en iyi kadın hastalıkları ve doğum doktoru. (bkz: sibel aydın)
halk tv görkemli hatıralar programı canlı yayınlarını takip edince ifade edebilecek söz bulamamak... 6 Şubat 2023 unutmayacağız.
https://www.youtube.com/live/-HJwrahoMsQ?feature=shared
https://www.youtube.com/live/-HJwrahoMsQ?feature=shared
Masal Masal İçinde
Masal Terapisi
Masal Terapisi Hakkında
Eğitim, davranış düzeltme, yetiştirme, sorunu tedavi etme, yetileri geliştirme gibi pek çok davranışsal modelin iyileşmesi , ortaya çıkması veya gelişmesi konusunda kullanılan bir psikoloji yönüdür.
Masal Terapisi Nedir?
Masal Terapisi, var olan psikolojik problem veya ihtiyaç duyulan psikolojik yaklaşımlarda kullanılan bir terapi yöntemidir. Temeli olaylar ve karşılıklı ilişkiler felsefesine dayanır.
Eğitim, davranış düzeltme, yetiştirme, sorunu tedavi etme, yetileri geliştirme gibi pek çok davranışsal modelin iyileşmesi , ortaya çıkması veya gelişmesi konusunda kullanılan bir psikoloji yönüdür.
Çocukların yetişkinler kadar kendilerini ifade edebilmeleri mümkün değildir. Masal Terapisi yöntemi ile çocuklar, kelimleri ve doğrudan iletişimi kullanmak yerine masal ve masala dayalı materyalleri kullanarak kendini ifade edebilmeyi, günlük yaşamında baş edemediği problemleri çözebilmeyi ve olumsuz davranışlarını değiştirebilmeyi öğrenir.
https://masalmasalicinde.com
Masal Terapisi
Masal Terapisi Hakkında
Eğitim, davranış düzeltme, yetiştirme, sorunu tedavi etme, yetileri geliştirme gibi pek çok davranışsal modelin iyileşmesi , ortaya çıkması veya gelişmesi konusunda kullanılan bir psikoloji yönüdür.
Masal Terapisi Nedir?
Masal Terapisi, var olan psikolojik problem veya ihtiyaç duyulan psikolojik yaklaşımlarda kullanılan bir terapi yöntemidir. Temeli olaylar ve karşılıklı ilişkiler felsefesine dayanır.
Eğitim, davranış düzeltme, yetiştirme, sorunu tedavi etme, yetileri geliştirme gibi pek çok davranışsal modelin iyileşmesi , ortaya çıkması veya gelişmesi konusunda kullanılan bir psikoloji yönüdür.
Çocukların yetişkinler kadar kendilerini ifade edebilmeleri mümkün değildir. Masal Terapisi yöntemi ile çocuklar, kelimleri ve doğrudan iletişimi kullanmak yerine masal ve masala dayalı materyalleri kullanarak kendini ifade edebilmeyi, günlük yaşamında baş edemediği problemleri çözebilmeyi ve olumsuz davranışlarını değiştirebilmeyi öğrenir.
