confessions

eski defterler

1. nesil başkan - ordinaryüs - başkan

  1. toplam entry 3142
  2. takipçi 64
  3. puan 207793

masalmasalicinde.com

eski defterler
Masal Masal İçinde

Masal Terapisi

Masal Terapisi Hakkında
Eğitim, davranış düzeltme, yetiştirme, sorunu tedavi etme, yetileri geliştirme gibi pek çok davranışsal modelin iyileşmesi , ortaya çıkması veya gelişmesi konusunda kullanılan bir psikoloji yönüdür.

Masal Terapisi Nedir?

Masal Terapisi, var olan psikolojik problem veya ihtiyaç duyulan psikolojik yaklaşımlarda kullanılan bir terapi yöntemidir. Temeli olaylar ve karşılıklı ilişkiler felsefesine dayanır.

Eğitim, davranış düzeltme, yetiştirme, sorunu tedavi etme, yetileri geliştirme gibi pek çok davranışsal modelin iyileşmesi , ortaya çıkması veya gelişmesi konusunda kullanılan bir psikoloji yönüdür.

Çocukların yetişkinler kadar kendilerini ifade edebilmeleri mümkün değildir. Masal Terapisi yöntemi ile çocuklar, kelimleri ve doğrudan iletişimi kullanmak yerine masal ve masala dayalı materyalleri kullanarak kendini ifade edebilmeyi, günlük yaşamında baş edemediği problemleri çözebilmeyi ve olumsuz davranışlarını değiştirebilmeyi öğrenir.

https://masalmasalicinde.com

sözlüklerden sözlük eski defterler

eski defterler
Sözlüklerden Sözlük Beğenin ve kendinizi özgürce ifade edebileceğiniz yeni sözlük Eski Defterler 'de hemen yerinizi alın. Gündemi takip etmekle birlikte, sıkılmadan vakit geçirebileceğiniz ve düşüncelerinizi anlatabileceğiniz yeni nesil sözlükte buluşabilirsiniz.

Online sözlük platformu olmasının yanı sıra, aklınıza gelen her konu ile ilgili paylaşımlarda bulunmak ise, en önemli ayrıcalıklarından birisi. Kaliteli paylaşımları takip edebilir, sohbetlere ve yazarların diğer paylaşımlarına dâhil olabilirsiniz.

Diğer sözlük platformlarından farklı olarak, sadece popüler olan gündemdeki konular ile ilgili değil, sizi yansıtan dilediğiniz konularda da bilgilerinizi paylaşabilirsiniz.

Eski Defterler Sözlüğünde Yazar Olun

Eski Defterler sözlüğünde yazar olun ve en doğru bilgileri paylaşın, diğer yazarlardan öğrenin. Eski Defterler sadece yorum yapabileceğiniz bir platform değildir. Aksine yazar olarak yer alarak, anlatmak istediklerinizi rahatlıkla paylaşabileceğiniz en kaliteli sözlüklerden biridir.
Günümüzde dijital bilgi aktarımının daha da arttığını söylemek mümkündür. Bir yazar olmak, duygu ve düşüncelerinizi paylaşmak için kaliteli yazarlar ile aynı ortamda yer almak istiyorsanız Eski Defterler ideal bir seçim olacaktır.

Her bir cümlenizin ve söylenecek sözlerinizin kıymetli olduğunun farkında olan yazar ekibimize her gün bir yenisi ekleniyor. Kendinizi geliştirmek, ilerlemek, merak ettiğiniz konular ile ilgili diğer yazarların fikirlerini öğrenmek için dilediğiniz zaman Eski Defterler' i ziyaret edebilirsiniz.

Deneyimlerinizi Paylaşın

Deneyimlerinizi paylaşın ve kendinizi özgün cümleleriniz ile tanıtın. Tarih, edebiyat, siyaset, sanat veya aklınıza gelebilecek herhangi bir konu ile ilgili düşüncelerinizi Eski Defterler sözlükte rahatça paylaşabilirsiniz.

Geleceğe iz bırakmak için kuracağınız tek bir cümle bile yeterli olacaktır. Sürekli olarak gündemi takip ediyor ancak gündem hakkında söyleyeceklerinizi dile getirebileceğiniz özgür bir sözlük bulamıyorsanız, Eski Defterler ailemize katılabilirsiniz.

Gündemdeki konular veya haberler ile ilgili düşüncelerinizi belirtmek ve yorumlarınızı paylaşmak, diğer yazarlarımızın da yararlanacağı geniş bir bilgi sahası oluşturmaktadır.

Eski Defterler Sözlük Nedir?

Eski Defterler sözlük nedir ve neler yapabileceğiniz ile ilgili tüm detayları sizlerle paylaşmak isteriz. Herhangi bir sosyal platformda bilgilerinizi, yazılarınızı, duygu ve düşüncelerinizi dile getirmeniz çok zor olabilir. Ancak daha özgürce hareket edebileceğiniz, düşüncelerinizi dilediğiniz gibi etik kurallar çerçevesinde cümlelere dökebileceğiniz bir yer arıyor olabilirsiniz.
Yazar olmak pek çok kişinin hayalidir. Eski Defterler ise, tam da bu noktada geliştirilmiş ve sizi ilerletecek bir sözlük platformudur. Eski Defterler 'de sadece herhangi bir konu ile ilgili paylaşımlarda bulunmanız gerekmez.

Diğer yazarların yaptıkları paylaşımlara yorum yaparak, düzeyli bir tartışma alanında yer alabilirsiniz. Yanlış olduğunu düşündüğünüz doğruları özgürce paylaşabilir ya da kendi deneyimlerinizi diğer insanlara aktarabilirsiniz.

Paylaşımlarınızın ve yorumların herkese açık olması ise, sizi yazar olarak pek çok kişiye tanıtacak en önemli ayrıcalıklardan biridir. Pek çok sayıda sözlük yazarı ile anında iletişim halinde olabilir ve diyalog da kurabilirsiniz. Sadece ülkemizin gündemini değil, dünyayı ilgilendiren konuları da tartışabilir, düşüncelerinizi dile getirebilirsiniz.

Diğer yazarların deneyimlerini ve tecrübelerini okuyabilir, onları takip edebilir ve kendinizi geliştirebilirsiniz. Tamamen siz yazarların daha rahat hareket edebilmesi ve bilgiye daha hızlı ulaşabilmesi için kronolojik bir sıralama ile geliştirilmiştir.

Yazı yazmak için herhangi bir konuya bağlı kalmanıza gerek kalmadığı gibi, ilham alacağınız pek çok sayıdaki yazarımızın paylaşımlarına da göz gezdirebilirsiniz. Objektif bir bakış açısı kazanabileceğiniz, sıradan bir konu hakkında bile insanların neler düşündüğünü yakından takip edebileceğiniz Eski Defterler platformunda sizler de yazar olabilirsiniz. Bilginin peşinden giden, özgür, gündemi takip eden ve kendinizden bir parça bularak kendinizi yansıtabileceğiniz Eski Defterler 'de siz de yer alabilirsiniz.

eski defterler olarak biz

eski defterler
Eski Defterler Olarak Biz Sence Kimiz ve hakkımızda merak ettiğiniz tüm detayları sizler için derledik. Eski defterler ailesi olarak kendimizi, çok rahat hissedebileceğiniz yeni nesil bir sözlük platformu olarak tanıtabiliriz.

Yeni bir oluşum olarak karşınıza çıkıyor olsak da bir sözlükte ne arıyorsanız her şeyi sizler için düzenlediğimizden emin olabilirsiniz. Gerek teknik detayları ve alt yapısı, gerekse donanımı ve kolay kullanılabilir ara yüzü ile en seçkin kullanıcılarımızla yola devam etmekteyiz.

Hem sosyalleşmek, hem de bilgilerinizi güncelleyebileceğiniz ve gündemden haberdar olabileceğiniz kaliteli bir sözlük arayışı içinde iseniz doğru yerdesiniz.

Eski Defterler İle Doğru ve Güncel Bilgiler

Eski defterler ile doğru ve güncel bilgiler sizleri bekliyor. Sadece gündem ile ilgili değil, geçmiş ve geleceği ilgilendiren tüm konularda özgün bir yazar olmak şaşına sahip olabilirsiniz. Eski Defterler sözlük yazarları arasında yerinizi alabilir ve bilgi paylaşımlarında bulunabilirsiniz.
Eski Defterler düzenli bir bilgi aktarımı ve tartışma alanı oluşturmak için, uzun yıllar süren bir alt yapı araştırması sonucu geliştirildi. Dijital dünya içerisinde duygu ve düşüncelerinizi sansürsüz bir şekilde, kaliteli bir ortamda dilediğiniz gibi paylaşmak ve sesinizi duyurmak için Eski Defterler ideal bir seçim olacaktır.

Sesinizi Duyurun!

Sesinizi duyurun ve gündem hakkında söyleyecek sözlerinizi herkesle paylaşın. Eski Defterler ailesi olarak hedeflemiş olduğumuz tek şey, özgür bir bilgi aktarımı ve düşüncelerin paylaşılacağı bir alan oluşturmaktır. Bu platformun hazırlanmasında siz yazarlarımızın paylaşımları da en büyük desteklerden biridir. Birlikte büyüyeceğimizi bilmenizde yarar olacak.
Çünkü her bir yazarımız ve paylaştıkları sayesinde Eski Defterler platformu da giderek yükselecek. Sadece ülkemizin gündemi, geçmişi, en çok merak edilen konular hakkında değil, dünyayı ilgilendiren tüm konular ile ilgili mutlaka söyleyecek bir sözünüz vardır.

Düzeyli ve kaliteli bir bilgi, duygu ve düşünce aktarımı yapmak için, kendi yazılarınızı dilediğiniz gibi Eski Defterler 'de paylaşabilirsiniz. Üstelik beğendiğiniz veya yanıtlamak istediğiniz diğer yazarlar hakkında yorum yapabilirsiniz.

Eski Defterler'e Katılarak Özgürleşin!

Eski Defterler'e katılarak özgürleşin ve dilediğiniz gibi düşüncelerinizi paylaşın. Eski Defterler yeni nesil sözlük ailemize katılmak için, yazar isminizi belirlemeniz yeterli olacaktır.
Sitemiz üzerinden hemen “Yazar ol” kısmını tıklayarak ailemize giriş yapabilirsiniz. Sadece gündeme yön veren konular ile ilgili değil, aklınıza gelen her bir düşünceyi kendi özgür cümleleriniz ile paylaşabilirsiniz.

Takip ettiğiniz ve paylaşımlarını beğendiğiniz yazarların cümlelerini de kendi sayfanızda paylaşma özgürlüğünüz bulunmaktadır. Eski Defterler ailemizin en çok dikkat ettiği konulardan birisi de etik ve ahlaki değerledir.

Yazarlarımız duygu ve düşüncelerini paylaşırken, ailemiz de tüm kurallar eşliğinde gerekli kontrolleri yapmaktadır.

Kendinizi Anlatmanın En Özgür Yolu

Kendinizi anlatmanın en özgür yolu olarak Eski Defterler en doğru adres olacak. Sanat, tarih, edebiyat, gündemden haberler, ekonomi veya dilediğiniz tüm konular ile ilgili özgürce paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Dilerseniz gündem hakkında konuşan yazarlarımızın yazılarına göz gezdirebilirsiniz. Kişisel sayfanızda kendi yazılarınızı diğer yazarla paylaşarak, kendi gelişiminize de katkıda bulunabilirsiniz. Kalemine güvenen herkesin bir arada toplandığı Eski Defterler sözlükte yer almak, dijital dünyada özgürce cümlelerinizi paylaşmak için en güzel fırsattır.
Popüler ve yeni nesil bir sözlük olarak yer aldığımız dijital dünyada sadece seviyeli bir bilgi aktarımı yapmak esas amacımız. En yaratıcı düşüncelerinizi, fikirlerinizi paylaşmak, hakkında konuşmak istediğiniz konuları gündeme getirmek için, özgürce yazılarınızı paylaşabileceğiniz Eski Defterler'e sizleri de bekliyoruz.

Dilerseniz yazılarınızı yazarak kaleminizi güçlendirebilir, dilerseniz Eski Defterler 'de vakit geçirerek bilgilerinizi güçlendirebilirsiniz.

diablo 4

eski defterler
Diablo 4 Oynadınız Mı ve hikayesi ilginizi çekebilecek kalitede mi sorularını sizler için araştırıldı. Oyun severlerin dört gözle beklediği oyunlardan birisi de Diablo 4'tür. Özellikle görselleri, grafikleri, ses efektleri dikkat çeken Diablo 4 oyununun hikâyesi de oldukça ilgi çekmektedir.

