Bugün pazar. Yargı dizisi yayında olacak saat 20.00 de yine. Ceylin ve savci Ilgaz arasında sıcak gelişmeler kapıda. Bakalım süreç nasıl işleyecek?
#yargı dizi
Ben nedense bu son filmlere karşı gerçekten önyargılıyım. Daha izleyemeden eliyorum hemen hemen hepsini. Hatta tv izleme kültürüm bile yok desem yeridir. Gelelim yargı dizisine, geçen tesadüfen, bu filme denk geldim kanalları değiştirirken. Bir sahnesi çok dikkatimi çekti. Sosyal Hizmet Uzmanıyım. Dizideki avukatlık rolünü üstlenen Ceylin karekterinin avukatlık ofisinde oturup arkadaşıyla dertleştiği sahne. İçerisinde bulunduğu zor durumun resmi canlandı gözümde. Kadın o kadar yalnız hissediyor ki, sanırım savcı ile aralarında duygusal bir bağ oluşmuş. Ama Ceylin'in kız kardeşinin başına gelenler, babasının başına gelenler seyreden gelişmeler yüzünden ve annesinin yaşamış olduğu psikolojik buhranlar, bir tane de ablası var, onunda özel problemleri eklenince üst üste, bir insanın bütün bunları sağlam bir psikolojiyle destek almadan kaldırabilmesi gerçekten çok zor gelir. Ceylin'e baktığımızda ise kardeşinin katili olduğu düşünülen genci savundu diye, evinden en yakınları yani ailesi tarafından kovulması durumu var. Ceylin psikolojik olarak o kadar yalnız hissediyor ki, içerisinde yaşamış olduğu bu kötü durum yüzünden sevdiği adamla ayrılma kararı veriyor. Çünkü kendi içinde hep kötülüğü simgeleyen siyah rengini içselleştirmiş vaziyette, bu düşünce o kadar hakim ki kendisinde, artık etrafındaki mutluluğun ve temizliğin simgesi olan yani beyazı da görmek istemiyor yani sevdiği adamı göremiyor, aksi halde siyah, beyazı yutacak mantığındadır.
Bakalım ilerleyen bölümlerde ne olacak...
Bakalım ilerleyen bölümlerde ne olacak...
Baya on yargılı yaklaştım diziye dicem ama espri değil yani gerçek. Sıkıcı olduğunu düşündüm en başta. Ama öyle değil. Bir kere oyunculuklar efsane. Ben Hüseyin Avni Danyalın olduğu dizileri severim zaten ama genç oyuncular da ondan aşağı kalır degil.
bu hafta en çok gerçekleştirilen, youtube'a yazarsanız hiçbir sonuca ulaşamayacağınız arama sorgusu. (çünkü hâlâ youtube'a düşmedi, büyük eksiklik. oysa camdaki kız öyle mi? saniyesinde ekliyorlar. yargı'nın kendini bu konuda geliştirmesi gerek.)
bölüme gelecek olursak, mantıksız fakat sürükleyici bir bölümdü.
sonuçta bir 'türk' dizisi olmasından mütevellit, saçmalıklarla dolu olsa da, enteresan bir çekim gücü var dizinin.
yargı 5. bölüm özeti, yargı 5. bölümde neler oldu? gibi aramalarla google amcayı meşgul edenler için kısa açıklama:
ceylin, engin'in evine gitti. tesadüfe bak sen, tam o sırada eşyaların değiştirildiğini gördü. her yer yanık kokuyordu, belli ki eşyaları yakmışlardı!
soru 1: inci öleli kaç gün oldu, eşyaları değiştirmek yeni mi akıllarına geldi? 1 adet mantıksızlık cepte.
sonra ceylin ve engin mutfakta iken, ceylin rafta peçeteden yapılmış bir gemi gördü! adamlar delilleri yok etmek için tüm evi baştan dizayn ediyorlardı, fakat ne hikmetse o sihirli (!) peçete hâlâ orada duruyordu.
sonra ceylin'in beyninde şimşekler çaktı. 'bu gemiyi inci'den başkası yapmış olamaz!' dedi. (inci, canı sıkılınca böyle yaparmış. bu şekilde bir takıntısı varmış.)
bölümün en saçma sahnesi buydu. katilin kimliği başka türlü açığa çıkmalıydı. bu hiç olmadı. 2. mantıksızlık da tamam.
sonra yekta apar-topar eve geldi. ceylin iyice emin oldu inci'nin o evde öldürüldüğüne.