https://masalmasalicinde.com
(bkz: do not disturb)
dünyanın en zor ama en rahatlatıcı eylemi..kimi zaman da eylemsizliği hatta. günler, geceler boyunca düşündüğümüz; bazen uğruna ömrümüzün büyük kısmını verdiğimiz takıntılar silsilesi. düzgün olsun diye uğraştıklarımız. olsun diye ter döktüklerimiz. olmasın diye çabaladıklarımız. belki hepsinden büyüğü, başarılı olma arzumuz. hepsi zihnimizdeki öğretilmiş resimler aslında. yaşam döngümüzde o resimlere uymayan her şeyle birlikte büyüyen mutsuzluğumuz ve tatminsizliğimizin yarattığı düş kırıklıklarıyla yol alıyoruz. vazgeçmeyi, "olmuyor" demeyi başarısızlıkla eşleştiren o tuhaf, kocaman, insanı bir türlü rahat bırakmayan dürtüyle harcıyoruz elimizdeki zamanı. aslında insan dönüp baktığında mutsuzluğu getiren şey neredeyse her zaman olayın kendisinden çok olaya bakış açımız. bu işi yapamıyorsun. peki. vazgeç... bir başka iş belki seni mutlu kılacak olan. üstelik daha faydalı olacaksın ve senin yerine o çırpındığın işi dolduran kişiye de sana geldiği gibi ağır gelmeyecek, çünkü bu tam onun istediği iş. bu ilişki ne yaparsan yap yürümüyor. sürekli bir şeyler oluyor, tartışıyorsun, kırgınsın, gün içinde zihnin hep onunla meşgul. içinde bitmek bilmeyen cümleler, karşılıklı konuşmalar, aynada sana bakan donuk gözlerin. vazgeç... elindeki kısıtlı ayları ya da yılları neden heba ediyorsun? neden belki de çok mutlu olacağın birisi bir yerlerdeyken veya kimbilir, yaşamına kimseyi almamak seni kendine getirip soluk aldıracakken ısrarla buna devam ediyorsun? bu evi, bu arabayı sürekli düzgün tutmaya çalışıyorsun. vazgeç... belki bu ev ya da araba aslında senin değil. seninle olmamalı. başka bir evde, başka bir arabayla daha huzurlu olacaksın belki, neden buna harcıyorsun ki tüm enerjini? çevrendeki arkadaşlar, arkadaş görünenler. zor zamanında yanında olacaklar mı bilmediğin insan toplulukları. içinden geldiği haliyle bir şeyleri anlatamadığın; yargılayıcı bakışlarından çekindiğin, senin iyi olmanı istese de asla kendisinden daha iyi olmanı istemeyecek kişilikler. vazgeç. onunla o kahveyi içmesen de olur. beraber kahkaha atabileceğin bir sürü yeni arkadaş edinebilirsin. bir şeyden vazgeçmek senin kim olduğunu değiştirmez. değer yargılarını, ahlakını, bakış açını, zekanı, kabiliyetlerini senden almaz. sana başını çevirip başka bir noktaya bakma özgürlüğünü verir...ve sen bu yeni halinle her şeyi değiştirebilirsin. bazen bir günde, bazen bir yılda ama senin için doğru olan neyse ona ulaşma şansını verirsin kendine. her güne "nasıl olacak/nasıl yapacağım/şunu yapsam olur mu/şunu söylesem ne der/şunu derse ne cevap veririm" diye başlamadığın "sen"i bir hayal etsene...
Türkan Hanım'ın ellerinden çıkan sanat eserlerini bir incelemenizi bekleriz, @bayan.hanimeliturkan adresinden instagram üzerinden takibe hemen başlanabilir.
