Nükleer kodlara sahip "Nükleer Çanta" Joe Biden'e teslim edilmek için Kongre Binasına getirildi.
En güzel intikam sessizce gitmektir içinde öldürmektir o kişiyi. Damdan düşer gibi sensiz kaldığında anlıyor olayın nasıl buraya geldiğini. O noktada da asla bakmamamız gerek arkamıza çünkü yol önümüzde, önümüzü görmemiz lazım tökezlememek için.
Komşu ile küs olunmamalı tabi eğer iş ahlak ve namus ile alakalı değil ise. Sonuçta komşu komşunun külüne muhtaç demiş atalarımız. Ne güzel de demişler ama. Ben de bu dusuncedeyim. Ne zaman ne olacağımız hastalığımızda kimin eline düşeceğimiz belli değil.
:)
egzemada esas problem cildin bariyer fonksiyonunun bozulmuş olmasıdır. bu bozulma ile birlikte cildin su tutma özelliğinde de bozulma görülür. az su tutan cilt kuru olmaya başlar ve çeşitli allerjenler cilt bariyerini kolayca geçerek bağışıklık sistemini uyararak allerjik reaksiyonların gelişmesine yol açarlar.
tedavisinde amaç öncelikli olarak derinin bozulan bariyer fonksiyonunu onarması için imkan sağlamaktır. örneğin ev hanımları ev işi yaparlarken eldiven kullanabilirler. ya da vücudun çeşitli bölgelerinde çıkan egzemalar için ılık suyla banyolar yapılabilir. cildin nem kaybını önlemek için su veya yağ bazlı nemlendiriciler kullanılabilir. birde en önemlisi cildi tahriş edebilecek uygulama ve giysilerden kaçınmak olacaktır.
tedavisinde amaç öncelikli olarak derinin bozulan bariyer fonksiyonunu onarması için imkan sağlamaktır. örneğin ev hanımları ev işi yaparlarken eldiven kullanabilirler. ya da vücudun çeşitli bölgelerinde çıkan egzemalar için ılık suyla banyolar yapılabilir. cildin nem kaybını önlemek için su veya yağ bazlı nemlendiriciler kullanılabilir. birde en önemlisi cildi tahriş edebilecek uygulama ve giysilerden kaçınmak olacaktır.
Tamam varda bilmem kaç milyon ışık yılı uzaklıkta. Daha marsa zor gidiliyor en azından birkaç yüzyıl hayal gibi geliyor bana gezegenler arası seyahat etmek.
-menemeni nasıl buldunuz?
--mmm, sanki pek bir yavan.
-nasıl yani?
--içinde patlıcanı yok sanki?
-efendim? size afiyet olsun.
(bkz: yemekteyiz)
--mmm, sanki pek bir yavan.
-nasıl yani?
--içinde patlıcanı yok sanki?
-efendim? size afiyet olsun.
(bkz: yemekteyiz)
Sen sev hemde çok sev karşındaki de odun değilse zaten seni sevecektir. Zaten sevmiyorsa odundur diyip bir odunu sevmeye devam ederseniz buna da aşk deniyor sanırım. Aşk bir gönül yanılsaması değildir, gönül yanmasıdır. Siz çok sevin gerisi önemli değil.
Diyet guzel bir sey keske herkes uysa saglik yasam obeziteden kurtulur herkes
Sınırsız güç/anthony robbins
Kendi harçlıklarımla, okul ödevi olmaksızın, ilk isteyerek aldığım kitaptı. 14-15 yaşındaydım. Şu an okusam aynı şeyleri hisseder miydim bilmiyorum, ama o günlerde hayatıma ışık getirmişti. Hedeflerin yüksek tutulması, inanılırsa başarılacağı inancı, empati vs bir çok değer; en çok da yaşam sevinci katmıştı. Ki o zamanlar en çok ihtiyacım olan şey de buydu.
Peki bu kitabı ilk gençlik yıllarında okumuş biri olarak hayatta hedeflediğim bir başarı elde ettim mi? Hayır, elle tutulur hiçbir önemli başarım olmadı. Ama malum hayatın bana sunduklarını masaya yatırıp bir incelemeye alsak, sadece aklımın yerinde ve hala gülebiliyor olmam bile çok büyük başarı :)
Eminim bir çoğunuz bu şekildesiniz, bu kitabı okumayanlarınız da tabi... Bu kitabı bu kadar çok seviyor olmam: kendi aldığım ve severek okuduğum ilk kitap olması. Ayrıca anlatımı gayet akıcıydı, roman gibi "sonraki sayfada ne var?" diye merak ediyordum.
