pilates

ankit
Pilates egzersizleri vücut anatomisini düzgün tutmak ve eklem kasları uzatmak için yapılir. Vücut duruşunu düzeltmek için 7 den 77 ye herkes her zaman yapılabilir. Bir çeşit fizik tedavi yöntemi denebilir. Uygun kıyafet genelde esofman ve spor ayakkabisidir. Pilatese yardımcı olarak çeşitli spor aletleri de kullanılabilir.

death note

blue raven
tanrıcılık oynayanların aslında kendilerini kandırdıklarını kimsenin kimseden daha akıllı olamayacağını en önemlisi de tanrı olabilmek için ödenen bedellerin aslında kendine zarar verdiğini anlatan süper güzel bir animedir.

turan hançerli

ahmetbeyler
Çok acı malesef ama genç yaşta geçirdiği korkunç kaza sonrası avcılar belediye başkanı Turan Hançerli iki kolunda kaybetmisti.Fakat yaşam enerjisini hiç kaybetmemiş olacak ki İstanbul boğazını yüzerek geçerek süper bir örnek olmuş bize. İyiki varsın başkan.

kapak etmek

farmasiyen
karşısındaki insanı dumura uğratmak, laflarıyla susturmak, cevap veremeyecek hâle getirmek, argo karşılığıyla -oturtmak-. bunu küfür ve hakaret etmeden yapmak yetenek işidir. insanlar genelde 'kapak etmek'ten ağız dolusu sövmeyi anlar. oysa bu 'kapak' etmek değil 'kendi seviyesinin düşüklüğünü ispat' etmektir. övgü de yergi de ölçülü olmalıdır. ikisi de ince iştir ve överken göklere çıkarmak, eleştirirken yerin dibine sokmak âdil değildir. her insanın olumlu ve olumsuz yönleri vardır. methetmek de tenkid etmek de muvazeneli olmalıdır. muhatabımızı kapak etmek istiyorsak bunu gizli mesaj içeren, hani pat diye söylemeyip de inceden inceden dokunduran iğneleyici sözlerle yapmalıyız. edebiyatımız iyiyse tariz, kinaye vb. sanatları hakkındaki bilgimiz işte böyle durumlarda devreye girer. yok edebiyatımız kötüyse; sağdan soldan bulduğumuz kapak sözlerle durumu kurtarmaya çalışırız. bir de iki kişi ağız dalaşı yaparken onları büyük bir zevkle izleyen insanların tezahürat yapmaları, biri birine laf atınca 'oooo! gazoz kapağı!' diye kışkırtmaları, iki tarafı gaza getirerek kavgayı kızıştırmaları âdettendir. ama bazıları gerçekten de sadece ağır sözlerden anlıyor, bunu inkâr etmek mümkün değildir. öyleyse onlara, anladıkları dilden konuşmak gerekir.

adaletin bu mu dünya

bulunmazzz
altına yüzlerce örnek yazılması mümkün olan bir başlık. çünkü rezilliği ayyuka çıkmış insan sayısı, şu bir türlü çözüme kavuşturulamayan davaların sayısı kadar çoktur. sâhi; gerçekten de mahkemelere taşınıp da hâlâ -spam yüzünden şikâyet edilmiş instagram hesapları gibi- mahzun mahzun askıda bekleyen kaç dava vardır? eminim ki bilgisayarımda bulunan ve ergen odası gibi karmakarışık olan klasörlerimdeki dosyaların durumu; daha yüzüne bile bakılmamış dava dosyalarının durumundan daha iyidir. bugün git yarın gel diyerek dallas'a çevirilen davalar; 'davarlar büyüdü kesilip kavurma yapıldı, siz daha bir davayı halledemediniz' dedirtmektedir. (!) peki ya 'haksız sonuçlandı bu dava, hani derdimize devâ?' diyenlerin feryatları ne olacaktır? suçlunun lehine, haklının aleyhine sonuçlanan davalar hakimlere, savcılara, emeği geçen (!) hukuk görevlilerine para kazandırırken, zulme uğrayan kişilerin adalete olan inancını kaybetmesine, yaşama sevincini yitirmesine, haksızların hakettiği cezayı bulacağına dair umutlarını söndürmesine yol açmaktadır.

