confessions

sessizlik

1. nesil eli kalem tutan - müddet-i tahsiliye - eli kalem tutan

  1. toplam entry 13
  2. takipçi 0
  3. puan 2348

cheesecake tarifi

sessizlik
Her gün internette farklı bir tarifin popüler olmasında etkin rol oynayan MasterChef programının çok konuşulmasına yol açtığı bugünkü tatlı. her şeyin en sâdesini seven, en ucuzundan yana olan, değişik tatlara hiç açık olmayan benim pek yemediğim bir tatlı olsa da sevenleri, bayılanları pek fazladır. tabii ki bildiğimiz keklerden farklıdır çünkü o bir kek değil, 'cheese' kektir. yalnız burada 'çiz kek var da çizme kek yok mu?' diye bir soru aklıma gelmiyor değildir. bu zamana kadar eskidefterler'de yaptığım en kötü esprinin verdiği burukluk ile sözlerime devam edecek olursam güzel bir cheesecake tarifi vererek durumu toparlamak şart olmuştur. masterchef'in ödül oyunu kapsamındaki leziz menüsünde yer alan bu tatlıyı eskidefterler yazarları neden evlerinde yapamasın? sorusunun bana verdiği güce dayanarak hiç üşenmeden (!) yazacağım bu tarif, eminim ki damağınızda kavak yelleri estirecektir. frambuazlısından limonlusuna, hindistan cevizlisinden elma pürelisine, kivilisinden oreo'lusuna kadar envâî çeşidi bulunan cheesecake, herkesin ağız tadına hitap etmektedir. starbucks'ta ve bilumum cafelerde, yiyecek-içecek mekânlarında oturmanın yasak olduğu bu dönem, tam cheesecake yapıp kahvemizi de alıp battaniyenin altına girerek bir taraftan netflix izlerken bir taraftan eskidefterler'de takılmalık bir zaman dilimi değil midir? cevabınız evet ise, aşağıdaki tarif sizin içindir:

tabanı için;

Burçak bisküvi (2 paket)
Kırık ceviz-fındık karışımı (1 su bardağı kadar)
Margarin veya tereyağı (75 gram)
Süt (3 yemek kaşığı)

Kreması için gerekenler:

labne peyniri (350 gram)
Çiğ krema (200 ml)
1 yumurta sarısı, 2 tam yumurta
200 ml ölçüyle 1 su bardağı şeker
nişasta (1 yemek kaşığı)
un (2 yemek kaşığı)
vanilya (1 paket)

bitmedi; daha üzeri var:

fakat korkmayın, onlarca malzeme sayacak değiliz. istediğiniz herhangi bir sosu kullanabilirsiniz.

malzemeler tamam, yapılış aşamasına geçiyoruz:

kelepçeli kalıbın çevresini 2 kat alüminyum folyoyla sarıyoruz. tabanına da yağlı kağıt seriyoruz.
fındık-ceviz ve bisküvi karışımını robottan geçiriyoruz.
süt ve tereyağı ilâve ederek karıştırıyoruz.
bisküvili karışımı kalıbımızın tabanına seriyor, kaşıkla bastırıp sıkılaştırıyoruz. kenarlardan biraz taşacak.
tabanı bu şekilde buzdolabına kaldırıyoruz.
fırınımızı 160 dereceye ayarlıyoruz. ısıya dayanıklı bir kâseyi suyla doldurup fırına koyuyoruz.
labne peynirini ve kremayı 1 dakika çırpıyoruz.
şeker ekliyor ve çırpmayı sürdürüyoruz.
yumurta sarısını ve yumurtaları birer birer ekleyip çırpmaya devam ediyoruz.
vanilya, nişasta ve unu da katıp karıştırıyoruz.
buzdolabına aldığımız tabanı çıkararak üzerine bu kremayı döküyoruz.
kalıbı 7-8 defa tezgâha dikkatli bir şekilde vuruyoruz. böylelikle kremanın içerisindeki hava kabarcıklarını çıkarıyoruz. zaten bu sırada kabarcıkların patladığını gözlemleyeceğiz.
fırına verip pişiriyoruz. bu esnada kapağını açmıyoruz. pişme süresi 50 dakikadır.
süre dolduktan sonra fırının kapağını ayarlıyoruz ve tam olarak soğuyana kadar fırında tutuyoruz.
soğuduktan sonra dilediğimiz sosu cheesecake'mizin üstüne yayıyoruz.
minimum 6-7 saat beklemeye bırakıyoruz.