Eğer Diablo 4 oyunun önceki serilerini oynamış iseniz, hikâyenin devamı sizler için de daha ilgi çekecektir. Oyunun kalitesi, rahatlıkla oyun içerisinde hareket etmek ve hikâyenin daha anlaşılır şekilde devam etmesi gibi pek çok özellikle dikkat çekmektedir.

Animasyonları ile ilgi gören Diablo 4 oynadınız mı ve oyun hakkında tüm merak edilen detaylar için yazımıza göz gezdirebilirsiniz.

Diablo 4 Hikayesi

Diablo 4 hikayesi, serini bir önceki versiyonu olan Diablo 3'ün devamı olarak karşımıza çıkıyor. Pek çok oyuncu yine hikâyenin devamında yer alıyor. Bununla birlikte seri bir oyun olduğu için, yeni geliştirilen oyuncular da Diablo 4'de dikkat çekiyor.
Diablo 4 hikâyesi öncesinde diğer serilerdeki hikâyeye de göz atmakta yarar olacaktır. Bir önceki oyun olan Diablo 3'te inanılmaz bir mücadele bulunuyordu. Malthael ile birlikte büyük kötülüklere karşın mücadelenin geçtiği Diablo 3, iblislerin ve lordların savaşı olarak da açıklanabilir.

Ancak bu hikayede dikkat çeken ana antagonist Diablo 4 oyununda karşınıza çıkacak. Peki Diablo 4 hikayesi içerisnde tüm dikkatleri üzerinde toplayan ana antagonist hakkında bilinmeyenler nelerdir?

Ana antagonist Diablo 4 oyunda bulunan Lilith karakterini incelemek gerekmektedir. İnsanlığın annesi sıfatı ile tanınan Lilith ise, Diablo 4 oyunu içerisinde sizin savaşmanız gereken ana karakter olarak tanınmaktadır. Yani Diablo 4 oyunu içerisinde ana karakter olan Lilith ile savaşarak, oyun sonunu kazanmanız gerekmektedir.

Diablo 4 Alınmalı Mı?

Diablo 4 alınmalı mı sorusunu pek çok açıdan değerlendirerek yanıtlamak daha doğru olacaktır. Özellikle yeni karakterler, eski karakterlerin devamı ve yenilenmiş optimizasyonu ile daha göz alıcı bir oyun haline dönüşmüştür.

Pek çok oyun severin dört gözle beklediği Diablo 4 oyunu kesinlikle alınmalı ve denenmelidir. Yeni çıkan bir oyun olduğu için, oyunun geliştirilmesi ve PC ile kusursuz bir sürüme kavuşması için eleştiriler de yapılmaktadır.

Ancak güvenli bir oyun oynamak ve görsel açıdan sizleri tatmin edici bir seçim yapmak istiyorsanız, Diablo 4 ideal bir seçim olacaktır.

Diablo 4 Amaç Ne?

Diablo 4 amaç ne diye soruyorsanız, kısaca oyun içindeki en güçlü ana karakteri oluşturmanız ve buna sahip olmanız diyerek yanıtlayabiliriz.

Diablo 4 oyunu ve diğer geçmiş bölümlerinde de her zaman esas hedef ve amaç ana karakteri yükseltmek ve onu oyunun birincisi yapacak güçlü hale getirmektir.

Diablo 4 Kaç Saat Sürüyor?

Diablo 4 kaç saat sürüyor ve oyun sonuna gelmek ortalama olarak ne kadarlık bir zamanı alıyor diye merak ediyor olabilirsiniz. Serinin geçmiş hikâyesinin devamı olmasının yanı sıra, yeni karakterler de oyunda bulunduğu için net bir zaman diliminden bahsetmek doğru olmayabilir.
Ancak ana hikâyeye bağlı kalındığı ve diğer oyunlara bakıldığı zaman Diablo 4 serisinin de ortalama olarak en az 25 sat sürdüğü söylenebilmektedir. En fazla 30 saatlik bir zaman diliminde oyununu tamamlayabilirsiniz.

Diablo 4 2023 Haziran ayı itibari ile oyun severlere sunulmuştur. Şu an aktif olarak oyun piyasası içerisinde yer adlığı için oynanabilmektedir.

Diablo 4 Online Mi?

Diablo 4 online mi sorusu oyuncular tarafından sıkça merak edilmektedir. Online olarak oynanmaktadır. Bununla birlikte, dilerseniz oyun içinde tek başınıza hareket edebiliyorsunuz. Ancak arkadaşlarınız ile bir arada oyun içinde hareket etme şansınız da bulunuyor.

z kuşağı videoları

eski defterler
Z Kuşağı Neden Video İzliyor sorusuna cevaben gelişen teknoloji ışığında akıllı telefonların ve sosyal medyanın birleşmesi ile gençlerin vakit geçirmek adı altında videolar izlediğini söylemek mümkündür. Sürekli olarak gelişen ve gündemi değişen sosyal medya platformlarında yer sahibi olmak isteyen Z kuşağının video izlemesi oldukça normal bir durum olarak karşılanmaktadır.

İzlenilen videoların konusu kişisel isteklere bağlı olarak değişiklik gösterse de her Z kuşağı üyesinin gündemde kalmak yeni şeyler öğrenebilmek ve vakit geçirmek amacıyla video izlediklerini söylemek mümkündür.

Pek çok kişinin aklına gelen Z kuşağı neden video izliyor sorusuna ek olarak hangi tür videoları daha sık izliyor sorusuna cevaben istatiksel olarak Z kuşağının daha çok YouTube platformunda olan fenomenlerin videolarını izleyip takip ettiği görüntülenmektedir. Diğer sosyal medya platformlarında gündeme gelmiş ve fenomen olmuş kişileri ünlü gibi görüp zaman zaman hayran olur izlenmesinin mümkün olduğunu söylemek gerekmektedir.

Youtube platformu gibi diğer video izleme platformlarında da Z kuşağının çokça ilgisinin olduğu görülmektedir. Gün içerisinde farklı konulara değinmek ve haber almak için izlenilen her bir videonun genç nesilde kimi zaman olumlu kimi zaman olumsuz izler bıraktığı görülmektedir. Bu konuda anne ve babaların konuya doğru şekilde el atmasının gerekli olduğu vurgulanmaktadır.

Z Kuşağı Ne İzliyor?

Z kuşağı ne izliyor sorusuna yanıt olarak günlük hayatta olan olaylar ile ilgili ekranlara taşınan videoları izlediklerini söylemek gerekmektedir. Aynı şekilde ağırlık olarak fenomen olmuş kişilerin yapmış olduğu günlük vlog ve diğer video konseptlerini izledikleri görülmektedir. Konuya ek olarak dizi ve filmler ile ilgili olan videoları da izledikleri görülmektedir.

Sosyal medya algoritmasında olan her şeyi izleyebilecek potansiyelde olan Z kuşağı, sosyal medyada günlük hayatta gerek video gerek post ve paylaşımları izleyerek vakit geçirmektedir. Burada dikkate alınması gereken noktanın Z kuşağı ile sosyal medyanın iç içe olduğudur. Eğlenmek ve dinlenmek için girilen video izleme platformlarında dakikalar ve hatta saatler harcandığı kayda geçilmiş bir durum olarak uzmanların karşısına çıkmaktadır.

Sürekli olarak gelişen ve yeni fikirleri ile hayatta izler bırakma arayışına giren Z kuşağının izlediği videolar kişiden kişiye değişmektedir. Kimi genç kuşak insanı gündemi takip etmek için videolar izlemeyi tercih ederken kimi genç kuşak insanı kendini geliştirmek için videolar izlemeyi tercih etmektedir.

Z Kuşağı Ne İster?

Z kuşağı ne ister sorusuna yanıt olarak Z kuşağını anlamak bu sorunun yanıtı olabilmektedir. Z kuşağının isteklerini anlayabilmek onlarla daha iyi bir iletişim kurmaya imkan sağlamaktadır. Z kuşağı sevilmek, değer görmek haklarını savunmak ve özgür olmak istemektedir. İtaat etmek onlara göre olmadıklarından bizim zamanımızda şöyle böyleydi sözleri ile başlayan cümleler duymak istemedikleri görülmektedir.

İsteklerini sürekli olarak hatırlatmak zorunda olan Z kuşağı sosyal medya gücü ile kendilerini daha iyi ifade edebilmektedir. İşte tam da bu yüzden Z kuşağının diğer kuşaklara göre daha fazla video izledikleri görülmektedir.

Video izleyerek ve o videodan çeşitli çıkarımlar yaparak varoluşsal savaşlarını küçük çapta bile olsa ortaya koymaya çalışmaktadırlar.

Her anlamda kendilerini gösterme çabasında olan Z kuşağını anlamak ve bir nebze olsun seslerini duymak için zaman zaman büyüklerinden video izledikleri görülmektedir.
Bu durum bir anlamlandırma çalışması halini almaktadır. Şimdilerde büyük küçük herkesin sosyal medyada olması ve çeşitli videolar izlemesi Z kuşağının eseri olarak görülmektedir. Etkileşim halini alan bu video izleme durumu büyük küçük herkesin tesirinde var olmaktadır.



dünyanın en güzel insanı

eski defterler
Dünyanın En Güzel İnsanı Kimdir Ruhen Mi Bedenen Mi Güzellik Önemlidir sorusuna cevap olarak güzelliğin çok göreceli bir kavram olduğunu her iki yönden de insanın güzel olması gerektiğini söylemek gerekir.

Dünyanın en güzel kadını olarak listenin en başında Emma Watson yer almaktadır. Dünyanın en güzel erkeği ise Rege Jean Page'dir. Her iki kişinin de yüzlerinin altın orana oldukça yakın olması nedeniyle birinci sıraya oturdukları görülmektedir.

İnsanın yüz güzelliği kadar iç güzelliğinin de oldukça kıymetli bir yere sahip olduğunu söylemek gerekmektedir. Ruh güzelliğinden kasıt sevecen , sabırlı, ve kibar olmak gerekmektedir. İnsanın adaletli olması ve güçlü bir kişiliğe sahip olması gerekmektedir. İnsanın sadece yüzünün güzel olması pek bir anlam ifade etmemektedir.

Burada atlanılmaması gereken nokta yüz güzelliğinin belli bir yere kadar geçerli olduğudur. Cilt güzelliği yaş ilerledikçe yada başka nedenlerden dolayı elbet bir gün son bulmaktadır. Önemli olan bu güzel cilt kaybedildikten sonra insan ruhunun nasıl bir görünüme sahip olduğudur.

Ruh Güzelliği Ne Demek?

Ruh güzelliği ne demek diye merak edenlere cevap olarak insanın iyi ve karakterli olması anlamına gelmektedir. İnsana en çok yakışan şeyin ruh güzelliği olduğunu vurgulamak gerekmektedir. Yüz ve beden güzelliğinin de ayrı bir yeri var olmaktadır. Fakat sadece yüz ve beden güzelliği taşıyan bir insan bu güzelliği kaybettiğinde tabiri caizse ruhen çirkin görünmeye başlayabilmektedir.

İnsan toplumda kendi değerini en iyi şekilde yansıtabilmesi ve ikili ilişkilerinde güzel bir yere sahip olabilmesi için sadece beden değil ruh güzelliği ile bunu yapabilmektedir.
Başkalarının haklarına saygı duymayı bilen, sıcak ve sevecen yapılı kişilerin toplumda daha güzel bir yere sahip olduğu görülmektedir. İnsanların taktir ettiği güzellik ruh güzelliğidir, beden güzelliği sadece beğeni toplamaktadır.

Ruh ile güzelleşen beden elbet yüze de yansımaktadır. Her ne kadar güzel bir insan ile tanışılmış olsa da zamanla çirkin, kötü davranışlar ve duygularla hareket edildikçe tanışılmış insandan soğuma gerçekleşebilmektedir. Böyle bir durumda beden ve cilt güzelliğinin ehemmiyeti kalmamaktadır.

Dünyanın en güzel insanı kimdir ruhen mi bedenen mi güzellik önemlidir sorusuna cevap olarak ruh güzelliğinin beden güzelliğinden daha ön planda olduğu söylenebilmektedir. Yukarıda verilen örnekle ilgili ek olarak destekleyici bir kaç farklı görüşe yer vermek daha uygun düşmektedir.

Yüz ve beden güzelliğinin zaman içerisinde farklı yollarla daha iyi hale gelirken mümkün olmaktadır. Fakat bir insanın iç güzelliğini daha iyi hale getirebilmesi çok zor bir süreçtir. Zor olan her şey kıymetlidir ve kaybedilmesi istenmemektedir.

Güzellik ne kadar önemli?

