterler 'de paylaşabilirsiniz. Üstelik beğendiğiniz veya yanıtlamak istediğiniz diğer yazarlar hakkında yorum yapabilirsiniz.

Eski Defterler'e Katılarak Özgürleşin!

Eski Defterler'e katılarak özgürleşin ve dilediğiniz gibi düşüncelerinizi paylaşın. Eski Defterler yeni nesil sözlük ailemize katılmak için, yazar isminizi belirlemeniz yeterli olacaktır.
Sitemiz üzerinden hemen “Yazar ol” kısmını tıklayarak ailemize giriş yapabilirsiniz. Sadece gündeme yön veren konular ile ilgili değil, aklınıza gelen her bir düşünceyi kendi özgür cümleleriniz ile paylaşabilirsiniz.

Takip ettiğiniz ve paylaşımlarını beğendiğiniz yazarların cümlelerini de kendi sayfanızda paylaşma özgürlüğünüz bulunmaktadır. Eski Defterler ailemizin en çok dikkat ettiği konulardan birisi de etik ve ahlaki değerledir.

Yazarlarımız duygu ve düşüncelerini paylaşırken, ailemiz de tüm kurallar eşliğinde gerekli kontrolleri yapmaktadır.

Kendinizi Anlatmanın En Özgür Yolu

Kendinizi anlatmanın en özgür yolu olarak Eski Defterler en doğru adres olacak. Sanat, tarih, edebiyat, gündemden haberler, ekonomi veya dilediğiniz tüm konular ile ilgili özgürce paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Dilerseniz gündem hakkında konuşan yazarlarımızın yazılarına göz gezdirebilirsiniz. Kişisel sayfanızda kendi yazılarınızı diğer yazarla paylaşarak, kendi gelişiminize de katkıda bulunabilirsiniz. Kalemine güvenen herkesin bir arada toplandığı Eski Defterler sözlükte yer almak, dijital dünyada özgürce cümlelerinizi paylaşmak için en güzel fırsattır.
Popüler ve yeni nesil bir sözlük olarak yer aldığımız dijital dünyada sadece seviyeli bir bilgi aktarımı yapmak esas amacımız. En yaratıcı düşüncelerinizi, fikirlerinizi paylaşmak, hakkında konuşmak istediğiniz konuları gündeme getirmek için, özgürce yazılarınızı paylaşabileceğiniz Eski Defterler'e sizleri de bekliyoruz.

Dilerseniz yazılarınızı yazarak kaleminizi güçlendirebilir, dilerseniz Eski Defterler 'de vakit geçirerek bilgilerinizi güçlendirebilirsiniz.

diablo 4

eski defterler
Diablo 4 Oynadınız Mı ve hikayesi ilginizi çekebilecek kalitede mi sorularını sizler için araştırıldı. Oyun severlerin dört gözle beklediği oyunlardan birisi de Diablo 4'tür. Özellikle görselleri, grafikleri, ses efektleri dikkat çeken Diablo 4 oyununun hikâyesi de oldukça ilgi çekmektedir.

Eğer Diablo 4 oyunun önceki serilerini oynamış iseniz, hikâyenin devamı sizler için de daha ilgi çekecektir. Oyunun kalitesi, rahatlıkla oyun içerisinde hareket etmek ve hikâyenin daha anlaşılır şekilde devam etmesi gibi pek çok özellikle dikkat çekmektedir.

Animasyonları ile ilgi gören Diablo 4 oynadınız mı ve oyun hakkında tüm merak edilen detaylar için yazımıza göz gezdirebilirsiniz.

Diablo 4 Hikayesi

Diablo 4 hikayesi, serini bir önceki versiyonu olan Diablo 3'ün devamı olarak karşımıza çıkıyor. Pek çok oyuncu yine hikâyenin devamında yer alıyor. Bununla birlikte seri bir oyun olduğu için, yeni geliştirilen oyuncular da Diablo 4'de dikkat çekiyor.
Diablo 4 hikâyesi öncesinde diğer serilerdeki hikâyeye de göz atmakta yarar olacaktır. Bir önceki oyun olan Diablo 3'te inanılmaz bir mücadele bulunuyordu. Malthael ile birlikte büyük kötülüklere karşın mücadelenin geçtiği Diablo 3, iblislerin ve lordların savaşı olarak da açıklanabilir.

Ancak bu hikayede dikkat çeken ana antagonist Diablo 4 oyununda karşınıza çıkacak. Peki Diablo 4 hikayesi içerisnde tüm dikkatleri üzerinde toplayan ana antagonist hakkında bilinmeyenler nelerdir?

Ana antagonist Diablo 4 oyunda bulunan Lilith karakterini incelemek gerekmektedir. İnsanlığın annesi sıfatı ile tanınan Lilith ise, Diablo 4 oyunu içerisinde sizin savaşmanız gereken ana karakter olarak tanınmaktadır. Yani Diablo 4 oyunu içerisinde ana karakter olan Lilith ile savaşarak, oyun sonunu kazanmanız gerekmektedir.

Diablo 4 Alınmalı Mı?

Diablo 4 alınmalı mı sorusunu pek çok açıdan değerlendirerek yanıtlamak daha doğru olacaktır. Özellikle yeni karakterler, eski karakterlerin devamı ve yenilenmiş optimizasyonu ile daha göz alıcı bir oyun haline dönüşmüştür.

Pek çok oyun severin dört gözle beklediği Diablo 4 oyunu kesinlikle alınmalı ve denenmelidir. Yeni çıkan bir oyun olduğu için, oyunun geliştirilmesi ve PC ile kusursuz bir sürüme kavuşması için eleştiriler de yapılmaktadır.

Ancak güvenli bir oyun oynamak ve görsel açıdan sizleri tatmin edici bir seçim yapmak istiyorsanız, Diablo 4 ideal bir seçim olacaktır.

Diablo 4 Amaç Ne?

Diablo 4 amaç ne diye soruyorsanız, kısaca oyun içindeki en güçlü ana karakteri oluşturmanız ve buna sahip olmanız diyerek yanıtlayabiliriz.

Diablo 4 oyunu ve diğer geçmiş bölümlerinde de her zaman esas hedef ve amaç ana karakteri yükseltmek ve onu oyunun birincisi yapacak güçlü hale getirmektir.

Diablo 4 Kaç Saat Sürüyor?

Diablo 4 kaç saat sürüyor ve oyun sonuna gelmek ortalama olarak ne kadarlık bir zamanı alıyor diye merak ediyor olabilirsiniz. Serinin geçmiş hikâyesinin devamı olmasının yanı sıra, yeni karakterler de oyunda bulunduğu için net bir zaman diliminden bahsetmek doğru olmayabilir.
Ancak ana hikâyeye bağlı kalındığı ve diğer oyunlara bakıldığı zaman Diablo 4 serisinin de ortalama olarak en az 25 sat sürdüğü söylenebilmektedir. En fazla 30 saatlik bir zaman diliminde oyununu tamamlayabilirsiniz.

Diablo 4 2023 Haziran ayı itibari ile oyun severlere sunulmuştur. Şu an aktif olarak oyun piyasası içerisinde yer adlığı için oynanabilmektedir.

Diablo 4 Online Mi?

Diablo 4 online mi sorusu oyuncular tarafından sıkça merak edilmektedir. Online olarak oynanmaktadır. Bununla birlikte, dilerseniz oyun içinde tek başınıza hareket edebiliyorsunuz. Ancak arkadaşlarınız ile bir arada oyun içinde hareket etme şansınız da bulunuyor.

z kuşağı videoları

eski defterler
Z Kuşağı Neden Video İzliyor sorusuna cevaben gelişen teknoloji ışığında akıllı telefonların ve sosyal medyanın birleşmesi ile gençlerin vakit geçirmek adı altında videolar izlediğini söylemek mümkündür. Sürekli olarak gelişen ve gündemi değişen sosyal medya platformlarında yer sahibi olmak isteyen Z kuşağının video izlemesi oldukça normal bir durum olarak karşılanmaktadır.

İzlenilen videoların konusu kişisel isteklere bağlı olarak değişiklik gösterse de her Z kuşağı üyesinin gündemde kalmak yeni şeyler öğrenebilmek ve vakit geçirmek amacıyla video izlediklerini söylemek mümkündür.

Pek çok kişinin aklına gelen Z kuşağı neden video izliyor sorusuna ek olarak hangi tür videoları daha sık izliyor sorusuna cevaben istatiksel olarak Z kuşağının daha çok YouTube platformunda olan fenomenlerin videolarını izleyip takip ettiği görüntülenmektedir. Diğer sosyal medya platformlarında gündeme gelmiş ve fenomen olmuş kişileri ünlü gibi görüp zaman zaman hayran olur izlenmesinin mümkün olduğunu söylemek gerekmektedir.

Youtube platformu gibi diğer video izleme platformlarında da Z kuşağının çokça ilgisinin olduğu görülmektedir. Gün içerisinde farklı konulara değinmek ve haber almak için izlenilen her bir videonun genç nesilde kimi zaman olumlu kimi zaman olumsuz izler bıraktığı görülmektedir. Bu konuda anne ve babaların konuya doğru şekilde el atmasının gerekli olduğu vurgulanmaktadır.

Z Kuşağı Ne İzliyor?

Z kuşağı ne izliyor sorusuna yanıt olarak günlük hayatta olan olaylar ile ilgili ekranlara taşınan videoları izlediklerini söylemek gerekmektedir. Aynı şekilde ağırlık olarak fenomen olmuş kişilerin yapmış olduğu günlük vlog ve diğer video konseptlerini izledikleri görülmektedir. Konuya ek olarak dizi ve filmler ile ilgili olan videoları da izledikleri görülmektedir.

Sosyal medya algoritmasında olan her şeyi izleyebilecek potansiyelde olan Z kuşağı, sosyal medyada günlük hayatta gerek video gerek post ve paylaşımları izleyerek vakit geçirmektedir. Burada dikkate alınması gereken noktanın Z kuşağı ile sosyal medyanın iç içe olduğudur. Eğlenmek ve dinlenmek için girilen video izleme platformlarında dakikalar ve hatta saatler harcandığı kayda geçilmiş bir durum olarak uzmanların karşısına çıkmaktadır.

Sürekli olarak gelişen ve yeni fikirleri ile hayatta izler bırakma arayışına giren Z kuşağının izlediği videolar kişiden kişiye değişmektedir. Kimi genç kuşak insanı gündemi takip etmek için videolar izlemeyi tercih ederken kimi genç kuşak insanı kendini geliştirmek için videolar izlemeyi tercih etmektedir.

Z Kuşağı Ne İster?

Z kuşağı ne ister sorusuna yanıt olarak Z kuşağını anlamak bu sorunun yanıtı olabilmektedir. Z kuşağının isteklerini anlayabilmek onlarla daha iyi bir iletişim kurmaya imkan sağlamaktadır. Z kuşağı sevilmek, değer görmek haklarını savunmak ve özgür olmak istemektedir. İtaat etmek onlara göre olmadıklarından bizim zamanımızda şöyle böyleydi sözleri ile başlayan cümleler duymak istemedikleri görülmektedir.

İsteklerini sürekli olarak hatırlatmak zorunda olan Z kuşağı sosyal medya gücü ile kendilerini daha iyi ifade edebilmektedir. İşte tam da bu yüzden Z kuşağının diğer kuşaklara göre daha fazla video izledikleri görülmektedir.

Video izleyerek ve o videodan çeşitli çıkarımlar yaparak varoluşsal savaşlarını küçük çapta bile olsa ortaya koymaya çalışmaktadırlar.

Her anlamda kendilerini gösterme çabasında olan Z kuşağını anlamak ve bir nebze olsun seslerini duymak için zaman zaman büyüklerinden video izledikleri görülmektedir.
Bu durum bir anlamlandırma çalışması halini almaktadır. Şimdilerde büyük küçük herkesin sosyal medyada olması ve çeşitli videolar izlemesi Z kuşağının eseri olarak görülmektedir. Etkileşim halini alan bu video izleme durumu büyük küçük herkesin tesirinde var olmaktadır.



dünyanın en güzel insanı

eski defterler
Dünyanın En Güzel İnsanı Kimdir Ruhen Mi Bedenen Mi Güzellik Önemlidir sorusuna cevap olarak güzelliğin çok göreceli bir kavram olduğunu her iki yönden de insanın güzel olması gerektiğini söylemek gerekir.

Dünyanın en güzel kadını olarak listenin en başında Emma Watson yer almaktadır. Dünyanın en güzel erkeği ise Rege Jean Page'dir. Her iki kişinin de yüzlerinin altın orana oldukça yakın olması nedeniyle birinci sıraya oturdukları görülmektedir.

İnsanın yüz güzelliği kadar iç güzelliğinin de oldukça kıymetli bir yere sahip olduğunu söylemek gerekmektedir. Ruh güzelliğinden kasıt sevecen , sabırlı, ve kibar olmak gerekmektedir. İnsanın adaletli olması ve güçlü bir kişiliğe sahip olması gerekmektedir. İnsanın sadece yüzünün güzel olması pek bir anlam ifade etmemektedir.

Burada atlanılmaması gereken nokta yüz güzelliğinin belli bir yere kadar geçerli olduğudur. Cilt güzelliği yaş ilerledikçe yada başka nedenlerden dolayı elbet bir gün son bulmaktadır. Önemli olan bu güzel cilt kaybedildikten sonra insan ruhunun nasıl bir görünüme sahip olduğudur.

Ruh Güzelliği Ne Demek?

Ruh güzelliği ne demek diye merak edenlere cevap olarak insanın iyi ve karakterli olması anlamına gelmektedir. İnsana en çok yakışan şeyin ruh güzelliği olduğunu vurgulamak gerekmektedir. Yüz ve beden güzelliğinin de ayrı bir yeri var olmaktadır. Fakat sadece yüz ve beden güzelliği taşıyan bir insan bu güzelliği kaybettiğinde tabiri caizse ruhen çirkin görünmeye başlayabilmektedir.

İnsan toplumda kendi değerini en iyi şekilde yansıtabilmesi ve ikili ilişkilerinde güzel bir yere sahip olabilmesi için sadece beden değil ruh güzelliği ile bunu yapabilmektedir.
Başkalarının haklarına saygı duymayı bilen, sıcak ve sevecen yapılı kişilerin toplumda daha güzel bir yere sahip olduğu görülmektedir. İnsanların taktir ettiği güzellik ruh güzelliğidir, beden güzelliği sadece beğeni toplamaktadır.

Ruh ile güzelleşen beden elbet yüze de yansımaktadır. Her ne kadar güzel bir insan ile tanışılmış olsa da zamanla çirkin, kötü davranışlar ve duygularla hareket edildikçe tanışılmış insandan soğuma gerçekleşebilmektedir. Böyle bir durumda beden ve cilt güzelliğinin ehemmiyeti kalmamaktadır.

Dünyanın en güzel insanı kimdir ruhen mi bedenen mi güzellik önemlidir sorusuna cevap olarak ruh güzelliğinin beden güzelliğinden daha ön planda olduğu söylenebilmektedir. Yukarıda verilen örnekle ilgili ek olarak destekleyici bir kaç farklı görüşe yer vermek daha uygun düşmektedir.

Yüz ve beden güzelliğinin zaman içerisinde farklı yollarla daha iyi hale gelirken mümkün olmaktadır. Fakat bir insanın iç güzelliğini daha iyi hale getirebilmesi çok zor bir süreçtir. Zor olan her şey kıymetlidir ve kaybedilmesi istenmemektedir.

Güzellik ne kadar önemli?

Güzellik ne kadar önemli sorusuna cevap olarak insanın güzel görünümü istediğin altını çizmek gerekmektedir. Güzelliğin öneminin hayatta kaçınılmaz bir değere sahip olduğunu vurgulamak gerekir.

İnsanın kendini güzel hissetmesi psikolojik anlamda büyük bir yere sahip olduğu için pek çok kişinin estetik operasyon geçirdiği görülmektedir. Sağlıklı ve doğal bir güzelliğe sahip olan insanların pozitif anlamda kendisini daha mutlu hissetmesi ve hayatına daha iyi adapte olmasını sağlamaktadır. Kariyer olarak işini odaklanmasını da aynı oranda sağlamaktadır.

İnsanın kendini güzel hissetmesi aynı zamanda iyi hissetmesine yol açmaktadır. Sadece beden güzelliği değil ruh güzelliği de aynı şekilde kendisini iyi hissetmesine yol açmaktadır. İnsanın ruh ve beden güzelliğinin olması gelen anlamda bakılacak olursa birbirini tamamlayan iki yapboz parçası halindedir.





eteğindeki taşı dökmek böbrek taşı dökmeye benzemez

eski defterler
Eteğindeki Taşı Dökersen Rahatlamak Mı Korku Mu Sizi Sarar dediğimizde farklı bir duygu içerisine girebilirsiniz. Bildiğiniz gibi, günlük hayatta en sık kullanılan deyimlerden birisi eteğindeki taşı dökmektir.

Kişinin tüm bildiklerini anlatması ve içinden geçenleri söylemesi olarak tanımlanabilmektedir. Genellikle ikili ilişkilerde tartışma sırasında, taraflar eteklerindeki taşı dökerek karşı tarafı suçlama eğilimi içine girerler.

Sizler tartışma esnasında eteğinizdeki taşı dökenlerden misiniz? İçinde bulunduğunuz durumda tüm bildiklerinizi anlatmak, sizi rahatlatabileceği gibi aynı zaman da korkutabilir. Peki, eteğindeki taşı dökersen rahatlamak mı korku sizi sarar?

Eteğindeki Taşları Dökmek Ne Anlama Gelir?

Eteğindeki taşları dökmek ne anlama gelir ve hangi durumlarda bu davranış psikolojisi içine girildiği ile ilgili merak edilenler için doğru yerdesiniz. Eteğindeki taşları dökmek deyiminin sözlük anlamı, tüm bilinenleri anlatmaktır.

Eşiniz, arkadaşınız, sevgiliniz, anneniz veya kardeşiniz ile gergin bir tartışma ortamı sırasında pek çok konuda konuşabilirsiniz. Geçmişle ilgili konuşmak, eski konuları tekrar gün yüzüne çıkarmak veya karşınızdaki kişi ile ilgili detayları söylemek de eteğindeki taşı dökmek olarak açıklanabilmektedir.

Olumsuz bir deyim türü olan eteğindeki taşları dökmek, özellikle nefret ve kin gibi duyguların karşı tarafında aktarılmasında kullanılmaktadır.

Eteğinizdeki Taşları Dökünce Ne Hissedersiniz?

Eteğinizdeki taşları dökünce ne hissedersiniz dediğimizde muhtemelen gözünüzün önüne pek çok an gelmiştir. Tartışmalar sırasında, karşınızdaki kişiye olan tüm olumsuz duygularınızı, düşüncelerinizi ve onun hakkında tüm bildiklerinizi anlatmış olabilirsiniz.