peki şimdi büyük bir dilim hak etmedik mi?

asgari ücret

sessizlik
yükselmesi sabırsızlıkla beklenen, nedense bir türlü yerinden kımıldamayan aylık maaş tutarı. 'askeri ücret' diye yazanlar ayrı dünyaların insanlarıdır, onları hiç karıştırmaamak gerekir. maaşları -normal vatandaşlara göre- astronomik rakamlardan oluşan fakat yine de geçim sıkıntısı çeken (!) birçok kişinin bir araya gelerek meydana getirdiği Asgari Ücret Tespit Komisyonu, asgari ücrete zam yapılması için görüşmelerini sürdürmektedir. peki bu zam olur mu, ne kadar olur, ne zaman belli olur, kafamızda deli sorular dönüp durmaktadır. 2021 yılında kamu işçilerinin ücretleri ve memur maaşlarında artış oranının yüzde 3+3 olarak belirlendiği bilinmektedir. asgari ücret değişikliği memurların, emeklilerin, herkesin yüzünü güldürecek güldürmesine de; bunun için kayda değer mantıklı bir değişikliğin olması şarttır. Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarının 2.'si 15 aralık, 3.'sü ise 22 aralık tarihinde gerçekleşecektir. DİSK yani Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na göre 2021 yılında net asgari ücret 3800 TL olmalıdır. vergi ile kesinti yükünün de mutlaka kaldırılması gerekir. brüt asgari ücretin net olarak ödenmesi lâzımdır. covid-19 salgınıyla birlikte yaşanan gelir kaybı da hesaba katılmalı, 2021 asgari ücret buna göre belirlenmelidir. asgari ücrete artık nakit desteğinin sağlanması gerekmektedir. bu durum sosyal devlet olmanın iktizasıdır. asgari ücretin tamamen vergi harici bırakılması, tüm ücretlerin de asgari seviyedeki miktarlarının aynı şekilde vergiden muaf olması lâzımdır. milyonlarca insanın geçim aracı olan asgari ücrete gelecek zam acaba yüz güldürecek mi, buruşturacak mı; şimdilik meçhuldür.

celal şengör

sessizlik
jeoloji profesörü olmasına rağmen Bircan Bali ve ece erken tarafından doktor zannedilerek görevden alınması talep edilen (!) kişi. bu gaflarıyla sosyal medyanın diline düşen ikili adamı yereceğim derken övmüşler, jeoloğu doktor yapmışlardır. gerçi c. şengör'ün de biraz sıkıntılı bir tip olduğu söylenebilir. zira yaptığı açıklamalarla hep yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermekte, sonra vay efendim öyle demek istemedim de şöyle demek istedim diyerek pirincin taşını ayıklamaya çalışmaktadır. örneğin, hatırlanacağı üzere geçmişte 'türkler kendilerini cahil ettiler' demiş ve en cahil türklerin müslüman türkler olduğunu söyleyerek büyük tepki çekmiştir. bu olay şimdi de Bircan Bali ile ece erken'in kırdıkları pot vesilesiyle konuşulmaya başlanmıştır.

