#geçmiş

geçmişe takılı kalmak

iptaluyedir
(yazar: farmasiyen) arkadaşımızın son cümlesini biraz uzunca açan bir yazı yazdım; geçmişe takılı kalıp acı içinde yaşayan tüm kalplere gelsin:

İnsan için sadece 3 zaman dilimi vardır: geçmiş, gelecek ve tam ikisi arasındaki şimdiki zaman.

Geçmiş, kapatılmış bir dosyadır: geri dönüp değiştirilemez. Ancak acı dolu çokça tecrübe sonucu "bir çok alınmış dersin" kaynağıdır ve bu yönüyle çok değerlidir.

Gelecek ise henüz yaşanmamış bir şekilde (umudumuz, hayallerimiz hep geleceğe dairdir ve insan ne "geçmiş", ne "şimdi" için hayal kurar; önümüzde her zaman sadece "gelecek" vardır) önümüzde bir bilinmeyen olarak durmaktadır ve çoğunlukla geleceğin mutluluğu: geleceğin geçmişindeki (bu aşamada sadece şimdi'de işlem yapabiliriz, çünkü "geçmiş" dosyası çoktan kapanmıştır) kendi çalışma azmimize ve kararlarımıza bağlıdır.

Ve şimdiki zaman, işte bu yönde, tam olarak "bizim kontrolümüzde/elimizde" olan tek zaman dilimidir. Geçmiş gibi kapalı bir dosya ve gelecek gibi bir bilinmezlik içinde değildir. Tam şu anda yapacaklarımız geleceğimizi belirler. Ve geçmişin bu hikayedeki yeri ise: "'gelecek' için 'şimdi' yapacaklarımızı seçme kararını, 'geçmişten' aldığımız derslerle" veririz.

Bu yüzden geleceğimizi şekillendirecek olan geçmişi sakın unutmayın, bugünkü bizi "biz yapan" geçmişimizdir.

Bununla birlikte geçmişten kaynaklı "ahlar, vahlar, kahretmeler, keşkeler" bu süreçte anlamsızdır, hiç bir işe yaramaz; sadece acıtır, umut tüketir, yorar, eli kolu bağlar. Geçmişi asla unutmayın, ancak geçmişten duyduğunuz bu acıları kapı dışında bırakın, salın gitsin. Uçan balona bağlayın, roketle uzaya fırlatın ve arkasından el sallayın... Yönünüz hep geleceğe doğru, çabanız bugün, gücünüz ise geçmişten gelir şekilde yaşayın.

geçmiş geçmemiştir

farmasiyen
sürekli geçmişte yaşayanlar için geçerli bir durum. yaşadıklarını unutamayanlar için geçmiş hâlâ geçmemiştir. nitekim her yerde duyduğumuz 'acı veriyorsa geçmiş geçmemiştir' sözü de aynı şeyi ifade eder. halbuki geçmişi geçmişte bırakmayı bilmek gerekir. sürekli bozuk plak gibi aynı şeyleri tekrar etmenin bir anlamı yoktur. acıları hatırlamak onların yaşanmış olduğu gerçeğini değiştirmez. mutlulukları hatırlamak bizi o günlere geri götürmez. geçmişte kalan şeyleri hayalimizde canlandırmamız onları tekrar yaşamamızı sağlamaz. insan bilgisayar gibi değildir ki sistem geri yükleme yapalım da önceki hâline gelsin? ama burada geçmişi külliyen unutmak gibi bir şey kastedilmemektedir. -zaten bu imkânsızdır- tarihini unutan bir millet yok olmaya, tarihini bilmeyen bir kişi de cahil kalmaya mahkumdur. insanın geçmişte yaşadığı kötü şeyleri unutmayıp onlardan ders çıkarması ve benzer olaylarda onları anımsayarak yine aynı hatalara düşmekten kendini koruması gerekir. yahut insanın mutlu anılarını hatırlaması ona moral verir, yaşama sevincinin azalmasını önler. kısaca geçmişi yoksaymak mümkün değildir ve bunu yapmaya çalışanlar hem başarısız olur hem de kendine zarar verir. ama geçmişe saplanmak insanın hareket etmesini engeller.

geçmişe takılı kalmak

divagar
Bazı insanlar yaradılış gereği hafızası güçlüdür ve yapılan kötülükleri, acıları unutmaz. Buda sürekli bir mutsuzluk ve geçmişin acı tecrübelerinin tekrar yaşanabileceğine dair umutsuzluk getirir. Unutmak iyidir. Kendinize yapılan kötülükleri unutmayın tabiki ama onlarla da yaşamayın. Karşı taraf unutur gider haberi olmaz ama siz o acılarla yaşayarak sadece kendinize kötülük yapmış olursunuz.

geçmişe takılı kalmak

farmasiyen
büyük bir pişmanlığı olan veya ihanete uğrayanların içinde bulunduğu durum. bugünü yaşamayı engeller, insanın gelecek hakkında planlar yapmasının da önüne geçer. geçmişe takılı kalmak çok müzmin bir hastalıktır ve kişinin hayatını 'hayat' olmaktan çıkarıp 'nefes almak' seviyesine indirir. sürekli geçmişte yaşayan insanlar etrafında olup bitenleri fark etmez, fırsatları kaçırır, hiçbir şeyden zevk almaz. geçmişi hayalinde tekrar tekrar canlandırıp olmasını istediği gibi senaryo yazmak geçmişi bir lahza geri getirmeyeceğine ve hiçbir değişikliğe sebep olmayacağına göre; geçmişte yaşamanın bir anlamı yoktur. geçmişe takılı kalmak insanın başarılı ve mutlu olmasını önler. yapılacak şey geçmişten ders çıkarıp ileriye odaklanmaktır.

geçmişin üzerine sünger çekmek

farmasiyen
Çoğu kişinin yapmak istediği fakat başaramadığı eylemlerden biri. Özellikle terkedilenler, aldatılanlar veya sevgilisinden herhangi bir sebeple ayrılanlar buna çok ihtiyaç duyar. Unutarak yoluna devam etmek ve yeni aşklara yelken açmak ister. Fakat bu, öyle kolay olmaz. Bir de insanlar ihaneti, herhangi bir yanlışı affetmez. Affedecek olsa bile bu zaman alır. Geçmişin üzerine sünger çekip hiçbir şey olmamış gibi yeniden başlamak zordur. Gurur buna engel olur. Hem geçmişin üzerine sünger çekmek onu kamufle etmektir, yok etmek değildir. Her an gün yüzüne çıkıp hayatınızı değiştirebilir.

hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.


eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238

hemen yazar olun