Güzellik ne kadar önemli sorusuna cevap olarak insanın güzel görünümü istediğin altını çizmek gerekmektedir. Güzelliğin öneminin hayatta kaçınılmaz bir değere sahip olduğunu vurgulamak gerekir.

İnsanın kendini güzel hissetmesi psikolojik anlamda büyük bir yere sahip olduğu için pek çok kişinin estetik operasyon geçirdiği görülmektedir. Sağlıklı ve doğal bir güzelliğe sahip olan insanların pozitif anlamda kendisini daha mutlu hissetmesi ve hayatına daha iyi adapte olmasını sağlamaktadır. Kariyer olarak işini odaklanmasını da aynı oranda sağlamaktadır.

İnsanın kendini güzel hissetmesi aynı zamanda iyi hissetmesine yol açmaktadır. Sadece beden güzelliği değil ruh güzelliği de aynı şekilde kendisini iyi hissetmesine yol açmaktadır. İnsanın ruh ve beden güzelliğinin olması gelen anlamda bakılacak olursa birbirini tamamlayan iki yapboz parçası halindedir.





eteğindeki taşı dökmek böbrek taşı dökmeye benzemez

eski defterler
Eteğindeki Taşı Dökersen Rahatlamak Mı Korku Mu Sizi Sarar dediğimizde farklı bir duygu içerisine girebilirsiniz. Bildiğiniz gibi, günlük hayatta en sık kullanılan deyimlerden birisi eteğindeki taşı dökmektir.

Kişinin tüm bildiklerini anlatması ve içinden geçenleri söylemesi olarak tanımlanabilmektedir. Genellikle ikili ilişkilerde tartışma sırasında, taraflar eteklerindeki taşı dökerek karşı tarafı suçlama eğilimi içine girerler.

Sizler tartışma esnasında eteğinizdeki taşı dökenlerden misiniz? İçinde bulunduğunuz durumda tüm bildiklerinizi anlatmak, sizi rahatlatabileceği gibi aynı zaman da korkutabilir. Peki, eteğindeki taşı dökersen rahatlamak mı korku sizi sarar?

Eteğindeki Taşları Dökmek Ne Anlama Gelir?

Eteğindeki taşları dökmek ne anlama gelir ve hangi durumlarda bu davranış psikolojisi içine girildiği ile ilgili merak edilenler için doğru yerdesiniz. Eteğindeki taşları dökmek deyiminin sözlük anlamı, tüm bilinenleri anlatmaktır.

Eşiniz, arkadaşınız, sevgiliniz, anneniz veya kardeşiniz ile gergin bir tartışma ortamı sırasında pek çok konuda konuşabilirsiniz. Geçmişle ilgili konuşmak, eski konuları tekrar gün yüzüne çıkarmak veya karşınızdaki kişi ile ilgili detayları söylemek de eteğindeki taşı dökmek olarak açıklanabilmektedir.

Olumsuz bir deyim türü olan eteğindeki taşları dökmek, özellikle nefret ve kin gibi duyguların karşı tarafında aktarılmasında kullanılmaktadır.

Eteğinizdeki Taşları Dökünce Ne Hissedersiniz?

Eteğinizdeki taşları dökünce ne hissedersiniz dediğimizde muhtemelen gözünüzün önüne pek çok an gelmiştir. Tartışmalar sırasında, karşınızdaki kişiye olan tüm olumsuz duygularınızı, düşüncelerinizi ve onun hakkında tüm bildiklerinizi anlatmış olabilirsiniz.

Bu durum sizi tedirgin edebilir ve aynı zamanda korku sarabilir. Çünkü sevdiğiniz kişi ile aranızdaki ilişkinin kopma noktasına gelmesi, sizin eteğinizdeki taşları dökmenizden dolayı meydana gelebilir.

Eteğindeki taşı dökersen rahatlamak mı korku mu sizi sarar dediğimizde pek çok kişini rahatlamak dediğini duyar gibiyiz. İnsanlar içindeki duyguları ve düşünceleri tam anlamı ile karşı tarafa anlattığında rahatlama hissedebilir.

Ancak sonrasında bağın tamamen kopma noktasına gelmesi, karşı tarafın da sizinle ilgili tüm bildiklerini anlatmaya başlaması, işin daha kötü bir yere gitmesine neden olabilir.

Eteğindeki Taşları Dökmek ve Sözün Altında Kalmamak

Eteğindeki taşları dökmek ve sözün altında kalmamak farklı deyimler olsa da aynı amaç için kullanılmaktadır. Olumsuz durumlarda kullanılan her iki deyimde tek fark ise, eteğindeki taşları döktüğünde tüm bildiklerinin anlatılmış olmasıdır.

Popüler bir deyim olan eteğindeki taşı dökmek, kişilerin gerçek niyetinin de tam anlamı ile anlaşılmasını sağlar. Düzeysiz bir tartışma sırasında karşınızdaki kişinin aslında sizin hakkınızda neler bildiğini ve ne düşündüğü eteğindeki taşları döktüğünde anlayabilirsiniz.

Kavga sırasında sözün altında kalmamak ise, bu durumdan daha farklıdır. Sadece size söylenen cümlelere karşılık vermeniz ve belli bir düzeyde bunu yapmanız sözün altında kalmamak olarak açıklanabilir. Ancak eteğindeki taşları dökmek, ilişkilerin artık son noktasında devreye girmektedir.

Eteğindeki Taşları Dökmek Doğru Bir Davranış Mı?

Eteğindeki taşları dökmek doğru bir davranış mı yoksa olmaması gereken bir davranış mı olduğu tartışılmaktadır. Eteğindeki taşları dökmek, herhangi bir tartışmayı olumlu bir noktaya götürmemektedir. Bu yönü ile düzeyli bir tartışma durumu sırasında kullanılmamaktadır.
Huzursuzluğun artmasına ve kavga veya tartışmanın büyümesine neden olmaktadır. Bunun için eteğindeki taşları dökmek, kimileri için korku duygusunu tetiklerken kimileri için rahatlatıcı bir eylemdir. Bilinmeyenlerin anlatılması, sırların söylenmesi eteğindeki taşların dökülmesi ile ortaya çıkmaktadır.

Eğer karşınızdaki kişi ile olan ilişkinizi gözden çıkartmak için eteğinizdeki taşları dökme kararı aldıysanız, bu durum sizi rahatlatacaktır. Ancak karşınızdaki kişiyi kaybetmek istemiyorsanız, tartışmaları belli bir düzeyde tutmanızda yarar olacaktır.


eskiden bayramlar

eski defterler
Eskiden Bayramlar Nasıldı, Şimdi Nasıl diye mutlaka sık sık dostlarınız ile sohbet ediyorsunuzdur. Özellikle aile büyükleri ile bir araya geldiğinizde, sürekli eski bayramlardan bahsettiklerine şahit olabilirsiniz. Günümüzde manevi değerlere eskisi gibi öne verilmemesi pek çok değerin de unutulmasına neden olmaktadır.

Özellikle gelişen teknoloji ile birlikte, insanların da toplum yapısı ve düzeni değişmektedir. Bu da manevi değerlerin geri planda kalmasına neden olan en önemli nedenlerden biridir. Özellikle ülkemiz için çok önemli olan milli ve dini bayramlarda bu değerlerin korunması gerekmektedir.
Bu sayede akrabalık, komşuluk ve arkadaşlık gibi toplumu bir araya getiren unsurların bağları da kuvvetlenmektedir. Eskiden bayramlar nasıldı şimdi nasıl diye merak ediyorsanız tüm detaylar için yazımıza devam edebilirsiniz.

Eski Bayramlar ve Şimdiki Bayramlar Arasındaki Farklar

Eski bayramlar ve şimdiki bayramlar arasındaki farklar çok dikkat çekici detaylar ile göze çarpmaktadır. Ziyaretler, bayramlıklar, harçlıklar ve pek çok detay günümüzde eskisi kadar önemli değildir.

Yine de sizleri nostaljik bir gezintiye çıkaracak eski bayramların özelliklerine göz atabilirsiniz. Eski bayramlar ve tüm detayları şu şekilde listelenebilir:

• Eski bayramlarda önceden bir bayram telaşı yaşanırdı. Özellikle bayramdan önce birkaç gün ev temizliği yapılır, alışveriş ve hazırlıklar misafirler için hazır hale getirilirdi.
• Bayram tatlısı genelde evde annelerimiz tarafından hazırlanırdı. Ev baklavası eski bayramlar denildiğinde akla ilk gelen detaylardan biridir.
• Büyükleri ziyaret etmek, bayramlarda olmazsa olmazlar arasında yer alırdı. Küçükler her zaman büyükleri ziyaret ederler, el öperler ve bayramlaşırlardı.
• Bizim kültürümüzde bayram demek, kırgınlıkların bitmesi ve küslerin barışması anlamına gelirdi. Özellikle pek çok kişinin bayram dolayısı ile barışması sağlanırdı.
• Bayramlık ise, gözleri dolduran eski bayramların en önemli özelliklerinden biridir. Küçüklere bayramlıklar alınırdı. Küçükler ise, bayramlıklarını giymek için sabahın olmasını heyecanla beklerlerdir.
• Mendil ve harçlık da yine eski bayramların en önemli özelliklerinden biridir. Küçükler büyüklere ziyarete gittiğinde el öperler ve mendil içinde bayram harçlıklarını alırlardı.
• Aile yemekleri, geniş sofralar ve komşular ile geçirilen uzun akşamlar ve sohbetler de yine bayramların en güzel aktivitelerinden biridir. Uzun süredir birbirini görmeyen pek çok kişi eski bayramlarda bir araya gelerek hasret giderirlerdi.

Eskiden Bayramlar Nasıl Olurdu?

Eskiden bayramlar nasıl olurdu ve günümüzde değişen tüm yönleri merak konusudur. Eski bayramlar ile günümüzde kutlanan bayramlar arasındaki en önemli fark kesinlikle büyükleri ziyaret etmek olabilir.

Artık akıllı telefonların kullanılmaya başlanması ile birlikte, insanlar ziyarete gitmekten geri durmaktadır. Görüntülü konuşmak, bayramlaşmak için yeterli hale gelmiştir.
Bayram tatilinde pek çok kişi tatile gitmeyi tercih etmektedir. Ekonomik şartlar ve günlük ve iş yaşantısının koşuşturması gibi nedenlerden dolayı aile büyükleri, komşu ve akraba ziyaretleri pek tercih edilmemektedir.

Aile Büyükleri Eskiden Dini Bayramları Nasıl Kutlardı?

Aile büyükleri eskiden dini bayramları nasıl kutlardı ve nelere dikkat ederlerdi soruları ile sıkça karşılaşmış olabilirsiniz. Aile büyükleri eski bayramlara çok özen gösterirdir. Bayram hazırlıkları en az bir hafta öncesinden başlardı.

Mahalle esnafından alınan bayram şekerleri, kolonyalar, hazırlanan mendiller ve bayram harçlıkları ziyarete gelecekler için önceden hazır edilirdi. Eskiden bayramlar nasıldı denildiğinde nostaljik pek çok görüntü gözünüzün önüne gelebilir. Ancak günümüzde de özellikle mahalle hayatını sürdüren yerlerde, eski bayramların kutlanmaya devam edildiği bilinmektedir.
Geleneklerin korunması ve sürdürülmesi için eski bayram ruhunu yakalamak gerekmektedir. Büyüklerin ziyaret edilmesi, küçüklere harçlık verilmesi, aile yemekleri ve keyifli sohbetler eski bayramların unutulmaz anlarındandır.

twitter x yakında da tarih olur

eski defterler
Twitter X Oldu Yakında Tarih Olur Mu sorusu başta olmak üzere bu gibi soruların sıklıkla gündeme geldiği yakın zamanda sıklıkla görülmektedir. Twitter'ın CEO'su Elon Musk son zamanlarda gündemi epey değiştiren bir bildiri yayınladığı görülmektedir. Bu bildiride Twitter'ın isminin ve logosunun değişeceği görülmektedir. Yeni konu olan ve gündemi yakından ilgilendiren bu konu hakkında tüm detaylar Elon Musk'ın özel hesabından aktarılmaktadır ve yer almaktadır.

Kuşlara veda etmek ifadesini dile getiren Elon Musk yenilikler hakkında yaptığı açıklama ile sosyal medya platformlarında gündem haline geldiği görüntülenmektedir. Elon Musk'ın yapmaya karar verdiği bu değişiklik hakkında pek çok farklı bakış açısının olduğu görülmektedir.
Konuya ilişkin bilgilerini halen devam ettiren Musk Twitter üzerinden yaptığı paylaşımlarla gündemi sarsan haberi doğrulamaktadır. Gündemi yeni tartışma konusu olan Twitter x oldu yakında tarih olur mu sorusu hala sıcaklığını korumaktadır. Tıpkı bu soru gibi Twitter'ın üzerine gelecek olan köklü değişiklikler hakkında da çok fazla soru akıllara getirilmekte ve sorulmaktadır.