Not: 14-15 yaşımda okuduğum bu kitabı başkasına hediye ettiğim için kitabın gıyabında konuşuyorum; bir gün yine almak istediğim kitaplardan :)
Kendi harçlıklarımla, okul ödevi olmaksızın, ilk isteyerek aldığım kitaptı. 14-15 yaşındaydım. Şu an okusam aynı şeyleri hisseder miydim bilmiyorum, ama o günlerde hayatıma ışık getirmişti. Hedeflerin yüksek tutulması, inanılırsa başarılacağı inancı, empati vs bir çok değer; en çok da yaşam sevinci katmıştı. Ki o zamanlar en çok ihtiyacım olan şey de buydu.
Peki bu kitabı ilk gençlik yıllarında okumuş biri olarak hayatta hedeflediğim bir başarı elde ettim mi? Hayır, elle tutulur hiçbir önemli başarım olmadı. Ama malum hayatın bana sunduklarını masaya yatırıp bir incelemeye alsak, sadece aklımın yerinde ve hala gülebiliyor olmam bile çok büyük başarı :)
Eminim bir çoğunuz bu şekildesiniz, bu kitabı okumayanlarınız da tabi... Bu kitabı bu kadar çok seviyor olmam: kendi aldığım ve severek okuduğum ilk kitap olması. Ayrıca anlatımı gayet akıcıydı, roman gibi "sonraki sayfada ne var?" diye merak ediyordum.
Not: 14-15 yaşımda okuduğum bu kitabı başkasına hediye ettiğim için kitabın gıyabında konuşuyorum; bir gün yine almak istediğim kitaplardan :)
Bugün İzmir'de sıcak bir gün bu sıcaklar ne kadar sürecek acaba :)
Arkadaşlar özellikle İstanbul ve marmara bölgesinde 2 gün boyunca etkili dolu yağışları olacakmış. Kışlık battaniyeleri çıkarıp arabaların üzerine örtmeye başlayın bence keza kapalı otoparklarda yer kalmamış. Haberi duyan akın etmiş.
Allah yardımcınız olsun atlatacağız inşallah ya kovid 19 gerçekten sınavımız Amerika için üzüldüm
Bır ara izliyordum ama tabi 1 sene önce. Yok artık amma da abartmışlar yani diyodum ama hepsi geldi başımıza ya. Hayatımızdan 2 sene kayıp şaka gibi. Yaş aldık ya evde otura otura. En son ne zaman nereye gittik mechul. Sokakta ne zaman maskesiz gezeceğiz acaba. Bunların hepsi koca bir soru işareti ne acı.
Seren Serengil, daha önce kilo vermek için mide ameliyatı olmuştu. Sonrasında oluşan Dumping sendromu nedeni ile, artık kilo vermeyi durduramayacak noktaya geldiği için 75 kilodan 46 kiloya düştüğü ve hala kilo vermeye devam ettiği söylendi. Bu hızda kilo vermeye devam ederse kalp krizi ve organ yetmezliğinden ölebilecegi haberleriyle gündem olan sanatçı, tedavi için haftanın 3 günü serum alacak. Allah hayırlı kapılar açsın. Umarım sırf güzel görünmek için bu yöntemlere baş vuranlara da ders olur.
Polis Akademisi Başkanlığı'nın resmi internet sitesindeki açıklamaya göre, 6.400 lisans, 1.600 ön lisans olmak üzere toplam 8.000 öğrenci alımı yapılacak.
Başvuru işlemleri için https://www.hurriyet.com.tr/galeri-27-donem-pomem-giris-sinavi-duyurusu-yapildi-iste-pomem-polis-aliminin-ayrintilari-41674638
Başvuru işlemleri için https://www.hurriyet.com.tr/galeri-27-donem-pomem-giris-sinavi-duyurusu-yapildi-iste-pomem-polis-aliminin-ayrintilari-41674638
saadet partisi'nin genel başkanı. 2016 yılının 30 ekim tarihinde Mustafa kamalak'ın yerine gelmiştir. ayrıca 8 ocak 1996 tarihinden 14 Kasım 2002 tarihine kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi Milletvekili görevinde bulunmuştur. 7 haziran 1941 doğumlu siyasetçi 79 yaşındadır. (matematik zekâsı işte böyle bir şeydir.) (!) Ayşe Yasemin Karamollaoğlu isimli bir eşi ve 5 çocuğu vardır. Manchester Üniversitesi'nden mezun olan siyasetçi aynı zamanda bir mühendistir. Yeniçağ TV'de Orhan Uğuroğlu ile bir söyleşi gerçekleştirmiş; ülkemizin ekonomik ve siyasi gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulunmuştur. hdp ile açık bir ittifak yapamayız diyen karamollaoğlu, HDP'nin politikalarını hiçbir şekilde benimsemediklerini ifade etmiştir. buradan izlenebilir.