Bu durum sizi tedirgin edebilir ve aynı zamanda korku sarabilir. Çünkü sevdiğiniz kişi ile aranızdaki ilişkinin kopma noktasına gelmesi, sizin eteğinizdeki taşları dökmenizden dolayı meydana gelebilir.

Eteğindeki taşı dökersen rahatlamak mı korku mu sizi sarar dediğimizde pek çok kişini rahatlamak dediğini duyar gibiyiz. İnsanlar içindeki duyguları ve düşünceleri tam anlamı ile karşı tarafa anlattığında rahatlama hissedebilir.

Ancak sonrasında bağın tamamen kopma noktasına gelmesi, karşı tarafın da sizinle ilgili tüm bildiklerini anlatmaya başlaması, işin daha kötü bir yere gitmesine neden olabilir.

Eteğindeki Taşları Dökmek ve Sözün Altında Kalmamak

Eteğindeki taşları dökmek ve sözün altında kalmamak farklı deyimler olsa da aynı amaç için kullanılmaktadır. Olumsuz durumlarda kullanılan her iki deyimde tek fark ise, eteğindeki taşları döktüğünde tüm bildiklerinin anlatılmış olmasıdır.

Popüler bir deyim olan eteğindeki taşı dökmek, kişilerin gerçek niyetinin de tam anlamı ile anlaşılmasını sağlar. Düzeysiz bir tartışma sırasında karşınızdaki kişinin aslında sizin hakkınızda neler bildiğini ve ne düşündüğü eteğindeki taşları döktüğünde anlayabilirsiniz.

Kavga sırasında sözün altında kalmamak ise, bu durumdan daha farklıdır. Sadece size söylenen cümlelere karşılık vermeniz ve belli bir düzeyde bunu yapmanız sözün altında kalmamak olarak açıklanabilir. Ancak eteğindeki taşları dökmek, ilişkilerin artık son noktasında devreye girmektedir.

Eteğindeki Taşları Dökmek Doğru Bir Davranış Mı?

Eteğindeki taşları dökmek doğru bir davranış mı yoksa olmaması gereken bir davranış mı olduğu tartışılmaktadır. Eteğindeki taşları dökmek, herhangi bir tartışmayı olumlu bir noktaya götürmemektedir. Bu yönü ile düzeyli bir tartışma durumu sırasında kullanılmamaktadır.
Huzursuzluğun artmasına ve kavga veya tartışmanın büyümesine neden olmaktadır. Bunun için eteğindeki taşları dökmek, kimileri için korku duygusunu tetiklerken kimileri için rahatlatıcı bir eylemdir. Bilinmeyenlerin anlatılması, sırların söylenmesi eteğindeki taşların dökülmesi ile ortaya çıkmaktadır.

Eğer karşınızdaki kişi ile olan ilişkinizi gözden çıkartmak için eteğinizdeki taşları dökme kararı aldıysanız, bu durum sizi rahatlatacaktır. Ancak karşınızdaki kişiyi kaybetmek istemiyorsanız, tartışmaları belli bir düzeyde tutmanızda yarar olacaktır.


eskiden bayramlar

eski defterler
Eskiden Bayramlar Nasıldı, Şimdi Nasıl diye mutlaka sık sık dostlarınız ile sohbet ediyorsunuzdur. Özellikle aile büyükleri ile bir araya geldiğinizde, sürekli eski bayramlardan bahsettiklerine şahit olabilirsiniz. Günümüzde manevi değerlere eskisi gibi öne verilmemesi pek çok değerin de unutulmasına neden olmaktadır.

Özellikle gelişen teknoloji ile birlikte, insanların da toplum yapısı ve düzeni değişmektedir. Bu da manevi değerlerin geri planda kalmasına neden olan en önemli nedenlerden biridir. Özellikle ülkemiz için çok önemli olan milli ve dini bayramlarda bu değerlerin korunması gerekmektedir.
Bu sayede akrabalık, komşuluk ve arkadaşlık gibi toplumu bir araya getiren unsurların bağları da kuvvetlenmektedir. Eskiden bayramlar nasıldı şimdi nasıl diye merak ediyorsanız tüm detaylar için yazımıza devam edebilirsiniz.

Eski Bayramlar ve Şimdiki Bayramlar Arasındaki Farklar

Eski bayramlar ve şimdiki bayramlar arasındaki farklar çok dikkat çekici detaylar ile göze çarpmaktadır. Ziyaretler, bayramlıklar, harçlıklar ve pek çok detay günümüzde eskisi kadar önemli değildir.

Yine de sizleri nostaljik bir gezintiye çıkaracak eski bayramların özelliklerine göz atabilirsiniz. Eski bayramlar ve tüm detayları şu şekilde listelenebilir:

• Eski bayramlarda önceden bir bayram telaşı yaşanırdı. Özellikle bayramdan önce birkaç gün ev temizliği yapılır, alışveriş ve hazırlıklar misafirler için hazır hale getirilirdi.
• Bayram tatlısı genelde evde annelerimiz tarafından hazırlanırdı. Ev baklavası eski bayramlar denildiğinde akla ilk gelen detaylardan biridir.
• Büyükleri ziyaret etmek, bayramlarda olmazsa olmazlar arasında yer alırdı. Küçükler her zaman büyükleri ziyaret ederler, el öperler ve bayramlaşırlardı.
• Bizim kültürümüzde bayram demek, kırgınlıkların bitmesi ve küslerin barışması anlamına gelirdi. Özellikle pek çok kişinin bayram dolayısı ile barışması sağlanırdı.
• Bayramlık ise, gözleri dolduran eski bayramların en önemli özelliklerinden biridir. Küçüklere bayramlıklar alınırdı. Küçükler ise, bayramlıklarını giymek için sabahın olmasını heyecanla beklerlerdir.
• Mendil ve harçlık da yine eski bayramların en önemli özelliklerinden biridir. Küçükler büyüklere ziyarete gittiğinde el öperler ve mendil içinde bayram harçlıklarını alırlardı.
• Aile yemekleri, geniş sofralar ve komşular ile geçirilen uzun akşamlar ve sohbetler de yine bayramların en güzel aktivitelerinden biridir. Uzun süredir birbirini görmeyen pek çok kişi eski bayramlarda bir araya gelerek hasret giderirlerdi.

Eskiden Bayramlar Nasıl Olurdu?

Eskiden bayramlar nasıl olurdu ve günümüzde değişen tüm yönleri merak konusudur. Eski bayramlar ile günümüzde kutlanan bayramlar arasındaki en önemli fark kesinlikle büyükleri ziyaret etmek olabilir.

Artık akıllı telefonların kullanılmaya başlanması ile birlikte, insanlar ziyarete gitmekten geri durmaktadır. Görüntülü konuşmak, bayramlaşmak için yeterli hale gelmiştir.
Bayram tatilinde pek çok kişi tatile gitmeyi tercih etmektedir. Ekonomik şartlar ve günlük ve iş yaşantısının koşuşturması gibi nedenlerden dolayı aile büyükleri, komşu ve akraba ziyaretleri pek tercih edilmemektedir.

Aile Büyükleri Eskiden Dini Bayramları Nasıl Kutlardı?

Aile büyükleri eskiden dini bayramları nasıl kutlardı ve nelere dikkat ederlerdi soruları ile sıkça karşılaşmış olabilirsiniz. Aile büyükleri eski bayramlara çok özen gösterirdir. Bayram hazırlıkları en az bir hafta öncesinden başlardı.

Mahalle esnafından alınan bayram şekerleri, kolonyalar, hazırlanan mendiller ve bayram harçlıkları ziyarete gelecekler için önceden hazır edilirdi. Eskiden bayramlar nasıldı denildiğinde nostaljik pek çok görüntü gözünüzün önüne gelebilir. Ancak günümüzde de özellikle mahalle hayatını sürdüren yerlerde, eski bayramların kutlanmaya devam edildiği bilinmektedir.
Geleneklerin korunması ve sürdürülmesi için eski bayram ruhunu yakalamak gerekmektedir. Büyüklerin ziyaret edilmesi, küçüklere harçlık verilmesi, aile yemekleri ve keyifli sohbetler eski bayramların unutulmaz anlarındandır.

twitter x yakında da tarih olur

eski defterler
Twitter X Oldu Yakında Tarih Olur Mu sorusu başta olmak üzere bu gibi soruların sıklıkla gündeme geldiği yakın zamanda sıklıkla görülmektedir. Twitter'ın CEO'su Elon Musk son zamanlarda gündemi epey değiştiren bir bildiri yayınladığı görülmektedir. Bu bildiride Twitter'ın isminin ve logosunun değişeceği görülmektedir. Yeni konu olan ve gündemi yakından ilgilendiren bu konu hakkında tüm detaylar Elon Musk'ın özel hesabından aktarılmaktadır ve yer almaktadır.

Kuşlara veda etmek ifadesini dile getiren Elon Musk yenilikler hakkında yaptığı açıklama ile sosyal medya platformlarında gündem haline geldiği görüntülenmektedir. Elon Musk'ın yapmaya karar verdiği bu değişiklik hakkında pek çok farklı bakış açısının olduğu görülmektedir.
Konuya ilişkin bilgilerini halen devam ettiren Musk Twitter üzerinden yaptığı paylaşımlarla gündemi sarsan haberi doğrulamaktadır. Gündemi yeni tartışma konusu olan Twitter x oldu yakında tarih olur mu sorusu hala sıcaklığını korumaktadır. Tıpkı bu soru gibi Twitter'ın üzerine gelecek olan köklü değişiklikler hakkında da çok fazla soru akıllara getirilmekte ve sorulmaktadır.

Twitter'ın gidip yerine x gelmesi konusunu gündeme gelmesi ünlü milyarder aynı zamanda iş adamı olan Elon Musk'ın fikrinin olduğu görülmektedir. Elon Musk'ın özel olarak ilgilendiği bu köklü değişikliklerin detayları yine Elon Musk tarafından öğrenilmektedir.
44 milyarlık bir işe imza atan Elon Musk yaptığı her paylaşımda gündemi daha bir derinden sarsmaktadır. Köklü değişim sinyallerini daha çok önceden veren Musk, beklenen tarihin çok yakın olduğunu belirtmektedir. Her geçen gün Elon Musk'ın yapacağı köklü değişiklikler hakkında pek çok fikir ortaya atılmaktadır.

Twitter Değişti Mi?

Twitter değişti mi sorusuna herkes bir yanıt bulmaya çalışmaktadır. Konuyla alakalı sürekli olarak üretilen sorulara herkes bir cevap bulmaya çalışmaktadır. Konuya ilişkin gelen bir bilgiye göre artık Twitter'ın eski alan adının değişip x.com olacağı bilinmekte ve gündem konusu olmaktadır. Aynı şekilde sadece alan adının değil simgesinin de değişecek olması meraklı gözleri uygulama üzerine toplamaktadır.

Her gün milyonlarca twit atılan ve paylaşımlarda bulunulan sosyal medya platformunun köklü değişiklikleri pek çok kişiyi heyecanlandırmakta ve meraklandırmaktadır.
Elon Musk Twitter'ı satın aldıktan kısa bir süre sonra yapmış olduğu değişiklikler ile uygulamaya farklı bir boyut kazandırdığını söylemek mümkündür. Konuya ilişkin en dikkat çeken ayrıntının hesap kullanıcılarına tweet görüntüleme limiti koyulması olduğu görülmektedir. Aynı şekilde tanınmış olan kişi ve kurumların var olan hesaplarına uygulanmış hesap statüsünün paralı hale getirildiği görülmektedir.

Twitter'da gündem olan ve hala konuşulmaya devam eden güncel konu Twitter'ın artık basit bir uygulamadan çok daha fazla olduğudur. Her şeyin yeniden dizayn edilecek olması gündemi hareketlendiren bir unsur haline gelmektedir.

Konuya ilişkin artık Twitter uygulamasının tarihe karışması yakındır gibi ifadeler ile kullanıcılar tüm dikkatlerini Elon Musk ve yaptığı paylaşımlara yönlendirmektedir. Elon Musk'ın yeni profil fotoğrafının Twitter'ın yeni logosu ile değiştirilmiş olması gündem haline geldiği görülmektedir. Yeni X markasının detaylarını her gün veren Elon Musk yapmış olduğu köklü değişiklikler ile adını her yerde hala duyurmaktadır.

Yapılan bu çalışmalar dahilinde sürecin hızla ilerlediğini belirtmek gerekmektedir. Twitter'ın artık çok kısa sürede tarih olacağı konuşulmaktadır. Twitter hesabı kullananları yakından ilgilendiren ve sürekli olarak gündemde kalmayı başaran bu konu insanların daha fazla sosyalleşmesini sağlamak amacıyla değiştirildiği ön görülmektedir. Herkesin merak ettiği ve üzerinde farklı düşünceler ürettiği bu konu hakkında tüm detaylar için gözlerin Elon Musk'a çevrildiği görülmektedir.

trende tek başına yolculuk

eski defterler
Trende Tek Başına Yolculuk Yapsanız Hedefiniz Neresi Olurdu sorusuna binlerce farklı yanıt gelebilir. Herkesin tek başına uzun bir seyahate çıkma hayali vardır. Gerek araba, gerekse uçak ile seyahat etmek isteyebilirsiniz. Ancak biraz daha nostaljik bir seçim yapmak isterseniz, tercihinizi trenden yana kullanabilirsiniz.

Özellikle son dönemlerde daha da popüler bir seçim olan trenle yolculuk yapmak, sizler için de eşsiz bir deneyim olabilir. Tren ile sadece yurt içinde değil, yurtdışında da eşsiz bir seyahat deneyimi yaşayabilirsiniz.

Uzun bir yolculuk yapmanın yanı sıra konforu, doğal güzellikleri daha yakından görebilme ve eşsiz manzaralara tanıklık edebilme gibi alternatifleri ile tren yolculuğu her zaman popülerdir. Trende tek başına yolculuk yapsanız hedefiniz neresi olurdu ve en çok tercih edilen tren rotaları ile ilgili tüm merak edilenler için yazımıza göz gezdirebilirsiniz.

Trenle Yurtdışına Gidilecek Yerler

Trenle yurtdışına gidilecek yerler arasında birbirinden farklı rotalar yer almaktadır. Dünyayı gezmek için farklı bir seyahat yöntemi arıyorsanız, seçiminizi tren yolculuğundan yana kullanabilirsiniz. Ülkemizden yurtdışı için trenle seyahat edebileceğiniz yerler oldukça fazladır.
Özellikle tren seyahati ile Avrupa'nın pek çok yerini gezip görebilme şansınız bulunmaktadır. Diğer seyahat türlerine göre tren yolculuğu biraz daha uzun sürebilmektedir. Ancak tren yolculuğu ile manzaraların keyfini çıkartabilirsiniz. Masalsı bir yolculuk yapmak için tren ile özellikle Sofya'ya gidebilirsiniz.

Bulgaristan geziniz için plan yaparken, tren yolculuğuna öncelik verebilirsiniz. Trenle yolculuk yapabileceğiniz yurtdışı seçenekleri arasında oldukça popüler olan Romanya da yine ilk sıralarda yer alıyor. Özellikle keyifli bir Bükreş gezisi planını unutulmaz kılmak için, trenle seyahat edebilirsiniz. Sırbistan da yine ülkemizden trenle gidebileceğiniz yurtdışı alternatiflerinden biridir.

Trenle Yurtiçinde Gidilecek Yerler

Trenle yurtiçinde gidilecek yerler içerisinden güzel bir liste hazırlayabilir ve ülkemizdeki pek çok görme şansına da sahip olabilirsiniz. Bir dönem oldukça popüler olan Doğu Ekspresi tren yolculuğu halen devam etmektedir.

Özellikle doğu bölgesini gezmek ve trenle dolaşmak için ideal bir seçimdir. Bununla birlikte ülkemizdeki hemen her şehre tren ile seyahat edebilmek mümkündür. Zevkli bir seyahat ve ülkemizin eşsiz manzaralarını yolculuğunuz sırasında görüntülemek için istediğiniz rotayı tercih edebilirsiniz.

En Güzel Tren Rotaları

En güzel tren rotaları ülkemizin her bölgesini görebileceğiniz farklı seçenekler ile karşımıza çıkıyor. Sadece doğu bölgesi için değil, İç Anadolu ve Ege bölgesi için de dilediğiniz yerden trene binebilir ve bölgeleri dolaşabilirsiniz.

Pamukkale Ekspresi ise, ülkemizde sıklıkla tercih edilen tren seyahati duraklarından biridir. Bölgede yapacağınız keyifli bir tren yolculuğu ile bölgenin en güzel yerlerini de görebilme şansınız bulunmaktadır. Kurtalan Ekspres ve Van Gölü Ekspresi de yine tercih edebileceğiniz diğer alternatiflerdendir.

Trenle Yolculuk Yapmanın Ayrıcalıkları

Trenle yolculuk yapmanın ayrıcalıkları sayesinde daha dinlendirici ve daha rahat bir şekilde seyahat edebilirsiniz. Tatil planı yaparken herkes öncelikle uçak veya araba ile seyahat etme fikrini düşünmektedir.

Ancak daha farklı deneyim yaşamak için, trenle de seyahat edebileceğinizi bilmelisiniz. Trenle yolculuk yapmanın ayrıcalıklarını sizler için listelendi.

• Konfor açısından tren yolculuğunun daha ayrıcalıklı olduğunu söylemek mümkündür. Özellikle size ait olarak tahsis edilen kompartımanlarda yatakta keyif yaparak yolculuğunuza devam edebilirsiniz.
• Tren içerisinde yemek yemek gibi ayrıcalıklar da sizleri beklemektedir.
• İstediğiniz gibi tren içerisinde hareket edebilir ve dolaşabilirsiniz.
• Diğer yolculuk alternatiflerine kıyasla trenle yolculuk yaparken, herhangi bir bagaj kısıtlamasına maruz kalmazsınız. Trenle tek başına yolculuk yapmak, herkesin bir kez de olsa deneyimlemesi gereken aktivitelerden biridir.

xbox ve playstation

eski defterler
Xbox Mı Playstation Mı diye merak edenlere hangisinin daha iyi olduğunu söylemek için öncelikle özelliklerinden bahsetmek gereklidir. İki ürününden farklı özelliklerinden dolayı pek çok farklı satın alıcısı bulunmaktadır.

Dünya çapında üretilen ve sıklıkla tercih edilen her iki ayrı özelliklere sahip oyun konsollarını fiyat olarak değerlendirilecek olursa Xbox'ın serilerini Playstation'a göre daha uygun fiyatlı olduğunu görmek mümkündür.

Playstation'ın Xbox'a göre yüksek fiyatlı olmasının nedeni teknik özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Hız ve farklı oyun seçenekleri nedeniyle fiyat farkını bulunduğunu söylemek mümkündür.

Kullanım yönünden her iki konsolunda ayrı ayrı özelliklerinin olması seçim konusunda kafa karışıklığına neden olmaktadır.