Twitter'ın gidip yerine x gelmesi konusunu gündeme gelmesi ünlü milyarder aynı zamanda iş adamı olan Elon Musk'ın fikrinin olduğu görülmektedir. Elon Musk'ın özel olarak ilgilendiği bu köklü değişikliklerin detayları yine Elon Musk tarafından öğrenilmektedir.
44 milyarlık bir işe imza atan Elon Musk yaptığı her paylaşımda gündemi daha bir derinden sarsmaktadır. Köklü değişim sinyallerini daha çok önceden veren Musk, beklenen tarihin çok yakın olduğunu belirtmektedir. Her geçen gün Elon Musk'ın yapacağı köklü değişiklikler hakkında pek çok fikir ortaya atılmaktadır.

Twitter Değişti Mi?

Twitter değişti mi sorusuna herkes bir yanıt bulmaya çalışmaktadır. Konuyla alakalı sürekli olarak üretilen sorulara herkes bir cevap bulmaya çalışmaktadır. Konuya ilişkin gelen bir bilgiye göre artık Twitter'ın eski alan adının değişip x.com olacağı bilinmekte ve gündem konusu olmaktadır. Aynı şekilde sadece alan adının değil simgesinin de değişecek olması meraklı gözleri uygulama üzerine toplamaktadır.

Her gün milyonlarca twit atılan ve paylaşımlarda bulunulan sosyal medya platformunun köklü değişiklikleri pek çok kişiyi heyecanlandırmakta ve meraklandırmaktadır.
Elon Musk Twitter'ı satın aldıktan kısa bir süre sonra yapmış olduğu değişiklikler ile uygulamaya farklı bir boyut kazandırdığını söylemek mümkündür. Konuya ilişkin en dikkat çeken ayrıntının hesap kullanıcılarına tweet görüntüleme limiti koyulması olduğu görülmektedir. Aynı şekilde tanınmış olan kişi ve kurumların var olan hesaplarına uygulanmış hesap statüsünün paralı hale getirildiği görülmektedir.

Twitter'da gündem olan ve hala konuşulmaya devam eden güncel konu Twitter'ın artık basit bir uygulamadan çok daha fazla olduğudur. Her şeyin yeniden dizayn edilecek olması gündemi hareketlendiren bir unsur haline gelmektedir.

Konuya ilişkin artık Twitter uygulamasının tarihe karışması yakındır gibi ifadeler ile kullanıcılar tüm dikkatlerini Elon Musk ve yaptığı paylaşımlara yönlendirmektedir. Elon Musk'ın yeni profil fotoğrafının Twitter'ın yeni logosu ile değiştirilmiş olması gündem haline geldiği görülmektedir. Yeni X markasının detaylarını her gün veren Elon Musk yapmış olduğu köklü değişiklikler ile adını her yerde hala duyurmaktadır.

Yapılan bu çalışmalar dahilinde sürecin hızla ilerlediğini belirtmek gerekmektedir. Twitter'ın artık çok kısa sürede tarih olacağı konuşulmaktadır. Twitter hesabı kullananları yakından ilgilendiren ve sürekli olarak gündemde kalmayı başaran bu konu insanların daha fazla sosyalleşmesini sağlamak amacıyla değiştirildiği ön görülmektedir. Herkesin merak ettiği ve üzerinde farklı düşünceler ürettiği bu konu hakkında tüm detaylar için gözlerin Elon Musk'a çevrildiği görülmektedir.

trende tek başına yolculuk

eski defterler
Trende Tek Başına Yolculuk Yapsanız Hedefiniz Neresi Olurdu sorusuna binlerce farklı yanıt gelebilir. Herkesin tek başına uzun bir seyahate çıkma hayali vardır. Gerek araba, gerekse uçak ile seyahat etmek isteyebilirsiniz. Ancak biraz daha nostaljik bir seçim yapmak isterseniz, tercihinizi trenden yana kullanabilirsiniz.

Özellikle son dönemlerde daha da popüler bir seçim olan trenle yolculuk yapmak, sizler için de eşsiz bir deneyim olabilir. Tren ile sadece yurt içinde değil, yurtdışında da eşsiz bir seyahat deneyimi yaşayabilirsiniz.

Uzun bir yolculuk yapmanın yanı sıra konforu, doğal güzellikleri daha yakından görebilme ve eşsiz manzaralara tanıklık edebilme gibi alternatifleri ile tren yolculuğu her zaman popülerdir. Trende tek başına yolculuk yapsanız hedefiniz neresi olurdu ve en çok tercih edilen tren rotaları ile ilgili tüm merak edilenler için yazımıza göz gezdirebilirsiniz.

Trenle Yurtdışına Gidilecek Yerler

Trenle yurtdışına gidilecek yerler arasında birbirinden farklı rotalar yer almaktadır. Dünyayı gezmek için farklı bir seyahat yöntemi arıyorsanız, seçiminizi tren yolculuğundan yana kullanabilirsiniz. Ülkemizden yurtdışı için trenle seyahat edebileceğiniz yerler oldukça fazladır.
Özellikle tren seyahati ile Avrupa'nın pek çok yerini gezip görebilme şansınız bulunmaktadır. Diğer seyahat türlerine göre tren yolculuğu biraz daha uzun sürebilmektedir. Ancak tren yolculuğu ile manzaraların keyfini çıkartabilirsiniz. Masalsı bir yolculuk yapmak için tren ile özellikle Sofya'ya gidebilirsiniz.

Bulgaristan geziniz için plan yaparken, tren yolculuğuna öncelik verebilirsiniz. Trenle yolculuk yapabileceğiniz yurtdışı seçenekleri arasında oldukça popüler olan Romanya da yine ilk sıralarda yer alıyor. Özellikle keyifli bir Bükreş gezisi planını unutulmaz kılmak için, trenle seyahat edebilirsiniz. Sırbistan da yine ülkemizden trenle gidebileceğiniz yurtdışı alternatiflerinden biridir.

Trenle Yurtiçinde Gidilecek Yerler

Trenle yurtiçinde gidilecek yerler içerisinden güzel bir liste hazırlayabilir ve ülkemizdeki pek çok görme şansına da sahip olabilirsiniz. Bir dönem oldukça popüler olan Doğu Ekspresi tren yolculuğu halen devam etmektedir.

Özellikle doğu bölgesini gezmek ve trenle dolaşmak için ideal bir seçimdir. Bununla birlikte ülkemizdeki hemen her şehre tren ile seyahat edebilmek mümkündür. Zevkli bir seyahat ve ülkemizin eşsiz manzaralarını yolculuğunuz sırasında görüntülemek için istediğiniz rotayı tercih edebilirsiniz.

En Güzel Tren Rotaları

En güzel tren rotaları ülkemizin her bölgesini görebileceğiniz farklı seçenekler ile karşımıza çıkıyor. Sadece doğu bölgesi için değil, İç Anadolu ve Ege bölgesi için de dilediğiniz yerden trene binebilir ve bölgeleri dolaşabilirsiniz.

Pamukkale Ekspresi ise, ülkemizde sıklıkla tercih edilen tren seyahati duraklarından biridir. Bölgede yapacağınız keyifli bir tren yolculuğu ile bölgenin en güzel yerlerini de görebilme şansınız bulunmaktadır. Kurtalan Ekspres ve Van Gölü Ekspresi de yine tercih edebileceğiniz diğer alternatiflerdendir.

Trenle Yolculuk Yapmanın Ayrıcalıkları

Trenle yolculuk yapmanın ayrıcalıkları sayesinde daha dinlendirici ve daha rahat bir şekilde seyahat edebilirsiniz. Tatil planı yaparken herkes öncelikle uçak veya araba ile seyahat etme fikrini düşünmektedir.

Ancak daha farklı deneyim yaşamak için, trenle de seyahat edebileceğinizi bilmelisiniz. Trenle yolculuk yapmanın ayrıcalıklarını sizler için listelendi.

• Konfor açısından tren yolculuğunun daha ayrıcalıklı olduğunu söylemek mümkündür. Özellikle size ait olarak tahsis edilen kompartımanlarda yatakta keyif yaparak yolculuğunuza devam edebilirsiniz.
• Tren içerisinde yemek yemek gibi ayrıcalıklar da sizleri beklemektedir.
• İstediğiniz gibi tren içerisinde hareket edebilir ve dolaşabilirsiniz.
• Diğer yolculuk alternatiflerine kıyasla trenle yolculuk yaparken, herhangi bir bagaj kısıtlamasına maruz kalmazsınız. Trenle tek başına yolculuk yapmak, herkesin bir kez de olsa deneyimlemesi gereken aktivitelerden biridir.

xbox ve playstation

eski defterler
Xbox Mı Playstation Mı diye merak edenlere hangisinin daha iyi olduğunu söylemek için öncelikle özelliklerinden bahsetmek gereklidir. İki ürününden farklı özelliklerinden dolayı pek çok farklı satın alıcısı bulunmaktadır.

Dünya çapında üretilen ve sıklıkla tercih edilen her iki ayrı özelliklere sahip oyun konsollarını fiyat olarak değerlendirilecek olursa Xbox'ın serilerini Playstation'a göre daha uygun fiyatlı olduğunu görmek mümkündür.

Playstation'ın Xbox'a göre yüksek fiyatlı olmasının nedeni teknik özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Hız ve farklı oyun seçenekleri nedeniyle fiyat farkını bulunduğunu söylemek mümkündür.

Kullanım yönünden her iki konsolunda ayrı ayrı özelliklerinin olması seçim konusunda kafa karışıklığına neden olmaktadır.

Tercih edilen oyunların da konsol seçimi ile ilgili bir bağlantısının olduğunu söylemek gerekmektedir. Satın almadan önce her iki konsolun bütün genel özelliklerini ve sunmuş olduğu avantajları ele alarak istekler doğrultusunda doğru şekilde hareket etmek gerekmektedir.
Playstation'ın okuma ve yazma hızı göre iki kat hızlı olduğundan oyunların yükleme süreleri ve ara sahne geçişleri daha iyi bir performans sergilemektedir.

Playstation'ın ek bağlantı seçeneği ve Bluetooth ile bağlanabilme özelliği kullanım yönünden artı bir avantaj sağlamaktadır.

Her iki cihaz arasında çok büyük bir farklılık olmamakla birlikte oyun oynama konforu göz önünde bulundurulduğunda Playstation'ın daha uzun süre yüksek performansta kullanılabileceğini söylemek mümkündür.

Uzun yıllar kullanılacağı için fiyat konusunda da oldukça avantajlı durmaktadır. Bu değerler dikkate alındığında tercih edilme konusunda PlayStation Xbox'a göre 1-0 önde durmaktadır. Fakat uygun fiyat ve sunmuş olunan oyunlar ile Xbox'ın Playstation'a göre daha cazip geldiği görülmektedir.

Xbox İle Playstation Arasındaki Fark Nedir?

Xbox ile Playstation arasındaki fark nedir diye merak edenlere soruya bir kaç basit maddeler ile cevap vermek çok daha uygun olmaktadır.

• Playstation Sony Interactive Entertainment tarafınca üretilen bir cihazdır. 1994 yılında üretilmiştir.
• Xbox Microsoft tarafından üretilen bir cihazdır. 2001 yılında üretilmiştir.
• Playstation'ın ve Xbox'ın kendine has özel üretilmiş olan oyunları ile pek çok kişiye hitap ettiği görülmektedir.
• Oyun tercih edilme durumuna göre Xbox oyunları Playstation'a göre daha fazla tercih edilmektedir. Oyunların sürükleyici olmasının da buna ek bir katkısı olmaktadır.
• Playstation'ın kontrol cihazının DualShock 4 olduğunu söylemek mümkündür.
• Xbox'ın kontrol cihazının ise Xbox one controller olduğunu söylemek mümkündür.
• Her 2 kontrol cihazının da hemen hemen aynı işleme sahip olduğunu söylemek fakat aralarda küçük farklılıkların bulunabileceğini belirtmek gerekmektedir.
• Abonelik hizmetleri konusunda her iki konsolun da ayrı ayrı hizmetleri bulunmaktadır. Playstation Now ve Xbox Game Pass gibi abonelikler her iki konsol için de idealdir.
• Xbox'ın sahip olduğu abonelik hizmetinin geriye dönük uyumluluğu bulunmaktadır. Xbox her türlü oyun için ideal bir seçenektir.
• Playstation'ın isek geriye dönük uyumluluğu sınırlı olarak sunulduğunda oyun seçenekleri sınırlı olarak kullanıcıların karşısına çıkmaktadır.