iyi aile babası

sessizlik
aile komedisi türünde yeni bir kanal d dizisi. dizinin senaristi Tayfun Güneyer, yönetmeni ise Hakan Algül'dür. dizinin başrollerinde ise Çağlar Çorumlu'nun ve Şebnem Bozoklu vardır. aslı ve mehmet ali pamuk çiftinin aşkını konu alan bu dizi nedense bana hiç umut vermemiştir. dizinin diğer oyuncuları ise şöyledir:
arife pamuk: Melek Baykal
kerami pamuk: Salih Kalyon
rıfkı pamuk: Timur Acar
yağmur: Eslem Akar
ayfer: Bahar Süer
emre güney: Berke Üsdiken
damla pamuk: Ecrin Su Çoban
oğulcan pamuk: Berat Efe Parlar
aydan hemşire: Beste Bereket
çilem hemşire: Rukan Demir

komedi anlayışımızın da klişelerden bir türlü kurtulamadığının en büyük kanıtlarından olan bu dizi konusu itibariyle öyle kahkahalara boğacak gibi durmamaktadır. mehmet ali pamuk mahalle arasında bir kliniği olan, idealist, 3 çocuk sahibi bir adamdır. tıp fakültesinde okuduğu sırada aslı ile tanışmış ve evlenmişlerdir. fakat kadın sadece mehmet ali ile değil resmen onun ailesiyle de evlenmiştir. alt katında adamın anne ve babası oturuyordur; yedikleri içtikleri ayrı gitmemeye başlar. yıllar birbirini kovalar, hiçbir değişiklik olmaz. mehmet ali ailesini ayrı bir eve çıkarmayı bir türlü başaramaz, aynı tas aynı hamam devam ederler. 3 çocukları olur; adamda tık yoktur. aslı hâlâ ve hâlâ sevgili (!) kayınpederi ve kayınvalidesi ile aynı apartmanda yaşıyordur. 7/24 onların baskısı altında olmaktan iyice bunalmıştır.

tanıdık oyuncular da olmadığı için pek ısınamadığım bu dizi belki sizin yüzünüzü güldürür.

gonca vuslateri

sessizlik
geçtiğimiz gün hakan altun ile aşk yaşadığını itiraf etmiş olan ünlü oyuncu. 'çok mutluyuz' diyerek altun'u sevgili statüsüne aldığını ilan eden (!) gonca vuslateri, bunu tutup en olmadık yere açıklamıştır: beyaz tv'deki söylemezsem olmaz programına. hayır teve2 dururken, ne bileyim tv9 falan dururken, beyaz tv nedir diye insanın sorası gelmektedir. urla'da bir film çekiminde olduğunu söyleyen ünlü oyuncu; 'çok mutluyum, mutluyuz' diyerek birinci tekil ve çoğul zamirlerini kullanarak mutlu oldukları gerçeğini iki defa pekiştirmiştir. (!) ikilinin arasında 14 yaş olmasına rağmen belli ki bu durum onlar için bir sorun teşkil etmemektedir. oysa toplumun büyük bir kesimi için 14 yaş farkı 'ay yok daha neler, baban yaşındaki adamla mı çıkıyosun?' tarzı tepkilerin verilmesine yol açabilecek kadar büyüktür. en son emel müftüoğlu'nun doğum gününde görüntülenen çiftin ne zaman biteceği meçhul bir aşka yelken açmış oldukları ve en azından şu an yol almaya devam ettikleri tescillenmiştir. gerçi gündemde onca mesele varken; şimdi konuşulacak bir bu mu kalmıştır? orası ayrı sorunsaldır. fakat madem eskidefterler'de her şey yazılıyor, öyleyse bu başlık da açılmalıdır diyerek oluşturduğum bu başlık gereksiz bilgi haznenize yeni bir şey daha eklemiştir. o halde bana teşekkür etmeniz gerekir. (!)

'anne' ve 'tehlikeli karım' dizileriyle hafızama kazınan, 'anne' dizisi'ndeki şule karakteri her neyse de; 'tehlikeli karım' dizisiyle çok kötü performans sergilemiş olan gonca vuslateri bu aralar 'bendeniz' taklidiyle gündemdedir. 'müjdeler ver' adlı şarkıyı söyleyerek beğeni kazanan oyuncu bence biraz benzetmeyi başarmış gibidir.