Tercih edilen oyunların da konsol seçimi ile ilgili bir bağlantısının olduğunu söylemek gerekmektedir. Satın almadan önce her iki konsolun bütün genel özelliklerini ve sunmuş olduğu avantajları ele alarak istekler doğrultusunda doğru şekilde hareket etmek gerekmektedir.
Playstation'ın okuma ve yazma hızı göre iki kat hızlı olduğundan oyunların yükleme süreleri ve ara sahne geçişleri daha iyi bir performans sergilemektedir.

Playstation'ın ek bağlantı seçeneği ve Bluetooth ile bağlanabilme özelliği kullanım yönünden artı bir avantaj sağlamaktadır.

Her iki cihaz arasında çok büyük bir farklılık olmamakla birlikte oyun oynama konforu göz önünde bulundurulduğunda Playstation'ın daha uzun süre yüksek performansta kullanılabileceğini söylemek mümkündür.

Uzun yıllar kullanılacağı için fiyat konusunda da oldukça avantajlı durmaktadır. Bu değerler dikkate alındığında tercih edilme konusunda PlayStation Xbox'a göre 1-0 önde durmaktadır. Fakat uygun fiyat ve sunmuş olunan oyunlar ile Xbox'ın Playstation'a göre daha cazip geldiği görülmektedir.

Xbox İle Playstation Arasındaki Fark Nedir?

Xbox ile Playstation arasındaki fark nedir diye merak edenlere soruya bir kaç basit maddeler ile cevap vermek çok daha uygun olmaktadır.

• Playstation Sony Interactive Entertainment tarafınca üretilen bir cihazdır. 1994 yılında üretilmiştir.
• Xbox Microsoft tarafından üretilen bir cihazdır. 2001 yılında üretilmiştir.
• Playstation'ın ve Xbox'ın kendine has özel üretilmiş olan oyunları ile pek çok kişiye hitap ettiği görülmektedir.
• Oyun tercih edilme durumuna göre Xbox oyunları Playstation'a göre daha fazla tercih edilmektedir. Oyunların sürükleyici olmasının da buna ek bir katkısı olmaktadır.
• Playstation'ın kontrol cihazının DualShock 4 olduğunu söylemek mümkündür.
• Xbox'ın kontrol cihazının ise Xbox one controller olduğunu söylemek mümkündür.
• Her 2 kontrol cihazının da hemen hemen aynı işleme sahip olduğunu söylemek fakat aralarda küçük farklılıkların bulunabileceğini belirtmek gerekmektedir.
• Abonelik hizmetleri konusunda her iki konsolun da ayrı ayrı hizmetleri bulunmaktadır. Playstation Now ve Xbox Game Pass gibi abonelikler her iki konsol için de idealdir.
• Xbox'ın sahip olduğu abonelik hizmetinin geriye dönük uyumluluğu bulunmaktadır. Xbox her türlü oyun için ideal bir seçenektir.
• Playstation'ın isek geriye dönük uyumluluğu sınırlı olarak sunulduğunda oyun seçenekleri sınırlı olarak kullanıcıların karşısına çıkmaktadır.

Xbox mı Playstation mı sorularına daha kolay ve net bir cevap bulabilmek için yukarıda bahsi geçen özellikleri dikkatli şekilde incelemek gerekmektedir. Kişisel tercihi bağlı olarak her iki oyun konsolu da en iyi tercih olabilmektedir.

Playstation Oyunları Xbox'a Gelir Mi?

PlayStation oyunları Xbox'a gelir mi sorusunda yanıt olarak Playstation'da yer alan bazı oyunlar için özel anlaşmaların kurulduğu nedeniyle konsolun yöneticisi Microsoft bu konuyla ilgili olumsuz bir yanıt verdiği görülmektedir .

Xbox'mı daha iyi Play Station mı sorusuna Xbox'ın daha gelişmiş ve yüksek ve güçlü konsol ürettiği için tercihi bu yana kullanmak isteyenler için cevap olarak Xbox denilebilmektedir.

sözlük denilince aklınıza ilk gelenler

eski defterler
Sözlük Denilince Aklınıza İlk Gelen Nedir ve sözlük kullanmanın neler kazandıracağı hakkında tüm merak edilenler için doğru yerdesiniz. Günlük yaşantı içerisinde sözlük kullanmak, kimsenin aklına gelmemektedir. Ancak konuşma dilinde bile pek çok kelimeyi yanlış anlamında kullanıyor veya yanlış telaffuz ediyor olabiliriz.

Sözlük denildiğinde akla ilk olarak, kelimelerin anlamının yer aldığı bir kaynak gelmektedir. Dünya üzerinde konuşulan her dilin hemen hemen bir sözlüğü vardır. Türkçe sözlük de yine diğer diller gibi oldukça kapsamlı bir kelime kapasitesine sahiptir.

Türkçe sözlük içerisinde geçmişten gelen ve günümüzde farklı anlamları bulunan pek çok eski kelimeyi de görebilirsiniz. Teknoloji çağına geçiş yaptığımız yıllar içerisinde ise, değişen alışkanlık ve davranışlar ile hayatımıza giren yeni kelimeler de düzenli olarak sözlüklere ilave edilmektedir.

Peki, sözlük denilince aklınıza ilk gelen nedir ve sözlüğün en geniş tanımı için yazımıza devam edebilirsiniz.

Sözlüğün Sözlük Anlamı Nedir?

Sözlüğün sözlük anlamı nedir sorusu karışık gibi geliyor olsa da açıklanmaya değer konulardan biridir. Sözlüğün sözlü anlamı kısaca şu şekilde açıklanmaktadır:
Kelimelerin, deyimlerin anlamalarının alfabetik sıralama ile yer aldığı kaynak sözlük olarak açıklanmaktadır. Türkçe sözlük içerisinde kelimelerin yine Türkçe anlamlarını bulabilmek mümkündür.

Farklı dillere çevrilmiş olan veya kelimelerin diğer dillerdeki karşılığının yer aldığı çeviri sözlükler de sıklıkla kullanılmaktadır. Sözlük denilince genelde farklı dillere çevrilen sözlükler gelmektedir.
Özellikle yabancı dil öğrenmek isteyen pek çok kişinin, öğrenmek istediği dil ile kendi ana dilindeki karşılıkları barındıran sözlükleri kullandığını görebilirsiniz. Türkçe ve İngilizce sözlüğü ve popüler sözlük çeşitlerinden biridir. Bununla birlikte dilimizdeki bazı kelimelerin gerçek ve kapsayıcı açıklamalarını öğrenmek isteyen kişiler Türkçe sözlük de kullanabilmektedir.

Sözlük Neden Kullanılır?

Sözlük neden kullanılır sorusu çok kapsamlı bir şekilde yanıtlanabilir. Kişiler kendi dilleri ile ilgili sözlükleri genellikle konuşma ve yazma yetilerini geliştirmek amacı ile tercih etmektedirler. Özellikle konuşma yeteneğinin geliştirilmesinde, sözlük kullanımı çok fayda sağlamaktadır.
Daha akıcı ve daha anlaşılır bir şekilde duygu ve düşünceleri ifade etmek amaçlı olarak sözlük kullanımı tavsiye edilmektedir. Çevirmenler, öğrenciler, öğretmenler ve yazı işi ile ilgilenen pek çok kişinin günlük yaşantı içerisinde de sık sık sözlüğe başvurdukları dikkat çekmektedir.
Edebiyat ile ilgilenen kişiler de yine daha etkileyici bir anlatım tekniği geliştirmek için, kelimelerin anlamlarını bilmek ve daha fazla kelime öğrenmek için sözlükleri kullanmaktadırlar.

Kaç Çeşit Sözlük Vardır?

Kaç çeşit sözlük vardır ve en popüler sözlük türleri pek çok kişi tarafından merak edilmektedir. Sözlük denilince aklınıza ilk gelen nedir denildiğinde hiç kuşkusuz, yabancı dil eğitimi için kullanılan sözlük türleri gelmektedir. Ancak Türkçe dilinde de dil gelişimi için pek çok farklı sözlük türü yer almaktadır.

En çok tercih edilen ve en popüler sözlük türlerinin arasında alfabetik sözlükler ilk sırada yer almaktadır. Bunlar dışında, çok dilli sözlükler ve tek dilli sözlükler de yine dil gelişimi ve öğrenimi için çokça tercih edilmektedir. Tüm sözlüklerin ortak bir noktası vardır.

Dillerin kelime dağarcığını ve kapasitesini öğrenmek için sözlüklerine bakmak yeterlidir. Bir sözlüğün çok kapsamlı olması o dilin de bir o kadar zengin bir dil olduğunun en önemli kanıtlarından biridir. Bazı sözlüklerde sadece kelimelerin anlamları yer almamaktadır.
Kelimelerin cümle içerisinde farklı şekillerde nasıl kullanılacağı, deyimlerin açıklamaları, eklerin kullanımı gibi tüm detaylar da dillerde yer alan özelliklerden biridir. Sözcüklerin kökenleri ile ilgili detaylı bilgi edinmek için mutlaka sözlüklere başvurulmalıdır.

eski defterler açılınca

eski defterler
Eski Defterler Açılınca Susar Mısınız ya da siz de karşınızdakine eşlik eden taraf içinde olup eskilere gündeme taşımaya devam ediyor olabilirsiniz. Özellikle eski defterleri açmak ikili ilişkilerde daha sık görülen durumlardan biridir.

Sevgiliniz veya eşiniz ile en küçük bir tartışmada bile sürekli olarak, konuların eski olaylara yani geçmişte yaşadıklarınıza getirildiğini fark edebilirsiniz. Bu durum, ilk dönemlerde pek dikkatinizi çekmiyor olsa da süreklilik hissettiğinizde daha büyük bir sorun yaşadığınızı fark etmeniz gerekmektedir.

Özellikle ikili ve duygusal ilişkilerde karşı tarafı suçlamak için geçmişten bahsetmek çok sık yaşanılan durumlardandır. İçinde bulunulan durumdan kişi kendini kurtarmak istediği zaman, örnek vermek ve kıyaslama yapmak için sizin eski dönemlerde yaptığınız hataları söyleyebilir.
Bu durum, içinde bulunduğunuz sorunu çözüme götürmez. Aksine, sizi derinden yaralayan hatalarınızın yüzünüze vurulması ve tekrar tekrar hatırlatılması, özgüveninizi kıracak ve siz manipüle edecek hareketlerdendir.

Geçmişte Takılı Kalmak

Geçmişte takılı kalmak, insan psikolojisini olumsuz etkilemektedir. İnsanoğlu her zaman geleceğe yönelik planlarını yaparken, bazen geçmişte takılı kalarak yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Özellikle kişiler, geçmişlerinde mutlu oldukları olaylar kadar mutsuz oldukları veya utanç duyacakları anları daha sık hatırlamaktadırlar.

Aile bireyleri, sevgiliniz, eşiniz, arkadaşlarınız veya yakınlarınız tarafından sürekli iletişim halinde olabilirsiniz. Ancak ikili ilişkilerinizde hangi pozisyonda olursanız olun, karşınızdaki kişi sürekli olarak geçmişteki hatalarınız ile sizleri yaralamaya çalışabilir.

Aynı yerde takılı kalmak istememek sadece sizin elinizde olan durum değildir. Karşınızdaki kişi veya kişiler sizin geçmişinizde takılı kaldığı için sürekli olarak eski defterlerden bahsedebilir. Bu noktada sizin davranışınız çok daha önemlidir. Peki, siz eski defterler açılınca susar mısınız yoksa tam aksine konuyu değiştirip tartışmayı farklı bir boyuta mı taşırsınız?

Aynı Konulara Takılı Kalmak Nasıl Aşılır?

Aynı konulara takılı kalmak nasıl aşılır ve eski defterleri tamamen kapatmak için yapabileceğiniz davranış durumlarını sizler için derledik. Eski defterleri açmak, herkes için kötü duygu durumlarını akıllara getirir. Geçmişte söylenen sözler, yapılan davranışlar her zaman gelecekte de önümüze çıkabilir.

Kırgınlık yaşadığınız bir arkadaşınız ile sorunlarınızı hallettiğinizi düşünüyor olabilirsiniz. Ancak belli bir zaman sonra, tekrar eski defterler açılabilir ve aynı konular yeniden gündeme gelebilir. Aşılamayan konuların üzerini örtmek ve aslında kişinin affettiğini sanması eski konuların tekrar gündeme gelmesine neden olabilir.

Affettiğinizi sanmak, ileride hem karşınızdakini hem de sizi daha derinden üzecek ve yaralayacaktır. Eski defterleri açmamak için mutlaka sorunun tamamen çözüme kavuştuğundan emin olmalısınız.

İlişkinizi sürdüğünüz kişiye karşı herhangi bir olumsuz duygu barındırıyor olmanız, ileride tekrar aynı konuları konuşabileceğiniz anlamına da gelmektedir. Bunun için iletişimi kopartmak istemediğiniz ancak affetmeye çalıştığınız kişilere karşı hissettiğiniz duyguların adını tam olarak koymanızda yarar olacaktır.

Eski Defterleri Açmak Neyi Değiştirir?

Eski defterleri açmak neyi değiştirir ve ne kadar doğru bir davranış olduğu tartışılır. İnsanın hem karşısındakine hem de kendine iyi davranması ve şefkatle yaklaşabilmesi için mutlaka geçmişi geride bırakması gerekmektedir.

Gelecekte geçmiş ile bağlantılı bir davranışın yapılması durumunda kıyas yapmak, her türdeki ilişkiye zarar verecektir. Gerçekten kendinizi iyi hissettiğiniz ve sizi gerçekten seven ve değer veren insanların eski defterleri sürekli açmayacağından emin olabilirsiniz.
Geçmişte her iki tarafı da inciten durumlar, anılar ve hareketlerin geleceğe taşınmasının kimse için bir getirisi olmayacağını söylemek gerekmektedir. Eski defterler açılınca susmak veya konuyu devam ettirmek yerine, mutlaka durum değerlendirmesi yapmak daha mantıklı olacaktır.

haksızlıklara karşı korunma

eski defterler
Hiç Haksızlık Yaptınız Mı veya birisine gerek yokken haksız davrandığınızı hissetmiş olabilirsiniz. Haksızlık yapmak, oldukça kötü hissettiren bir durum olarak bilinmektedir.

Özellikle vicdanı çok rahatsız eden haksızlık yaptığını hissetmek zaman içerisinde kaldırılamayacak bir yük haline gelebilir. Ancak yaptınız davranışın gerçekten haksız olduğuna karar vermeniz de bu dönemde sizleri olumsuz duygulardan kurutacaktır.

Hiç haksızlık yaptınız mı ve haksızlık karşısında davranışlar hakkında tüm merak edilenler için doğru adrestesiniz.

Haksızlık Duygusu Nedir?

Haksızlık duygusu nedir ve haksızlık yapmanın gerçekten hissettirdikleri insan psikolojisi açısından oldukça önemlidir. İş yerinizde, ailenizde veya arkadaş ile sosyal çevrenizde bazen birine karşın haksızlık yaptığınızı hissetmiş olabilirsiniz.

Üstelik bu duyguyu, günlük yaşantınızda tanımadığınız birine karşın bile hissediyor olabilirsiniz. Haksızlık yaptığınızı düşünüyor ve bu konu ile ilgili sürekli olarak kendinizi sorguluyorsanız, vicdanınızı rahatsız eden bir noktanın olduğunu bilmeniz gerekmektedir.

Özellikle haksızlık kavramı ile adaletsizlik olgusu bir arada değerlendirilmelidir. Haksızlık duygusu ile birlikte gelişen olumsuz pek çok duygu durumu da bulunmaktadır. Öfke ve sinir de haksızlık duygusu ile birebir ilerleyebilmektedir.

Hiç birine haksızlık yaptınız mı sorusundan önce hangi durumda haksızlık yaptığınızı düşündüğünüzü tespit etmeniz daha önemlidir. İş yerinizde çalışma arkadaşınıza herhangi bir nedenden dolayı sesinizi yükseltmeniz bile gün içerisinde yaptığınız haksız davranışa örnek olabilir.

Birinin hakkını yemiş olmak en sık görülen haksızlıklardan biridir. Kendinizi sorguladığınızda birine yaptığınız haksızlığı kabulleniyor iseniz, pişmanlık duygusu ile de baş etmeye hazır olmalısınız.

Haksızlık Yapmak Mı Haksızlığa Uğramak Mı?

Haksızlık yapmak mı haksızlığa uğramak mı sorularının yanıtları herkes için farklılık göstermektedir. Haksızlık yapmak, pek çok kişi için vicdanı bir ömür boyu esir altına alan durumlardan biridir. Bunun için pek çok kişinin haksızlık yapmak yerine haksızlığa uğramayı tercih ettiğini de söyleyebiliriz.

Bir sınavda veya bir mülakatta hiç hakkı yokken sadece yapmak istediğiniz için veya farklı sebeplerden dolayı birine haksız davranmış olabilirsiniz. Yaptığınız haksızlığın sonucunda, aslında kişinin bir ömür boyu yaşantısını etkileyecek bir karar verdiğinizin de farkında olmalısınız.

Çok ihtiyacı olan birinin hayatı ile ilgili önemli bir karar verirken, adil davranmak ve haksız yere karar vermemek insani bir görevdir.

Haksızlık Duygusu İle Savaşmak

Haksızlık duygusu ile savaşmak için hayatın pek çok alanında sakin düşünme ve karar alma yetisini geliştirmek gerekmektedir. Sadece yapılan haksızlıklar karşısında değil, haksızlığa uğrandığında da bu davranışları geliştirerek daha doğru ve yerinde kararlar alınabilmektedir.
Özellikle haksızlık yapan kişiler üzerinde yapılan araştırmalarda, bu durumun tek seferlik bir davranış olarak kalmadığı görülmektedir. Sürekli tekrarlanan haksızlıklarda artık vicdani sorumluluk devreden çıkarak, olumsuz bir alışkanlık pekiştirilmektedir.
Karşınızdaki kişiye haksızlık yaptığınızı anladığınızda, bu durumu kabul etmemeniz de bu olumsuz davranışın pekiştirilmesinden dolayıdır. Peki, haksızlık yapıldığında nasıl davranılmalıdır?

Haksızlığa uğrayan taraf sizseniz, yoğun olarak bir hayal kırıklığı ve nefret duygusu hissediyor olabilirsiniz. Farklı duygu durumlarını da içinde barındıran haksızlığa uğramak, intikam duygusu gibi daha tehlikeli duyguları da devreye sokabilir.

