bu yılı tam olarak kendisi gibi geçirdiğim kişilik. öyle bir bezmişlik, öyle bir depresiflik. bazen kendisinin depresyonda olduğunu düşünmüyor değilim. çevresindekiler tarafından bir şekilde silkilip kendisine getirilmesi lazım. ülke olarak hepimiz biliyoruz ki yazın gelişi serdar ortaç'ın yeni klibinden belli olur.
cordelia
2. nesil eli kalem tutan - müddet-i tahsiliye - eli kalem tutan -
- toplam entry 84
- takipçi 1
- puan 2824
aşşşırı güzel bir meyve. hele ekşi, kıtır kıtır ve bol sulu oldu mu bayılarak yedim. ama olur da şansıma kumlu elma denk gelirse tüm gün keyfim kaçık dolanırım ortalıkta, öyle de bir etkiye sahiptir bende.
gülseren budayıcıoğlu'nun aynı adlı kitabını gerçekten severek okumuştum fakat kadının yazdığı kitaplar dizileştirilirken içerisine bol bol psikolojik şiddet ekleniyor, kitaplarında işlenen normal hikâyeler full drama bağlanarak yayınlanıyor. yapılan şey tam olarak ajitasyon duygusu oluşturarak reyting kazanmak. ülkede her gün sayısız şiddet, acı hayat hikâyeleri duyuyorken daha fazlasına ihtiyaç yok bence.
önceden miss turkey güzelleri yarışmaya katılırken fizikten önce genel kültür bilgisini önceliklendirirlermiş, azra akın ve arzum onan gibi şahane kadınlarla tanışmamız da miss turkey sayesindedir mesela. şimdi ise tek öncelik fiziği olması, o yüzden şevval şahin gibilerine kaldık. vay be, nereden nereye...
bence o büyük günü maske atma töreniyle, çalgılı çengili bol eğlenceli bir şekilde kutlamalıyız dünya genelinde. o günün hayalini kurarak yaşıyorum şahsen.
bir kadını, her şeyden önemlisi bir bireyi kendini güçlü hissetmek için öldüremezsin. buna kimsenin hakkı yok. bir de 3-5 ay yatar çıkarım, takım elbise giyer iyi halden yırtarım diyen mahluklar var ki inanılır gibi değil.
bittiği günden beri ülkede hiçbir şey yolunda gitmedi resmen...
yeryüzündeki en sevdiğim film serisidir. kaç kez izlersem izleyeyim her seferinde kahkahalara boğulurum. yitirdiklerimizin mekanı cennet olsun, kalanlara sağlıklı uzun ömürler.
eğer benim gibi eti sevmiyorsanız süper bir tercih. yanında ayran, üzerinde karabiber de varsa alın size süper bir öğün, daha iyisini bulmak zor.
bu arada aklıma geldi: bir ara facebook'ta mevlüt bulma grubu vardı – belki hâlâ vardır, insanlar gruptaki cenaze, sünnet ilanlarındaki adreslere gidip tavuk pilav yiyip bir de üzerine pilavı yorumluyorlardı. o günden beri var bir hayalimiz hahahahah!
bu arada aklıma geldi: bir ara facebook'ta mevlüt bulma grubu vardı – belki hâlâ vardır, insanlar gruptaki cenaze, sünnet ilanlarındaki adreslere gidip tavuk pilav yiyip bir de üzerine pilavı yorumluyorlardı. o günden beri var bir hayalimiz hahahahah!
