biraz kırılmışlığım sindi yüreğime ,
sanki birazdan kor olacak bir dert düşümde .
hâlimin ince bir yanılsaması aldatırken benliğimi ,
ben varlığımın yokluğundayım , sevinirken sessizce .
----------
yahut bir kırılma hâli belirdi zihnimin köşesinde ,
ben bildim , acıyı tanırım hissizce .
kırmaktan ötede yollar tıkalıymış anladım ,
kıran insanlar benim için değerini yitirince .
(Kendi yazımdır . İzinsiz paylaşılmasına rızam yoktur.)
zarifdeyisler
2. nesil eli kalem tutan - müddet-i tahsiliye - eli kalem tutan
- toplam entry 2
- takipçi 1
- puan 1286
Bu konuya değinildiğinde güncel tartışmalar yerine aklıma felsefe/sosyoloji bağlamındaki düşünsel deneyler geliyor . Düşünce deneyi , Einstein'ın kullandığı bir deney biçimi . Pek çok bilim insanı bazı şeyleri çözümleyebilmek için bu yöntemi kullanıyor aslında . Bizi bilişsel olarak geliştirecek bir olgu 'düşünmek' , hatta geliştiğimizin bir göstergesi . Tabi buna siyasi / ideolojik manalar yüklemeden yapmak gerekli . Herkesin bir düşüncesi var ancak herkesin düşüncesi doğru değil maalesef . Bu da şunu gözler önüne seriyor ki , kişi kendinden bağımsız yani öznel olmayan -tarafsız- bir düşünce elde edemez . Bunun için her perspektiften bakmayı ele alacak bir 'düşünce deneyi' gereklidir . Bu da , zihnimizin berraklığıyla mümkündür . Özgürlük budur . Kişinin , kendini kendinden kurtarmasıdır özgür olmak . Çünkü , bir hayalin , bir projenin , bir yapıtın , bir yazı veya şiirin , bir tablonun ardında 'düşünce' vardır. Hepsi soyutlaşmış bir deneyin ürünüdür . Bu noktada söylenebilir ki , öznellik ve düşüncelere esaret duymak farklıdır . Öznellik , kişiye bir yaşam tarzı sunarken ve farklılık , özgünlük sunarken ; düşünce esareti yani , uygun olmayan zaman ve mekanda uygun olmayan düşüncelerle boğuşmak, vakit kaybetmek olgusu kişiyi geriletir ve ayağına bağlanmış bir ip gibi onu durdurmaya çalışır . Bağnazlıktan söz etmiyorum . Biraz bilişsel/psikolojik konuları kastediyorum . Yani kişi aşırı düşünceyle de kendini geriletir, buna ek olarak yanlış düşünceyle de kendini sirkülasyon içine koyar. Bir çeşit kısır döngü gibi , aynı düşünceyi saatlerce tekrarlamak , bir süre sonra bakış açısını daraltır ve kişinin olayı / olguyu çözümlemesini yavaşlatır . Özetle , kişi kendi düşünsel yorgunluğundan , berraklığa kavuşursa 'özgür' olur . Zira , kişinin en büyük engeli yine kendisidir .
hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.
eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238