Haksızlığa uğradığınızı düşündüğünüzde, mümkün olduğunca bu durumu karşınızdakine anlatmalı ve dile getirmelisiniz. Bununla birlikte yakınlarınızdan duygusal destek almanız da bu süreçte besleyeceğiniz olumsuz duygulardan uzaklaşmanız adına sizlere yardımcı olacaktır.
Haksızlık yapmak veya haksızlığa uğramak, pek kişinin yaşadığı iki farklı durumdur. Ancak haksızlık yapmanın her zaman bir telafisi olacağını bilmekte yarar olacaktır. Vicdani sorumluluk altında karar almak ve adil davranmak yapacağınız haksızlıkların önüne geçecektir.

hayatın başlangıcı ve bitişi

eski defterler
Hayat Ne Zaman Başladı Ne Zaman Bitebilir soruları dünya üzerinde en çok merak edilen konular arasında yer almaktadır. Pek çok kişi hayatı sorgularken, yaşamın ilk ne zaman başladığını ve ne zaman sonlanacağını da merak etmektedir.

Bilim insanları, yaşamın başlangıcı ile ilgili yaptıkları araştırmalar neticesinde pek çok veriyi insanlık ile paylaşmıştır. Ancak hayat ne zaman bitebilir sorusunun yanıtını vermek oldukça güçtür. Yaşamın ne zaman sonlanacağı ile ilgili birbirinden farklı teoriler ortaya atılıyor olsa da, herhangi bir kesinlik belirten bilgi bulunmamakladır.

Peki, hayat ne zaman başladı ne zaman bitebilir? Yaşam sürecine dair tüm merak ettiklerinizi için yazımıza göz gezdirebilirsiniz.

Dünyada İnsan Yaşamı Ne Zaman Başladı?

Dünyada insan yaşamı ne zaman başladı ve hayata dair bilinen en eski bilgilerin ait olduğu dönem sıklıkla merak edilmektedir. Yapılan araştırmalara göre, fosiller üzerinde ulaşılan en eski bilginin yaklaşık olarak 3,5 milyar yıl kadar öncesinde dayandığı belirtilmektedir.
Bununla birlikte biyologların yaptığı araştırmalarda da hayatın hücreler ile başladığı da bilinmektedir. Özellikle kayalar üzerinde yapılan araştırmalarda, ilk canlıların ne zaman ortaya çıktığına dair pek çok bilgiye ulaşılmıştır. Bulunan karbon örnekleri, bizleri 3,5 ile 4,5 milyar yıl öncesine kadar götürmektedir.

Bu da yaşamın aslında ne kadar eskiye dayandığını gösteren en somut bilgilerden biridir. Hayat ne zaman başladı sorusu için her ne kadar çok eski dönemlerde net bir tarihe gidilmiş olsa da, yine de geliştirilen hipotezler üzerinde çalışmalar devam etmektedir.

Dünyada İlk Yaşam Nerede Başladı?

Dünyada ilk yaşam nerede başladı sorusuna günümüzde net bir cevap vermek henüz mümkün değildir. Ancak bilimsel araştırmalar sonucunda ilk yaşamın okyanusta başladığı üzerinde durulmaktadır. Okyanusun dip bölgelerinde yaşayan mikroorganizmaların yaşamın ilk başlama sürecine ve ilk başlama yerine olanak sunduğu düşünülmektedir.
Dünyada ilk yaşam nerede başladı sorusunu sadece mikroorganizmalar açısından değerlendirmek yanlış olabilir. İnsanlar adına sorulacak olan hayat ilk nerede başladı sorusu için ise, bilim insanları çok daha farklı zaman dilimlerinden bahsedebilmektedir.
Bilim insanlarının tahminlerine dayanarak ilk insanların, 200 bin yıldan daha eski bir dönemde yaşamaya başladıkları söylenmektedir. Ancak günümüzde yapılan araştırmalar neticesinde bulunan yeni olgularda yapılan incelemelerde bu tarihin 300 bin kadar eskiye gittiği de belirtilmiştir.

Özellikle Afrika bölgesinde yapılan arkeolojik kazılarda ilk insanların yaşadıkları dönemin, tahmin edilen zaman diliminden çok daha eskiye dayandığı üzerinde yeni düşünceler oluşmuştur.

Dünyada Yaşam Ne Zaman Bitecek?

Dünyada yaşam ne zaman bitecek ve hayatın son bulacağı tarih, tüm insanlık dönemi boyunca merak edilmiştir. Yaşamın sorgulanması kadar dünya üzerindeki hayatın ne zaman sonlanacağı da oldukça ilgi çekici konulardan biridir.

Her ne kadar dünyada yaşam ne zaman sonlanacak sorusuna bilim insanları net bir cevap veremiyor olsa da, pek çok öngörü ve tahminde bulunduklarını söylemek mümkündür. Yapılan araştırmalar neticesinde, uzun vadede iklim ve doğa da göz önünde bulundurularak dünyanın yaklaşık olarak 1,75 milyar yıl sonra tamamen yok olacağı söylenebilmektedir.

Dünyada yaşamın sonlanacağı sürenin tahmininde ise, dünya üzerindeki oksijen miktarı göz önüne alınmaktadır. Bu tarihte dünya üzerindeki oksijen miktarının insanlar için yeterli düzeyde olmaması öngörüldüğü için, yaşamın da doğal olarak insanlar için sonlanacağı düşünülmektedir.

Oksijen miktarının düşmesi veya bitebileceği düşüncesi dünya üzerindeki insanları değil, tüm canlıları da yok edecektir. Bu da dünyada yaşam ne zaman bitecek sorusu için en net yanıtlardan biridir.

coğrafya kader

eski defterler
Coğrafya Kader Midir sorusu genellikle akıllara gelen soru tiplerinden biridir. İnsan ömründe akla bir kez daha olsun gelen bu soru tipinin cevabı insanın yaşadıkları ile doğru orantılı olacak şekilde cevap verilebilmektedir. Kimi kişi kader olduğunu düşünse de kimi kişi kader olmadığını düşünmektedir. Bu sorunun cevabını şu şekilde vererek konuya açıklık getirmek daha doğrudur.

Coğrafya kaderdir çünkü insan kendini doğduğu ve yaşamını devam ettirdiği aynı şekilde iktisadi durumunu ve refahını belirleyen durumlar ile bulunduğu alanın durumuna göre konumlamaktadır. Yaşanılan her bir olayın coğrafya ile bir ilgisi bulunmaktadır. İnsan ilişkileri başta olmak üzere eğitim durumu, kariyer, aşk hayatı gibi pek çok faktörlerin olumlu yada olumsuz seyretmesi yaşanılan alan ile ilişkilendirilebilmektedir.

Örnek olarak verilecek olursa kariyer konusunda iş alımı yüksek bir şehirde yaşamak daha doğru ve düzgün bir işte çalışmaya yardımcı olmaktadır. İnsan ilişkilerinin daha samimi olduğu şehirlerde de durum aynı şekilde seyretmektedir. Fakat burada küçük bir nüans vardır ki insan kaderini iradesi ile yönlendirebildiğinden yaşadığı coğrafya olumsuz etkiler taşısa bile kendi doğruları ile istediği yaşama kavuşabilmektedir.

Coğrafya Neden Kaderdir?

Coğrafya neden kaderdir sorusunu herkesin aklına getiren İbni Haldun yaşamış olduğu dönem ile bu sözü ilişkilendirdiği için sözü kısmen doğru kabul edilmektedir. Fakat eski dönemde yaşamış bu ünlü tarihçinin sözü şimdi gelişen dünyada anlamını yitirdiğini savunan pek çok kişi bulunmaktadır.

Örnek olarak konuya açıklık getirilecek olursa aynı coğrafyada yaşayan iki farklı özelliklere sahip kişinin farklı eğitim durumları ve farklı yaşam koşullarına sahip olduğu görülmektedir. Gelişen sürekli olarak yenilenen dünyada bu sözün pek bir ehemmiyetinin kalmadığı örneklerde açıkça görülmektedir.

İbn-i Haldun'a atfedilen bu değerli yargının eski zamanlardan bu güne kadar geldiği ve hala tartışmalara konu olduğunu görmek mümkündür.

Coğrafya kader midir konusuna ilişkin daha düz bir açıklık getirecek olursa, coğrafyanın kader olmadığı hakkında bir kanıt gösterilecek ise eski dönemlerden bu zamana kadar yapılan göçlerin ahvaline bakılması yeterli düzeyde bir kanıt oluşturmaktadır. Göçlerden sonra ülkelerin büyük çapta kalkınması bu kanıtı desteklemektedir. Coğrafyanın değişken bir unsur olduğunu fakat kaderin coğrafya ile birlikte tek başına değişmez olduğunu vurgulayan bu kanıt aynı coğrafyada milyonlarca farklı kaderin yaşandığını hatırlatmaktadır.

Coğrafya Neden Kader Değildir?

Coğrafya neden kader değildir sorusu doğal olarak coğrafya bir kaderdir ne demek sorusunu da gündeme getirmektedir. Coğrafyanın insanın üzerinde belli bir düzeyde etkisinin olduğunu yaşamı için gerekli olan yapı taşlarını kişinin kendisi oluşturduğunu fark ettikten sonra bu soruya basitçe kişi kendi cevap bulmaktadır.

Coğrafya insanların üzerinde etkisi olan bir durumdur. Güzel bir coğrafyada yaşamak ile orta halli bir coğrafyada yaşamak arasında ciddi farklar olsa da yine de kaderin bu konuya alakalı apayrı yerde olduğunu söylemek gerekmektedir. İnsan kaderini değiştirmek için tüm gücü içinde barındırmaktadır. Almış olduğu kararlar ve önüne koyduğu hedeflerde nerede yaşamış olursa olsun emellerine gerek zor gerek ise kolay bir şekilde ulaşabilmektedir.

Coğrafya Kader Midir Münazara

Coğrafya kader midir münazara edilecek konular arasında yer almaktadır. Üzerinde çok düşünülen ve pek çok yazara konu olan bu değerli yargının insanları ikiye ayırdığını görmek mümkündür.

Konuyla ilişkili olarak Coğrafya kaderdir sözü hangi kitapta geçer sorusu akıllara takılan sorular arasında yer almaktadır. Ahmet Hamdi Tanpınar tarafından ilk kez kaleme alınan bu söz Yaşadığım Gibi adlı eserinde kayda geçtiği görülmektedir.


eskideki sobalar şimdiki kaloriferler

eski defterler
Eskiden Sobalar Mı Kalorifer Mi Yerden Isıtma Mı daha iyi sıcaklık veriyordu sorusu küçük tartışma konusu olarak pek çok kişinin karşısına çıkmaktadır. Şimdi soğuk kış aylarının ısınmak için birden fazla yöntem bulunmaktadır. Eski zamanlarda insanların ısınma için çok fazla seçenekleri bulunmamaktadır. Fakat gelişen teknoloji ile birlikte yaygın şekilde kalorifer, merkezi sistem ve yerden ısıtma sistemleri yaygın şekilde kullanılmaktadır.

Isınma olarak çok eski bir yöntem olan soba artısı ile eksi ile şimdilerde bile hala kullanılmaktadır. Kovayı indirip boşaltmak ve yeniden doldurmak, gece yakılan sobanın sabaha karşı sönmesi neticesinde sabah evin soğuk olması, ısınmak için belli bir miktar odun ve kömür satın alma ihtiyacı gibi pek çok eksileri bulunsa da sobanın üzerinde kestane ve mantar közlemek, sıcak aile sohbetleri yapmak gibi pek çok artısı bulunmaktadır.
Sobanın yükünü tarihe gömen kaloriferler daha konforlu ve evin bütün odalarının aynı derece yanmasına olanak sağlamaktadır. Kalorifer tam konforlu sıcaklığı verebilmesi için kombinin 90 derece ısınmaya ihtiyaç duyarken büyük rahatlık sağlayan yerden ısıtma yüksek ısı verebilmek için maksimum 55 derece çalışmaktadır. Hal böyle ikan enerji tasarrufu konusunda en ideal olan yerden ısıtma sistemleri olmaktadır.

Eski Zamanlarda İnsanlar Nasıl Isınırlardı?

Eski zamanlarda insanlar nasıl ısınırlardı sorusu ciddi merak uyandıran soru tipleri arasında yer almaktadır. Eski zamanlarda insanların hala bugüne kadar kömür ve odunla ısındıklarını söylemek mümkündür. Eski zamanlarda şömineler ve sobalar yaygın olarak kullanmaktaydı. İlk olarak 13. yüzyılda keşfedilen şömine sistemi Avrupa ülkelerinin rahat şekilde yaşaması imkan sağladığı görülmektedir.

Geçmişten günümüze ısınma araçları ile kışın soğuk bastırdığı da sıcak bir ortam sağlamak amacıyla hala kullanılmaktadır. Kimi semtlerde soba yaygın şekilde kullanılmaktadır. Aynı şekilde şömine ve yerden ısıtmanın da yaygın şekilde kullanıldığı görülmektedir.

Şimdilerde evde sıklıkla tercih edilen kalorifer ve yerden ısıtma sistemlerinin pek çok artısını maddeler halinde görmek mümkündür.

• Yüksek enerji tasarrufu ile sobalara nazaran daha iyi bir performansla çalıştığı görülmektedir.
• Temizlik konusunda pek çok artısı bulunmaktadır. Sobanın yaymış olduğu iş ve dumanı tamamıyla ortadan kaldırmaktadır.
• Kolay ve rahat bir kullanım imkanı sunup soba gibi tek bir odayı değil bütün odaların aynı şekilde ısınmasına olanak sağlamaktadır.
• Sürekli olarak kömür ve odun alma masrafından kurtararak maddi kazanç imkanı sağlamaktadır.

Alttan Isıtma Mı Kalorifer Mi?

Alttan ısıtma mı kalorifer mi sorusuna cevap olarak kişiye göre değişen temel isteklerin var olabileceği ihtimali ile birlikte genel olarak yerden ısıtma sistemlerinin daha az enerji ve güç tasarrufu ile kalorifer ile aynı sıcaklığı yaydığı görülmektedir.
Hangi sistem daha iyi ısınma sağlar diye bir soru sorulacak olursa yerden ısıtmanın bariz bir şekilde enerji tasarrufu yaptığını görmek mümkündür.

Bu enerji tasarrufuna geçmek isteyen bir kişinin yerden ısıtma sistemi eski eve yapılır mı sorusunu aklına getirerek kendine cevap aramaktadır. Yerden ısıtma sistemi eski ev dahil olmak üzere her ev modeline kolay şekilde yaptırılmaktadır.
Eskiden sobalar mı kalorifer mi yerden ısıtma mı daha sık tercih edilirdi sorusu akıllara bir kez olsun gelmektedir. Bu soruya cevap olarak eskiden soba ve şöminenin daha yaygın şekilde kullanıldığı görülmektedir. Gelişen teknoloji ile birlikte kaloriferlerin yerden ısıtma sistemlerini ve diğer pek çok ısınma yöntemlerini geliştiği görülmektedir. Bu şekilde soba ve şöminelerin kullanımı ciddi boyutta azalmaktadır.


diyet yapıyorum ama kilo veremedim

eski defterler
Diyet Yapıyorum Ama Kilo Hep Veremedim diyenlerin sayısı gittikçe artmaktadır. Diyet yapmak hem vücut dengesini koruyarak sağlığa kavuşturmakta hem de ideal vücut tipine sahip olmaya yardımcı olmaktadır. Bu nedenle özellikle kadınların istediği vücuda sahip olması için düzenli aralıklarla diyet yaptığını görmek mümkündür.

Diyet yapmanın belli başlı kolay yolları olsa da çoğu zaman kişilerin zorlandığı görülmektedir. Diyet programına uygun şekilde ilerlerse de bazı zamanlarda istenilen sonuca ulaşamamak mümkündür.

Burada önerilen ve dikkat edilmesi gereken ilk husus diyet programını kişiye uygun olup olmadığıdır. Kişinin metabolizma hızına göre doğru şekilde diyet yapmasına ek olarak hızlı kilo aldıracak besinlerden uzak durması, bol su tüketmesi ve akabinde spor yapması gerekir.
Diyet yapıyorum ama hep kilo veremedim diyenlerin sayısı gittikçe arttığından burada diyetisyenlere ilginin arttığı görülmektedir. Sağlıklı şekilde kilo vermek için mutlaka bir diyetisyene gitmek ve diyetisyenin verdiği programa harfiyle uygulamak gerekmektedir.

Kilo Veremiyorum Sebebi Ne Olabilir?

Kilo veremiyorum sebebi ne olabilir diye merak eden bir kişinin yaşamını uzaktan bakması ve düzensiz giden şeyler hakkında uzman bir hekime danışması uygun olmaktadır. Hareketsiz yaşam kilo verememenin en büyük sebeplerinden biri olmaktadır. Metabolizma hızının yavaş olması çok fazla kalorili yiyeceklerin tüketilmesi kilo verememenin başlıca sebeplerinden biri olmaktadır.

Kimler kilo veremez sorusu akıllara takılan bir soru olduğundan bu soruya cevap arayan pek çok kişi aramaktadır. Sağlıklı ve düzenli spor yapmaya ek olarak dengeli beslenme neticesinde hala kilo verememenin arkasında olan sebep insülin direnci denilebilmektedir.

İnsülin direnci kilo verimini engellemektedir. Akabinde diyabet hastalığına da yer vermektedir. Şeker hastalarının bir türlü kilo verememesinin nedeni olarak insülin direnci baş göstermektedir. İnsülin direncinin kontrol ettirilmesi gerekmektedir.

Ne Yaptıysam Kilo Veremiyorum Ne Yapmalıyım?

Ne yaptıysam kilo veremiyorum ne yapmalıyım diyenlerin sayısı gittikçe artmaktadır. Bu konuya ilişkin verilecek en önemli ipuçları aşağıda maddeler halinde yer almaktadır.

• Şeker hastası olup olmadığını kontrol ettirmek gerekmektedir.
• Kahvaltısız güne başlamamak küçük porsiyonlarda besinler tüketmek gerekmektedir.
• Aşırı yağlı ya da işlenmiş gıdaların tüketimini durdurmak ve doğru beslenme şekline yönelmek gerekmektedir.
• Diyet programına uygun şekilde ilerlemek ve kilo verimini arttırmak için düzenli aralıklarla spor yapmak gerekmektedir.
• Hiçbir öğünü atlamamak her öğünde dengeli bir beslenme tabağı oluşturmak gerekmektedir.
• Uzman bir hekime başvurmak yukarıda bahsi geçen bütün adımlardan daha önemli olduğunu unutmamak gerekmektedir.

Az yiyorum spor yapıyorum ama kilo veremiyorum sorusuna yanıt olarak yukarıda belirtilen hususlara dikkat ederek istikrarlı şekilde diyet yolculuğuna devam etmek gerekmektedir.

Vücutta Yağ Yakımı Nasıl Anlaşılır?

Vücutta yağ yakımı nasıl anlaşılır sorusuna yanıt olarak diyet yapmaya başlamadan önce vücut ölçümlerini kaydetmek daha sonra belli aralıklarla mezura ile çevre ölçümlerini kaydetmek uygun bir yol olarak kullanılmaktadır. Vücut ölçülerinde belli bir değişme varsa yağ yakımı yani kilo verimi başlamış anlamına gelmektedir.