kadınlar ne mi ister? bence bu soruya verilebilecek sayısız cevabımız var. kadınlar eşitlik ister, anlayış ister, özgür olmak ister, en çok da birey olabilmek ister. yaşadığımız ülkenin koşullarını göz önünde bulundurursak hepimiz açıkça görürüz ki kadın bir cinsel objeden, hizmetçiden, aşçıdan, anneden öteye geçemez bu ülkede. oysa birazcık objektif baksak görürüz ki kadın, her şeydir. bir gün kadınlarla bağdaştırılan tüm bu kalıplardan kurtulabilirsek, hep beraber bir kadının isteyince başaramayacağı hiçbir şey olmadığına şahit olabiliriz. ama önce dilimizdeki, beynimizdeki, kalbimizdeki kalıpları yıkmamız gerekiyor. gerisi zaten gelir :)
olması gerekendir. bu konu asla cinsiyet ayrımı içermemelidir bana kalırsa, kadın da erkek de bir evin içinde yaşıyorsa ve birbirlerine “eş” diyorlarsa iki tarafın da belli başlı sorumlulukları olmalıdır. kadın tamirden anlamaz, erkek ev işini beceremez diye bir şey yok. konu birbirine destek olmak, yardım etmekse üzerimize dayatılan tüm bu kalıpları yıkmamız gerekir bence.
daha önce hiç yemedim ama çevremde seven kimseyi de görmedim o yüzden en az merak ettiğim sebze olabilir.
dünyanın en davar karakteri olabilir. karaktersiz, şiddet bağımlısı, iğrenç birisi. maçoyum, mahalle abisiyim, mafyayım ayağına etrafındaki herkese – özellikle de kadınlara yaşatmadığı psikolojik şiddet kalmadı. ayrıca zeynep'i eve kilitlemesi hatta kaçırması, çocuğunu bahane edip benal'i odaya kilitlemesi de cabası. bir de bu karakteri sevip savunan, “adam gibi adam!” diyen, hatta ve hatta hâlâ zeynep'le yakıştırmaya devam edenler var. neyse ki hak ettiği sona ulaştı da ölüp gitti.
tahliye edilmesine o kadar sevindim ki neredeyse ağlayacaktım mutluluktan. umarım evlatlarıyla beraber hayatlarının geri kalanı mutlu, huzurlu bir şekilde sürer.
pandemiden sonra ailecek yapmayı en çok istediğimiz aktivite resmen. hele sahilde yapılan mangalın keyfi bir başka oluyor. gerçekten inanılmaz özledim.
bekaret testi sahnesini çekmeyi kabul etmesinin ardından gözümde birden diplere düşen oyuncu. çekilmesini istemeseydi hazal kaya gibi sahneyi senaryodan attırabilirdi, orijinal hikâyede öyle bir sahne yoktu bile. ama kendisi oynamayı tercih ederek birçok insan tarafından linç yedi ki haklılardı da bu defa.
bayıla bayıla yediğim bir yiyecek, gerçekten iyi yapılırsa aşırı lezzetli oluyor. bir de üzerine nar ekşisi döktün mü yeme de yanında yat.
benim çocukluğumda böyle bir şey yoktu, vardıysa bile ben bilmiyorum. benim oyuncaklarım file gibi bir oyuncak sepetinin içinde olurdu hep, o da iş gören bir şey bence.
gereksiz pahalı ve ürün kalitesi düşük maalesef. pek tercih ettiğim bir marka değil:(
verilen karar çok ama çok doğru ama uyan yok. bugün gelen görsellerde hâlâ yüzlerce insanın dışarıda olduğu görülüyor.
dede çok kıymetli bir varlık bence. hele çocukken onunla uzun uzun zaman geçirme ve anı biriktirme şansınız olursa çok daha özel bir yere sahip oluyor sizde. iyi ki varlar.
benim için ana yemekten ziyade bir aperatiftir makarna. yemek yapacak zamanınız yoksa hızlıca pişirebileceğiniz kolay bir yiyecek :)
türkiye'nin başına gelmiş en güzel şeydir.
hepimiz daha küçücük çocuklarken söz vermiştik, hâlâ sözümüzün arkasındayız:
“ey büyük atatürk! açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim!”
hepimiz daha küçücük çocuklarken söz vermiştik, hâlâ sözümüzün arkasındayız:
“ey büyük atatürk! açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim!”
genç kuşağın en yetenekli oyuncularından biri, çok beğenirim kendisini. hastasıyız!
ne alakaymış acaba? bal gibi de okuruz! ayrıca bunu söyleyenlerin kızlarını doktora götürdüğünde kadın doktor istemesi de ayrı ironik.
hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.
eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238