Cüneyt Özdemir yaptığı açıklamada bir vali eğer 3 milyon liralık makam aracına biniyorsa iban yardımı yapmayacağını belirtti. Yani elbette el birligi yapmak lazım yaraları sarmak lazım ama gazeteci Cüneyt Özdemir'in yaptığı bu açılmaya da katılmamak şahsi görüşümce pek mümkün değil.
Bugün bir araba baktım Opel enjoy model. Neyse aradım sordum her ayrıntısını sonra tesadüfen öğrendim ki aracı 50 gün önce soran kişiye 90000 e satarım denmiş. Bugün bana söylenen 105000 kader mi desek şans mi desek bilemedim.
2021 Bİrleşmiş milletler Gıda İsrafı Raporu verilerine göre "Türkiye'de her yıl 7,7 milyon ton yiyecek çöpe atılıyor; her yıl kişi başına 93 kg gıda israf ediliyor." Gıda israfında dünya üçüncüsü olmuşuz. Ama bazı afrika ülkeleri de var listede. Afrikada yokluk ve kıtlık var deniliyor bu sonuç nasıl çıktı yada nasıl ölçüm yapıldı bilemiyor insan.
bu salgın bizi öldürmiyecek tedbirsizleri öldürecek hiç kimse tedbir almassa bu virüs durdurulamaz bi ara önlemlere uyulmuştu ve azalmaya başlamıştı sonra yenide başladı çünkü tedbirsizlikten
Emin olmamak ile birlikte sanırım ihracata teşvik var özellikle sanayide. Yahu piyasada cam yok, çelik yok alüminyum yok piyasada ciddi bir hammadde sıkıntısı var. Küçük imalatçı kepenk indirecek hammadde bulamadığından. Hammadde üreticileri de cevher yok diyor. Herşeyin fiyatı iki kat arttı...
Son günlerde duyduğum tüm şekiller bana Netflix'in yeni dizisi squid game dizisini hatırlatıyor. Ne acayip bir dizi yapmışlar akşamları geç saatte izliyorum bir de gece rüyama giriyor inanır mısınız. Uzakdoğu'da ne kadar kırık senarist ve yönetmen varmış haberimiz yokmuş. Parazit filminden sonra böyle bir dizi çok güzel gitti. İzlemeyenlere şiddetle tavsiye ederim yalnız burada şiddet kelimesinin altını çizmek istiyorum dizi de bolca var vesselam.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü'nün yayınladığı verilere göre, 2021 yılı hedefi 1 milyon 317 bin yolcu olan Zafer Havalimanı'nı 22 bin kişi kullandı.
Norveç'te yer alan Nobel komitesi bu yılki barış ödülünü Dünya Gıda Programına vermiş. En son 2017'de bir kuruma gitmişti tekrar bir kuruma gitmesi ve böyle faydalı bir yere gitmesini ben takdir ettim. Dünya gıda programı özellikle savaş bölgelerinde açlıkla mücadele veren insanlara yardımda bulunan bir kuruluş.
eskidefterler yazarlarının itiraf köşesi olması amacıyla açılmış başlıktır. küçükken doğruluk cesaret oyununda sırf 'cesaret' deyip de 'çöp kovasının içine gir' yahut 'camı aç ve ben eşeğim diye bağır!' şeklindeki saçma sapan direktifleri uygulamamak için 'doğruluk' diyen; fakat sorulan hiçbir soruya doğru cevap vermeyip hep işkembeden sallayan bizlerin; şimdi büyüdüğüne göre artık bu yaptıklarının bir telafisi olarak doğru söylemesi gerekmez midir? öyleyse size bir fırsat sunulmuştur. burada başkalarına söylemekten çekindiğiniz doğruları yazarak rahatlamanız veya kendinize bile yarım yamalak söyleyebildiğiniz doğrularla bu vesile ile yüzleşmeniz mümkündür. tabii ki başkalarının itiraflarını okumak da size bir 'pazar sürprizi' izliyormuş hissi verecek; hafif magazin tadında, 'aaa millet neler yapmış' modunda eskidefterler'deki cevherleri keşfetmek sizin ufkunuzu açacaktır. örneğin şahsen ben; eskidefterler'de kimler kimler neler yazacak, hangi sırlarını ortaya dökecek fazlasıyla merak ediyorumdur. tabii ki iki kişinin bildiği şey sır değildir diye bir gerçek vardır ve kimse de günah çıkarır gibi, arınma gecesindeymiş gibi buraya her şeyini yazacak değildir. fakat şurada biz bize olduğumuza göre; en azından yazmakta bir beis görmediğiniz şeyleri dile getirme lüksünde bulunarak diğer yazarları teşvik etseniz, kendi eski defterlerinizi bizim yanımızda biraz karıştırsanız, hani hep beraber biraz flashback, ne bileyim bir miktar nostalji yapsak; geçmişe gidip başımıza gelen felaketlerden bahsetsek ve 'nereden nereyeee' desek sizce de eğlenceli olmaz mıdır?