Kilo vermek bazı durumlarda hem zor hem de oldukça uzun bir yol olarak kişilerin karşısına çıkmaktadır. Kilo vermenin ışığında dikkat edilmesi gereken bütün hususlara önem vermek ve yerine getirmek denilen vücut ölçülerine ulaşmayı kolaylaştırmaktadır. Zararlı alışkanlıklardan uzak durmak da kilo vermeye yardımcı olmaktadır.
Olaya pozitif açıdan bakmak kilo verilmediğinde karamsar olmak süreci daha iyi idare etmeye ve psikolojik anlamda yıpranmamaya yardımcı olmaktadır. Zaten kilo veremiyorum diyetimi bir kere bozsam düşüncesi ile diyeti her defasında bozmak kilo alımını arttıracağı gibi psikolojik anlamda da karamsar olmaya yol açmaktadır.




en ucuz market en kaliteli ürün

eski defterler
En Ucuz Market Mi En Kaliteli Ürün Mü sorusunun cevabı kişiye göre değişmekle birlikte birden fazla cevabın olduğunu ve altta yatan birçok faktörün neticesinde 2 olgunun da birbiriyle ilişkili olduğunu görmek mümkündür.

Kimi yerde uygun fiyatlı ürünlerin kaliteli olduğunu görmek ile birlikte ucuz marketlerin kaliteli ürün satabileceği anlamı akıllara yerleşmektedir. Uygun fiyatlı marketleri kullanım yönünden diğer marketlere nazaran eşit miktarda kaliteli ürün bulundurulabileceği ihtimali bulunmaktadır.
En ucuz market mi en kaliteli ürün mü tartışmasında ekonomik anlamda daha iyi bir tüketim noktasına gelmek için uygun fiyatlı marketlerin pek çok kişi tarafından tercih edildiği görülmektedir.

Konuyla ilişkilendirildiğinde kaliteli ürünlerin her zaman pahalı marketlerde olacağı algısı akıllara yerleştiği için uygun fiyatlı marketlerde kaliteli olmayan ürünlerin yer alacağı düşünülmektedir. Eski zamanlardan beri akılları yer etmiş bu algının bazı durumlarda yanlış olduğunu görmek mümkündür.

Türkiye'de En Ucuz Market Hangisi?

Türkiye'de en ucuz market hangisi diye merak edenler için pek çok kişinin dikkatini çeken bir husus bulunmaktadır. Ucuz market ürünleri satış fiyatı ortalamasının diğer fiyatlı marketlere oranla daha uygun olduğu fakat kalite olarak farklılıklarının bulunduğudur.
Türkiye'de en ucuz market sıralamasında birbiriyle yarışan pek çok market ismi bulunmaktadır. Her birinin birbirinden farklı uygun fiyatlandırması nedeniyle birbiriyle rekabet içinde olduğunu söylemek mümkündür. Örnek olarak verilecek olursa bir markette pirinç, bulgur, makarna, deterjan gibi temel ihtiyaçların diğer bir markette az artış gösteren bir fiyata kaliteli şekilde satılması kimilerine daha cazip gelebilmektedir.

Bu nedenle kimi insan kaliteli ürünlerin daha uygun olduğunu kimileri ise ucuz ürünlerin daha uygun olduğunu savunmaktadır.
En ucuz market hangisi 2023 yılının değerlendirilmesi yapıldığında toptan satış yapan marketlerin çok daha uygun olduğunu savunulmaktadır. Konuya ilişkin hangi ürünlerin daha uygun fiyatlı olduğu söylenecek olursa temel gıdalarda ve temizlik ürünlere sırayla yapılan kampanyalar dikkate alınarak daha karlı bir alışveriş yapmak mümkün olmaktadır.

Market Markalı Ürünler Neden Ucuz?

Market markalı ürünler neden ucuz sorusu akıllara geldiğinde cevap olarak market markalı ürünlerin sahibi olan marketin kendi maliyetlerini kendileri istedikleri şekilde ayarlayabildiklerinden diğer ürünlere nazaran daha uygun fiyatlı olduğunu söylemek mümkündür. Fiyatları belirlerken bu hususa dikkat ederek makul fiyat sunmaları karlı alışverişi beraberinde getirmektedir.

Durum dikkate alındığında çoğu market markalarını hem kaliteli hem de uygun fiyatlı olduğu doğrulanmaktadır. Pek çok müşterinin beğenisini toplayan hem uygun fiyatlı hem de kaliteli ürünlerin sıklıkla tercih edilmesi bu yönde olmaktadır.

Bu nedenle hangi marka ürün hangi markette ucuz sorusuna gerek bırakmadan market markalı ürünleri tercih etmek daha akılcı hale gelmektedir. Aynı şekilde kampanyalar dikkate alındığında indirimli olan ürünlere yönelmek alışverişi daha karlı ve oldukça uygun hale getirmektedir.
Türkiye market fiyatları 2023 yılında artış gösterdiğini görmek mümkündür. Diğer yıllara nazaran fiyat artışının olması pek çok kişi ucuz fakat kaliteli ürün satın almaya gittiğinden akıllara en ucuz market mi yoksa en kaliteli ürün mü daha avantajlı olur sorusunu getirmektedir.
Hal böyle iken pek çok kişinin bu arayışta olması oldukça fazla fikir ayrılığına ve çeşitli yorumlara düşürmektedir. Alınan her bir ürünün kaliteli olması büyük önem arz etmektedir. Uygun fiyatlı fakat kalitesiz ürünler hem sağlığı tehdit edip hem de yaşam kalitesini ciddi boyutlarda düşüreceğinden marketten alınan ucuz ürünlerin kalitesinin yüksek olması gerekmektedir.

hızlı tren

eski defterler
Hızlı Tren Gerçekten Hızlı Mı sorusuna cevap olarak yüksek hızlı tren yani YHT'nin normal trenlere nazaran oldukça fazla yüksek hızlarda çıkabilmesi mümkündür. Türkiye'de TCDD'ye ait olan tren hatları üzerinde ilerleyen yüksek hızlı trenin kısa sürede uzak mesafelere yol kat edebilmesi ile konforlu seyahat hizmeti verilmektedir.

Hızlı hareket eden ve diğer trenlere göre çok daha başarılı yolcu taşıma kapasitesine sahip olan YHT'nin güvenli taşımacılığı da kapsayan pek çok güvenlik önleminin bulunduğu bilinmektedir.
Yüksek hızlı tren yüksek hızlı demiryolu hatlarında saatte 160 kilometre ile 250 kilometre hıza kadar ulaşabilmektedir. Örnek olarak verilecek olursa İstanbul Ankara ve Sivas hatlarında 250 kilometre hıza kadar ulaşır yüksek hızlı tren Pamukova Arifiye arası hatlarda ise 160 kilometreye kadar ulaşım sağlamaktadır. Hızlı trenin gücü ile çok uzak mesafeleri kısa bir zaman diliminde ulaşarak seyahat özgürlüğünü genişletmek çok daha mümkün olmaktadır.

Yüksek hızlı trenin ulaşım kolaylığı sağlaması ile birlikte zamandan ve enerjiden tasarruf etmeyi kolay hale getirmektedir. Bu nedenle seyahatin daha konforlu ve hızlı şekilde tamamlanması mümkün hale gelmektedir. Yolcuların konforlu şekilde taşınması ile tercih edilme oranı ilişkilendirilebilmektedir. Artık hızlı trenlerin normal trenlere nazaran daha fazla tercih edilmesi gözlerden kaçmayan bir husustur.

Günümüzde pek çok kişinin yüksek hızlı trenden memnun kaldığını söylemek mümkündür. Sunmuş olduğu avantajlarla birlikte uygun fiyata seyahat etme durumu artı bir kazanç olarak kişilerin karşısına çıkmaktadır.

Normal trenden çok daha fazla uygun fiyatlı olduğunu söylemek mümkün hale gelmektedir. Bu artı yönü ile de sıklıkla tercih edilen taşıtlar arasında yerini almaktadır. Sadece hızının değil sunmuş olduğu diğer avantajlar da dikkate alındığında sıklıkla tercih edilmesi normal karşılanabilmektedir.

Hızlı Trenin Hızı Ne Kadar?

Hızlı trenin hızı ne kadar diye merak eden kişilere yüksek hıza uygun olarak tasarlanan demiryolu altyapısının yardımı ile saatte 350 kilometreye kadar hıza ulaştığını söylemek mümkündür.

Yüksek hızlı tren hızı ile birlikte pek çok kişiyi memnun etmektedir. Yüksek hızlı treni kullanmamış kişilerin aklına gelen hızlı tren gerçekten hızlı mı sorusu deneyimlerden sonra gerçekten hızlı olduğu görüldüğünde cevap bulmaktadır.

Normal tren hızı ile kıyaslandığında daha yüksek hızlı trenin daha hızlı bir ulaşım aracı olduğu görülmektedir.

TCDD Tren Kaç Km Hızla Gider?

TCDD Tren kaç km hızla gider sorusuna cevap olarak en yüksek limitin saatte 350 kilometre olduğunu söylemek mümkündür. Fakat seyahat konforu nedeniyle bu limitin saatte 250 kilometreye kadar indiği görülmektedir.

Hızlı trenlerin konforlu olmasına ek olarak güvenli taşımacılığı da beraberinde getirdiği için en çok tercih edilen seyahat aracı haline geldiği görülmektedir.

Hızlı trenlerin günümüzde daha fazla tercih edilmesinin nedeni hem zamandan tasarruf etmek hemde güvenlik önlemlerinin diğer trenlere göre daha fazla olması nedeniyledir.

Türkiye'de Kaç Km Hızlı Tren Yolu Var?

Türkiye'de kaç kilometre hızlı tren yolu var sorusuna cevap olarak yapımı şu anda hala devam eden hatların tamamlanması ile birlikte 1747 kilometrelik hızlı tren hattının var olacağı ön görüler arasındadır. 1747 kilometrelik hızlı tren hattı dünya sırasında ilk beşe yükseleceği görülmektedir.
Yapımı tamamlanan ve kullanımda olan hızlı tren demiryolu hattının 594 kilometre uzunluğunda olduğu bilinmektedir. Türkiye'de bu uzunluğa sahip hızlı tren hattının en geniş hızlı tren ağı sıralamasında 9. sırada olduğu bilinmektedir. Yukarıda bahsi geçen tüm veriler Uluslararası Demiryolları Birliği tarafından verilen bilgiler ışığında değerlendirilmektedir.

insanoğlunun eski merakı

eski defterler
İnsanoğlu Neden Hep Eskiyi Merak Eder sorusu pek çok kişinin aklına gelen soru tiplerinden biri olarak göze çarpmaktadır. Çok eski dönemlerde yaşanılmış olan olayların geleceği aydınlatması ve eskiden yapılmış olan hataların tekrardan yinelenmemesi için geçmiş önemli olayların merak edilmesi araştırılması gerekmektedir.

Bu durum sadece tarihi bir olay üzerinde sınırlandırılmaması gerekmektedir. Bir kişi yeni tanıştığı bir kişinin eski yaşamını merak etmesi neticesinde eski zamanından izler bularak yada fark ederek onu daha iyi tanımasına yardımcı olmaktadır. Bu konudan yola çıkarak eskiden yapılmış bir icadın yada tecrübe kazandırmış bir olayın derinlerine inildiğinde gelecek zamanları daha iyi yönettiği gözlemlenmektedir.

Bu nedenle insanoğlu neden hep eskiyi merak eder sorusuna cevap olarak hem daha iyi bir tecrübe kazanmak hemde eski dönemlerde yaşanmış olayları bilerek geçmiş tarihi hakkında bilgi sahibi olmak insan doğasında ayrı bir yere sahiptir.

Konuya daha farklı bir açıdan bakılacak olursa, eskiden yaşanılmış olayların yada diğer farklı olguların öğrenilmesi bazı kişilerde nostaljik bir akım oluşturduğundan daha bir önem kazanmaktadır. Eskinin bu denli merak edilmesi aslında eski yaşama duyulan gizli bir özlemdir denilebilmektedir.

Eski zamanları merak ederek neden veya nasıl sorularını sormak oldukça normal bir durumdur. Eskiden yaşamış olan ve şuanda belli bir yaşa gelmiş insanların diline pelesenk olmuş “ eskinin tadı çok başkaydı”, “bizim zamanımızda böyle miydi” gibi cümlelerde geçmişe nostaljik bir geçiş yapıldığı alenen görülmektedir.

Keşif ve coşku ile harmanlanmış özlemin hissettirdikleri tamamıyla nostaljiden geçmiş olduğunu gözlemlemek mümkündür.

Nostaljinin çok değerli bir kuram olduğunu bilmek ve eski zamanlara duyulan merak ve özlemi zaman zaman dışa vurmak normal bir davranış biçimi olarak kişilerin karşılarına çıkmaktadır.
Eski zamanları diline dolamış nine ve dedelerin dizinin dibinde hep dinleyici olan yeni neslin merakı, eski zamanlara duyulan hayranlıktandır. Merak duygusu keşfetmeyi tetiklemektedir. Keşfetme duygusu ise bilinçli olmayı ve sosyal hayatta daha dolu dolu bir insan olmaya fırsat sunmaktadır.

Geçmişe Özlem Duyma Hastalığı

Geçmişe özlem duyma hastalığı gerçekten bir hastalık mı yoksa sadece anlık bir duygu geçişimi olduğunu söylemek için kişinin hangi durumlarda ve ne sıklıkta bu hali yaşadığını kendisine sorgulaması gerekmektedir.

Sürekli olarak bitmeyen bir özlem söz konusu ise konu ciddi boyutlara ulaşmış ve iş psikolojik anlamda yıpranmaya kadar ilerlemiştir. Hal böyle iken uzman bir görüş oldukça önemli bir yere sahiptir.

Eskiye karşı merak ve özlemin zaman içerisinde ağır sonuçlar doğurduğu kısmen doğru olmaktadır. Fakat eski zamanlar yad etmenin ve merak etmenin ayrı bir hazzı bulunmaktadır. İnsanda sürekli var olan ve yenilenen öğrenme süreci nostaljik değerlerde içermektedir.
Gündelik hayatta var olan işleyişin dışına çıkarak eski zamanlarla ilgili araştırma yapmak bilinçli olmayı pekiştirmektedir.

Burada bir ayrıntı olan sürekli geçmişe özlem duymak olgusu bazı durumlarda hastalık olarak insanın üzerine yapışmaktadır. Depresyon başta olmak üzere pek çok psikolojik rahatsızlığı beraberinde getiren eskilerin rüzgarı modernizm ile birlikte ayrı bir boyut kazandığını belirtmek konuya daha iyi bir açıklık getirmektedir.

Modernizm eskilerin rüzgarına çok takılan kişilerin zamanla psikolojik sorunlarla boğuşabileceğinden bahsetse de özellikle belli zamanlarda eskilere dalıp gitmek ve hatta merak etmek hayata varoluşsal bir anlam kazandırmaktadır.
Ruh halini yenileyen ve güçlendiren nostalji rüzgarı hayat telaşesinde bir nefesli güzel bir pencere açmaktadır. Konuya ilişkin tatil yerlerinde mistik ve nostaljik yerlerin daha fazla rağbet görmesi konu ile ilgili ilişkilendirilebilmektedir.





sözlük

eski defterler
Sözlük Ne Demektir diye merak eden pek çok kişi bu konuyla alakalı araştırmalara yoğunlaşmaktadır. Sözlük kelimesinin hemen hemen her yerde kullanıldığı görülmektedir. Aynı şekilde sözlük kullanmak dilde olan ve sürekli olarak telaffuz edilen kelimelerin daha iyi anlaşılması yardımcı olmaktadır.

Dilin gelişmesine ve daha iyi anlaşılmasına yardımcı olan sözcükler özellikle o dili öğrenmek isteyen kişilerin bir numaralı yardımcısı olmaktadır. Sözlük kelimesi Türk Dil Kurumu'na göre İlgili olan dilin bütün sözcüklerini ve deyimlerini içeren bir yapıttır. Belli bir çağda kullanılan ve hala kullanılmaya devam eden sözcük ve deyimlerin alfabe sırasıyla bütün anlamlarını açık şekilde vererek tanımlayan küçük kitap olarak betimlenebilir.

Çok uzun zamandan beri kullanılan sözcükler dilin kelimelerini en sade şekilde anlaşılmasına yardımcı olmaktadır. Bir kişi yeni öğrendiği yada sürekli olarak kullandığı dilin bir kelimesini merak ettiyse sözlükte var olan anlamına bakarak merakını giderebilmektedir. Bu şekilde hem kelime dağcığı gelişmekte hemde dilinde var olan kelimelere hakim olabilmektedir.

Bir kelimenin Türkçe sözlük anlamı için sözlüğe bakmak en mantıklı fikir olduğu için kişinin en doğru bilgiye kolay şekilde ulaşması mümkün olmaktadır. Kelimenin sözlükteki anlamı öğrenildikten sonra kelimeyi daha kolay ve doğru şekilde kullanmak mümkün olmaktadır.
Sözlük ne demektir sorusuna kısa ve net bir cevap olarak dilin içerisinde var olan bütün anlamlı kelimelerin açık şekilde anlamlarını barındırdığı yer olarak tabir edilebilmektedir.

Sözlük Anlamı Kısaca

Sözlük anlamı kısaca ve en sade şekilde anlatmak gerekirse kelimenin açık ifadelerini barındıran ve kelimenin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olan kitabın içinde bulunan anlamlara verilen addır. Anlaşılmayan kelimeler için sözlük anlamına bakmak cümlesi konu ile ilişkilendirilebilir.
Pek çok kişinin anlamlandıramadığı kelimeler hakkında daha detaylı bir bilgi öğrenmek ve cümle içerisinde doğru şekilde kullanmak için kelimenin sözlükteki sözlük anlamına baktığı görülmektedir.

Sözlük sadece Türkiye değil dünya çapında kullanılan, yeni dil öğrenmek isteyen ve okuyan öğrencilerin daha çok kullandığı bir yapıt olsa da şimdilerde hemen hemen herkesin günlük hayatta kullandığı bir yapıt gibi görülmektedir.

Kelimenin sözlük anlamı kelimenin daha iyi anlaşılmasına ve doğru şekilde kullanılmasına ek olarak daha temiz ve anlaşılır bir cümle kurmaya destek veren bir yardımcı olarak anlamlandırılabilmektedir.

Sözlük sadece kendi dili ilgili değil içinde bulunan kelimeler için farklı dillerdeki anlamlarını da barındırabilmektedir. Bu nedenle kelime dağcığını geliştirmek için zaman zaman sözlüklerle haşır neşir olmak daha uygun olabilmektedir.

Sözlük kullanımının ciddi boyutlarda değerli olduğunu ve dilin daha anlaşılır şekilde kullanılmasına imkan sağladığını söylemek mümkündür. Bu nedenle çok eski devirlerden beri sözlük kullanımının hayatta yerinin olduğunu vurgulamak uygun düşmektedir.