Xbox mı Playstation mı sorularına daha kolay ve net bir cevap bulabilmek için yukarıda bahsi geçen özellikleri dikkatli şekilde incelemek gerekmektedir. Kişisel tercihi bağlı olarak her iki oyun konsolu da en iyi tercih olabilmektedir.

Playstation Oyunları Xbox'a Gelir Mi?

PlayStation oyunları Xbox'a gelir mi sorusunda yanıt olarak Playstation'da yer alan bazı oyunlar için özel anlaşmaların kurulduğu nedeniyle konsolun yöneticisi Microsoft bu konuyla ilgili olumsuz bir yanıt verdiği görülmektedir .

Xbox'mı daha iyi Play Station mı sorusuna Xbox'ın daha gelişmiş ve yüksek ve güçlü konsol ürettiği için tercihi bu yana kullanmak isteyenler için cevap olarak Xbox denilebilmektedir.

sözlük denilince aklınıza ilk gelenler

eski defterler
Sözlük Denilince Aklınıza İlk Gelen Nedir ve sözlük kullanmanın neler kazandıracağı hakkında tüm merak edilenler için doğru yerdesiniz. Günlük yaşantı içerisinde sözlük kullanmak, kimsenin aklına gelmemektedir. Ancak konuşma dilinde bile pek çok kelimeyi yanlış anlamında kullanıyor veya yanlış telaffuz ediyor olabiliriz.

Sözlük denildiğinde akla ilk olarak, kelimelerin anlamının yer aldığı bir kaynak gelmektedir. Dünya üzerinde konuşulan her dilin hemen hemen bir sözlüğü vardır. Türkçe sözlük de yine diğer diller gibi oldukça kapsamlı bir kelime kapasitesine sahiptir.

Türkçe sözlük içerisinde geçmişten gelen ve günümüzde farklı anlamları bulunan pek çok eski kelimeyi de görebilirsiniz. Teknoloji çağına geçiş yaptığımız yıllar içerisinde ise, değişen alışkanlık ve davranışlar ile hayatımıza giren yeni kelimeler de düzenli olarak sözlüklere ilave edilmektedir.

Peki, sözlük denilince aklınıza ilk gelen nedir ve sözlüğün en geniş tanımı için yazımıza devam edebilirsiniz.

Sözlüğün Sözlük Anlamı Nedir?

Sözlüğün sözlük anlamı nedir sorusu karışık gibi geliyor olsa da açıklanmaya değer konulardan biridir. Sözlüğün sözlü anlamı kısaca şu şekilde açıklanmaktadır:
Kelimelerin, deyimlerin anlamalarının alfabetik sıralama ile yer aldığı kaynak sözlük olarak açıklanmaktadır. Türkçe sözlük içerisinde kelimelerin yine Türkçe anlamlarını bulabilmek mümkündür.

Farklı dillere çevrilmiş olan veya kelimelerin diğer dillerdeki karşılığının yer aldığı çeviri sözlükler de sıklıkla kullanılmaktadır. Sözlük denilince genelde farklı dillere çevrilen sözlükler gelmektedir.
Özellikle yabancı dil öğrenmek isteyen pek çok kişinin, öğrenmek istediği dil ile kendi ana dilindeki karşılıkları barındıran sözlükleri kullandığını görebilirsiniz. Türkçe ve İngilizce sözlüğü ve popüler sözlük çeşitlerinden biridir. Bununla birlikte dilimizdeki bazı kelimelerin gerçek ve kapsayıcı açıklamalarını öğrenmek isteyen kişiler Türkçe sözlük de kullanabilmektedir.

Sözlük Neden Kullanılır?

Sözlük neden kullanılır sorusu çok kapsamlı bir şekilde yanıtlanabilir. Kişiler kendi dilleri ile ilgili sözlükleri genellikle konuşma ve yazma yetilerini geliştirmek amacı ile tercih etmektedirler. Özellikle konuşma yeteneğinin geliştirilmesinde, sözlük kullanımı çok fayda sağlamaktadır.
Daha akıcı ve daha anlaşılır bir şekilde duygu ve düşünceleri ifade etmek amaçlı olarak sözlük kullanımı tavsiye edilmektedir. Çevirmenler, öğrenciler, öğretmenler ve yazı işi ile ilgilenen pek çok kişinin günlük yaşantı içerisinde de sık sık sözlüğe başvurdukları dikkat çekmektedir.
Edebiyat ile ilgilenen kişiler de yine daha etkileyici bir anlatım tekniği geliştirmek için, kelimelerin anlamlarını bilmek ve daha fazla kelime öğrenmek için sözlükleri kullanmaktadırlar.

Kaç Çeşit Sözlük Vardır?

Kaç çeşit sözlük vardır ve en popüler sözlük türleri pek çok kişi tarafından merak edilmektedir. Sözlük denilince aklınıza ilk gelen nedir denildiğinde hiç kuşkusuz, yabancı dil eğitimi için kullanılan sözlük türleri gelmektedir. Ancak Türkçe dilinde de dil gelişimi için pek çok farklı sözlük türü yer almaktadır.

En çok tercih edilen ve en popüler sözlük türlerinin arasında alfabetik sözlükler ilk sırada yer almaktadır. Bunlar dışında, çok dilli sözlükler ve tek dilli sözlükler de yine dil gelişimi ve öğrenimi için çokça tercih edilmektedir. Tüm sözlüklerin ortak bir noktası vardır.

Dillerin kelime dağarcığını ve kapasitesini öğrenmek için sözlüklerine bakmak yeterlidir. Bir sözlüğün çok kapsamlı olması o dilin de bir o kadar zengin bir dil olduğunun en önemli kanıtlarından biridir. Bazı sözlüklerde sadece kelimelerin anlamları yer almamaktadır.
Kelimelerin cümle içerisinde farklı şekillerde nasıl kullanılacağı, deyimlerin açıklamaları, eklerin kullanımı gibi tüm detaylar da dillerde yer alan özelliklerden biridir. Sözcüklerin kökenleri ile ilgili detaylı bilgi edinmek için mutlaka sözlüklere başvurulmalıdır.

eski defterler açılınca

eski defterler
Eski Defterler Açılınca Susar Mısınız ya da siz de karşınızdakine eşlik eden taraf içinde olup eskilere gündeme taşımaya devam ediyor olabilirsiniz. Özellikle eski defterleri açmak ikili ilişkilerde daha sık görülen durumlardan biridir.

Sevgiliniz veya eşiniz ile en küçük bir tartışmada bile sürekli olarak, konuların eski olaylara yani geçmişte yaşadıklarınıza getirildiğini fark edebilirsiniz. Bu durum, ilk dönemlerde pek dikkatinizi çekmiyor olsa da süreklilik hissettiğinizde daha büyük bir sorun yaşadığınızı fark etmeniz gerekmektedir.

Özellikle ikili ve duygusal ilişkilerde karşı tarafı suçlamak için geçmişten bahsetmek çok sık yaşanılan durumlardandır. İçinde bulunulan durumdan kişi kendini kurtarmak istediği zaman, örnek vermek ve kıyaslama yapmak için sizin eski dönemlerde yaptığınız hataları söyleyebilir.
Bu durum, içinde bulunduğunuz sorunu çözüme götürmez. Aksine, sizi derinden yaralayan hatalarınızın yüzünüze vurulması ve tekrar tekrar hatırlatılması, özgüveninizi kıracak ve siz manipüle edecek hareketlerdendir.

Geçmişte Takılı Kalmak

Geçmişte takılı kalmak, insan psikolojisini olumsuz etkilemektedir. İnsanoğlu her zaman geleceğe yönelik planlarını yaparken, bazen geçmişte takılı kalarak yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Özellikle kişiler, geçmişlerinde mutlu oldukları olaylar kadar mutsuz oldukları veya utanç duyacakları anları daha sık hatırlamaktadırlar.

Aile bireyleri, sevgiliniz, eşiniz, arkadaşlarınız veya yakınlarınız tarafından sürekli iletişim halinde olabilirsiniz. Ancak ikili ilişkilerinizde hangi pozisyonda olursanız olun, karşınızdaki kişi sürekli olarak geçmişteki hatalarınız ile sizleri yaralamaya çalışabilir.

Aynı yerde takılı kalmak istememek sadece sizin elinizde olan durum değildir. Karşınızdaki kişi veya kişiler sizin geçmişinizde takılı kaldığı için sürekli olarak eski defterlerden bahsedebilir. Bu noktada sizin davranışınız çok daha önemlidir. Peki, siz eski defterler açılınca susar mısınız yoksa tam aksine konuyu değiştirip tartışmayı farklı bir boyuta mı taşırsınız?

Aynı Konulara Takılı Kalmak Nasıl Aşılır?

Aynı konulara takılı kalmak nasıl aşılır ve eski defterleri tamamen kapatmak için yapabileceğiniz davranış durumlarını sizler için derledik. Eski defterleri açmak, herkes için kötü duygu durumlarını akıllara getirir. Geçmişte söylenen sözler, yapılan davranışlar her zaman gelecekte de önümüze çıkabilir.

Kırgınlık yaşadığınız bir arkadaşınız ile sorunlarınızı hallettiğinizi düşünüyor olabilirsiniz. Ancak belli bir zaman sonra, tekrar eski defterler açılabilir ve aynı konular yeniden gündeme gelebilir. Aşılamayan konuların üzerini örtmek ve aslında kişinin affettiğini sanması eski konuların tekrar gündeme gelmesine neden olabilir.

Affettiğinizi sanmak, ileride hem karşınızdakini hem de sizi daha derinden üzecek ve yaralayacaktır. Eski defterleri açmamak için mutlaka sorunun tamamen çözüme kavuştuğundan emin olmalısınız.

İlişkinizi sürdüğünüz kişiye karşı herhangi bir olumsuz duygu barındırıyor olmanız, ileride tekrar aynı konuları konuşabileceğiniz anlamına da gelmektedir. Bunun için iletişimi kopartmak istemediğiniz ancak affetmeye çalıştığınız kişilere karşı hissettiğiniz duyguların adını tam olarak koymanızda yarar olacaktır.

Eski Defterleri Açmak Neyi Değiştirir?

Eski defterleri açmak neyi değiştirir ve ne kadar doğru bir davranış olduğu tartışılır. İnsanın hem karşısındakine hem de kendine iyi davranması ve şefkatle yaklaşabilmesi için mutlaka geçmişi geride bırakması gerekmektedir.

Gelecekte geçmiş ile bağlantılı bir davranışın yapılması durumunda kıyas yapmak, her türdeki ilişkiye zarar verecektir. Gerçekten kendinizi iyi hissettiğiniz ve sizi gerçekten seven ve değer veren insanların eski defterleri sürekli açmayacağından emin olabilirsiniz.
Geçmişte her iki tarafı da inciten durumlar, anılar ve hareketlerin geleceğe taşınmasının kimse için bir getirisi olmayacağını söylemek gerekmektedir. Eski defterler açılınca susmak veya konuyu devam ettirmek yerine, mutlaka durum değerlendirmesi yapmak daha mantıklı olacaktır.

haksızlıklara karşı korunma

eski defterler
Hiç Haksızlık Yaptınız Mı veya birisine gerek yokken haksız davrandığınızı hissetmiş olabilirsiniz. Haksızlık yapmak, oldukça kötü hissettiren bir durum olarak bilinmektedir.

Özellikle vicdanı çok rahatsız eden haksızlık yaptığını hissetmek zaman içerisinde kaldırılamayacak bir yük haline gelebilir. Ancak yaptınız davranışın gerçekten haksız olduğuna karar vermeniz de bu dönemde sizleri olumsuz duygulardan kurutacaktır.

Hiç haksızlık yaptınız mı ve haksızlık karşısında davranışlar hakkında tüm merak edilenler için doğru adrestesiniz.

Haksızlık Duygusu Nedir?

Haksızlık duygusu nedir ve haksızlık yapmanın gerçekten hissettirdikleri insan psikolojisi açısından oldukça önemlidir. İş yerinizde, ailenizde veya arkadaş ile sosyal çevrenizde bazen birine karşın haksızlık yaptığınızı hissetmiş olabilirsiniz.

Üstelik bu duyguyu, günlük yaşantınızda tanımadığınız birine karşın bile hissediyor olabilirsiniz. Haksızlık yaptığınızı düşünüyor ve bu konu ile ilgili sürekli olarak kendinizi sorguluyorsanız, vicdanınızı rahatsız eden bir noktanın olduğunu bilmeniz gerekmektedir.