Buradan izleyip gülmeniz mümkündür.

alaska tatlısı

sessizlik
balkanlardan gelen soğuk havaların etkisinde olduğumuz (!) şu günlerde iyi gidecek bir tatlı. 'demeyin ne alâka, işte karşınızda alaska' sloganıyla size tarifini arz etmek istediğim bu tatlıya bayılmamanızın imkân sınırları dâhilinde olmadığı bir gerçektir. (bu sözün tercümesi: tatlıya bayılacaksınız!) nedense eskidefterler'de yazmaya başladığımdan beri edebiyat aşkım depreşmiş, felsefik cümleler kurmaya çalışma potansiyelim artmıştır. ama bunları bir kenara bırakarak size tatlı yiyelim tatlı konuşalım demek için bu başlık açılmıştır. süt, bisküvi ile pudingin damağınızda fırtınalar estirecek âhengi sizi kaşık kaşık yemeye sevk edecek, 'atın ölümü arpadan olsun' dermişçesine, aldığınız kalorileri hiç mi hiç umursamadan, kilolara meydan okuyarak tükettikçe tüketesiniz gelecektir. ihtiyacınız olan şeyler ise; 4 paket kakaolu bisküvi, 2 paket kakaolu puding, 1 paket krem şanti, 1 paket çikolata sosu ve 2 litre süttür. elbette bunların hepsini usulünce bir araya getirerek oluşturacağınız alaska tatlısının hepsini yalnız siz midenize indirmeyecek; 4-6 kişilik bu tatlıyı başkalarıyla da paylaşacaksınızdır. ne demişler; mutluluk paylaşıldıkça çoğalır.

7 su bardağı sütle beraber kakaolu pudingler bir tencereye alınır. kıvamı koyulaşıncaya dek pişirilir. bu sırada karıştırılmalıdır. bisküvlier de robottan geçirilerek un hâline getirilir. ılıyan pudinglerle buluşturulup blender kullanılarak ezilir ve pürüzsüz bir kıvam elde edilir. puding, fırın kabına boşaltılır ve üzeri düzleştirilir.

yarım bardağı süt ile krem şanti çırpılarak kreması hazırlanır.

elde edilen krema, pudingin üstüne yayılır.

başarıyla tamamlanan tatlı buzdolabına kaldırılır. soğuduktan sonra üzeri 2 su bardağı süt ile ıslatılıp pişirilen çikolatalı sos da bunun üzerine eklenir.

tekrar buzdolabına yolcu edilip yine soğutulur.

merak etmeyin, daha yapacağınız bir şey yoktur. sadece dilimlemek ve istediğiniz gibi süsleyerek ikram etmek ve en zevklisi bununla kendinizi ödüllendirmek kalmıştır.

gülşah saraçoğlu

sessizlik
doya doya moda jürilerinden ünlü bir modacı. 3 ağustos 2017'de yolda yürüdüğü sırada bir inşaattan kafasına kum dolu bir mukavva düşmesiyle gündeme gelmişti. dava bugün görülmeye başlanmış fakat gülşah Saraçoğlu duruşmaya gelmemiş, bunun üzerine sonraki celsede zorla getirilmesine hükmedilmiştir. 'daha çok gelir gidersiniz, ne de olsa burası türkiye mahkemesi' dedirten bu olay; bana türkiye'de mahkeme süreçlerinin nasıl ayvalık tostunun içindeki kaşar gibi uzayıp uzayıp durduğunu yeniden hatırlatmıştır. bu kötü esprimsi lafım şurada dursun; asıl olay onun kilolu hâlinin görenleri şoke etmesi ve gözlerine inanamamasıdır. sadece onlar mı? telefonundaki yüz tanıma uygulaması dahi gülşah saraçoğlu'nu tanıyamamıştır.yeni çıkardığı şampuanla ilgili reklam yapmak isterken banyosundan yaptığı paylaşımla sosyal medyada linç edilen gülşah saraçoğlu; şimdi ünlülere hazırladığı tasarımlarla değil fit hâlinin nasıl de-fit olduğuyla konuşulmaktadır. (de-fit benim uydurduğum bir tabirdir. de-activite, demotive gibi kavramlar varsa, de-fit [kilolu] diye bir kavram da olabilir diye düşünmüşümdür. bence gayet mantıklıdır.) birkaç yıl evvel mide küçültme ameliyatı geçirmiş olan saraçoğlu 3 ay içinde 22 kilo vermeyi başarmıştır fakat o eski hâlinden şimdi eser yoktur. ee ne oldum değl ne olacağım diyeceksin diye boşuna dememişlerdir. peş peşe estetik ameliyatlar olan gülşah saraçoğlu 'cep telefonumun yüz tanıma uygulaması dahi artık beni tanımıyor' itirafında bulunmuştur. bir dönem de saçlarını kestirerek siyaha boyattığını hatırlamak gerekir. tabii sonradan eski hâline döndüğünü de unutmamalıdır. şimdi ise kilolarıyla gündemdedir. eskidefterler yazarlarının bu konuda ne düşündüğü merak konusudur.