Dünya üzerinde kendini kanıtlanmış olan ilk sözlük İskenderiye Müzesi'nde kütüphanecilik yapan Bizanslı Aristophanes'in elinden çıktığı düşünülmektedir. İslam dünyasında ise ilk ve en önemli sözlük 10. Yüzyılda yaşamış olan Farablı İsmail Cevheri tarafından oluşturulduğu kabul edilmektedir Arapça olan Sihah adlı eser hala merak edilen eserler arasında yer almaktadır.
Türkiye'nin ilk sözlüğü ise geçmişte yaşamış olan ve Türk kültürüne armağan bırakan Kaşgarlı Mahmut'un eseridir. Türkçe'den Arapça'ya Divanü Lügati't-Türk bilinen ilk Türk sözlük olarak hala ilgileri üzerine toplayan eser değerli bir parça olarak görülmektedir.

Sözlük neden kullanılır diye merak eden kişilere şu şekilde yanıt vermek daha uygun olmaktadır. Eski zamanlardan beri süregelen bir gelenek gibi devam eden dilin varlığını gösteren ve dil ile ilgili pek çok bilgiyi barınan sözlükler, dilin daha doğru şekilde kullanılması yardımcı olmaktadır.



sen sence kimsin

eski defterler
Sen Sence Kimsin hiç bu soruyu düşündüğün oldu mu? Günde en az bir kaç kere bu soruyu kendine soran pek çok kişi bulunmaktadır. İnsanın kendini bilmesi ve kendine karşı dürüst olarak yaşamını devam ettirmesi gerekmektedir.

Kim olduğunu unutan ve ömrünü gereksiz şekilde heba ederek hiç umursamadan yaşamaya devam eden çoğu insanlar bile bazı zamanlarda sen sence kimsin sorusunu sormaktadır. Bu sorunun cevabını da dürüst şekilde vermek oldukça önemli olmaktadır.

İnsanın çevresine özellikle de kendisine karşı dürüst, kibar, pozitif ve sevecen olması gerekmektedir. Kişi kendi duygularıyla hareket ettiği zaman daha pozitif hareketli bir yapıya sahip olabilmektedir. İnsanın kendini bilmesi ve kendi hissettikleri ile ilgili anlam kurması yaşamına büyük destek vermektedir.

Sen Kimsin Testi

Sen kimsin testi pek çok kişi tarafından alışılmadık gelse de kişinin kendisini ölçüp doğru kararı verebilmek adına bu tür testlere yöneldiğini söylemek mümkündür. Konuya ilişkin her türlü konuda kişinin kendine test etmesi ve test sonucu belli bir yargıya varması akabinde hayatında yargıya bağlı olarak küçük değişiklikler de bulunması alışılagelmiş bir olay olarak göze çarpmaktadır.

İnternet üzerinden yada çeşitli dergilerden yapılan kendini test et soru cevap testleri kişinin kendi ile ilgili bir takım sorulara cevap bulabileceği bir yer olarak kabul edilmektedir. Özellikle kadınlara hitap eden bu testlerin zaman içinde erkeklere karşıda hitap ettiği anlaşılmaktadır.

Sen Kimsin Psikoloji

Sen kimsin psikoloji olarak öğrenmek pek çok iyi halli durumu beraberinde getirmektedir. Kendini bilirsen her şey daha yolunda gider, kararlarını daha rahat şekilde verebilirsin ve sana verilen tavsiyelere karşı açık bir liman olabilirsin cümlelerini duyduktan sonra pek çok kişinin akılcı olarak kendini tanıma yolunda daha iyi olacağı öngörülenler arasında yerini almaktadır. Bir kişinin hissettikleri ile hayat içinde yaşadıkları süregelen olaylar dizisidir.

Bu nedenle kişinin kendini tanıması, tehlikelere karşı dirençli olması çok önemli bir durum olmaktadır. İnsan sinirlendiğinde, mutlu olduğunda, şaşırdığında pek çok farklı kimliğe bürünebilmektedir.

Dışarıdan çok sakin gözükmek fakat içinde farklı duygular oluşturup sular seller gibi akıtmak insanı bazı zaman çok fazla yorabilmektedir. Bu nedenle kişinin öncelikle kendi fikirlerine hayatında yer vermesi gerekli olmaktadır.

İnsanın kendini bulmaya çalışması ve çoğu zaman belirsizliğe karşı savaşması yaşamının daha iyi idame ettirebilmesi için oldukça önemli bir uğraş olmaktadır. İnsanın etrafında var olan her şeyi kendi yaşamına göre idame ettirmesi ve yapılandırması aynı şekilde diğer insanların kendisine karşı düşündükleri ve söyledikleri karşısında doğru bir şekilde durması gerekmektedir.
Kişinin kendini tam olarak büyük bir savaşta hissetmesi ve anlamsız olayların içerisinde kendini yok etmesi zaman içerisinde psikolojik sorunlar gösterebilmesine neden olmaktadır.
Dinlenmeyi yenilenmeyi keşfetmeyi ve sevmeyi bilmenin hayatın içerisinde daha güçlü ve dirayetli şekilde var olmaya yardımcı olduğunu söylemek mümkündür. Ben kendimi değiştirmek istiyorum hayatımda yenilikler ile yola devam etmek istiyorum sözünü sıklıkla duymak mümkündür. İnsan kendine vaat ettiği sözleri yerinde tutamadıkça üzülüp yorulabilmektedir. Bu nedenle bazen olumsuz düşünceler ve yeniden karar alınmış hedefler insanın hayatında boy göstermektedir.

Bazen yalnız kalmak ve kişinin kendine karşı olumlu davranması yeniden alınmış kararların tamamlanmasına yardımcı olabilmektedir. Kişinin bazı zamanlarda içsel olarak yolculuğa çıkması ve kendini dinlemesi için belli başlı zamanlarda kendi benliğine fırsat tanıması oldukça önemli olmaktadır. Sonuç olarak kişi fırsatlar neticesinde güçlenip hayata karşı her ne durum olursa olsun dimdik ayakta kalabilmektedir.






beyninde şuan olanlar

eski defterler
Beyninde Şuan Ne Var Ne Düşünüyorsun diye sıklıkla bu tarz soru kalıpları kişilerin karşısına gelebilmektedir. Günlük hayatta herhangi bir nedenden dolayı beyinde pek çok farklı düşünce geçebilmektedir. Beyin sürekli olarak fikir ve olay çözümlemeye çalışan yeni şeyler üretmeye ve yönlendirmeye çalışan bir mekanizma gibidir.

Bu nedenden dolayı insanın sürekli olarak düşünmesi oldukça normal karşılanmaktadır.
Düşünce ne olursa olsun beynin ürettiği ve benimsediği bir algıdır. Düşünceler kimi zaman doğru kimi zaman yanlış çıksa da beynin varoluşsal sürecini destekleyen bir algı olduğundan dolayı beynin düşünce üretmesini durdurmak maalesef ki mümkün olmamaktadır.
İnsan günlük hayatta pek çok olayla karşılaştığından dolayı geçim derdi aşk kariyer sosyolojik ilişkilerle alakalı pek çok konu hakkında düşün aklında düşünceye yer verebilmektedir. Beyninde şu an ne var ne düşünüyorsun sorusu bazen kişinin kendisine bazen de kişi karşı tarafa iletilebilmektedir.

İnsan beyni sadece olaylar üzerinde düşünce üretmediğini genel olarak merak ettiği her bilgide devamlı olarak fikir ve senaryolar ürettiği uzmanlar tarafından da doğrulandığını söylemek mümkündür.

İnsan Beyni Günde Kaç Düşünce Üretir?

İnsan beyni günde kaç düşünce üretir sorusuna cevap olarak Kanada bölgesinde yapılan araştırmaya istinaden ortalama bir yaşa ulaşmış insanın zihninde ortalama olarak günde 6000 ve üzeri düşüncenin geçmiş olduğu doğrulanmıştır. Araştırma konusuna istinaden insan beyninde var olan düşünce ile ilgili başlangıç ve bitiş noktalarının ilk kez bu araştırma sayesinde ortaya konulduğunu söylemek mümkündür.

İnsan beyni fizyolojik olarak da psikolojik olarak sürekli olarak düşünceler başta olmak üzere pek çok şey üretmektedir. İnsan kendi beynine dur demesi mümkün değildir. Zeki insanların da orta zekaya sahip insanlarında genel olarak bakıldığında ortak bir düşünce yapısının olduğunu görmek mümkündür.

Beyin insan hayatını güzelleştirmek ve onu tehlikeli hallerden korumak için programlanmış bir makine gibidir. Bu nedenle beynin ürettiği düşünceler olacak yada olması çok az bir ihtimal olsa da var olan olayların devam şeklindedir. Beyin bu düşünceleri üretirken tamamıyla korumak ve önlem amaçlı hareket etmektedir.

İnsan bazen kendi hayatı ile ilgili olumsuz düşünceleri aklında geçirdiğinde ne kadar mutsuz hissettiğini fark edebilmektedir. Bunun için sürekli olarak kötü düşünceleri ortadan kaldırmak gerekmektedir. Negatifi pozitife çevirme konusunda işe yarayan hayal gücünü bu konuya dahil etmek gereklidir.

Çok Düşünmek Beyni Geliştirir Mi?

Çok düşünmek beyni geliştirir mi sorusunu soran bir kişiye evet yanıtını vermek mümkündür. Beyin sürekli olarak gelişen ve geliştikçe kendini yenileyen bir organdır. Yaşam için temel olan bilgileri kalıcı hafızaya aktarmak, duygu ve düşünceleri doğru şekilde oluşturmak, yaşam için gerekli bütün organların işleyişinde temel yapı taşı olmak gibi pek çok işlevi bulunmaktadır.
Düşünmek beyni geliştirdiği doğrudur fakat burada dikkat edilmesi gereken nokta her düşüncenin beyni geliştirdiği değildir. Burada önemli olan beynin çalışmasına aktif şekilde yardımcı olan ve beyin jimnastiği için geliştirilmiş olan her bir düşüncenin kullanılması daha uygun düşmektedir.

Benin gelişmesinde yardımcı olan çeşitli zihinsel oyunlar ve bu oyunları oynarken beynin farklı düşünceler üretmesi de beyin jimnastiği olarak kullanılmaktadır.
Beyin her zaman düşünmektedir. Kişi bu düşüncelerin ne kadarının doğru olduğunu çözümleyebilmek ve doğru düşünebilmek için çeşitli beyin jimnastiklerini yapması gerekmektedir. Benin gelişmesinde en iyi yol olarak kullanılan beyin jimnastiği beyni aktif hale getiren düşünceleri çoğaltarak beynin daha fazla gelişmesine ve genişlemesine yardımcı olmaktadır.




hayvanlar alemi ve insanlar

eski defterler
Hayvanlar Alemi İnsanları Acaba Nasıl Görüyor diye merak eden dünya üzerinde pek çok kişi bulunmaktadır. Bu konuyla ilgili yapılan büyük çapta araştırmalar sonucunda pek çok ilgi çekici kanıya vardıkları görülmektedir.

Duygusal yönü nedeniyle pek çok kedi köpek kuş balık, kaplumbağa, hamster, maymun, gibi hayvanları beslemek istemek oldukça normaldir. Evin içinde yada dışında beslenen bu canlıların çok sevimli gözüktüğü doğrulanmaktadır.

İnsan gözüne çok sevimli gelen evcil hayvanların gözlerinden insanları izleyebilme şansı doğsaydı hayvanların tamamı ile içgüdülerini göre hareket ettiklerini ve o gözle gördüklerini görmek mümkün olurdu demek çok daha doğru bir yaklaşım olmaktadır.
Kuşlar nasıl görür diye merak edenlere ultraviyole ışıkları algılayarak mükemmel bir görüş açılarına sahip olduğunu söylemek mümkündür. İnsanlardan daha farklı şekilde ortamda var olan renklerin daha fazlasını görebilmektedirler.

En iyi gören hayvanlar arasına giren kediler çok sevimli ve meraklı halleri ile tüm dikkatleri üzerlerine toplamaktadırlar. Çoğu zaman insanın aklına kediler nasıl görür sorusu geldiği görülmektedir. Kedilerin insanlardan daha geniş bir görüş açısına sahip olmakta ve bir kısmının renk körü olduğu bilinmektedir. 200 derecelik görüş açısına sahip kedilerin uzakta olan nesneleri çok fazla iyi göremediği de doğrulanmaktadır.

Kedilerden çok ayrı bir bakış açısına sahip olan köpekler mükemmel bir gece görüşüne sahiptirler. Konuya ek olarak soluk bir renk ile dünyaya gözlerini açtıklarını söylemek mümkündür. Gözlerinin harekete karşı ekstra duyarlı olduğunu ve perspektif algılarınım çok daha fazla gelişmiş olduğunu belirtmek mümkün olmaktadır.
Hayvanların gözünden dünya çok daha farklı ve görüş açısı olarak ayrı bir yer olarak görünmektedir. Siyah beyaz gören hayvanlar arasında yerini alan atlar çok dar bir görüş açısına sahiptirler.

Hayvanlar Bizi Nasıl Görüyor?

Hayvanlar bizi nasıl görüyor diye merak etmek ve bu konu üzerinde sıklıkla düşünmek çok normal bir durumdur. Çünkü pek çok kişi hayvanların insanlar gibi mi yoksa daha farklı bir şekilde mi gördüğünü günümüzde hala sorgulamaktadır.
İnsanlarda olan foto reseptör denen ışığı duyarlı hücrelerin hayvanlarda da bulunduğunu söylemek mümkündür. Hayvanların arasında değişik göz görüntüsüne sahip olan arı ve böceklerin bileşik göz yapısında petek görünümü olduğundan sistemin daha hızlı çalıştığını söylemek mümkündür.

Ultraviyole ışınlara karşı dayanıklı olan bu göz görünümü insanlardan farklı olarak çalışmaktadır. Arıların ve böceklerin nektar bulmayı kolaylaştıran bu sistemleri yaşamlarının bir parçası olduğu görülmektedir.

Biyolojik olarak gözün üzerinde pek çok çalışmalar yapılmış ve görme duyusunu her yönden araştırılmış ve anlaşılmış olduğunu söyleyerek özellikle arıların bu konuda çok fazla dikkat çektiğinin altını çizerek konuyu detaylandırmak gerekmektedir.

Dünya üzerinde yaşayan ve hala yaşamını devam ettiren pek çok canlının görme duyusunu kullanarak harika işler başardığını görmek mümkündür.

Hayvanlar Tüm Renkleri Bizim Gördüğümüz Gibi Görür Mü?

Hayvanlar tüm renkleri bizim gibi görür mü sorusuna cevap olarak bazı tür hayvanların özellikle de kedileri renkleri daha parlak ve daha canlı gördüğünü söylemek mümkündür.
İnsan vücudundan ayrı şekilde konumlandırılan ve güçlendirilen pek çok hayvanın görme duyusu ile birlikte sezgisel hareketleri de görme duyusuna katkı sağlamaktadır.
Hangi hayvanlar gece göremez diye merak edenlere cevap olarak yavru köpeklerin ve kedilerin gelişimini tamamlayamamış gözleri ile gece görüşüne sahip olamadıklarını söylemek mümkündür. Hem gece hem de gündüz olarak sürekli aktif hareket eden kedi ve köpeklerin yavruluk döneminde bu konuya karşı bakıcıların ekstra hassas olmaları gerekmektedir.



hayat eskiden

eski defterler
Hayat Eskiden Daha Mı Güzeldi sorusuna kişinin genel bakışına göre değişik olmakla birlikte eskilerin daha güzel olduğunu söylemek mümkündür. Pek çok kişinin eskileri yaşamak adına nostaljik ürünleri satın almak istediği gözlerden kaçmamaktadır. Eskilerin aynı bir yeri var olduğu için şimdiki dostlukların da pek çok ehemmiyeti kalmamış gibidir.

Eski zamanlarda sadece dostluk, sevgi, ve renk vardı şimdilerde ise sadece teknolojinin gelişmesi yüzünden akrabalık ilişkileri başta olmak üzere hepsi yok oldu sözlerini büyüklerden farklı şekilde duymak mümkündür. Teknolojinin gelişmesi ve telefonların akıllı hale gelmesi ile birlikte dostluk bağları da sanal aleme döküldüğü görülmektedir. Bu durum bir takım olumsuzlukları neden olduğundan teknolojinin yaygın olmadığı ve akıllı telefonların çıkmadığı dönemin özlenmesi mümkün gibi görünmektedir.

Hayat eskiden daha mı güzeldi sorusuna cevap olarak maddeler halinde eski zamanların sunmuş olduğu artıları belirtmek mümkündür.
• Eski zamanlarda aşk sevgi dostluk gibi bağların gerçekten çıkarsız olarak kurulduğunu söylemek gerekmektedir.

• Bayramların, önemli gün mü haftaların daha coşkulu şekilde kutlandı daha samimi ve sıcak ortamın bulunduğu görülmektedir.
• Eski zamanlarda teknolojinin bu kadar fazla gelişmemesi nedeniyle aile bağlarını canlı kalması mümkün olmaktadır.
• Eski zamanlarda organik beslenebilmeyi, suyu havayı daha iyi hissedebilmeyi bu şekilde daha sağlıklı olabilmeyi başaran pek çok insan bulunmaktadır.
Eski zamanın neşelerini ve güzelliğini fark etmeden üzerinden geçmek büyük zarar olarak kalmaktadır. Eski zamanlardan yadigar olan bir parçayı yada bir anıyı ara sıra canlandırmak hayatta tutmaya çalışmak hem insana mutluluk vermekte hemde eski günleri hatırlamasına yardımcı olmaktadır.

Eskiler Neden Daha Güzel?

Eskiler neden daha güzel diye merak eden şimdiki çağ çocukları büyüklerinden hep geçmişi anlatmalarını istemektedir. Geçmişe duyulan özlem ile birlikte merak bu şekilde daha kolay şekilde giderilmektedir. Eski bayramların ve özel günlerin kattığı heyecanın bir başka olduğunu söyleyen büyükler sürekli olarak sevdiği anıları ve o dönemde yaşanılan önemli olayları anlatmak istemektedir.

Eskilerde olan sıcaklık ve güzel ortamın günümüzde sağlanması pek mümkün olmamaktadır. Çünkü herkesi bir kariyer talaşı sardığı için ortamda olan ilişkiler çıkar ilişkilerinden başka bir şey olamamaktadır.
Konuya ilişkin verilecek diğer bir bilgi ise eskiden kullanılan ürünlerin ve mobilyaların daha sade ve bohem tarza sahip olması ile birlikte insanların yaşam tarzı daha bir dikkat çekici olmaktadır.
Eskiler mi güzeldi yoksa eskiden mi güzeldik sorusu konuya ilişkin akıllara sıklıkla takılmaktadır. Eskilerin şimdiki zamandan çok daha güzel olduğu tartışılır bir konu olmaktadır. Fakat eskiden her şeyin daha yaşanılabilir olduğunu savunmak gerekmektedir. Eskiden yaşanılmış güzel bir hatıranın yerine şimdilerde olan hiçbir olay alamayacağı için eskiye mazi olmuş her bir şeyin güzel olduğunu söylemek mümkündür.