mesela îtinayla bir pizza siparişi veriyorsunuz. karnınız da öyle aç ki; dakikaları sayıyorsunuz. gelen pizza kutusunda sizi küçük bir sürpriz bekliyor: böcek! bu durumda ne yaparsınız?
A) tabii ki yemem deli misin, hemen o pizzayı çöpe atarım ve yeni bir pizza siparişi veririm. (!) Çünkü akıllanmam.
B) yine burger king'e tâlim ederim; türk'ün burger king'den başka dostu yoktur derim, double whopper'ı gömerim.
c) bim'den pizza alırım, kendimi hazırladığım için öyle ya da böyle bir şekilde pizza tüketmem lâzım.
d) o pizzanın yapımında emeği geçenlerin kulaklarını çınlatırım ve arayıp hemen tüketici hakem heyeti, insan hakları mahkemesi falan vermekle tehdit edip paramın gittiğine yanarak telefonu kapatırım.
not: hemen kafamda şimşekler çakmış ve aslında eskidefterler için bu tarz testler hazırlama fikri doğmuştur. evet, bu da olabilir. beklemeye devam etmeniz önemle rica olunur.
felâket senaryolarının sonunu getirmek imkânsızdır. meselâ başka bir örnek; bankada bir miktar paranız var. ne emeklerle biriktirdiniz ve çekmeye gittiniz. sağı solu baykuş gibi kolaçan ederek; büyük bir dikkatle paracıklarınızı çekip evinizin yolunu tutmaya başladınız. geldiniz, geldiniz; tam yolu yarıladınız... o da ne? bir baktınız ki paranızın yerinde kavak yelleri esiyor!
şimdi böyle bir durumda ne yapacağınızı düşünerek biraz adrenalin düzeyinizi yükseltebilirsiniz.
(tabii ki bu işler öyle 10 parmak klavye kullanarak eskidefterler'de yazmaya benzemez. [kendimi övmüyorum yanlış anlaşılmasın. :) :)]
ben olsam yapacağım şey oracıkta diz çöküp hüngür hüngür ağlamak olacaktır.)
ben çocukken; 50 tane 1 liram varsa; bunu bütünleştirip tek bir tane kağıt 50 lira alınca; paralarıma ne oldu? neden bu kadar az? paralarım nerede diye saçmalayan çocuklardan mıydım orasını hatırlamıyorum fakat nedense böyle bir durumda ilk müdahale olarak yapılabilecek başka bir şey aklıma gelmemektedir. önce biraz ağlanır, acıklı sesler eşliğinde gözlerden o tuzlu su akıtılır. (bakın? ağlamanın böyle bir tarifini hiç duymamıştınız değil mi? işte bu benim farkımdır.) (!)
sonra karakolun yolunu tutmak gerekir. tabii ki o kameraların incelenmesiydi, oyuydu buyuydu derken; hele kamera yoksa, ne bileyim bütün aksilikler de hep sizi bulursa ve hırsızlar paralarınızla sırra kadem basarsa artık yenisini kazanmak için kolları sıvamaktan başka elinizden bir şey gelmeyecektir.
ya da diyelim bir gün mailinizi bir açıyorsunuz; daha doğrusu açamıyorsunuz şifreniz değiştirilmiş. her şeyinizin bağlı olduğu hesap hacklenmiş. bu biraz hafif mi oldu? o zaman daha kötüsü; bilgisayarınıza sızmışlar ve yılların emeği olan tüm dosyalarınıza, fotoğraflarınıza, videolarınıza; anılarınıza, her şeyinize el koymuşlar. sizden bitcoin istiyorlar!
bu durumda tepkinizin ne olacağını sizden dinlemek daha doğru olacaktır. sizin başınıza gelen musibetler varsa onları anlatarak bize örnek olmanız beklenmektedir. zira bir musibet bin nasihatten evlâdır demişlerdir.
mesela îtinayla bir pizza siparişi veriyorsunuz. karnınız da öyle aç ki; dakikaları sayıyorsunuz. gelen pizza kutusunda sizi küçük bir sürpriz bekliyor: böcek! bu durumda ne yaparsınız?