Özellikle haksızlık kavramı ile adaletsizlik olgusu bir arada değerlendirilmelidir. Haksızlık duygusu ile birlikte gelişen olumsuz pek çok duygu durumu da bulunmaktadır. Öfke ve sinir de haksızlık duygusu ile birebir ilerleyebilmektedir.

Hiç birine haksızlık yaptınız mı sorusundan önce hangi durumda haksızlık yaptığınızı düşündüğünüzü tespit etmeniz daha önemlidir. İş yerinizde çalışma arkadaşınıza herhangi bir nedenden dolayı sesinizi yükseltmeniz bile gün içerisinde yaptığınız haksız davranışa örnek olabilir.

Birinin hakkını yemiş olmak en sık görülen haksızlıklardan biridir. Kendinizi sorguladığınızda birine yaptığınız haksızlığı kabulleniyor iseniz, pişmanlık duygusu ile de baş etmeye hazır olmalısınız.

Haksızlık Yapmak Mı Haksızlığa Uğramak Mı?

Haksızlık yapmak mı haksızlığa uğramak mı sorularının yanıtları herkes için farklılık göstermektedir. Haksızlık yapmak, pek çok kişi için vicdanı bir ömür boyu esir altına alan durumlardan biridir. Bunun için pek çok kişinin haksızlık yapmak yerine haksızlığa uğramayı tercih ettiğini de söyleyebiliriz.

Bir sınavda veya bir mülakatta hiç hakkı yokken sadece yapmak istediğiniz için veya farklı sebeplerden dolayı birine haksız davranmış olabilirsiniz. Yaptığınız haksızlığın sonucunda, aslında kişinin bir ömür boyu yaşantısını etkileyecek bir karar verdiğinizin de farkında olmalısınız.

Çok ihtiyacı olan birinin hayatı ile ilgili önemli bir karar verirken, adil davranmak ve haksız yere karar vermemek insani bir görevdir.

Haksızlık Duygusu İle Savaşmak

Haksızlık duygusu ile savaşmak için hayatın pek çok alanında sakin düşünme ve karar alma yetisini geliştirmek gerekmektedir. Sadece yapılan haksızlıklar karşısında değil, haksızlığa uğrandığında da bu davranışları geliştirerek daha doğru ve yerinde kararlar alınabilmektedir.
Özellikle haksızlık yapan kişiler üzerinde yapılan araştırmalarda, bu durumun tek seferlik bir davranış olarak kalmadığı görülmektedir. Sürekli tekrarlanan haksızlıklarda artık vicdani sorumluluk devreden çıkarak, olumsuz bir alışkanlık pekiştirilmektedir.
Karşınızdaki kişiye haksızlık yaptığınızı anladığınızda, bu durumu kabul etmemeniz de bu olumsuz davranışın pekiştirilmesinden dolayıdır. Peki, haksızlık yapıldığında nasıl davranılmalıdır?

Haksızlığa uğrayan taraf sizseniz, yoğun olarak bir hayal kırıklığı ve nefret duygusu hissediyor olabilirsiniz. Farklı duygu durumlarını da içinde barındıran haksızlığa uğramak, intikam duygusu gibi daha tehlikeli duyguları da devreye sokabilir.

Haksızlığa uğradığınızı düşündüğünüzde, mümkün olduğunca bu durumu karşınızdakine anlatmalı ve dile getirmelisiniz. Bununla birlikte yakınlarınızdan duygusal destek almanız da bu süreçte besleyeceğiniz olumsuz duygulardan uzaklaşmanız adına sizlere yardımcı olacaktır.
Haksızlık yapmak veya haksızlığa uğramak, pek kişinin yaşadığı iki farklı durumdur. Ancak haksızlık yapmanın her zaman bir telafisi olacağını bilmekte yarar olacaktır. Vicdani sorumluluk altında karar almak ve adil davranmak yapacağınız haksızlıkların önüne geçecektir.

hayatın başlangıcı ve bitişi

eski defterler
Hayat Ne Zaman Başladı Ne Zaman Bitebilir soruları dünya üzerinde en çok merak edilen konular arasında yer almaktadır. Pek çok kişi hayatı sorgularken, yaşamın ilk ne zaman başladığını ve ne zaman sonlanacağını da merak etmektedir.

Bilim insanları, yaşamın başlangıcı ile ilgili yaptıkları araştırmalar neticesinde pek çok veriyi insanlık ile paylaşmıştır. Ancak hayat ne zaman bitebilir sorusunun yanıtını vermek oldukça güçtür. Yaşamın ne zaman sonlanacağı ile ilgili birbirinden farklı teoriler ortaya atılıyor olsa da, herhangi bir kesinlik belirten bilgi bulunmamakladır.

Peki, hayat ne zaman başladı ne zaman bitebilir? Yaşam sürecine dair tüm merak ettiklerinizi için yazımıza göz gezdirebilirsiniz.

Dünyada İnsan Yaşamı Ne Zaman Başladı?

Dünyada insan yaşamı ne zaman başladı ve hayata dair bilinen en eski bilgilerin ait olduğu dönem sıklıkla merak edilmektedir. Yapılan araştırmalara göre, fosiller üzerinde ulaşılan en eski bilginin yaklaşık olarak 3,5 milyar yıl kadar öncesinde dayandığı belirtilmektedir.
Bununla birlikte biyologların yaptığı araştırmalarda da hayatın hücreler ile başladığı da bilinmektedir. Özellikle kayalar üzerinde yapılan araştırmalarda, ilk canlıların ne zaman ortaya çıktığına dair pek çok bilgiye ulaşılmıştır. Bulunan karbon örnekleri, bizleri 3,5 ile 4,5 milyar yıl öncesine kadar götürmektedir.

Bu da yaşamın aslında ne kadar eskiye dayandığını gösteren en somut bilgilerden biridir. Hayat ne zaman başladı sorusu için her ne kadar çok eski dönemlerde net bir tarihe gidilmiş olsa da, yine de geliştirilen hipotezler üzerinde çalışmalar devam etmektedir.

Dünyada İlk Yaşam Nerede Başladı?

Dünyada ilk yaşam nerede başladı sorusuna günümüzde net bir cevap vermek henüz mümkün değildir. Ancak bilimsel araştırmalar sonucunda ilk yaşamın okyanusta başladığı üzerinde durulmaktadır. Okyanusun dip bölgelerinde yaşayan mikroorganizmaların yaşamın ilk başlama sürecine ve ilk başlama yerine olanak sunduğu düşünülmektedir.
Dünyada ilk yaşam nerede başladı sorusunu sadece mikroorganizmalar açısından değerlendirmek yanlış olabilir. İnsanlar adına sorulacak olan hayat ilk nerede başladı sorusu için ise, bilim insanları çok daha farklı zaman dilimlerinden bahsedebilmektedir.
Bilim insanlarının tahminlerine dayanarak ilk insanların, 200 bin yıldan daha eski bir dönemde yaşamaya başladıkları söylenmektedir. Ancak günümüzde yapılan araştırmalar neticesinde bulunan yeni olgularda yapılan incelemelerde bu tarihin 300 bin kadar eskiye gittiği de belirtilmiştir.

Özellikle Afrika bölgesinde yapılan arkeolojik kazılarda ilk insanların yaşadıkları dönemin, tahmin edilen zaman diliminden çok daha eskiye dayandığı üzerinde yeni düşünceler oluşmuştur.

Dünyada Yaşam Ne Zaman Bitecek?

Dünyada yaşam ne zaman bitecek ve hayatın son bulacağı tarih, tüm insanlık dönemi boyunca merak edilmiştir. Yaşamın sorgulanması kadar dünya üzerindeki hayatın ne zaman sonlanacağı da oldukça ilgi çekici konulardan biridir.

Her ne kadar dünyada yaşam ne zaman sonlanacak sorusuna bilim insanları net bir cevap veremiyor olsa da, pek çok öngörü ve tahminde bulunduklarını söylemek mümkündür. Yapılan araştırmalar neticesinde, uzun vadede iklim ve doğa da göz önünde bulundurularak dünyanın yaklaşık olarak 1,75 milyar yıl sonra tamamen yok olacağı söylenebilmektedir.

Dünyada yaşamın sonlanacağı sürenin tahmininde ise, dünya üzerindeki oksijen miktarı göz önüne alınmaktadır. Bu tarihte dünya üzerindeki oksijen miktarının insanlar için yeterli düzeyde olmaması öngörüldüğü için, yaşamın da doğal olarak insanlar için sonlanacağı düşünülmektedir.

Oksijen miktarının düşmesi veya bitebileceği düşüncesi dünya üzerindeki insanları değil, tüm canlıları da yok edecektir. Bu da dünyada yaşam ne zaman bitecek sorusu için en net yanıtlardan biridir.

coğrafya kader

eski defterler
Coğrafya Kader Midir sorusu genellikle akıllara gelen soru tiplerinden biridir. İnsan ömründe akla bir kez daha olsun gelen bu soru tipinin cevabı insanın yaşadıkları ile doğru orantılı olacak şekilde cevap verilebilmektedir. Kimi kişi kader olduğunu düşünse de kimi kişi kader olmadığını düşünmektedir. Bu sorunun cevabını şu şekilde vererek konuya açıklık getirmek daha doğrudur.

Coğrafya kaderdir çünkü insan kendini doğduğu ve yaşamını devam ettirdiği aynı şekilde iktisadi durumunu ve refahını belirleyen durumlar ile bulunduğu alanın durumuna göre konumlamaktadır. Yaşanılan her bir olayın coğrafya ile bir ilgisi bulunmaktadır. İnsan ilişkileri başta olmak üzere eğitim durumu, kariyer, aşk hayatı gibi pek çok faktörlerin olumlu yada olumsuz seyretmesi yaşanılan alan ile ilişkilendirilebilmektedir.

Örnek olarak verilecek olursa kariyer konusunda iş alımı yüksek bir şehirde yaşamak daha doğru ve düzgün bir işte çalışmaya yardımcı olmaktadır. İnsan ilişkilerinin daha samimi olduğu şehirlerde de durum aynı şekilde seyretmektedir. Fakat burada küçük bir nüans vardır ki insan kaderini iradesi ile yönlendirebildiğinden yaşadığı coğrafya olumsuz etkiler taşısa bile kendi doğruları ile istediği yaşama kavuşabilmektedir.

Coğrafya Neden Kaderdir?

Coğrafya neden kaderdir sorusunu herkesin aklına getiren İbni Haldun yaşamış olduğu dönem ile bu sözü ilişkilendirdiği için sözü kısmen doğru kabul edilmektedir. Fakat eski dönemde yaşamış bu ünlü tarihçinin sözü şimdi gelişen dünyada anlamını yitirdiğini savunan pek çok kişi bulunmaktadır.

Örnek olarak konuya açıklık getirilecek olursa aynı coğrafyada yaşayan iki farklı özelliklere sahip kişinin farklı eğitim durumları ve farklı yaşam koşullarına sahip olduğu görülmektedir. Gelişen sürekli olarak yenilenen dünyada bu sözün pek bir ehemmiyetinin kalmadığı örneklerde açıkça görülmektedir.

İbn-i Haldun'a atfedilen bu değerli yargının eski zamanlardan bu güne kadar geldiği ve hala tartışmalara konu olduğunu görmek mümkündür.

Coğrafya kader midir konusuna ilişkin daha düz bir açıklık getirecek olursa, coğrafyanın kader olmadığı hakkında bir kanıt gösterilecek ise eski dönemlerden bu zamana kadar yapılan göçlerin ahvaline bakılması yeterli düzeyde bir kanıt oluşturmaktadır. Göçlerden sonra ülkelerin büyük çapta kalkınması bu kanıtı desteklemektedir. Coğrafyanın değişken bir unsur olduğunu fakat kaderin coğrafya ile birlikte tek başına değişmez olduğunu vurgulayan bu kanıt aynı coğrafyada milyonlarca farklı kaderin yaşandığını hatırlatmaktadır.

Coğrafya Neden Kader Değildir?

Coğrafya neden kader değildir sorusu doğal olarak coğrafya bir kaderdir ne demek sorusunu da gündeme getirmektedir. Coğrafyanın insanın üzerinde belli bir düzeyde etkisinin olduğunu yaşamı için gerekli olan yapı taşlarını kişinin kendisi oluşturduğunu fark ettikten sonra bu soruya basitçe kişi kendi cevap bulmaktadır.

Coğrafya insanların üzerinde etkisi olan bir durumdur. Güzel bir coğrafyada yaşamak ile orta halli bir coğrafyada yaşamak arasında ciddi farklar olsa da yine de kaderin bu konuya alakalı apayrı yerde olduğunu söylemek gerekmektedir. İnsan kaderini değiştirmek için tüm gücü içinde barındırmaktadır. Almış olduğu kararlar ve önüne koyduğu hedeflerde nerede yaşamış olursa olsun emellerine gerek zor gerek ise kolay bir şekilde ulaşabilmektedir.