Hayatı Güzel Kılan Nedir?

Hayatı güzel kılan nedir diye merak edenlere cevap olarak geçmiş zamanda yaşanılmış olan her bir tecrüben günümüz zamana aktarılması ve hayatın daha doğru şekilde yaşanılmasıdır. Kimi insan sevdikleri ile sevgi dolu bir ortamda hayatını anlamlı kılarken kimi insan da kariyer basamaklarını ikili üçlü tırmanırken hayatını anlamlı ve güzel kılmaktadır.

Burada önemli olan kişinin ne hissettiği ve hayata nasıl baktığıdır. Hayata güzel bakan kişiler her zaman eskilere hayranlık duymaktadır. Eskilerin ne kadar güzel olduğunu görmek için nostaljik yerlere gitmekte ve çeşitli ürünler satın almaktadır. Eskilerin güzelliğini fark etmiş bir insan hayatını daha anlamlı kılmak için nostalji rüzgarını hayatının bir parçası yapabilmektedir.

ilişkilerde eskiden olanlar

eski defterler
İlişkilerde Eskiden Ne Vardı Para Yerine Ne Düşünülürdü sorusuna verilecek en güzel cevap eski türk filmleridir. Güzel bir kıza aşık olan fakir ama gururlu bir adam ve tüm hadiselere rağmen beraber olmayı seçen iki kalbin hislerini düşüncelerini anlayan eski türk filmlerine bakmak daha uygun olmaktadır. Eski Türk filmlerinde birbirleri için yanıp tutuşan saf aşıkların hislerini hissetmek mümkün gibi gözükmektedir.

İlişkilerde eskiden ne vardı para yerine ne düşünülürdü sorusu akıllara sıklıkla gelmektedir. Eskiden ilişkilerde kadına büyük bir saygının sevginin ve hoşgörünün varlığından bahsetmek mümkündür Eski zamanlarda kadının toplumdaki yeri ve önemi neyse şu an biraz değişmiş bulunmaktadır.

Bir ilişkiyi canlı tutan sevgidir. Sevginin rotası kadından geçmektedir. Kadın bir ilişkide mutsuzsa ilişki bir türlü ilerleyemiyor anlamına gelmektedir. Eski zamanlarda ilişkinin daha iyi şekilde devam edip mutlu sonu görebilmek için kadına hürmet edilmekteydi. Erkekler çeşitli aşk mektupları ile kadının kalbi çalışmaktaydı.

Mektupların içerisinden zaman zaman mis kokular ve ucu yanık kağıtlar çıkmaktaydı. Her bir kokunun farklı anlamı olduğu için bu kokular sayesinde aşk mektupları açıldığı ilk dakikadan özlem mi, sevinç mi hangi duyguyu taşıdığını hissettirmekteydi.

Şimdi ki devirde olduğu gibi ilişkiler çabuk bitmediği gibi dillere destan olabilmekteydi. Telefon başına da beklemeler, imkansız aşkların yararlı olayları gibi pek çok konu üzerinden aşklar daha gerçekçi yaşanmaktaydı. Eski zamanlarda, saflığın ve masumiyetin adının aşk olduğunu söylemek çok daha uygun olmaktadır.

Eski İlişkilerde Kadın

Eski ilişkilerde kadın çok naif ve kibar bir hanımefendi olduğu görülmektedir. Bu kibarlığa ve güzelliğe karşı kapılan genç bir adam sadece saf aşkını düşünmektedir. Şimdilerde kadınların sadece paralı erkeklerle birlikte olmak istediği, altın yüzük, araba, ev ve diğer bütün maddi imkanları gerçekleştirebilen erkeklerle birlikte olmak istemeleri yaşanılan ilişkinin yıpranmasına neden olmaktadır.

Eski zamanlarda yaşanmış olan aşk ve ilişkilerde sadece sevgi yoktu, güvende bulunmaktaydı. İlişkiyi ve sevgiyi koruyan güven taşı eskilerde çok zorlukla kırılmakta hatta bazen hiç kırılmamaktaydı.

İlişkinin ne denli büyük olduğuna bakılmaksızın şimdilerde maddi gelirden dolayı güzel aşklar heba edilmektedir. Eskiden aşkı için canını veren kadınlara bu denli yazık olmaktadır. Sevgiliye duyulan aşk sonsuz bir bereket gibidir. Hiç bitmeyecekmiş gibi akıldan hiç çıkmayacakmış gibi bazen kor gibi gelmektedir. Zaman değişse bile hala eski zamanlar olan o saf temiz aşk hala günümüzde de görülmektedir. Gizli yerlerde buluşmak, bir gün kavuşamazsak endişesi ile beraber olunan her bir anın kıymetini bilmek günümüzde az da olsa hala var olmaktadır.

Eski Zamanlarda Erkekler

Eski zamanlarda erkekler dik bakışları, heybetli duruşları ile kadınların kalbini çalmaktaydı. Eski zamanlarda ilişkilere olan saygı başta olmak üzere ilk adım erkekten beklenmekteydi. İlişkinin dinamik noktası erkek gibi olduğu için ilk aşk mektubunu, ilk seni seviyorum cümlesini hep erkek söylemekteydi.

İlişkide bir erkek kadını diğer bütün erkeklerden ve olaylardan korumak isterdi ama şimdi bu durum değiştiği bariz şekilde görülmektedir. İmkansız aşk bile olsa erkeğin kadına bir saygısı bir değeri var olmaktaydı. Şimdi ki zamanlarda ise her şey anlık geliştiği ve anlık bittiği görülmektedir.

İlişkinin hareketlenmesi ve sevgi yönünden kadının erkeğe daha fazla ihtiyaç duyması için küçük aşk oyunları oynanırdı. Şimdilerde bu aşk oyununun sanal alemlere döküldüğü görülmektedir. Gal böyle olunca da sevginin de aşkında ilişkinin de pek bir güzelliği kalmamaktadır.

ofiste yalakalar

eski defterler
Ofiste Yalakalar Neden Kazanır Çalışkanlar Öylece Bakar sorusu, ofis ortamında bu duruma maruz kalan pek çok insanın merak ettiği konulardandır. Ofis ortamında çalışmak pek çok kişi tarafından avantajlı bir durum kabul edilmektedir. Ancak küçük veya büyük bir ofiste çalışmanın her zaman dezavantajları olduğunu da kabul etmek gerekir.

Özellikle ofiste çalışan bazı iş arkadaşlarınızın aslında çalışmaktan ziyade, işlerini yalakalık yaparak da ilerlettiğini fark edebilirsiniz. Bu durum sizin dikkatinizi çekerek moralinizi bozabilir, iş motivasyonunuzu düşürebilir.

Ofiste davranışları ile dikkatinizi çeken bu tipteki iş arkadaşlarınız, sizin ve diğer çalışma arkadaşlarınızın önüne geçebilir. Peki, ofiste yalakalar neden kazanır çalışkanlar öylece bakar?
Ofisteki Çalışma Oyunlarının Nedenleri Nelerdir?
Ofisteki çalışma oyunlarının nedenleri nelerdir ve bu oyunlarla nasıl baş edebileceğinizi merak ediyor olabilirsiniz. İşinizi severek yapıyor ve tüm emeğinizi sarf ediyor olsanız da bazen istediğiniz takdiri göremeyebilirsiniz. Bunun en önemli nedenlerinden birisi de aslında çalışmadan işini sadece göstermelik olarak yapan tiplerdir.

Ofisteki iş arkadaşınızın sadece patronları yücelterek işinde yükseldiğine dikkat etmiş olabilirsiniz. Bu gibi durumlar küçük ofis oyunları kabul edilmektedir.

Hemen her ofis ortamında gözlemlenen bu durum sonucunda yalaka olan iş arkadaşınızın, çalışkan arkadaşlarınızdan daha önde bir konumda olması da olası bir durumdur. Karşılaştığınız bazı davranışlar size çok uzak gelse de, iş ve ofis hayatında bu davranışların yalaka tiplere pek çok şey kazandırdığı da bir gerçektir.
Ofis Ortamında Karşılaşacağınız Tipler
Ofis ortamında karşılaşacağınız tipler her zaman hoşunuza gitmeyebilir. Özellikle patronunuza olan davranışlarından dolayı hızlı bir yükselişe geçen tiplerle çok daha sık karşılaşabilirsiniz.

Ofiste yalakalar neden kazanır ve davranışlarının gerçek nedenleri hakkında tüm merak edilenleri sizler için listeledim;

• Yalaka tip diye bilinen ofis arkadaşlarınızın iletişim becerileri oldukça yüksektir. Kesinlikle çekingenlik duygusu taşımadıkları için, hemen herkesle çok rahat bir şekilde iletişim halinde olabilirler. Bu iletişim becerisi de patronunuzun dikkatini çekebilmektedir. Bu sayede aslında çalışmadan, sadece iletişim becerisini iyi kullanarak daha önde olan bir eleman gibi görünmeyi başarabilirler.
• Yalaka ofis çalışanlarının mutlaka çok konuştuklarına dikkat edebilirsiniz. Sürekli olarak güler yüzlü olmak ve çok konuşarak kelime ustalığı yapmak da en önemli becerileri arasında yer almaktadır. Bu sayede kabul edilmeyecek bir konuda bile ikna kabiliyetleri sayesinde kısa sürede kabul görürler.
• Ofis ortamında başarılı olmanın altın kurallarından birisi de patronu memnun etmek olabilir. İşte aslında sizin daha çok çalışmanıza rağmen, sizden her zaman önde olan iş arkadaşınızın en önemli başarısı da bu noktada devreye girmektedir.
• Ofiste yalakalar neden kazanır sorusunun en net yanıtı da patronu onaylamaktır. İnsanları sürekli onaylamak ve herhangi bir zıtlaşma ve tartışma içine girmemek bu tipteki çalışanlara kazanç sağlayan en önemli özelliklerden biridir.
Ofisteki Yalaka Tipler Nasıl Ayırt Edilir?
Ofisteki yalaka tipler nasıl ayırt edilir ve gerçekten çalışanların performans değerlendirmesi yapılırken dikkat edilmesi gereken pek çok önemli nokta vardır. Özellikle çalışkan ve işini hakkı ile yapan pek çok kişi, ofisteki yalaka tipler yüzünden geri planda kalabilmektedir.

Adil bir ofis ortamı ve rekabet ortamı oluşturmak için ise, işin en büyük kısmının patrona düştüğünün altını çizmek gerekmektedir. Özellikle ofiste çalışan eleman veya personellerin performansları ile ilgili değerlendirmelerin çok dikkatli yapılmasına dikkat edilmesi gerekmektedir.

Gözden kaçan ancak ofis ortamını ayakta tutan çalışan insanların emeklerinin karşılığının verilmesinde, yetenek ve performans düzeyleri oldukça önemlidir.

zamanda yolculuk

eski defterler
Zamanda Yolculuk Mümkün Olsa Nereye Gidersiniz diye sorsak hiç kuşkusuz her yaştan herkesin vereceği farklı bir yanıt vardır. Geçmişe veya geleceğe yolculuk yapmak pek çok kişinin hayalidir. Henüz zaman makinası icat edilmemiş olsa da, filmlerden zamanda yolculuk yapma olayına aşina olduğumuzu söyleyebiliriz.

Zamanda yolculuk yapmak şimdilik rüyalarda gerçek oluyor. Gelişen teknoloji ile ilerleyen dönemler için hala bir umut var diyebiliriz. Zamanda yolculuk mümkün olsa nereye gidersiniz ve zaman yolculuğunun tüm detayları için yazımıza göz gezdirebilirsiniz.

Zamanda İleri Gitmek Mümkün Mü?

Zamanda ileri gitmek mümkün mü ve nereye gitmek istersiniz konuları sıklıkla merak edilmektedir. Pek çok kişi zamanda yolculuk yaparken geçmişe gitmek istemektedir. Ancak geçmiş kadar geleceğe gitmek isteyenlerin de sayısı az değildir.

Pek çok kişi gelecekte ailesini ve kendini merak ettiği için gelecek zamanı kısa süreliğine de olsa görmek istemektedir. Eğer zamanda yolculuk mümkün olsa nereye gidersiniz diye sorulsa sizler de muhtemelen gelecekten birkaç kare görmek isteyebilirsiniz. Henüz zamanda ileri veya geriye gitmek mümkün değildir.

Zamanda Yolculuk Mümkün Mü?

Zamanda yolculuk mümkün mü sorusuna günümüzde olumlu bir yanıt verilememektedir. Günümüzde teknoloji her ne kadar çok hızlı bir şekilde gelişiyor ve ilerliyor olsa da, söz konusu olan zaman yolculuğu olduğunda teknoloji yetersiz kalmaktadır.

Bilim insanları henüz zamanda geriye ve ileriye gitmek için bir teknolojinin bulunmadığını belirtiyorlar. Bunun yanı sıra insanlar her zaman zamanda yolculuk yapmayı hayal etmişlerdir.
Özellikle zamanda yolculuk mümkün olsa nereye gidersiniz sorusu her zaman popüler konular arasında yer almayı başarmıştır. Pek çok kişi zamanda geriye yolculuk yapmak istemektedir. Özellikle tarihte büyük olayların yaşandığı dönemlerde yer almak isteyen insanlar oldukça fazladır. Kendilerini günümüze ait hissetmeyenler genellikle zamanda yolculuk yaparken, önemli tarihsel dönemleri tercih etmektedir.

Geçmişe Gitmek Mümkün Mü?

Geçmişe gitmek mümkün mü ve zamanla yolculuk yaparak geçmişi değiştirmek pek çok kişinin en büyük hayallerinden biridir. Zamanda yolculuk yapmak her ne kadar mümkün olmasa da uzun yıllardır insanlık bunun hayali ile yaşamaktadır.
Zamanda yolculuk mümkün olsa nereye gidersiniz dendiğinde hemen herkes kendi hayatlarında geçmiş dönemlere gitmeyi hayal etmektedir. Geçmiş yaşantılarında değiştirmek istedikleri durumların yaşandığı döneme gitmek isteyenler kadar, gelecekteki hallerini merak edenler de vardır.

Özellikle ileride kiminle bir aile kuracaklarını, çocuklarını veya kariyerini merak eden insanlar, zamanda geleceğe yolculuk yapmak istemektedirler.

Zamanda Yolculuk Yapma Şansınız Olsaydı Hangi Zamana Gitmek İsterdiniz?
Zamanda yolculuk yapma şansınız olsaydı hangi zamana gitmek isterdiniz ve nerede olmayı tercih ederdiniz sorularına hayatınızın bir döneminde mutlaka denk gelmişsinizdir. Keşke şu dönemde ve şurada yaşasaydım diye içinizden geçirdiğiniz anlar mutlaka olmuştur.

Peki, günümüzde zamanda yolculuk mümkün olsa nereye giderdiniz ve hangi zaman diliminde yaşamak isterdiniz? Zamanda yolculuk yapmak isteyen pek çok kişi tarihin akışını değiştirmek istediklerini belirtmektedirler. Özellikle savaş dönemine giderek, tarihe yön vermek isteyen kişiler zamanda yolculuk yaparak, ülkelerin kaderlerini değiştirmeyi hayal etmektedir.
Bilim kurgu dünyasının en önemli özellikleri arasında yer alan zamanda yolculuk yapmak hem geçmişe, hem de geleceğe gitme fikrini hayata geçirmek açısından oldukça dikkat çekicidir. Ancak yine de zamanda yolculuk kavramlarında gelecek ve geçmişe gitmek fikirlerinin ayrı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Zamanda yolculuk mümkün olsa nereye giderdiniz sorusuna sizler de gelecek ve geçmiş olarak ayrı yanıtlar verebilirsiniz. Zaman yolculuğunda insanların büyük bir kısmının tek arzusu geçmişe gitme hayalidir.

insan doğar yaşar ve ölür

eski defterler
İnsan Ne İçin Doğar, Yaşar Ve Ölür soruları sadece günümüzde değil, tarihin her döneminde tüm insanlık tarafından merak edilmiştir. Her zaman insanın aklını kurcalayan, insan ne için doğar, yaşar ve ölür soruları, pek çok kişi için farklı yanıtlanabilmektedir.

İnsanın doğası gereği neden dünyaya geldiğini ve neden öldüğünü sorgulaması oldukça doğaldır. İnsan psikolojisi her zaman varlığını ve sebeplerini sorgulamıştır.

Her ne kadar iki zıt kavram olarak nitelendirilse de doğum ve ölüm, oldukça benzer ve birbiri ile iç içedir. Yemek ve içmek kadar doğal bir olgu olan doğum ve ölüm kavramları, her insan için tek gerçektir. Peki, insan ne için doğar, yaşar ve ölür?

Niçin Dünyaya Geldik ve Niçin Yaşıyoruz?

Niçin dünyaya geldik ve niçin yaşıyoruz sorularını sizler de dönem dönem kendinize soruyor olabilirsiniz. Herkes dünya üzerinde çok önemli bir amaca hizmet etmek için yer aldığını düşünür.
İnsanın doğası ve yapısı gereği belirli bir amaca bağlanma ve özel hissetme oldukça normal bir durumdur. Kendilerine insan ne için doğar, yaşar ve ölür diye soru soranlar, genellikle idealleri için bu döngüde yer aldıklarını düşünmektedirler.
Farklı ırk, din veya mezhepten herkesin merak ettiği bu yaşam sürecinde herkesin kendince verdiği yanıtlar da farklılık göstermektedir. Kendi değerleri doğrultusunda yaşamak ve yaşam sürecinde ideallerini gerçekleştirdikten sonra ölmek pek çok kişinin arzusudur.

Dünyaya gelen ve büyüyen her insan yaşamının kendince anlamanı aramakta ve ölene kadar da bu arayışın peşinde devam etmektedir.

İnsan Dünyaya Niçin Gelir?

İnsan dünyaya niçin gelir ve sonu belli olan bu yolculukta yaşamanın gerçekten anlamı nedir diye merak ediyor olabilirsiniz. Her ne kadar ölüm bir son gibi biliniyor olsa da, yaşamın bir devamı olarak düşünmek gerekmektedir.
Hangi yönde yaşamınıza yön vereceğiniz ve yaratılışınızın gayesini daha anlamlı bir hale getirmek tamamen insanların elindedir. İnsan dünyaya niçin gelir sorusu kadar herkesin dünyaya gelmesindeki asıl amacın ne olduğunun bilinmesinde yarar olacaktır.