bunları ılgaz'a anlattı. birlikte plan kurdular. plana bak çok dâhiyâne:
ceylin engin'i arar:
- engin ben evde laptopu unutmuşum sen gidip alsana
engin:
-tamam.
evin yakınına bir ekip gönderirler.
engin eve girince, ekipten biri ceylin'in babasını arar:
-kızınızı kimin öldürdüğünü biliyorum. görüntüleri bende var. kızınızın cesedinin atıldığı çöp konteynerının yanına 200 bin TL bırakın, görüntüleri vereyim.
zafer bey şoka girer. 'ulan telefonda bir ses, bana böyle böyle diyor' der.
o sırada engin de oradadır.
bunu duyan engin paniğe kapılır ve doğruca çöp konteynerının yolunu tutar.
tabii ki polisler de onu bekliyordur.
işte böylece engin'in katil olduğu meydana çıkar.
daha zekîce kurgulanmış bir şey olabilirdi, kesinlikle çok saçma buluyorum. mantıksızlıklar silsilesi devam ediyor.
ayrıca metin komser, çınar uyurken yanına girip duygu dolu bir konuşma yapması, özür dilemesi falan çok saçmaydı.
uyuşturucu sattığı için ona düşman olmuştu fakat çınar bıçaklanınca yelkenleri suya indirdi.
işte böyle kötü örnek oluyorlar gençlere. 'herkes hata yapar, herkes hata yapar' diye sık sık tekrarlıyorlar, çınar'ı masum göstermeye çalışıyorlar falan. bence bunlar hep kötü örnek.
peki engin inci'yi neden öldürdü?
onu da flashback sahnesiyle izledik.
inci engin'in evine gitti.
'ozan hoca beni taciz etmeye çalıştı, tam o sırada karısı gelip bizi bastı ve yanlış anladı. senin baban avukat ya hani, onu araya soksan bu hhocayı tehdit ettirsen? bu duyulursa babam beni öldürür.' dedi.
engin de inci'ye:
'yalan söylüyorsun! kalk git buradan hocanla ilişkin olduğunu bilmiyor muyum kızım? beni kullandığının farkında değil miyim? çünkü sana âşığım biliyorsun. sen yalan söylersin, ben de inanırım. ne zaman başın sıkışsa engin gel!' dedi.
(tüm sahneyi yazıyorum size kıymetinizi bilin.)
inci de ona şöyle cevap verdi:
'yapmasaydın oğlum! mal mısın sen? ne zaman yardım istesem ezik ezik 'yardım ederim' demedin mi? babandan kaçıp ablama sığındığın gibi, sana gösterdiğim şu kadarcık sevgi kırıntısına sığındın. seni sevmemi bekledin benden. senin nereni seveyim ben mal!'
engin bu sözler karşısında çok sinirlendi ve kül tablasını inci'nin kafasına indirdi.
fakat yeni teori şu:
aslında inci o an ölmedi. sadece kanlar içinde bayıldı. fakat onu son darbeyle ööldüren kişi yekta oldu. şu an herkes engin'i katil sanıyor. fakat asıl suçlu yekta. (bu bir tahmin. fakat gerçek olma ihtimâli ağır basıyor.)
bölüme gelecek olursak, mantıksız fakat sürükleyici bir bölümdü.
sonuçta bir 'türk' dizisi olmasından mütevellit, saçmalıklarla dolu olsa da, enteresan bir çekim gücü var dizinin.
yargı 5. bölüm özeti, yargı 5. bölümde neler oldu? gibi aramalarla google amcayı meşgul edenler için kısa açıklama:
ceylin, engin'in evine gitti. tesadüfe bak sen, tam o sırada eşyaların değiştirildiğini gördü. her yer yanık kokuyordu, belli ki eşyaları yakmışlardı!
soru 1: inci öleli kaç gün oldu, eşyaları değiştirmek yeni mi akıllarına geldi? 1 adet mantıksızlık cepte.
sonra ceylin ve engin mutfakta iken, ceylin rafta peçeteden yapılmış bir gemi gördü! adamlar delilleri yok etmek için tüm evi baştan dizayn ediyorlardı, fakat ne hikmetse o sihirli (!) peçete hâlâ orada duruyordu.
sonra ceylin'in beyninde şimşekler çaktı. 'bu gemiyi inci'den başkası yapmış olamaz!' dedi. (inci, canı sıkılınca böyle yaparmış. bu şekilde bir takıntısı varmış.)