Coğrafya Kader Midir Münazara

Coğrafya kader midir münazara edilecek konular arasında yer almaktadır. Üzerinde çok düşünülen ve pek çok yazara konu olan bu değerli yargının insanları ikiye ayırdığını görmek mümkündür.

Konuyla ilişkili olarak Coğrafya kaderdir sözü hangi kitapta geçer sorusu akıllara takılan sorular arasında yer almaktadır. Ahmet Hamdi Tanpınar tarafından ilk kez kaleme alınan bu söz Yaşadığım Gibi adlı eserinde kayda geçtiği görülmektedir.


eskideki sobalar şimdiki kaloriferler

eski defterler
Eskiden Sobalar Mı Kalorifer Mi Yerden Isıtma Mı daha iyi sıcaklık veriyordu sorusu küçük tartışma konusu olarak pek çok kişinin karşısına çıkmaktadır. Şimdi soğuk kış aylarının ısınmak için birden fazla yöntem bulunmaktadır. Eski zamanlarda insanların ısınma için çok fazla seçenekleri bulunmamaktadır. Fakat gelişen teknoloji ile birlikte yaygın şekilde kalorifer, merkezi sistem ve yerden ısıtma sistemleri yaygın şekilde kullanılmaktadır.

Isınma olarak çok eski bir yöntem olan soba artısı ile eksi ile şimdilerde bile hala kullanılmaktadır. Kovayı indirip boşaltmak ve yeniden doldurmak, gece yakılan sobanın sabaha karşı sönmesi neticesinde sabah evin soğuk olması, ısınmak için belli bir miktar odun ve kömür satın alma ihtiyacı gibi pek çok eksileri bulunsa da sobanın üzerinde kestane ve mantar közlemek, sıcak aile sohbetleri yapmak gibi pek çok artısı bulunmaktadır.
Sobanın yükünü tarihe gömen kaloriferler daha konforlu ve evin bütün odalarının aynı derece yanmasına olanak sağlamaktadır. Kalorifer tam konforlu sıcaklığı verebilmesi için kombinin 90 derece ısınmaya ihtiyaç duyarken büyük rahatlık sağlayan yerden ısıtma yüksek ısı verebilmek için maksimum 55 derece çalışmaktadır. Hal böyle ikan enerji tasarrufu konusunda en ideal olan yerden ısıtma sistemleri olmaktadır.

Eski Zamanlarda İnsanlar Nasıl Isınırlardı?

Eski zamanlarda insanlar nasıl ısınırlardı sorusu ciddi merak uyandıran soru tipleri arasında yer almaktadır. Eski zamanlarda insanların hala bugüne kadar kömür ve odunla ısındıklarını söylemek mümkündür. Eski zamanlarda şömineler ve sobalar yaygın olarak kullanmaktaydı. İlk olarak 13. yüzyılda keşfedilen şömine sistemi Avrupa ülkelerinin rahat şekilde yaşaması imkan sağladığı görülmektedir.

Geçmişten günümüze ısınma araçları ile kışın soğuk bastırdığı da sıcak bir ortam sağlamak amacıyla hala kullanılmaktadır. Kimi semtlerde soba yaygın şekilde kullanılmaktadır. Aynı şekilde şömine ve yerden ısıtmanın da yaygın şekilde kullanıldığı görülmektedir.

Şimdilerde evde sıklıkla tercih edilen kalorifer ve yerden ısıtma sistemlerinin pek çok artısını maddeler halinde görmek mümkündür.

• Yüksek enerji tasarrufu ile sobalara nazaran daha iyi bir performansla çalıştığı görülmektedir.
• Temizlik konusunda pek çok artısı bulunmaktadır. Sobanın yaymış olduğu iş ve dumanı tamamıyla ortadan kaldırmaktadır.
• Kolay ve rahat bir kullanım imkanı sunup soba gibi tek bir odayı değil bütün odaların aynı şekilde ısınmasına olanak sağlamaktadır.
• Sürekli olarak kömür ve odun alma masrafından kurtararak maddi kazanç imkanı sağlamaktadır.

Alttan Isıtma Mı Kalorifer Mi?

Alttan ısıtma mı kalorifer mi sorusuna cevap olarak kişiye göre değişen temel isteklerin var olabileceği ihtimali ile birlikte genel olarak yerden ısıtma sistemlerinin daha az enerji ve güç tasarrufu ile kalorifer ile aynı sıcaklığı yaydığı görülmektedir.
Hangi sistem daha iyi ısınma sağlar diye bir soru sorulacak olursa yerden ısıtmanın bariz bir şekilde enerji tasarrufu yaptığını görmek mümkündür.

Bu enerji tasarrufuna geçmek isteyen bir kişinin yerden ısıtma sistemi eski eve yapılır mı sorusunu aklına getirerek kendine cevap aramaktadır. Yerden ısıtma sistemi eski ev dahil olmak üzere her ev modeline kolay şekilde yaptırılmaktadır.
Eskiden sobalar mı kalorifer mi yerden ısıtma mı daha sık tercih edilirdi sorusu akıllara bir kez olsun gelmektedir. Bu soruya cevap olarak eskiden soba ve şöminenin daha yaygın şekilde kullanıldığı görülmektedir. Gelişen teknoloji ile birlikte kaloriferlerin yerden ısıtma sistemlerini ve diğer pek çok ısınma yöntemlerini geliştiği görülmektedir. Bu şekilde soba ve şöminelerin kullanımı ciddi boyutta azalmaktadır.


diyet yapıyorum ama kilo veremedim

eski defterler
Diyet Yapıyorum Ama Kilo Hep Veremedim diyenlerin sayısı gittikçe artmaktadır. Diyet yapmak hem vücut dengesini koruyarak sağlığa kavuşturmakta hem de ideal vücut tipine sahip olmaya yardımcı olmaktadır. Bu nedenle özellikle kadınların istediği vücuda sahip olması için düzenli aralıklarla diyet yaptığını görmek mümkündür.

Diyet yapmanın belli başlı kolay yolları olsa da çoğu zaman kişilerin zorlandığı görülmektedir. Diyet programına uygun şekilde ilerlerse de bazı zamanlarda istenilen sonuca ulaşamamak mümkündür.

Burada önerilen ve dikkat edilmesi gereken ilk husus diyet programını kişiye uygun olup olmadığıdır. Kişinin metabolizma hızına göre doğru şekilde diyet yapmasına ek olarak hızlı kilo aldıracak besinlerden uzak durması, bol su tüketmesi ve akabinde spor yapması gerekir.
Diyet yapıyorum ama hep kilo veremedim diyenlerin sayısı gittikçe arttığından burada diyetisyenlere ilginin arttığı görülmektedir. Sağlıklı şekilde kilo vermek için mutlaka bir diyetisyene gitmek ve diyetisyenin verdiği programa harfiyle uygulamak gerekmektedir.

Kilo Veremiyorum Sebebi Ne Olabilir?

Kilo veremiyorum sebebi ne olabilir diye merak eden bir kişinin yaşamını uzaktan bakması ve düzensiz giden şeyler hakkında uzman bir hekime danışması uygun olmaktadır. Hareketsiz yaşam kilo verememenin en büyük sebeplerinden biri olmaktadır. Metabolizma hızının yavaş olması çok fazla kalorili yiyeceklerin tüketilmesi kilo verememenin başlıca sebeplerinden biri olmaktadır.

Kimler kilo veremez sorusu akıllara takılan bir soru olduğundan bu soruya cevap arayan pek çok kişi aramaktadır. Sağlıklı ve düzenli spor yapmaya ek olarak dengeli beslenme neticesinde hala kilo verememenin arkasında olan sebep insülin direnci denilebilmektedir.

İnsülin direnci kilo verimini engellemektedir. Akabinde diyabet hastalığına da yer vermektedir. Şeker hastalarının bir türlü kilo verememesinin nedeni olarak insülin direnci baş göstermektedir. İnsülin direncinin kontrol ettirilmesi gerekmektedir.

Ne Yaptıysam Kilo Veremiyorum Ne Yapmalıyım?

Ne yaptıysam kilo veremiyorum ne yapmalıyım diyenlerin sayısı gittikçe artmaktadır. Bu konuya ilişkin verilecek en önemli ipuçları aşağıda maddeler halinde yer almaktadır.

• Şeker hastası olup olmadığını kontrol ettirmek gerekmektedir.
• Kahvaltısız güne başlamamak küçük porsiyonlarda besinler tüketmek gerekmektedir.
• Aşırı yağlı ya da işlenmiş gıdaların tüketimini durdurmak ve doğru beslenme şekline yönelmek gerekmektedir.
• Diyet programına uygun şekilde ilerlemek ve kilo verimini arttırmak için düzenli aralıklarla spor yapmak gerekmektedir.
• Hiçbir öğünü atlamamak her öğünde dengeli bir beslenme tabağı oluşturmak gerekmektedir.
• Uzman bir hekime başvurmak yukarıda bahsi geçen bütün adımlardan daha önemli olduğunu unutmamak gerekmektedir.

Az yiyorum spor yapıyorum ama kilo veremiyorum sorusuna yanıt olarak yukarıda belirtilen hususlara dikkat ederek istikrarlı şekilde diyet yolculuğuna devam etmek gerekmektedir.

Vücutta Yağ Yakımı Nasıl Anlaşılır?

Vücutta yağ yakımı nasıl anlaşılır sorusuna yanıt olarak diyet yapmaya başlamadan önce vücut ölçümlerini kaydetmek daha sonra belli aralıklarla mezura ile çevre ölçümlerini kaydetmek uygun bir yol olarak kullanılmaktadır. Vücut ölçülerinde belli bir değişme varsa yağ yakımı yani kilo verimi başlamış anlamına gelmektedir.

Kilo vermek bazı durumlarda hem zor hem de oldukça uzun bir yol olarak kişilerin karşısına çıkmaktadır. Kilo vermenin ışığında dikkat edilmesi gereken bütün hususlara önem vermek ve yerine getirmek denilen vücut ölçülerine ulaşmayı kolaylaştırmaktadır. Zararlı alışkanlıklardan uzak durmak da kilo vermeye yardımcı olmaktadır.
Olaya pozitif açıdan bakmak kilo verilmediğinde karamsar olmak süreci daha iyi idare etmeye ve psikolojik anlamda yıpranmamaya yardımcı olmaktadır. Zaten kilo veremiyorum diyetimi bir kere bozsam düşüncesi ile diyeti her defasında bozmak kilo alımını arttıracağı gibi psikolojik anlamda da karamsar olmaya yol açmaktadır.




en ucuz market en kaliteli ürün

eski defterler
En Ucuz Market Mi En Kaliteli Ürün Mü sorusunun cevabı kişiye göre değişmekle birlikte birden fazla cevabın olduğunu ve altta yatan birçok faktörün neticesinde 2 olgunun da birbiriyle ilişkili olduğunu görmek mümkündür.

Kimi yerde uygun fiyatlı ürünlerin kaliteli olduğunu görmek ile birlikte ucuz marketlerin kaliteli ürün satabileceği anlamı akıllara yerleşmektedir. Uygun fiyatlı marketleri kullanım yönünden diğer marketlere nazaran eşit miktarda kaliteli ürün bulundurulabileceği ihtimali bulunmaktadır.
En ucuz market mi en kaliteli ürün mü tartışmasında ekonomik anlamda daha iyi bir tüketim noktasına gelmek için uygun fiyatlı marketlerin pek çok kişi tarafından tercih edildiği görülmektedir.

Konuyla ilişkilendirildiğinde kaliteli ürünlerin her zaman pahalı marketlerde olacağı algısı akıllara yerleştiği için uygun fiyatlı marketlerde kaliteli olmayan ürünlerin yer alacağı düşünülmektedir. Eski zamanlardan beri akılları yer etmiş bu algının bazı durumlarda yanlış olduğunu görmek mümkündür.

Türkiye'de En Ucuz Market Hangisi?

Türkiye'de en ucuz market hangisi diye merak edenler için pek çok kişinin dikkatini çeken bir husus bulunmaktadır. Ucuz market ürünleri satış fiyatı ortalamasının diğer fiyatlı marketlere oranla daha uygun olduğu fakat kalite olarak farklılıklarının bulunduğudur.
Türkiye'de en ucuz market sıralamasında birbiriyle yarışan pek çok market ismi bulunmaktadır. Her birinin birbirinden farklı uygun fiyatlandırması nedeniyle birbiriyle rekabet içinde olduğunu söylemek mümkündür. Örnek olarak verilecek olursa bir markette pirinç, bulgur, makarna, deterjan gibi temel ihtiyaçların diğer bir markette az artış gösteren bir fiyata kaliteli şekilde satılması kimilerine daha cazip gelebilmektedir.