https://instagram.com/bayan.hanimeliturkan?igshid=Yzg5MTU1MDY=
https://instagram.com/bayan.hanimeliturkan?igshid=Yzg5MTU1MDY=
hem yetersiz hem de kötü yöneticiler, genel olarak, yönetimsel olarak çok eksiktir, bu eksikliğini 'kaçak' dövüşerek yani davranışsal bozukluklarla başta gösterir, mantıkla izah edilemez bazı tavırlar içindedir, kendini sürekli övebilir, diğer tabirle, abartılı yaldızlayacaktır ancak altı ise son derece boştur ve kendi ekibinden de kendisinin her yaptığının övülmesini koşulsuz bekler, eleştiriye ve ifade özgürlüğüne gelemez, buna karşılık ekibini asla korumaz, sorumluluk almaz, çalışanlara değer verirmiş gibi görünür, iyi niyetten son derece uzaktır, günün sonunda sadece ve sadece kendini korur. bu tür çözüm üretmeyen, sözde yöneticileri, insan kaynaklarına ya da üst yönetime tüm ekiple açıkça anlatmak en uygun olanı olacaktır. yönetemeyen, oturduğu koltuğu da hiçbir zaman dolduramayacaktır, 'evet efendim, sepet efendim' modunda yıllarca zaman doldurarak, çalışmak ister ve bu eksikliklerinin hepsini tıpkı küçük bir 'çocuk' gibi etrafındakilere yayacaktır, bölümüyle alakasız işlere dalar ki sözde etrafa ve üst yönetime sevimli yapı, çok iş yapıyor görünür, kendi ekibinden sinsice baskı ile fedakarlık ve fazla mesai bekler, sistem üzerinden akşamları, hafta sonları fazlaca mesailer yapılır ama maddi manevi karşılığını sorgulamak gereği bile duymaz, başkalarının sözlerine kanar gibi yapar, son günlerini böylece firmalarda oynar ve bir günün sonunda perde düşer, yüzü, sakladığı kimliği ve gerçekler ortaya çıkar. bu tip yetersiz yöneticilere asla prim vermeden mücadeleyi, gerçeklerle, somut ya da gerçek verilerle hep birlikte ortaya rahatça koyabilirsiniz yoksa yetersizlik ya da yetersiz yöneticiler, yeterliliğe ve de yetenekli çalışanlara karşı zaferini kazanacaktır, gece yarılarına kadar çalışsanız da bir gün kendinizi mesnetsiz iddialarla, hakkınızı alamadan, kapıda buluverirsiniz ya da kafanızda bir türlü onaylamadığınız verilen işlerde mantıksızca sağlığınızdan olarak, devam edebilirsiniz. (bkz: mobbinge hayır)
eski defterler'in yeni ve onu en iyi özetleyen sloganlardan biri. bence de eski defterler bir hayat gazetesi. ama burada her haber manşetten giriyor. bu gazete günlük değil anlık olarak yayınlanıyor. ücretli abonelik yok, hayattan haberdar olmak isteyen herkes için ücretsiz. bir de bu gazetede herkes kolayca editör, köşe yazarı, haberci olabiliyor. çünkü eski defterler hem herkese açık, hem her düşünceye. insanları şucu-bucu diye ötekeleştirmiyor ve her fikre, dünya görüşüne, ideolojiye saygı duymayı, dinlemeyi biliyor. kendinden olmayanı dışlamıyor, her düşüncenin istifâde edilecek bir yanı olduğuna inanıyor.
türkiye'de, daha doğrusu dünyada böyle bir gazete var mı? ya da olabilir mi? hayır. o yüzden eski defterler'in müdâvimi olmaya devam...
türkiye'de, daha doğrusu dünyada böyle bir gazete var mı? ya da olabilir mi? hayır. o yüzden eski defterler'in müdâvimi olmaya devam...
genelde pek ihtiyaç duymadığım bir durumdur (tek şarkıda eve varmış oluyorum) ama uzun uzun eve dönüş yolu çeken arkadaşlar için bunu bırakıyorum
Şu anda dinlediğim parçadır.
Geçenlerde bir paylaşıma rastladım. Ölenin arkasında bıraktıklarının, takip eden zamanda (1 yıl içerisinde) duygu değişimlerini, yaşananları ve o esnada ruhunu teslim etmiş olan bedenin geçirdiği aşamaları anlatıyordu.
Bir kaç kere dinledim. Gerçekliği ve anlatanın yalınlığı beni sarstı.
Bir yanım böyle olması gerektiğini ve bunu engellemenin mümkün olmadığını düşünürken diğer yanımı kabullenmekte zorlanırken yakaladım.
Halbuki her yaşamın en sığ ve basit tabiriyle enerjiden oluştuğuna, enerjinin hiçbir koşulda kaybolmadığına inanırım.
Kaybettiğim onca insanın yüreğini bir şekilde içimde muhafaza ettiğime ve enerjinin bana bir şekilde onların sevgisi, koruması olarak dokunduğuna...