beni ne doktorlar ne mühendisler istedi de sözlük yazarıyım

sessizlik
Ne Doktorlar Ne Mühendisler İstedi, yine de Eski Defterler'de sözlük yazarı oldum demek isteyen herkes için yazar başvurusu yapılabilir.
Hemen siz de Eski Defterler yazar başvurusu yaparak sitede yerinizi alabilirsiniz. Sözlük platformları arasında kalitesi ile söz edilen sözlük, farklı mesleklerden pek çok yazarı ile aktif paylaşımlara devam ediyor. Her konu hakkında bilgi almak, farklı alanlarda deneyimlerini paylaşan yazarlar sayesinde dilediğiniz bilgiye erişme konusunda özgür olacaksınız. Değerlendirip, tamamen istediğiniz gibi bir platformda yerinizi alabilirsiniz.
Eski Defterler Yazarları
Nitelikli bir ortamda, kurallar çerçevesinde ve özgürlük kısıtlanmadan paylaşımların yapılması sağlanıyor. Memnun kalacağınız bir ortam olduğundan, dilediğiniz gibi paylaşımları gerçekleştirip, dilediğiniz konuda da okuma yapabilirsiniz. Yazarlar paylaşımlarını istediği başlık ile yapabilir. Tek dikkat etmeniz gerekeni, daha önce açılmış olan başlıkları açmamak. Bunun için arama motorunu kullanarak, başlıklar konusunda hemen bilgi alabilirsiniz.
Eski Defterler Doktor Sözlük Yazarları;
Sözlük yazarları arasında yer alan doktorlar, gündeme dair paylaşımlar yapıyor. Gündem dışında, elbette kendi deneyimlerini de paylaşarak aslında pek çok kişinin bu alanda bilgi edinmesini de sağlıyor. Siz de bu deneyimleri okumak, öğrenmek, yorum yapmak isterseniz hemen başvurunuzu yapabilirsiniz.
Eski Defterler Mühendis Sözlük Yazarları;
Sözlük yazarı olan çok sayıda mühendis, aynı zamanda mesleki deneyimlerini de paylaşıyor. Sözlük yazarı olmak son derece keyifli olduğundan, hem okuyucu olmak hem de paylaşım yapmak onlar için de bir fırsat. Deneyimlerini paylaşan mühendisler için siz de hemen giriş yaparak o deneyimleri okuyabilirsiniz.
Eski Defterler Avukat Sözlük Yazarları;
Avukat olan sözlük yazarları da paylaşımlarını yaparak sözlüğün zenginleşmesini sağlamıştır. Paylaşımların hızlı bir şekilde gerçekleşmesi, farklı konularda farklı mesleklerden görüşlerin alınması herkes için avantaj olacak. Hem yazar olmak hem de okuyucu olmak son derece avantajlıdır. Giriş yaparak siz de konulara göre okuma yapabilirsiniz.
Eski Defterler Konuları
Geçmişten günümüze pek çok konu, detaylandırılır. Eski Defterler konu başlıkları kapsamında hareket ederek, siz de ilgi duyduğunuz bir konu üzerinden paylaşım yapabilir ya da okuyucu olabilirsiniz. Konuları en iyi şekilde inceleme fırsatınız olacağından, başlıklar üzerinden detaylara bakabilir, yorum yapabilirsiniz. Paylaşımlar, yorumlar ve çok daha fazlası ile dilediğiniz gibi sitede yerinizi alabilirsiniz.
Güncel konular;
Paylaşımlar güncel konular üzerinden olabilir. Güncel paylaşımlar üzerinden dilediğiniz gibi yorumlarınızı yapabilirsiniz. Konuları farklı bir bakış açısı ile öğrenmek çok daha avantajlı olacak. Siz de giriş yaparak, tamamen dilediğiniz gibi paylaşımda bulunabileceğiniz ve konulara değişik bakış açılardan yaklaşacağınız şekilde hareket edebilirsiniz.
Geçmiş konular;
Gerçekleri öğrenmeye hazır mısınız? Sözlük yazarları tamamen geçmişte yaşanan konular için de detaylı paylaşımlar yapabilir. Farklı yazarların yorumunu alabilir. Bu hususta dilediğiniz gibi bilgi edinme imkanınız olduğunu da göreceksiniz. Hem avantajlı bilgiler elde etmek hem de doğruları öğrenmek açısından sitede okuyucu olmak da büyük bir avantaj.
Eski Defterler Yazarı Olabilirsin
Yazar olmak için yapmanız gereken hemen başvuru işlemlerinin gerçekleşmesini sağlamak. Başvuru için resmi internet sitesi üzerinden hareket edebilirsiniz. Yazar olarak yerinizi alabileceğiniz sözlük, yaş sınırlaması dışında bir şart sunmadan yazar olarak sitede yer almanızı sağlıyor. Hemen siz de başvurunuzu yapabilir, sorunsuz bir şekilde paylaşımlara başlayabilirsiniz. Yazar olmanın en keyifli yanı, Eski Defterler gibi özgür bir platformda yer almak olacak. Ayrıca farklı yazarlar ile kaliteli konular, nitelikli sohbetler memnun kalacağınız bir ortam olmasını da sağlayacak. Sözlük yazarı olmak için siz de hemen başvurunuzu yapabilirsiniz. İşleme alınacaktır.