A) tabii ki yemem deli misin, hemen o pizzayı çöpe atarım ve yeni bir pizza siparişi veririm. (!) Çünkü akıllanmam.
B) yine burger king'e tâlim ederim; türk'ün burger king'den başka dostu yoktur derim, double whopper'ı gömerim.
c) bim'den pizza alırım, kendimi hazırladığım için öyle ya da böyle bir şekilde pizza tüketmem lâzım.
d) o pizzanın yapımında emeği geçenlerin kulaklarını çınlatırım ve arayıp hemen tüketici hakem heyeti, insan hakları mahkemesi falan vermekle tehdit edip paramın gittiğine yanarak telefonu kapatırım.
not: hemen kafamda şimşekler çakmış ve aslında eskidefterler için bu tarz testler hazırlama fikri doğmuştur. evet, bu da olabilir. beklemeye devam etmeniz önemle rica olunur.
felâket senaryolarının sonunu getirmek imkânsızdır. meselâ başka bir örnek; bankada bir miktar paranız var. ne emeklerle biriktirdiniz ve çekmeye gittiniz. sağı solu baykuş gibi kolaçan ederek; büyük bir dikkatle paracıklarınızı çekip evinizin yolunu tutmaya başladınız. geldiniz, geldiniz; tam yolu yarıladınız... o da ne? bir baktınız ki paranızın yerinde kavak yelleri esiyor!
şimdi böyle bir durumda ne yapacağınızı düşünerek biraz adrenalin düzeyinizi yükseltebilirsiniz.
(tabii ki bu işler öyle 10 parmak klavye kullanarak eskidefterler'de yazmaya benzemez. [kendimi övmüyorum yanlış anlaşılmasın. :) :)]
ben olsam yapacağım şey oracıkta diz çöküp hüngür hüngür ağlamak olacaktır.)
ben çocukken; 50 tane 1 liram varsa; bunu bütünleştirip tek bir tane kağıt 50 lira alınca; paralarıma ne oldu? neden bu kadar az? paralarım nerede diye saçmalayan çocuklardan mıydım orasını hatırlamıyorum fakat nedense böyle bir durumda ilk müdahale olarak yapılabilecek başka bir şey aklıma gelmemektedir. önce biraz ağlanır, acıklı sesler eşliğinde gözlerden o tuzlu su akıtılır. (bakın? ağlamanın böyle bir tarifini hiç duymamıştınız değil mi? işte bu benim farkımdır.) (!)
sonra karakolun yolunu tutmak gerekir. tabii ki o kameraların incelenmesiydi, oyuydu buyuydu derken; hele kamera yoksa, ne bileyim bütün aksilikler de hep sizi bulursa ve hırsızlar paralarınızla sırra kadem basarsa artık yenisini kazanmak için kolları sıvamaktan başka elinizden bir şey gelmeyecektir.
ya da diyelim bir gün mailinizi bir açıyorsunuz; daha doğrusu açamıyorsunuz şifreniz değiştirilmiş. her şeyinizin bağlı olduğu hesap hacklenmiş. bu biraz hafif mi oldu? o zaman daha kötüsü; bilgisayarınıza sızmışlar ve yılların emeği olan tüm dosyalarınıza, fotoğraflarınıza, videolarınıza; anılarınıza, her şeyinize el koymuşlar. sizden bitcoin istiyorlar!
bu durumda tepkinizin ne olacağını sizden dinlemek daha doğru olacaktır. sizin başınıza gelen musibetler varsa onları anlatarak bize örnek olmanız beklenmektedir. zira bir musibet bin nasihatten evlâdır demişlerdir.
Neden canı sıkılan evlensin ben onu anlayamadım. Evlilik sevgi üzerine kurulu bir müessesedir. Bu kafayla giderseniz zaten hiç mutlu olamazsınız. Bence düşünce yapınızı gözden geçirin.
Onlara dikkatli bakmamız lazım onlarda Allah'ın varlığı yem mama evlerimizin önüne koyalim
Bence okullar bir daha kapanmaz halk korkar diye. Korku mü kaldı gerçi herşey ortada. Hayatımızdan 1 yıl su gibi akıp geçti. Yazık oldu çoluk çocuğa ne oyun bildiler ne ders.
