Gercektende survivor cok sacmalnmya basladi once kaos icinde gecen oyunlar sonra samimi tavirlar insanlarin ne kadar civik olduklarini ve samimiyetsiz icninde gectigini ogrenmis oluyoruz artik kimse de izleme hevesi kalmadi

2020'de hayat koşuşturmacası ile hiç kitap okumadığımı bana hatırlatan başlıktır. Normalde ayda bir kitap bitiren bir insanken nasıl bu hale geldiğimi sorgulatmıştır. Sanırım boş zamanlarda biraz netflix, biraz dil eğitimine ayırdığım zaman, iş güç derken kitap okumayı tamamen kafadan silmişiz. Madalyonun içi kitabını bende duydum. Kırmızı oda dizisi ile patladı gitti.

Çokta iyi oldu dediğim futbol maç sonucu dur. Euro 2020 Avrupa Şampiyonası turnuvasından önce Şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerektiğini bize hatırlatan çok da havalanmamamız gerektiğini hatırlatan bir maçtır. Turnuva milli takım için çok önemli, milli takım hiç olmadığı kadar belki de iyi bir kadroya sahip, biraz ciddiyet ile çok iyi yerlere gelinebilir bu turnuvada. Benim tek korkum bugüne kadar favori olmadan bir şeyler başardık, bu turnuvada şampiyonluk olmasa da favorilerden biriyiz Güzel dereceler almamız bekleniyor umarım bu sonuçtan sonra biraz aklımızı başımıza devşiririz.

Mehmet Barlas: "Türkiye'nin belalı coğrafyası, AK Parti iktidarında bereketli bir coğrafyaya dönüştü." Tarafsız bir vatandaş olarak, bu sözler üzerine şunu demeden geçemeyeceğim: kime göre, neye göre bu dönüşüm? Diye sormak lazım sokaktaki vatandaşa da.

Valla ülke olarak bir deyim varya yumurta dayanmadan diye işte o olay. Cepten harcadık yapılacak tim şımarıklığı yaptık şimdi son maçlarda yine toparlıyoruz. Geçen maç 90 artıda gelen penaltı golü şimdi de averaj lazımdı 6-0 yendik. Norveç'in de sakat oyuncusu vardı berabere kaldılar şimdi ikinciliği yakaladık. Birde Hollanda puan kaybetse karadağ maçında tadından yenmez de çok zor iş o.

en yakın dostunuzla bile aranızın açılmasına sebep olabilecek hâdise. önce biraz utanır sıkılırsınız, hık mık eder; ya, mmm, şeyy falan olur; zor güç söylersiniz. 'ben de çok sıkışığım bu ay' cevabını alınca îtinayla hayal kırıklığı yaşarsınız. oysa muhtemelen siz ona daha önce çok borç vermiş, belki de alana kadar canınız çıkmıştır. ama bu işin doğası budur; borç veren borç alamaz. doğum gününde hediye alana genelde hediye alınmaz. hatta çoğu zaman doğum günü unutulur. birinin düğününe gidip çeyrek takarsınız, devran dönüp sizin taraftan bir düğün olunca onlar binbir bahaneyle gelmez, gelse de ayıp olmasın diye bi gram ya takarlar, ya takmazlar. yiğidin kamçısı olarak nitelendirilen borç, bu devirde herkese verilmez orası ayrıdır. insanlar kendisinden borç istendiğinde gerçek yüzünü meydana çıkarır. borç alanın en kısa zamanda geri ödemek için çalışması gerekir ama borç veren de ikide bir başına kakmamalı, güzellikle istemeyi bilmelidir. ama adam laftan anlamıyorsa, arsızlığı eline almışsa; 'ben istemeye utanıyorum, o vermemekten utanmıyor' diyorsanız bu durumda işin rengi değişecektir. borçverip faiziyle geri almanın ise tefecilikten ne farkı vardır? en iyisi bu devirde kimseye kefil olmamak, borca harca girmemek, kimseye de veresiye vermemektir.

İstanbul'dan gece 2 uçağı ile şantiye ziyareti için adana'ya gelip burada iki ayrı dağın başındaki şantiyeyi ziyaret edip keşif yapınca pertim çıktı desem yeridir. Şimdi dönüş uçağını beklerken şükür net bulabildim. Netten ziyade telefonu şarj edecek yer. Araba usb doğru dürüst doldurmuyor. Şarj dayanmadı yandex navigasyon ile yol ararken. Tüm şantiyecilere selam olsun.

Ben çok mantıklı buluyorum. Bizde ülke olarak artık çok kötüye gidiyoruz bu konuda. Çocuklarımızin ve bizim hayatimiz oldukça şansa kalmış vaziyette. Ülkemizdeki ve bazı ülkelerdeki cezaları yeterli ve caydırıcı bulmuyorum.

bence yüz yüze yapılması doğru yoksa kopya çekme olayları artar çalışan öğrencinin emeği boşa gider

Livaneli'nin "Serenad" kitabında Nadia için bestelenen bir serenat.
(bkz: serenad)