bülent arınç

sessizlik
YİK yani Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliğinden ayrılan ünlü siyasetçi. Eski TBMM başkanının 'Selahattin Demirtaş tahliye edilebilir' ve 'Osman Kavala'nın hâlâ tutuklu olmasına şaşıyorum' tarzındaki sözleri oldukça tepki çekmiştir. tutukluluğun cezaya dönüşmemesi (!) gerektiğini savunan arınç; Demirtaş ile birkaç kez görüştüğünü ifade etmiş, cezaevlerinde gerçekleşen açlık grevlerine ve isyanlara temas ederek sözü döndürüp dolaştırıp 'Devran' adlı kitaba getirmiştir. demirtaş'ı tanıyabilmek için -çünkü onu kimse tanımıyormuş, onun ne olduğunu kimse bilmiyormuş, o sanki keşfedilmemiş bir hazineymişçesine- bu kitabın okunmasını tavsiye eden arınç; Kavala'nın tutukluluğundan da konuşmayı ihmal etmemiştir. iddianâmeyi okuduğundan bahseden arınç, mezkur şahsın tahliye edilmesi gerektiğini vurgulamış; söz konusu iddianâmenin bir çocuk tarafından bile yazılamayacak kadar gülünç ve asılsız olduğuna dikkat çekmiştir. kendisinin de, abdullah gül'ün ve cumhurbaşkanının da adaletten taraf olduğunu belirten arınç; hâkimlerin hata yaptıklarını dile getirmiştir. akp kurucularından biri olan ve yaşamı boyunca erdoğan'ın yakın çevresindeki isimlerden biri olan, 2015 yılına dek 20 yıl kesintisiz milletvekilliği yapmış; başbakan yardımcılığında ve hükümet sözcülüğünde bulunmuş arınç'ın sözleri; mhp tarafından sert bir tepkiyle karşılık bulmuştur. Melih Gökçek ise twitter'dan veryansın etmiş; demirtaş'a özgürlük istemesini kınayarak arınç'a 'ne biçim bir ak partili olduğunu' sormuştur. gökçek'i, 'başkentte yolsuzluk yapıyorsun' diye suçlayan arınç; onun tarafından da Fethullah Gülen örgütünden direktif almakla itham edilmişti, hatırlanmalıdır. muhafazakar gazeticilerin ve hesapların çoğu da arınç'ın bu açıklamalarına Yasin Börü'yü hatırlatan mesajlarla mukabele etmeye başlamışlardır.