Özellikle ünlüler tarafından reklami yapılan bu ürünlere güven daha da artıyor. Nasıl olsa falanca ünlü de kullanıyor ben neden kullanmayın ki mantığı. Son dönemlerde artan salgın hastalıklar da eklenince, iyice takviye gıdalara regabet arttı. Gerçekten kullanılan her gıda göründüğü kadar masum olmayabilir. O yüzden doktorumuza danismadan kafamıza göre kesinlikle kullanmamamiz gerekir.
NASA'nın 25 Aralık Cumartesi günü uzaya fırlattığı, James Webb Uzay Teleskobu'nun güneş kalkanları tamamen açıldı. İnsanlık adına güzel ve umut verici haberler verilir insaAllah. Biz büyüdük ve kirlettik güzelim dünyamızı. Yeni faydalı şeylerin keşfi şart günümüzde.
Vanda 3000 yıllık mezar olması çok doğal birşey desem yalan olur değil ama geçmişten günümüze van birçok doğal yaşamın yaklaşım 5000 yıldır yaşam kaynağı bu yüzden orada insanlarda beslenebilridği için 5000-3000 yıllık mezarlar bulunması çok normal ama 3000 yılda az bir süre değil size destek veriyorum.
Siyasette İstanbul sözleşmesi tartışması devam ediyor. Bakan Süleyman Soylu istediğimiz sözleşmeyi imzalar istemezsek imzalamayız şeklinde açıklama yaptı. CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu ise kadınlara sorulmadı bile bı gecede kaldırıldı diyerek duruma tepkisini sert bir şekilde ortaya koydu.
pandemiden sonra ailecek yapmayı en çok istediğimiz aktivite resmen. hele sahilde yapılan mangalın keyfi bir başka oluyor. gerçekten inanılmaz özledim.
Antalya'da çıkan feci yangının araştırmaları devam ediyor. Şüpheli olarak tutuklanan bir kişi yapılan soruşturma sonucunda ormanı bin lira karşılığında yaktığını benzini döke döke gittiğini söyledi. Yani bu korkunç bir ifade.Bu durum herkesin herşeyi yapabileceğini gösteriyor.
İnsanın ruhuna kendisine çok iyi gelen şeyler
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Türkiye ile normalleşme sürecine dair açıklamada bulundu: "Türkiye ile ilişkileri ön koşulsuz normalleştirmeye hazırız". Dedi. Hepimiz kardeşiz, bu öfke ne diye? Yaşamak dururken, bu kavga ne diye? Sözleriyle devam etmek istiyorum. Ermenistan, Türkiye'nin sınır komşusudur. Eskiden beri sürekli etkileşim halindeydiler, ilişkileri yeni değil. Hatta öyle ki tarihte Osmanlılarda, milletti sadika olarak da bilinen Ermeniler, Türkiye ile sadık iki dost ve kardeştiler. Şunu Unutmayalım hiçbir zaman arkadaslar: Eski dosttan düşman, eski düşmandan da dost olunmazmış. Siz zaten eski dostsunuz, düşman olamazsınız. Evet karşılıklı savastiniz, karşılıklı olarak birbirinizin canını yaktınız. Ama savaşın kazananı olmaz hiçbir zaman. Çünkü kaybedilen CAN'dır ne yazık ki.
Fenerbahçe: "Savaş; yüreklilik değil, korkaklıktır!" Diye açıklamada bulundu. Bence de yerinde bir sözdür. Hatta korkaklık değil sadece aynı zamanda acizliktir. Zira korkak ve aciz olan sadece yakıp yıkar.
Aklıma şu meşhur video geldi. Hani abimiz diyor ya “bu adamlar nereye sı....” diye aynı o hesap rezillik. Ana hattı keseceklermiş çalışma için milyonlarca insanın yaşadığı koca şehir 2 gün susuz kalacak.
Cumhurbaşkanı kararıyla Adalet Bakanı olarak Bekir Bozdağ'ın atanması Resmi Gazete'de yayımlandı. Bozdağ'ın atanmasından sonra MHP lideri Devlet Bahçeli ile yaşadığı Andımız gerginliği tekrardan sosyal medyanın gündemine geldi. Danıştay'ın 2018 yılında okullarda 'Andımız' okunması uygulamasını kaldırılmasına ilişkin yönetmeliği iptal eden kararı sonrasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Bozdağ arasında tartışma çıkmıştı. Bozdağ'ın Danıştay'ın iptal kararının hukuku uygun olmadığı belirtmiş ve Bahçeli ise "Andımızdan rahatsız olmaya, Andımızı hırpalamaya ve yaftalamaya hiç kimsenin hakkı yoktur" ifadelerini kullanmıştı. Sonumuz hayırlara çıksın inşallah. Kavgasız ve gürültüsüz huzurlu bir hayat diliyorum. Bildiğim şu ki kimse milliyetçilik fikriyle fitnenin fitilini yakmasın. Zira sonuçları çok hüsran olabiliyor. Bunu yakın geçmişimizden de görebiliyoruz tarih kitaplarımızda. Ülkemiz; rengiyle,diliyle, farklı etnik grup ve kültürüyle renagarenk bir çiçek ve gül tarlasıdır. Kimse bu gül bahçesine el uzatmaya kalkmasın!!! Zira uzatılan bu eller kırılır, kıranı da kimse göremez. Yeter artık, bu ülkede fitne fesat çıkaranlar yüzünden anaların ağladığı ve yiğitlerin toprağa düştüğü!!!...
