vykut

Benim bu konu hakkında söyleyecek çokça şeyim var belki biraz ama yine de yazmak istiyorum sonuçları da pek ilgi alanıma girmiyo çünkü özellikle toplumların cahiliyeti açısından bu konu sürekli ve sürekli farklı yerlere çekiliyor. Öncelikle şundan başlayayım;
*srar ve *yuşturucu aynı şey değil ne yazık ki toplumun büyük bir kısmı bu ikisini aynı kefeye koyuyor ve daha neyin ne olduğunu bilmeden bu konu hakkında araştırma yapmadan fazlasıyla kötü konuşma ve önyargı hakkını kendinde görüyor. Hayır bu yanlış
Ve diyeceğim şu ki bunu sokan zaten kendisi sen, ben, o, bu, şu değil gözünüzü açın at gözlüklerinizden kurtulun. İkinci olarak ise şöyle bir algı daha var
*srar *yuşturucuya bir geçiş kapısı mı?
Hahaha ne kadar acizce bir düşünce benim gözümde. Muhtemelen sırf bu yazıyı yazdığım için *yuşturucu bağımlısı olduğumu falan düşünenler olucaktır illa ki. Hoş, bütün yazdıklarımı okurlar mı meçhul. Konuya gelicek olursak, kişinin kendisiyle alakalı olan problem tüm toplumun düşüncesini etkileyecek kadar önemli ise toplumun da bu acizlikten çok öte kalır bir yanı yok. Sağlık yanına deyinecek olursak *srarın 400 den fazla hastalığa şifa niyetine kullanıldığını biliyor muydunuz? Muhtemelen hayır ve muhtemelen bir çoğunuz bunu uydurduğumu falan düşünücek ama biraz araştırırsa ne demek istediğimi anlayacağından eminim. Şöyle birşey daha eklemek istiyorum *srar *igara ve *lkolden daha az zararlı ve özellikle şunu da eklemek istiyorum. *ariuananın erkeği dişisini dövmez :)
Söylemek istediğim çokça şey var bu konu hakkında aslında ama bu kadarıyla bitirmek istiyorum ve rica ediyorum bilmediğiniz konular hakkında kafanızdan önyargılar oluşturup toplumları sansürlemeyin biraz araştırın kafanızın içindeki beyin olduğu yerde dursun diye değil kullanın diye. Sözüm meclisten dışarı ama isteyen üstüne alınabilir ve buraya kadar okuyan varsa teşekkür ederim.

Tanıdık geliyor bu hikaye bak, kişi kendinden bilir işi mantığı. Kendisi dışında herkese faydası olan ve çevresindeki herkesi mutlu etmeye çalışan ama kendisine yetemeyen o insan. Bi yerde okumuştum, insanın kendisine sürekli haksızlık etmesi kendi kul hakkına girmesi demekmiş ve sanırım bir çoğumuz bu günahı defalarca işliyoruz.

Kimse ile aynı fikirde olmak gibi bir zorunluluğumuz yok ve fark yaratacağı konu aslında tam olarak burda başlıyor. Düşünebildiğimiz kadar özgür ve düşüncelerimiz kadar deliyiz aslında. İyi ya da kötü olmasının hiç bir önemi yok, bu sadece bir düşünce. Olumsuz olduğunu kim söyledi? Belki de seviyoruzdur.