'hiç bitmiyor dava, kimse gelmiyor tava, suçlular nişan almış, çıkmışlar bak ava' demek suretiyle saçma da olsa kafiyeli bir şiircik yazarak devam ettiğim bu başlığı açma sebebim tam da bir 'davamsı' bir şeyden bahsetmektir.
şöyle ki;
iddiaya göre 58 yaşında felçli bir adam, bir arkadaşının dükkanında otururken dükkana birileri geliyor.
adamcağıza yer misin yemez misin diye girişiyorlar ve döverek öldürüyorlar.
ama ölüm, olay mahalinde değil; hastanede gerçekleşiyor.
bu yüzden cinayet olarak değerlendirilmiyor, 'ölüme neden olacak şekilde kasten yaralama' sayılıyor.

(Şimdi o zaman bir adam buna istinaden birini evire çevire dövse, biftek doğrar gibi her yerinden bıçaklasa (evet çünkü o cânilerin felsefesi bu olduğu için böyle bir örnek verdim) ve 'a nasıl olsa olay yerinde ölmeyince cinayet olmuyormuş' deyip, adam can çekişirken, tam ölmek üzereyken; onu alıp can havliyle olay yerinden başka bir yere taşısa ve adam orada son nefesini verse; bu adam şimdi cinayet işlemiş sayılmayacak mıdır? bakın, mantık yürütmek işte böyle bir şeydir.)
neyse; onlar cinayet demese de biz cinayet diyelim...
2 kişi işliyor. bunların ikisi de olayın 1 ay öncesinde cezaevinden -şartlı tahliye- ile dışarıya ihrac olmuş ürünler. (!)
birinin tam 32 suç dosyası var. (gerçi bu ne ki? biz ne suç dosyaları olanlar duyduk da hepsi salına salına gezmesi için serbest bırakılmıştı.)
dükkanı dağıtıyor, adamın üzerinde bulunan parasını alıyor ve o kadar dövüyor ki zavallı adamın kafatası kemikleri kırılıyor.
adam 1 hafta hastanede yatıyor ve hayatını kaybediyor.
aslında önce bu suçluların 2 yıl tutukluluk hâllerine karar veriliyor, sonra savcı değişikliği yapılıyor.
sonra bunlar berât ediyorlar.
sebep: yeterli delil olmayışı (bu durumda bile yeterli delil yok diyene deli denmez de ne denir? bunlar adamı delirtir ki delirtiyor da zaten, insanlar güvenmiyor, yakını mezarda yatarken suçluların dışarıda gezmesi tabii ki onların psikolojilerini bozuyor)
mahkeme onların lehine yapılan savunmayı haklı buluyor.
savunma şöyle gerçekleşiyor:
'zaten hastaymış, sağlam adamı böyle dövselerdi ölmezdi'
şu an pencereyi açın ve geliyorsa sokaktan gelen köpek seslerini dinleyin. sonra o seslere anlam yüklemeye çalışın, o havlamalara mantıklı anlamlar bulun.
eminim bu savunmayı anlamaya çalışırken zorlandığınız kadar zorlanmayacaksınız.
mahkeme bu savunmanın üzerine onları salıyor.
geriye de iki ihtimal kalıyor:
1- onları salanlar kararı verirken 298.394.444 promil alkollüydü (!)
2- ya da o an insanlık, hakkaniyet, adalet, hak-hukuk gibi kavramlar kendileri için devredışı kalmıştı.
(belki de hep öyleydi)
başka mantıklı bir açıklaması olan varsa -ki yoktur- yazabilir.

hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.


eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238

hemen yazar olun