Yildirim akbulut kalp rahatsizligi yuzunden hastaneye kaldirilmisti ve kaldirildigi hastanede hayata gozlerini yumdu hayatinin bu zamanina kadar bir cok siyasi olaylarda yer alip hayatini surdurmustur asil meslegi ise avukatliktir ve bircok sevenini gozyasi icinde birakip bu dunyada gocmustur
Diyet yapanlar bu chia tohumuyla sütle puding tarzı şeyler yapıyorlar ben beceremedim ama faydalı olduğunu duydum genel olarak
Ya öyledir fakat her yerde mesafemizi koruyamıyoruz örmeğin bankalar hastaneler bu durumda maskeyi iki tane takmak zorundayız ama mesafe bırakmak şart #koronavirüs
İstanbul Beyoğlu'nda boşanma aşamasında olan gençleri barıştırmak için bir araya gelen grup arasında kavga çıktı ve malesef 3 kişi vefat etti. 3 vatandaşın naaşı otopsi yapılmak üzere adli tıp kurumuna gönderildi.
Gerçekten çok insanın canı yanıyor. Olmaz bu iş. Bir dur denilmeli artık
sana gitme demeyeceğim.
üşüyorsun, ceketimi al.
günün en güzel saatleri bunlar.
yanımda kal.
sana gitme demeyeceğim.
gene de sen bilirsin.
yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
incinirsin.
sana gitme demeyeceğim.
ama gitme, lavinia.
adını gizleyeceğim.
sen de bilme, lavinia.
özdemir asaf.
üşüyorsun, ceketimi al.
günün en güzel saatleri bunlar.
yanımda kal.
sana gitme demeyeceğim.
gene de sen bilirsin.
yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
incinirsin.
sana gitme demeyeceğim.
ama gitme, lavinia.
adını gizleyeceğim.
sen de bilme, lavinia.
özdemir asaf.
yapılması kadınların sinir katsayılarını yükselten, o erkeğin içinde bir miktar odunluk olduğunu kanıtlayan eylemler bütünüdür. özel günleri unutmak bunların başında gelir. sesli geğirmek, sokağa tükürmek, burnunu karıştırmak, kürdanla dişini karıştırmak, evi dağıtmak, çoraplarının birini bir yere, ötekini ayrı bir yere fırlatarak sosyal mesafeye riayet etmelerini sağlamak da bunlara dâhildir.
hiçbir kadın yaşının sorulmasından, kendine çirkin denilmesinden, hele hele kilo mu aldın sen? onu kıskanıyor musun? bakire misin? dudakların dolgu mu? saçların boya mı? burnun estetik mi? gibi soruların sorulmasından hoşlanmaz.
sosyal medya kullanımını yasaklamak, maçoluk taslamak da kadınların en nefret ettiği şeylerdendir.
her kadın kendisine karşı duygusuz olunmasından nefret eder. öyle ya; 'parasını vereyim ne istiyorsan al' demek, sevgililer gününde veya doğum gününde hediye almamaktan daha kötüdür.
sevgisini belli etmeye utanmak kadınların hiç hazzetmediği şeylerdendir. 'seni seviyorum' demek zor olmasa gerektir fakat birlikte olduğu kişinin bunu söylemekten çekinmesi, 'ya ben sevgimi belli edemiyorum' bahanesinin arkasına sığınması kadınları mutsuz eder.
erkeğin bacaklarını açarak oturması da kadınlar için en çirkin davranışlardan biridir. çünkü hiçbir kadın, sizin bacaklarınızın toplamda kaç derecelik bir iç açıya sahip olduğunu bilmek istemeyecektir!
farklı bir kadınla kıyaslanmak ise kadınların bam teline basmaktır, bardağı taşıran son damladır, fırtınadan önceki provadır. kendisi Brad Pitt olmayan bir erkeğin karşısındaki kadını jennifer lopez olmadığı için eleştirmesi ne kadar ironiktir.