Kimine göre doğru, kimine göre yanlış; hatta günah.
Bu benim hissettiğim. Dayattığım, savunduğum değil. Çünkü günün sonunda kişi kendiyle başbaşayken neyi kendine yakın buluyorsa yine oraya yönelir.
Sanırım ne kadar okursak okuyalım, üzerinde ne kadar düşünürsek düşünelim ya da kabullenme seviyemizin ne olduğunu iddia edersek edelim, ölümün en acı yanı yoksunluk ve herkes kendince bunu aşmaya çabalıyor.
İçimin kalabalıklığı dilime vurdu gün akşam olurken...
Bir kaç kere dinledim. Gerçekliği ve anlatanın yalınlığı beni sarstı.
Bir yanım böyle olması gerektiğini ve bunu engellemenin mümkün olmadığını düşünürken diğer yanımı kabullenmekte zorlanırken yakaladım.
Halbuki her yaşamın en sığ ve basit tabiriyle enerjiden oluştuğuna, enerjinin hiçbir koşulda kaybolmadığına inanırım.
Kaybettiğim onca insanın yüreğini bir şekilde içimde muhafaza ettiğime ve enerjinin bana bir şekilde onların sevgisi, koruması olarak dokunduğuna...
Kimine göre doğru, kimine göre yanlış; hatta günah.
Bu benim hissettiğim. Dayattığım, savunduğum değil. Çünkü günün sonunda kişi kendiyle başbaşayken neyi kendine yakın buluyorsa yine oraya yönelir.
Sanırım ne kadar okursak okuyalım, üzerinde ne kadar düşünürsek düşünelim ya da kabullenme seviyemizin ne olduğunu iddia edersek edelim, ölümün en acı yanı yoksunluk ve herkes kendince bunu aşmaya çabalıyor.
İçimin kalabalıklığı dilime vurdu gün akşam olurken...
Hatırlıyorum da, çocukluğumuz boyunca annemle babamın hiçbir kavgasına şahit olmamıştık. Arada bir tatlı tatlı takılırlardı birbirlerine ama ne sert bir söz, ne ters bir bakış, ne de yükselen sesler yoktu hayatımızda. Biz çocuklar kimi zaman bir şeylerin ters gittiğini hissederdik tabii. Annem sofraya yemeği sessizce koyar, hiç muhabbet etmezler, yalnızca arada bir babamın "teşekkür ederim" leri, annemin "afiyet olsun" ları dışında bir diyalogları olmazdı.
Aradan yıllar geçti. Hepimizin çevresini kavgalar, tartışmalar, diyaloglarda seviyesini koruyamayan insanlar, öfkesini çıkarmak için sesinin yettiği kadar bağıranlar sardı bazen.. Öyle dönemlerden birinde anneme sordum.
Ben - "Sahi, siz babamla hiç kavga etmediniz mi anne?"
Annem - "Etmez miyiz, hem de çook"
Ben - "Biz niye hiç duymadık?"
Annem - "Hani o sizi götürmüyoruz diye küstüğünüz, babanla bir sahile inip hava alacağız dediğimiz zamanlarda ne yaptığımızı sanıyordunuz, sizi evde bırakıp keyfimize göre dolaşıp mısır yediğimizi mi?"
Birkaç şeyi aynı anda farkettiğimi anımsıyorum. Birbirlerine (kavgaları ne olursa olsun en azından bizim yanımızda) hiç saygısızlık etmediklerini, sakin çocuklar olarak yetiştiğimiz için ne kadar şanslı olduğumuzu, eğitim hayatları olmamasının ebeveynleri doğru davranmaktan alıkoymayabileceğini, hiçbirimizin (kardeşlerimden bahsediyorum) yaralayıcı davranan/konuşan, tartışmayı kavga zanneden insanlarla yakın olmamamızın nedeninin aslında bunu içselleştirememiz olduğunu... gibi gibi işte. Şimdilerde kafeteryalarda, yollarda, TV'de insanların, özellikle de çiftlerin birbirlerine davranışlarını görünce içimde bir anneanne hüznü, "ah eski günler" diyerek gezmelerim...