Bu nedenle kimi insan kaliteli ürünlerin daha uygun olduğunu kimileri ise ucuz ürünlerin daha uygun olduğunu savunmaktadır.
En ucuz market hangisi 2023 yılının değerlendirilmesi yapıldığında toptan satış yapan marketlerin çok daha uygun olduğunu savunulmaktadır. Konuya ilişkin hangi ürünlerin daha uygun fiyatlı olduğu söylenecek olursa temel gıdalarda ve temizlik ürünlere sırayla yapılan kampanyalar dikkate alınarak daha karlı bir alışveriş yapmak mümkün olmaktadır.

Market Markalı Ürünler Neden Ucuz?

Market markalı ürünler neden ucuz sorusu akıllara geldiğinde cevap olarak market markalı ürünlerin sahibi olan marketin kendi maliyetlerini kendileri istedikleri şekilde ayarlayabildiklerinden diğer ürünlere nazaran daha uygun fiyatlı olduğunu söylemek mümkündür. Fiyatları belirlerken bu hususa dikkat ederek makul fiyat sunmaları karlı alışverişi beraberinde getirmektedir.

Durum dikkate alındığında çoğu market markalarını hem kaliteli hem de uygun fiyatlı olduğu doğrulanmaktadır. Pek çok müşterinin beğenisini toplayan hem uygun fiyatlı hem de kaliteli ürünlerin sıklıkla tercih edilmesi bu yönde olmaktadır.

Bu nedenle hangi marka ürün hangi markette ucuz sorusuna gerek bırakmadan market markalı ürünleri tercih etmek daha akılcı hale gelmektedir. Aynı şekilde kampanyalar dikkate alındığında indirimli olan ürünlere yönelmek alışverişi daha karlı ve oldukça uygun hale getirmektedir.
Türkiye market fiyatları 2023 yılında artış gösterdiğini görmek mümkündür. Diğer yıllara nazaran fiyat artışının olması pek çok kişi ucuz fakat kaliteli ürün satın almaya gittiğinden akıllara en ucuz market mi yoksa en kaliteli ürün mü daha avantajlı olur sorusunu getirmektedir.
Hal böyle iken pek çok kişinin bu arayışta olması oldukça fazla fikir ayrılığına ve çeşitli yorumlara düşürmektedir. Alınan her bir ürünün kaliteli olması büyük önem arz etmektedir. Uygun fiyatlı fakat kalitesiz ürünler hem sağlığı tehdit edip hem de yaşam kalitesini ciddi boyutlarda düşüreceğinden marketten alınan ucuz ürünlerin kalitesinin yüksek olması gerekmektedir.

hızlı tren

eski defterler
Hızlı Tren Gerçekten Hızlı Mı sorusuna cevap olarak yüksek hızlı tren yani YHT'nin normal trenlere nazaran oldukça fazla yüksek hızlarda çıkabilmesi mümkündür. Türkiye'de TCDD'ye ait olan tren hatları üzerinde ilerleyen yüksek hızlı trenin kısa sürede uzak mesafelere yol kat edebilmesi ile konforlu seyahat hizmeti verilmektedir.

Hızlı hareket eden ve diğer trenlere göre çok daha başarılı yolcu taşıma kapasitesine sahip olan YHT'nin güvenli taşımacılığı da kapsayan pek çok güvenlik önleminin bulunduğu bilinmektedir.
Yüksek hızlı tren yüksek hızlı demiryolu hatlarında saatte 160 kilometre ile 250 kilometre hıza kadar ulaşabilmektedir. Örnek olarak verilecek olursa İstanbul Ankara ve Sivas hatlarında 250 kilometre hıza kadar ulaşır yüksek hızlı tren Pamukova Arifiye arası hatlarda ise 160 kilometreye kadar ulaşım sağlamaktadır. Hızlı trenin gücü ile çok uzak mesafeleri kısa bir zaman diliminde ulaşarak seyahat özgürlüğünü genişletmek çok daha mümkün olmaktadır.

Yüksek hızlı trenin ulaşım kolaylığı sağlaması ile birlikte zamandan ve enerjiden tasarruf etmeyi kolay hale getirmektedir. Bu nedenle seyahatin daha konforlu ve hızlı şekilde tamamlanması mümkün hale gelmektedir. Yolcuların konforlu şekilde taşınması ile tercih edilme oranı ilişkilendirilebilmektedir. Artık hızlı trenlerin normal trenlere nazaran daha fazla tercih edilmesi gözlerden kaçmayan bir husustur.

Günümüzde pek çok kişinin yüksek hızlı trenden memnun kaldığını söylemek mümkündür. Sunmuş olduğu avantajlarla birlikte uygun fiyata seyahat etme durumu artı bir kazanç olarak kişilerin karşısına çıkmaktadır.

Normal trenden çok daha fazla uygun fiyatlı olduğunu söylemek mümkün hale gelmektedir. Bu artı yönü ile de sıklıkla tercih edilen taşıtlar arasında yerini almaktadır. Sadece hızının değil sunmuş olduğu diğer avantajlar da dikkate alındığında sıklıkla tercih edilmesi normal karşılanabilmektedir.

Hızlı Trenin Hızı Ne Kadar?

Hızlı trenin hızı ne kadar diye merak eden kişilere yüksek hıza uygun olarak tasarlanan demiryolu altyapısının yardımı ile saatte 350 kilometreye kadar hıza ulaştığını söylemek mümkündür.

Yüksek hızlı tren hızı ile birlikte pek çok kişiyi memnun etmektedir. Yüksek hızlı treni kullanmamış kişilerin aklına gelen hızlı tren gerçekten hızlı mı sorusu deneyimlerden sonra gerçekten hızlı olduğu görüldüğünde cevap bulmaktadır.

Normal tren hızı ile kıyaslandığında daha yüksek hızlı trenin daha hızlı bir ulaşım aracı olduğu görülmektedir.

TCDD Tren Kaç Km Hızla Gider?

TCDD Tren kaç km hızla gider sorusuna cevap olarak en yüksek limitin saatte 350 kilometre olduğunu söylemek mümkündür. Fakat seyahat konforu nedeniyle bu limitin saatte 250 kilometreye kadar indiği görülmektedir.

Hızlı trenlerin konforlu olmasına ek olarak güvenli taşımacılığı da beraberinde getirdiği için en çok tercih edilen seyahat aracı haline geldiği görülmektedir.

Hızlı trenlerin günümüzde daha fazla tercih edilmesinin nedeni hem zamandan tasarruf etmek hemde güvenlik önlemlerinin diğer trenlere göre daha fazla olması nedeniyledir.

Türkiye'de Kaç Km Hızlı Tren Yolu Var?

Türkiye'de kaç kilometre hızlı tren yolu var sorusuna cevap olarak yapımı şu anda hala devam eden hatların tamamlanması ile birlikte 1747 kilometrelik hızlı tren hattının var olacağı ön görüler arasındadır. 1747 kilometrelik hızlı tren hattı dünya sırasında ilk beşe yükseleceği görülmektedir.
Yapımı tamamlanan ve kullanımda olan hızlı tren demiryolu hattının 594 kilometre uzunluğunda olduğu bilinmektedir. Türkiye'de bu uzunluğa sahip hızlı tren hattının en geniş hızlı tren ağı sıralamasında 9. sırada olduğu bilinmektedir. Yukarıda bahsi geçen tüm veriler Uluslararası Demiryolları Birliği tarafından verilen bilgiler ışığında değerlendirilmektedir.

insanoğlunun eski merakı

eski defterler
İnsanoğlu Neden Hep Eskiyi Merak Eder sorusu pek çok kişinin aklına gelen soru tiplerinden biri olarak göze çarpmaktadır. Çok eski dönemlerde yaşanılmış olan olayların geleceği aydınlatması ve eskiden yapılmış olan hataların tekrardan yinelenmemesi için geçmiş önemli olayların merak edilmesi araştırılması gerekmektedir.

Bu durum sadece tarihi bir olay üzerinde sınırlandırılmaması gerekmektedir. Bir kişi yeni tanıştığı bir kişinin eski yaşamını merak etmesi neticesinde eski zamanından izler bularak yada fark ederek onu daha iyi tanımasına yardımcı olmaktadır. Bu konudan yola çıkarak eskiden yapılmış bir icadın yada tecrübe kazandırmış bir olayın derinlerine inildiğinde gelecek zamanları daha iyi yönettiği gözlemlenmektedir.

Bu nedenle insanoğlu neden hep eskiyi merak eder sorusuna cevap olarak hem daha iyi bir tecrübe kazanmak hemde eski dönemlerde yaşanmış olayları bilerek geçmiş tarihi hakkında bilgi sahibi olmak insan doğasında ayrı bir yere sahiptir.

Konuya daha farklı bir açıdan bakılacak olursa, eskiden yaşanılmış olayların yada diğer farklı olguların öğrenilmesi bazı kişilerde nostaljik bir akım oluşturduğundan daha bir önem kazanmaktadır. Eskinin bu denli merak edilmesi aslında eski yaşama duyulan gizli bir özlemdir denilebilmektedir.

Eski zamanları merak ederek neden veya nasıl sorularını sormak oldukça normal bir durumdur. Eskiden yaşamış olan ve şuanda belli bir yaşa gelmiş insanların diline pelesenk olmuş “ eskinin tadı çok başkaydı”, “bizim zamanımızda böyle miydi” gibi cümlelerde geçmişe nostaljik bir geçiş yapıldığı alenen görülmektedir.

Keşif ve coşku ile harmanlanmış özlemin hissettirdikleri tamamıyla nostaljiden geçmiş olduğunu gözlemlemek mümkündür.

Nostaljinin çok değerli bir kuram olduğunu bilmek ve eski zamanlara duyulan merak ve özlemi zaman zaman dışa vurmak normal bir davranış biçimi olarak kişilerin karşılarına çıkmaktadır.
Eski zamanları diline dolamış nine ve dedelerin dizinin dibinde hep dinleyici olan yeni neslin merakı, eski zamanlara duyulan hayranlıktandır. Merak duygusu keşfetmeyi tetiklemektedir. Keşfetme duygusu ise bilinçli olmayı ve sosyal hayatta daha dolu dolu bir insan olmaya fırsat sunmaktadır.

Geçmişe Özlem Duyma Hastalığı

Geçmişe özlem duyma hastalığı gerçekten bir hastalık mı yoksa sadece anlık bir duygu geçişimi olduğunu söylemek için kişinin hangi durumlarda ve ne sıklıkta bu hali yaşadığını kendisine sorgulaması gerekmektedir.

Sürekli olarak bitmeyen bir özlem söz konusu ise konu ciddi boyutlara ulaşmış ve iş psikolojik anlamda yıpranmaya kadar ilerlemiştir. Hal böyle iken uzman bir görüş oldukça önemli bir yere sahiptir.

Eskiye karşı merak ve özlemin zaman içerisinde ağır sonuçlar doğurduğu kısmen doğru olmaktadır. Fakat eski zamanlar yad etmenin ve merak etmenin ayrı bir hazzı bulunmaktadır. İnsanda sürekli var olan ve yenilenen öğrenme süreci nostaljik değerlerde içermektedir.
Gündelik hayatta var olan işleyişin dışına çıkarak eski zamanlarla ilgili araştırma yapmak bilinçli olmayı pekiştirmektedir.

Burada bir ayrıntı olan sürekli geçmişe özlem duymak olgusu bazı durumlarda hastalık olarak insanın üzerine yapışmaktadır. Depresyon başta olmak üzere pek çok psikolojik rahatsızlığı beraberinde getiren eskilerin rüzgarı modernizm ile birlikte ayrı bir boyut kazandığını belirtmek konuya daha iyi bir açıklık getirmektedir.

Modernizm eskilerin rüzgarına çok takılan kişilerin zamanla psikolojik sorunlarla boğuşabileceğinden bahsetse de özellikle belli zamanlarda eskilere dalıp gitmek ve hatta merak etmek hayata varoluşsal bir anlam kazandırmaktadır.
Ruh halini yenileyen ve güçlendiren nostalji rüzgarı hayat telaşesinde bir nefesli güzel bir pencere açmaktadır. Konuya ilişkin tatil yerlerinde mistik ve nostaljik yerlerin daha fazla rağbet görmesi konu ile ilgili ilişkilendirilebilmektedir.





0 /

hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.


eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238

hemen yazar olun