Yüzyıllardır insanoğlunun kendine sorduğu ve günümüzde de devam eden ve gelecekte de devam edecek olan en önemli konular, insan ne için doğar, yaşar ve ölür sorularıdır. Herkes için dünyaya geliş amacı farklıdır. Kimi insanlar insanlığa hizmet etmek için geldiğini düşünürken kimilerinin ise, iyi bir ebeveyn veya iyi bir evlat olmak için yaratılışını anlamlandırdığını da söyleme mümkündür.

Dünya üzerindeki pek çok insan neden dünyaya geldik sorusunu, mutlu bir yaşam sürmek için diye yanıtlamaktadır. Herkesin içerisinde bulunduğu durumlar, yaşam şartları ve hayalleri sorulan soruların yanıtlarını da belirler niteliktedir.

Bir İnsan Neden Yaşar?

Bir insan neden yaşar ve hayatın amacı gerçekten nedir sorularına dünya üzerinde ilginç yanıtlar bulabilmek mümkündür. Dini ve bilimsel açıdan pek çok şekilde yanıtlanabilecek olan insan ne için doğar, yaşar ve ölür soruları, her dönem insanların aklını kurcalamıştır.

Mutluluk, iyi bir insan olmak, Tanrı'ya hizmet etmek, kötülük yapmamak, doğayı ve hayvanları korumak ve insanlığa yararlı olmak gibi yanıtlar ile sıklıkla karşılaşabilirsiniz. Yaratılmış olmak ve dünyada yaşantıya devam etmek herkes için farklı anlamlar taşımaktadır.

Doğum kadar gerçek ve hakiki olan ölüm de yine mutlak bir sondur. Hayatın gerçek anlamının ve yaşam döngüsüne dair merak edilen tüm soruların, herkesin kendi hayatı içerisinde yer aldığı bilinmektedir. Doğa ve dünya ile uyum içerisinde ve mutlu bir yaşam sürmek ise, herkesin ortak düşüncesidir.

neden evleniyor neden boşanıyoruz

eski defterler
Neden Evleniyor Neden Boşanıyoruz soruları hiç kuşkusuz ki günümüzde pek çok kişinin merak ettiği konular arasında yer alıyor. Her ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de yetişkinlik dönemine geçiş yapılması ile birlikte kadınlar ve erkekler evlenmek ve yuva kurmak istemektedir.
Her ne kadar evlilik oranlarının fazla olduğu düşünülüyor olsa da, günümüzde boşanmaların sayısında da artış olduğu bilinmektedir. Peki, insanlar neden evlenmek isterler ve boşanmanın ardında yatan en önemli nedenler nelerdir?

İnsanlar Neden Evleniyorlar?

İnsanlar neden evleniyorlar diye merak ediyorsanız doğru yerdesiniz. Aşık olmak, evlilik için en önemli kriterlerden birisi olarak kabul edilmektedir. Ancak çiftler arasında yapılan araştırmalara bakıldığında, insanların evlenmek için pek çok farklı nedeni göz önünde bulundurduğu görülmektedir.
Yalnız kalmaktan korkma, çocuk sahibi olma veya sosyal zorunluluklardan dolayı insanların evlenmek istediklerini söylemek mümkündür. Ayrıca sevdiği kadın veya erkek ile bir ömrü paylaşmak da yine insanları evliliğe iten birincil faktörlerden biridir.
İnsanların evlenmek için sebeplerini kesinlikle, kadın ve erkekler arasında farklı değerlendirilmesi gerektiğini belirtmek gerekir. Kadınların evlilik için daha duygusal yaklaşımlar sergiledikleri görülmektedir.
Erkeklerin ise âşık olmanın yanı sıra, yalnız yaşamamak, ihtiyaçlarının karşılanmasını istemek gibi farklı sebeplerden dolayı evliliği tercih ettiği bilinmektedir.

En Çok Boşanma Sebepleri Nelerdir?

En çok boşanma sebepleri nelerdir ve günümüzde boşanmaların bu denli artmasının altında yatan gerçekler için doğru yerdesiniz. Özellikle ülkemizde boşanma ve evlilik istatistiklerine bakıldığında, eski dönemlere göre boşanmalarda daha fazla artış görülmektedir.
Ekonomik koşullar ve çiftlerin evlenme için çok erken dönemde karar vermesi, boşanmaların en önemli ve birincil sebepleri arasında gösterilmektedir. Kadınların ekonomik özgürlüklerini elde etmesi, dijital dünyanın gelişmesi ile birlikte aldatma oranlarının artması gibi pek çok sebebe bağlı olarak, evli çiftler boşanma kararı alabilmektedir.

Kadınların Eşinden Boşanma Sebepleri

Kadınların eşinden boşanma sebepleri erkekler ile kıyasladığında çok dikkat çekici detaylar içermektedir. Pek çok kadın aldatma, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddete dayanarak evliliklerini bitirme kararı almaktadır.
Neden evleniyor neden boşanıyoruz sorularında, kadınların boşanma için gösterdikleri nedenler üzerinde önemle durmakta yarar vardır. Kadınların eşinden boşanma sebepleri şu şekilde sıralanabilir:

• Kadınlar evlendikten sonra özgürlüklerinin kısıtlandığı düşüncesi ile psikolojik olarak zor dönemlerden geçebilmektedir. Özellikle kadınların ekonomik özgürlüklerinin olmaması da bu psikolojik şiddet tetikleyen en önemli nedenlerden biridir.
• Aldatılma, kadınlar için geçerli ve oldukça önemli bir boşanma nedeni olarak gösterilmektedir. Pek çok kadın için aldatılma, başlı başlına bir boşanma gerekçesidir.
• Gerek sosyal, gerekse duygusal faktörler kadınları her zaman daha fazla etkilemektedir. Beklentilerine yanıt vermeyen bir evliliği sürdürmek istememe de yine kadınlar için geçerli olan, en önemli boşanma nedenlerindendir.

Erkekler İçin Boşanma Sebepleri

Erkekler için boşanma sebepleri de en az kadınların nedenleri kadar dikkat çekicidir. Uzmanlar özellikle erkeklerin gerekçelerinin de kadınlar ile büyük benzerlik gösterdiğinin altını çizmektedir.
Neden evleniyor neden boşanıyoruz soruları erkekler açısından da düşünülmesi gereken oldukça önemli konulardandır. Erkekler için boşanma sebepleri şu şekilde listelenebilir:
• Erkekler, onur kırıcı veya küçük düşürücü hareketlerden kaynaklı olarak boşanmak istemektedirler.
• Aldatma ve ekonomik problemler de yine kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de boşanmayı tetiklemektedir.
• Cinsellikte yaşanan problemler, erkekler için büyük bir neden olarak gösterilmektedir.
• Kadınların da çalışması durumunda evlilik içerisindeki kuvvetli bağda zayıflık hissedilmesi, erkekler için en büyük problemlerden biridir.
• Kendini değersiz hissetmek ve evlilik içinde yalnız kalma duygusu erkekleri boşanmaya iten sebepler arasında yer almaktadır.

tercih yapmak

ronron
YKS'ye tam bir ayları kaldı sınava hazırlanan öğrencilerin. 2024 TYT'ye girecek olan arkadaşların da tam bir senesi kaldı. Bu entry ile de bilgilendireyim istedim.Üniversite tercihi yaparken, kendi ilgi, yetenek ve hedeflerinizi göz önünde bulundurarak bilinçli bir karar vermek önemlidir. Aşağıda, üniversite tercihi yaparken dikkate almanız gereken bazı önemli faktörler ve adımlar bulunmaktadır:

İlgi ve Yeteneklerinizi Değerlendirin: Kendi ilgi alanlarınızı ve yeteneklerinizi belirleyin. Hangi alanda uzmanlaşmak istediğinizi düşünün ve hangi alanlarda daha başarılı olduğunuzu analiz edin. Bu, tercih edeceğiniz bölüm ve programı belirlemede size rehberlik edecektir.

Kariyer Hedeflerinizi Belirleyin: Uzun vadeli kariyer hedeflerinizi düşünün ve hangi üniversite ve programın bu hedeflere daha uygun olduğunu araştırın. Bazı üniversiteler belirli alanlarda daha iyi bir üne veya mezunlarının daha iyi istihdam edildiği bağlantılara sahip olabilir.

Program ve Müfredatı Araştırın: Tercih ettiğiniz bölüm ve programın müfredatını inceleyin. Hangi derslerin alınacağını, staj veya pratik deneyim imkanlarının olduğunu ve hangi uzmanlık alanlarının sunulduğunu gözden geçirin. Bu, size ilgi alanlarınıza uygun olan ve size istediğiniz becerileri kazandıracak bir program seçmenizde yardımcı olacaktır.

Üniversite ve Bölgeyi Araştırın: Üniversiteyi düşündüğünüz şehir ve bölge hakkında bilgi edinin. Şehirdeki yaşam koşulları, iklim, kültürel etkinlikler, sosyal imkanlar ve yaşam maliyeti gibi faktörleri göz önünde bulundurun. Kendinizi orada rahat hissedebileceğiniz bir ortam seçmek önemlidir.

Üniversitenin İmkanlarını Değerlendirin: Üniversitenin öğrencilere sunabileceği imkanları değerlendirin. Kütüphane, laboratuvarlar, spor tesisleri, sosyal kulüpler, staj ve kariyer hizmetleri gibi olanaklar size akademik ve kişisel gelişim açısından fayda sağlayabilir.

Öğrenci Yorumlarını ve Mezun İstihdamını İnceleyin: İlgilendiğiniz üniversite hakkında öğrenci yorumlarını ve mezunların istihdam durumunu araştırın. Öğrencilerin ve mezunların deneyimleri size üniversitenin kalitesi ve mezunların iş bulma potansiyeli hakkında fikir verebilir.

Kampüs Ziyaretleri Yapın: Mümkünse, tercih ettiğiniz üniversitenin kampüsünü ziyaret edin. Kampüs atmosferini, tesisleri ve öğrenci yaşamını birebir deneyimleyerek daha iyi bir karar verebilirsiniz.

Tercih Sıralamanızı Oluşturun: Tercih edeceğiniz üniversiteleri, programları ve sıralamalarınızı belirleyin. Hem hayalinizdeki üniversiteyi hem de alternatif seçenekleri göz önünde bulundurun. Tercih sıralamanızı, kendinizi en uygun hissettiğiniz şekilde oluşturun.

Üniversite tercihi yaparken, kendi hedeflerinizi ve isteklerinizi ön planda tutmanız önemlidir. Kendinizi en iyi hissedeceğiniz ve kariyeriniz için en uygun olan üniversiteyi seçmek, başarılı bir üniversite yaşamı ve geleceğiniz için önemli bir adımdır. Sizlere YKS (TYT-AYT) sınav süreciniz ile ilgili de tyt konuları ve tyt çalışma programları için bu bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz. Şimdiden başarılar dilerim.

aldatanı aldatmak

senasizm
En güzel intikam sessizce gitmektir içinde öldürmektir o kişiyi. Damdan düşer gibi sensiz kaldığında anlıyor olayın nasıl buraya geldiğini. O noktada da asla bakmamamız gerek arkamıza çünkü yol önümüzde, önümüzü görmemiz lazım tökezlememek için.

cedric

senasizm
Çocukken çok izlerdim özenirdim de keşke öyle kendi kendime konuşabilsem diye delilik gibi gelirdi, büyüdüm ve kendimi kendimle konuşurken buldum. Çünkü insanın kendinden başka arkadaşı olmuyormuş ve zaman bunu acıta acıta öğretiyormuş.

aldatmak

senasizm
Sağlıklı ilişkilerde hata yanlış olmamalı. Bir ilişkiyi sağlamlaştıran temellerden biri güvendir. Aldatmak yalnızca fiziki bir durum değildir bence. Birini kandırmak diyebiliriz kelime anlamı olarak. İnsan sevdiğini kandırır mı? Kandırmak sağlıklı bir iletişim sağlar mı? Düşünmek gerek biraz.

toypoodle

toypoodle
Tou poodle köpek cinsi, tüy dökmüyor ve koku yapmıyor olmasının yanında köpeklere karşı allerjisi olanlar için son derece uygundur.

Toy Poodle köpek ırkını sahiplenmek beslemek için O na sunulabilecek yaşam standartlarıda önem taşımaktadır. Toy Poodle köpek özelliklerinden toy poodlekaynaklı, ülkemizde son 10 senedir arz talebi zirvede olan köpek cinsidir. Dünyanın en akıllı 2. köpeği olmasının yanında, koku yapmama, tüy dükmeme ve antialerjik olma özelliklerinden bahçesiz evlerde beslenen köpek ırkları içerisinde talebi her daim ilk sıradadır.

Toy Poodle Kaniş ırkını temsil etmekle birlikte günümüzde ırk özelliklerinin anlatıldığının yaşındığını görmekle birlikte talebi yükselen, tüy dökmeyen koku yapmayan antialerjik köpek cinsi olmasından kaynaklıev içerisinde beslenen köpek cinleri arasında birinci sırayı almış durumdadır.

Toy Poodle Eğitimi
Toy poodle eğitimi, zeki olmasından kaynaklı eğitiminde hassasiyet göstermek gerekir. Bilgili insana istemediği yeni bir bilgiyi empoze etmek nasıl zor ise, toy poodle ırkının eğitiminde de aynı şekilde uygun eğitim müfredatını uygulama noktasında hata yaparsanız yahut uygun ödül ceza proğramlarını kullanmazsanız eğitim geri dönüşleri istenilen düzeyde olumlu yansımayacaktır.

Toy poodle eğitiminin başlangıcı olan tuvalet disiplininde çit eğitimi olarak adlandırılan hareket alanının kısıtlanması suretiyle belli noktaya tuvalaetini yapma alışkanlığı edinmesi sağlama müfredatı uygun olacaktır.

Kaniş özellikleri
toy poodle yavruKaniş özelliklerinden dolayı diğer ırklara hassasiyeti bulunan insanların rahatlıkla sahiplenebilecekleri can dostudur. Özelliklerinin diğeri ve ev içerisinde bakımı konusunda önemli yer tutan tüy dökmeme özellikleri talebini yükseltmekte ve buna paralel olarak sahiplenme fiyat ortalamaları yüksek seyretmektedir.

Apartman yaşamında bakılma düşüncesi yerinde karar olmasının yanında, yavru algılama eşiğinin yüksek olması, modern yaşamda etkili kurallara adaptasyonu ve her yaş grubuyla iletişim kurmaya çalışmasından dolayı bahçesiz evlerde beslenmesi uygun can dostlarıdı. Ev içerisinde yeteri kadar aktif olduğundan bahçesiz evde bakılması kolaydır.

Ciddi bakım gerektirdiği unsurunun göz ardı edilmemesi düşüncesindeyim. Düzenli banyo yaptırılması ve 6 haftada 1 tıraş ettirilmesi gerekir. Kulakları devamlı parazitler yönünden muayene edilmeli, kulak girişindeki tüyler düzenli şekilde uzaklaştırılmalıdır. Dişlerin tartardan arındırılması gerekir, hemen hemen hiç tüy dökmez, alerji problemli kişiler açısından idealdir.

Anti alerjik özelliği nedeniyle, beslenme proğramında veteriner hekiminizin tavsiye ettiği yönde beslenmesi uygun olacaktır. Irk Kökeni: Avrupa ülkelerinden kesin köken anlamda bilinmese de, günümüzde Fransa'dan kökeninin geldiği kabul edilmiş, hatta Fransa'nın resmi ırkı şeklinde kayıtlara geçmiştir. Ataları Fransa hemen hemen nesli tükenmiş su köpeği olan Barbet ırkı ve Belçika su tazısıdır.

Bacak yapısında olduğundan oyuncak türünde de boyutlarına nazaran uzun bacakları atletik görünümü dikkat çekmektedir. Zeki olmasıyla tanınan bu ırk yeni insanlara dengeli tutuma sahip. Karşı taraftan olumsuz durum görmediği sürece örneğin oyuncağını alma, yemeğine müdahale ya da sahibine sert tavır olmadığı sürece tanışmaya eğilimi meraklı cins şeklinde bilinir.

Başka ırklara ve evcil hayvanlara agresif tavır sergilemeyen ırkı, zaman zaman havlama davranışı yansıtabilir, bu hareketin davranış kalıbına dönmemesi adına temel eğitim verilmesi uygun olacaktır. Aksi takdirde şımarmaya açık ve kendi bildiğini okumayı seven yapısı olduğunu bu nedenlede eğitimi kolay olduğundan eve girmesiyle beraber eğitimine başlanması şarttır.

Atletik fiziğe sahip bu sevimli ve şirin köpek ırkı oyuncak boyutlardaki diğer köpeklerin aksine hareket etmeyi sever ve sürekli oyun oynama isteğine sahiptir. Bu sebepten mutlaka günlük köpeğe zaman ayrılıp üzerindeki bu enerji alınmalı.Bu şekilde sakin yapıda kalacaktır.

Birbirinden farklı renk ve renk kombinasyonları olan ırktır. Sıklıkla karşılaşılabilecek renkleri: Kayısı - Siyah - Mavi (metalimsi renk) - Kahverengi - Krem • Gri - Gümüş - Gümüş-bej -Beyaz - Siyah-beyaz Bu renklerin yanında cinsin nadir bulunan rengi kırmızı diye tabir edilen kayısı renginden üretilmiş koyu renktir. Tam koyu turuncu ile kahverengi arasında renk az rastlandığından ve çok talep gördüğünden cinsin en pahalı rengi red toy yavrularıdır.

Toy poodle yavru bakımı konusu ciddi bakım gerektiren özellikleri nedeniyle düzenli bakım konusu hassasiyetle dikkat edilmelidir. Düzenli banyo yaptırılması ve 6 haftada 1 tıraş ettirilmesi güzel görünümünün sürekliliği açısından iyi olacaktır. Kulakları devamlı parazitler yönünden muayene edilmeli, kulak girişindeki tüyler düzenli şekilde uzaklaştırılmalıdır. Dişlerin tartardan arındırılması gerekir, hemen hemen hiç tüy dökmez, alerji problemli kişiler için idealdir. Anti alerjik özellikleri nedeniyle, beslenme proğramında veteriner hekiminizin tavsiye ettiği yönde beslenmesi yavrunuz açısından uygun olacaktır.

Toy Poodle yavruları ile ilgili şahsi düşüncemi sizinle paylaşmadan geçemeyeceğim, özellikle toy poodle yavru 1 yaşına geldiğinde estetik kuaför tıraşından sonra dünyalar güzeli görünümünün yanında bahçesiz evlerde bakılmasının en önemli özelliklerinin başında gelen tüy dökmeme özelliğide eklenince neden bu denli favorisinin yüksek olduğu anlaşılacağı kanaatindeyim.

Bunun yanında dünyanın en zeki köpek cinsinin olması ve bahçesiz evlerde büyük sıkıntı olarak karşılaşılaşılan evde oluşan köpek kokusunun bu ırkı besleyen evlerde olmaması büyük bir faktör olarak kabul edilmelidir.
Kaynak : https://www.kopekkulubu.com/toy-poodle

hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.


eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238

hemen yazar olun