sözlük

sessizlik
Açıkçası bu zamana kadar farklı sözlüklerde bulundum, ama sözlük kavramının anlamını eskidefterler'de buldum. kısa bir süre önce katılmış olmama rağmen kendimi uzun süredir buradaymış gibi görüyorum. gün içinde eski başlıklara bakıyorum, diğer sözlüklerle mukayese ettiğimde burada farklı bir atmosfer olduğunu fark ediyorum. yalnız tüm eskidefterler yazarlarına bir sitemim var; lütfen daha aktif olun. böyle bir ortamda yer alıyorken bunu değerlendirmemek yazarlığa sığmaz. :) burada yazdıklarınız başka yerlerdeki gibi yöneticiler tarafından kafanıza göre silinmez mesela. burada 'hesabım uçurulacak mı?' derdiniz olmaz. burada yazdığınız bir entry yüzünden mesaj kutunuz linç yağmuruna tutulmaz. sırf diğer insanlardan farklı düşündüğünüz için hakaret ve yapıcı olmayan yıkıcı eleştiri oklarının hedefi olmazsınız. burada seviyeli bir yönetim vardır fakat bu, 'dediğim dedik' anlamında değildir. benim 1-2 haftalık izlenimlerim bunlar, zamanla daha çok şey keşfedeceğime inanıyorum.

aşk karın doyurmaz

sessizlik
hayatın en acı gerçeklerinden biri. daha birbirlerinin gerçek yüzünü görmemiş ve deli gibi sevdiğini zanneden insanlar tarafından görmezden gelinen bu gerçek; özellikle anne-babaların çok önem verdiği bir olgudur. kızının 'çulsuz' diye tabir edilen bir oğlana gönlünü kaptırdığını öğrenen ebeveynler ona aşkın karın doyurmayacağı gerçeğini anlatmaya çalışsalar da pek başarılı olamazlar. 'hıı şimdi birbirinizi seversiniz, açlık başınıza vurunca da birbirinizi kemirirsiniz' diyen ebeveynler, bir noktada haklıdır. zira her şeyin para olduğu bu devirde sadece aşk hiçbir şeye yaramayacaktır. kuru kuru aşk yenmez, yavan olursa tadı çıkmaz. onu para ile lezzetlendirmek gerekir. gönül ister ki lüks bir ev, pahalı hediyeler, sık sık gerçekleşen romantik akşam yemekleri falan olsun aama; en azından eli yüzü düzgün bir ev, temel ihtiyaçları sorunsuz karşılama, faturaların ödenmesi, insan içine çıkabilecek şekilde güzel giyinebilmek, 'ara sıra' tatile gitmek falan da yeterli olacaktır. kanımca standart bir aşk için asgari ücret kâfidir. yoksa sevgili çiftimizi ekonomik sebeplerden hâsıl olacak kavgalar beklemektedir. 'ne yanıyo boşuna o ışık? her gün çamaşır makinesi mi çalıştırılır elektrik dünyanın parası, daha geçen gün verdim ya 100 TL ne çabuk bitirdin?' Bu kadar da olmaz belki ama yine de parasal nedenlerden dolayı birtakım sıkıntılar yaşanacağı kesindir. hele o aşkın neticesinde bir veya birkaç çocuk da olduysa aşkın karın doyurmadığı gerçeğiyle daha sağlam yüzleşilecektir.