bölümün en saçma sahnesi buydu. katilin kimliği başka türlü açığa çıkmalıydı. bu hiç olmadı. 2. mantıksızlık da tamam.
sonra yekta apar-topar eve geldi. ceylin iyice emin oldu inci'nin o evde öldürüldüğüne.
bunları ılgaz'a anlattı. birlikte plan kurdular. plana bak çok dâhiyâne:
ceylin engin'i arar:
- engin ben evde laptopu unutmuşum sen gidip alsana
engin:
-tamam.
evin yakınına bir ekip gönderirler.
engin eve girince, ekipten biri ceylin'in babasını arar:
-kızınızı kimin öldürdüğünü biliyorum. görüntüleri bende var. kızınızın cesedinin atıldığı çöp konteynerının yanına 200 bin TL bırakın, görüntüleri vereyim.
zafer bey şoka girer. 'ulan telefonda bir ses, bana böyle böyle diyor' der.
o sırada engin de oradadır.
bunu duyan engin paniğe kapılır ve doğruca çöp konteynerının yolunu tutar.
tabii ki polisler de onu bekliyordur.
işte böylece engin'in katil olduğu meydana çıkar.
daha zekîce kurgulanmış bir şey olabilirdi, kesinlikle çok saçma buluyorum. mantıksızlıklar silsilesi devam ediyor.
ayrıca metin komser, çınar uyurken yanına girip duygu dolu bir konuşma yapması, özür dilemesi falan çok saçmaydı.
uyuşturucu sattığı için ona düşman olmuştu fakat çınar bıçaklanınca yelkenleri suya indirdi.
işte böyle kötü örnek oluyorlar gençlere. 'herkes hata yapar, herkes hata yapar' diye sık sık tekrarlıyorlar, çınar'ı masum göstermeye çalışıyorlar falan. bence bunlar hep kötü örnek.
peki engin inci'yi neden öldürdü?
onu da flashback sahnesiyle izledik.
inci engin'in evine gitti.
'ozan hoca beni taciz etmeye çalıştı, tam o sırada karısı gelip bizi bastı ve yanlış anladı. senin baban avukat ya hani, onu araya soksan bu hhocayı tehdit ettirsen? bu duyulursa babam beni öldürür.' dedi.
engin de inci'ye:
'yalan söylüyorsun! kalk git buradan hocanla ilişkin olduğunu bilmiyor muyum kızım? beni kullandığının farkında değil miyim? çünkü sana âşığım biliyorsun. sen yalan söylersin, ben de inanırım. ne zaman başın sıkışsa engin gel!' dedi.
(tüm sahneyi yazıyorum size kıymetinizi bilin.)
inci de ona şöyle cevap verdi:
'yapmasaydın oğlum! mal mısın sen? ne zaman yardım istesem ezik ezik 'yardım ederim' demedin mi? babandan kaçıp ablama sığındığın gibi, sana gösterdiğim şu kadarcık sevgi kırıntısına sığındın. seni sevmemi bekledin benden. senin nereni seveyim ben mal!'
engin bu sözler karşısında çok sinirlendi ve kül tablasını inci'nin kafasına indirdi.
fakat yeni teori şu:
aslında inci o an ölmedi. sadece kanlar içinde bayıldı. fakat onu son darbeyle ööldüren kişi yekta oldu. şu an herkes engin'i katil sanıyor. fakat asıl suçlu yekta. (bu bir tahmin. fakat gerçek olma ihtimâli ağır basıyor.)
Yargı / Kanal D dizisi,
yeni farkına vardığım, izlediğim dizi filminin uyarlama olduğunu düşünmüştüm oysa Senaryosu Sema Ergenekon tarafından yazıldığını okudum ilk iki bölümü ile seyredilebilecek bir dizi olduğunu düşünüyorum verilen ip uçları yaşanan vahim olayın ilginç bağlantılar ile gizemini arttırdığı görülüyor yakaladığı akıcılığı yitirmezse izlenesi bir dizi,,,
yeni farkına vardığım, izlediğim dizi filminin uyarlama olduğunu düşünmüştüm oysa Senaryosu Sema Ergenekon tarafından yazıldığını okudum ilk iki bölümü ile seyredilebilecek bir dizi olduğunu düşünüyorum verilen ip uçları yaşanan vahim olayın ilginç bağlantılar ile gizemini arttırdığı görülüyor yakaladığı akıcılığı yitirmezse izlenesi bir dizi,,,
hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.
eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238