Aradan yıllar geçti. Hepimizin çevresini kavgalar, tartışmalar, diyaloglarda seviyesini koruyamayan insanlar, öfkesini çıkarmak için sesinin yettiği kadar bağıranlar sardı bazen.. Öyle dönemlerden birinde anneme sordum.
Ben - "Sahi, siz babamla hiç kavga etmediniz mi anne?"
Annem - "Etmez miyiz, hem de çook"
Ben - "Biz niye hiç duymadık?"
Annem - "Hani o sizi götürmüyoruz diye küstüğünüz, babanla bir sahile inip hava alacağız dediğimiz zamanlarda ne yaptığımızı sanıyordunuz, sizi evde bırakıp keyfimize göre dolaşıp mısır yediğimizi mi?"
Birkaç şeyi aynı anda farkettiğimi anımsıyorum. Birbirlerine (kavgaları ne olursa olsun en azından bizim yanımızda) hiç saygısızlık etmediklerini, sakin çocuklar olarak yetiştiğimiz için ne kadar şanslı olduğumuzu, eğitim hayatları olmamasının ebeveynleri doğru davranmaktan alıkoymayabileceğini, hiçbirimizin (kardeşlerimden bahsediyorum) yaralayıcı davranan/konuşan, tartışmayı kavga zanneden insanlarla yakın olmamamızın nedeninin aslında bunu içselleştirememiz olduğunu... gibi gibi işte. Şimdilerde kafeteryalarda, yollarda, TV'de insanların, özellikle de çiftlerin birbirlerine davranışlarını görünce içimde bir anneanne hüznü, "ah eski günler" diyerek gezmelerim...
50. yıl cumhuriyet feridun tümer mesleki ve teknik anadolu lisesi, Kadıköy 'ün en iyi liselerinden biridir, yazılım alanını seçebilirsiniz ve öğretmenleri son derece ilgilidir.
kendisi dürüst ve ilgili bir babadır. (bkz: elektronik mühendisi)
Çok, çok iyi, kulaklıkla dinleyin derim.
TPAO Batman Orkestrası. (1966)
Aman- dikkat ediniz.
Sosyal medya teklifi meclise sunuldu.
Halk arasında endişe, korku veya panik yaratan paylaşımlarda bulunanlar bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.
Sosyal medya teklifi meclise sunuldu.
Halk arasında endişe, korku veya panik yaratan paylaşımlarda bulunanlar bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.
OdeaWeb - 50,99 TL'den başlayan fiyatlarla profesyonel web hosting hizmetleri - yeni siparişlerinize özel ilk ödeme periyodunda geçerli %10 indirim fırsatını sakın kaçırmayın!
https://www.odeaweb.com/aff.php?aff=227
*eskidefterler.com odeaweb servislerini kullanmaktadır.
https://www.odeaweb.com/aff.php?aff=227
*eskidefterler.com odeaweb servislerini kullanmaktadır.
İCM yazılım, lider, projeci, servislet CTO. (bkz: ODTÜ'lü girişimci)
Anka Mühendislik, 2004 yılından bugüne satış konusunda sahip olduğu bilgi ve tecrübeyi, değerli müşterileri ile paylaşmanın heyecanını duyar. Kurulduğu günden itibaren elektrik malzeme satış konusunda faaliyet gösteren uzman kadroya sahip olan Anka Mühendislik ulusal ve uluslararası birçok markanın temsilciliğini yapmaktadır.
Bilgi: http://ankamuh.com/kurumsal
Bilgi: http://ankamuh.com/kurumsal
Para verseler içmeyeceğiniz şeyler...
Youtube: Barbar/Kaan Boşnak
Youtube: Barbar/Kaan Boşnak
hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.
eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238