antidepresan

sessizlik
psikiyatrlar tarafından en çok reçete edilen farmakolojik ürünlerden biri. genelde sizi 10-15 dakika zorla dinledikten -yahut dinliyormuş gibi yaptıktan sonra- hemen kağıt-kaleme sarılarak hazırladıkları reçetenin baş köşesinde bu minik haplara yer verirler. (istisnalar kâideyi bozmaz evet, işini hakkıyla yapan psikiyatrlar çoktur. burada kastedilen doktorluğu sadece bildiği tüm ilaçları dayamaktan ibaret sananlardır.) neyse sizin prospektüs okuma alışkanlığınız yoksa, pinpirikli değilseniz bu antidepresanları alıp kullanmaya başlarsınız. ilk birkaç hafta pek değişiklik hissetmezsiniz, hatta gün içinde sersemlik, uyku hâli, baş dönmesi, bulantı gibi şikâyetleriniz olabilir. zaman ilerledikçe etki etmeye başladığını gözlemlersiniz. ama öyle kendinizi bulutların üzerinde uçuyor gibi de hissetmezsiniz hani; bu ilaç beyin mekanizmalarınızı kontrol etmeye başlamıştır ve eskisine göre daha iyisinizdir o kadar. yoksa siz de bilirsiniz ki asıl olay kişinin beyninde, düşüncesinde bitmektedir. antidepresanlar bir vesileden başka bir şey değildir. bazı hastalıkların tedavisi için gerçekten kullanılması gerekiyor olabilir ama öyle en ufak bir sorunda bu ilaçlara başvurmak işleri daha da sarpa sardırır. hem bu ilaçlardan bazılarının kilo aldırması, bağımlılık yapması da cabasıdır. üstelik hangi antidepresan olursa olsun uzun süre kullanıldığı takdirde beyin kimyasını değiştirmiyor mudur? denize düşen yılana sarılırmış hesabı kendimizi çıkmazda hissettiğimiz zaman bu ilaçlardan medet ummak en son çare olmalıdır. bunların mutluluk verdiği kabul edilse bile o sahte bir mutluluktur. model grubunun şarkısını hatırlayalım: 'yüzümde kocaman, yalandan bi antidepresan gülümsemesi'.

korona

sessizlik
bütün yeryüzüne bir ibrettir korona. ne kadar güçlü devletlerin, bürokratların, kralların, başkanların bile âciz olduğunun kanıtıdır. kendisinin seçilmiş kul olduğuna inanan ve 'bana bir şey olmaz' şeklindeki iddiasıyla kendini avutan zavallı insanlara göre ise korona bir hayalden, bir senaryodan ibarettir. daha en az 1-1,5 yıl etkisini devam ettireceği düşünülen koronaya karşı her an teyakkuzda olmak gerekir. insan kendisi evden çıkmasa bile; aile bireylerinin çıkmasına engel olamadığı için korona bulaşma tehlikesinden kurtulmuş değildir. 'öyle ya da böyle hepimize bulaşacak, herkes bağışıklık kazanacak' deyip kendini salanlar neyin kafasını yaşıyor anlamak zordur. sürekli birileri korona aşısı bulmaktadır (!) ama nedense gelen giden yoktur. gerçi aşısı bulunsa bile; vurdumduymazlık, bilinçsizlik had safhada olduğu sürece koronadan tamamen kurtulmak mümkün olmayacaktır. bir de 'acaba koronayı ayakta geçirdim de haberim mi yok?' sorunsalı vardır. bu illetin nasıl ve neden bazı insanlarda belirti vermediği üzerinde düşünülmeye değer bir konudur. bebekler bile koronaya yakalanırken yaşını başını almış insanların neyine güvendiğini sorsanız mantıklı bir cevap alamayacaksınızdır. bu arada korona ile ilgili istatistiksel verilerin tam olarak gerçeği yansıtmadığı, hep bir şeylerin gizlendiği de inkâr edilemeyecek bir hakikattir.

hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.


eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238

hemen yazar olun