eve davetsiz bir misafirin getirilmesi de kadının size karşı kâfî miktarda öfke duyması için yeterli bir sebeptir.
erkeğin bakımına dikkat etmemesi, ağız ve ter kokusu vb. yok mu; asıl kadına saç baş yolduran, canından bezdiren şeyler onlardır.
yanında yüksek sesle konuşulması ve küfür edilmesi de o kadının size karşı 'i hate you!' moduna girmesini sağlayabilecek geçerli bir nedendir.
hata yapıp bir de zeytinyağı gibi üste çıkmak, kadın konuşurken onu dinlememek veya daha da beteri 'yine mi aynı şeyler temcit pilavı gibi? kafamı ütülüyorsun dır dır dır, bi sus motorun soğusun' tarzı cümleler telâfuz etmek şeklindeki erkek davranışları da kadının sizi kara listeye almasında etkin rol oynayacaktır. (!)
hiçbir kadın yaşının sorulmasından, kendine çirkin denilmesinden, hele hele kilo mu aldın sen? onu kıskanıyor musun? bakire misin? dudakların dolgu mu? saçların boya mı? burnun estetik mi? gibi soruların sorulmasından hoşlanmaz.
sosyal medya kullanımını yasaklamak, maçoluk taslamak da kadınların en nefret ettiği şeylerdendir.
her kadın kendisine karşı duygusuz olunmasından nefret eder. öyle ya; 'parasını vereyim ne istiyorsan al' demek, sevgililer gününde veya doğum gününde hediye almamaktan daha kötüdür.
sevgisini belli etmeye utanmak kadınların hiç hazzetmediği şeylerdendir. 'seni seviyorum' demek zor olmasa gerektir fakat birlikte olduğu kişinin bunu söylemekten çekinmesi, 'ya ben sevgimi belli edemiyorum' bahanesinin arkasına sığınması kadınları mutsuz eder.
erkeğin bacaklarını açarak oturması da kadınlar için en çirkin davranışlardan biridir. çünkü hiçbir kadın, sizin bacaklarınızın toplamda kaç derecelik bir iç açıya sahip olduğunu bilmek istemeyecektir!
farklı bir kadınla kıyaslanmak ise kadınların bam teline basmaktır, bardağı taşıran son damladır, fırtınadan önceki provadır. kendisi Brad Pitt olmayan bir erkeğin karşısındaki kadını jennifer lopez olmadığı için eleştirmesi ne kadar ironiktir.
eve davetsiz bir misafirin getirilmesi de kadının size karşı kâfî miktarda öfke duyması için yeterli bir sebeptir.
erkeğin bakımına dikkat etmemesi, ağız ve ter kokusu vb. yok mu; asıl kadına saç baş yolduran, canından bezdiren şeyler onlardır.
yanında yüksek sesle konuşulması ve küfür edilmesi de o kadının size karşı 'i hate you!' moduna girmesini sağlayabilecek geçerli bir nedendir.
hata yapıp bir de zeytinyağı gibi üste çıkmak, kadın konuşurken onu dinlememek veya daha da beteri 'yine mi aynı şeyler temcit pilavı gibi? kafamı ütülüyorsun dır dır dır, bi sus motorun soğusun' tarzı cümleler telâfuz etmek şeklindeki erkek davranışları da kadının sizi kara listeye almasında etkin rol oynayacaktır. (!)
Bence gayet güzel olmuş benim oyun hamurlarına başlama tarihim de bu sözlükteki başlığı açtığım günden beri aslında. İlk çalışmalarınızdır eğer öyleyse gerçekten çok çok başarılı. İlerleyen günlerde daha da güzel, daha yaratıcı şeyler ortaya çıkacaktır eminim. Bence aynen böyle devam edin. Ben de stop motion filmler yapmak için oyun hamurlarıyla uğraşıyorum. Bir tane yeşil perde aldım, tripod da aldım mı sanırım YouTube için videolar üretmeye başlayacağım. Şuan birkaç kısa çalışmam oldu.
Gözlerimde yaş, kalbimde sızı
Unutmadım seni.
Unutamadım, unutamadım.... Ve daha birçok şarkı ve sözleriyle gönülleri fetheden olumsuz sanatçı. Yerin Cennet olsun. Barış Manço özlemle...
Unutmadım seni.
Unutamadım, unutamadım.... Ve daha birçok şarkı ve sözleriyle gönülleri fetheden olumsuz sanatçı. Yerin Cennet olsun. Barış Manço özlemle...
hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.
eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238